Ruslar Ahaltekede. Tugan Mürze Baranovskiy

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Ruslar Ahaltekede - Tugan Mürze Baranovskiy страница 2

Жанр:
Серия:
Издательство:
Ruslar Ahaltekede - Tugan Mürze Baranovskiy

Скачать книгу

durumlarını bizden daha iyi biliyorlardı. Afganları yenerek kazandıkları galibiyeti abartmış olsalar da Herat’ı ele geçirmek düşüncesinin gereksizliğini, o ülkeye ilk ayak bastıklarında anlamışlardı. Savaş bittikten sonra, en kötü ihtimalle, Kandahar’ın İngilizlerin Hindistan’da ele geçirdikleri yerlere katılmasına Rusların engel olmaması için yalan haberler yayıyorlardı.

      Tekelere karşı askeri harekât konusunda, insanların bir başka kısmı ise; “Rusya idaresindeki Yomut, Göklen, Caparbay, Atabay Türkmenlerine ve diğer Türkmen boylarına karşı Tekelerin çeşitli baskın ve eşkiyalıklarına Rus hükümeti izin vermez. Eğer biz o biçare insanlara arka çıkmazsak, eninde sonunda İran’dan yardım isterler ve böylece Orta Asya’da itibarımıza gölge düşer veya bu boyların Tekelere katılarak birlikte askerlerimize saldırması ihtimali var.” şeklinde tahminde bulunuyordu.

      Bu belirtilen tahminlerin hepsi ilk bakışta çok doğru ve yerinde imiş gibi görünüyorsa da öncelikle o boyların hepsi bizim idaremize genellikle kâğıt üzerinde bağlıdır, bazen o da yok. Çoğu yılın 12 ayının sadece 4 ayında bizim topraklarımızda yaşıyor, diğer zamanlarda İran topraklarında kalıyorlar.

      İkinci olarak bize değil onlara vergi ödüyorlar.

      Üçüncü olarak; bize gösterdikleri samimiyet sadece yüksek fiyatla deve satmaktan ve Hükümetimizin onların arasından tayin ettiği arçınları (muhtar) tasdik etmekten ibarettir. Bunu da sözde yapıyorlar, gerçekte ise kendi seçtikleri ulemalara (molla) tabi oluyorlardı.

      Dördüncü olarak o biçarelerin kendileri de fırsat yakaladıklarında Tekelere karşı baskın düzenliyorlar. Beşinci olarak İranlıları hiçbir zaman kendilerine yakın görmüyorlar. Çünkü onların güçlü olduklarına inanmıyorlar. İranlıların Tekelerden korktuklarını, önlerinde çaresiz kaldıklarını iyi biliyorlardı. Altıncı olarak ise o boylar, Tekelerle hiçbir zaman birleşmezler. Bunun gerçekten böyle olduğunu ve Tekelerin eşkıyalığından çok çektikleri halde kendi aralarındaki anlaşmazlıktan dolayı dış düşmanlara karşı duramayacaklarını anlamak zor değildir. Bu yüzden, Tekeleri kendilerinin köklü düşmanı sayıyordu.

      Bir diğer kısım ise;”Tekeleri baskı altında tutmak gerekir. Çünkü onlar, Hive ile Krasnovodski arasındaki ticaret kervanlarının normal geçişlerine engel oluyor” diye fikir yürütüyordu.

      Bizim Teke bölgesine yürümemizin tek ama tek sebebi, onlarla olan komşuluğumuz yüzündendir. Yani medeni bir devletin, medeniyetsiz bir ülkeye komşu olmasındandır. Bu komşuluk ise tarihin kanunlarına göre, her yerde onların ikincisinin birincisine doğrudan ve tamamen tabi olmasıyla tamamlanıyor. Bizim mali durumumuz her ne kadar kötü olsa da Rus insanlarının kanlarının dökülmesi ve milyonlarca ruble harcanması bizi ne kadar üzse de bu, tarihin bir kanunu idi. Tarihin isteklerine boyun eğmeliyiz. Yani tarihin önüne geçemeyiz, sadece erteleyebiliriz.

      Biz, Taşkent’i ele geçirdikten sonra Kagan ve Hive’nin komşusu olarak kalmayacaktık. Kulcan’ı kendi isteğimize göre ele geçirememiştik. Önce Teke bölgesine, sonra ise Merv ve Buhara’ya boyun eğdirmemize de basit baskıncılık içgüdülerimiz sebep olmamıştır. Buharalıların dostane davranmalarının, Mervlilerin ise hasım saymalarının bizim için hiçbir önemi yoktur. Onlar hala bütün isteksizliğimize rağmen eninde sonunda hâkimiyetimizi kabul etmeli ve medeniyetimize tabi olmalıdırlar. Doğu’da İngiltere’nin ve Rusya’nın amaçları aynıdır. En sonunda mutlaka Asya’da sınırdaş devletler olmalıdırlar.

      Zakaspi (Hazar ötesi) askeri alanında yerleşen Rus askerleri, yeni askeri harekâtın düzenlenmesi konusunu haber aldıklarında zaten kıraç ülkeye doğru defalarca hazırlık yapmışlardı. Bu defa sayıları çok azdı ve yürüyüşün çekirdek kısmını oluşturacaklardı.

      Askeri grubumuz, son 10 yıl içinde Hazar ötesi bölgelere aşağı-yukarı her yıl keşif gezisi düzenlemekteydi. Özellikle bazı askeri gruplar, birkaç kez Teke bölgesine kadar ulaşıp dönmüştü. 1870 yılının Kasım – Aralık aylarında Albay Stoletov başkanlığındaki bir grup Krasnovodsk’tan Kızılarvat’a, yani bölgenin başladığı yere kadar yürüdü. 1871 yılının Aralık ayında Ruslar ilk defa Çekişler’i ele geçirdiler.

      Yukarıda adı geçen Albay Stoletov, 1872 yılında 1700 kişiden oluşan müfrezeyle Amuderya nehrinin eski aktığı yerleri araştırarak İgdi Kuyusuna kadar yol aldı, Kızılarvat Tekelerinin köylerinde bir ay kaldı. Kodis’e, Zav’a, Kızılçeşme’ye, Bamı’ya ve Börme’ye vardılar. Daha sonra da Köpet Dağının üzerinden aşarak Sumbar ve Etrek nehirlerinin kıyılarını izleyip Çekişler’e geldiler. Böylece 3 bin verstalık (1 versta: 1.06 km) yürüyüş gerçekleştirildi. Geçilen yolun 1600 verstalık bölümünde ilk olarak keşif incelemesi yapılmıştı.

      1873 yılının Şubat ve Mart aylarında 1800 kişiden ibaret Krasnovodsk Müfrezesi, o devirde Hive’ye doğru hazırlanmakta olan yürüyüşün ihtiyaçları için deve satın almak amacıyla, Etrek ırmağının öte kıyısına Yomutların ve Göklenlerin yaşadıkları yerlere gidip geldi. 1878 yılından önce inceleme işlerini yürüten küçük müfrezeler Türk arazilerinde dört köşeye yayıldılar. Aynı yıl içinde Tuğgeneral Lomakin’in başkanlığındaki Şirvan Alayının 11. Taburundan, Kazakların Labinskiy Alayından 400 atlı ve 8 toptan oluşan askeri müfreze Hocakale’ye geldi ve Tekelerin kalesini viran etti.

      Bu yürüyüş ve incelemelerin sonunda biz, genellikle Türkmen boylarını, özellikle de bunların en kuvvetlisi olan Teke boyunu çok iyi tahlil etmeli ve bilmeliydik. Fakat bu incelemeye rağmen durumları yeterince tespit edilemedi. Biz yapılacak askeri harekât zamanında nasıl bir düşman ile karşı karşıya geleceğimizi bilmeye ne kadar istekli olsak da Ahal’ın nasıl bir ülke ve burada yaşayanların nasıl bir topluluk olduğu hakkında çok az bilgisi olan bir kişiyi bile birliklerimiz içinde bulmak mümkün değildi. Baş karargâhın haritasında Teke bölgesinin gösterildiği yerde sadece genişliğini belirten açılar ve meridyenler örümcek ağı gibi duruyordu. Ordular nereye savaşa gideceklerini biliyorlar ancak kimlerle karşı karşıya geleceklerini bilmiyorlardı.

      Elbette ki Ahalteke Askeri Harekâtının projesi çizildiğinde yürüyüş müfrezesinin Krasnovodsk’tan mı, Çekişler’den mi yola çıkması gerektiği konusunda sorular gündeme geldi.

      Bunlardan birincisi, gemilerin yüklerini indirmek ve yük yüklemek için uygun şartlara sahip olup olmamasıydı. Çünkü gemilerin özel kurulmuş olan limanlara doğrudan girebilmeleri gerekiyordu. Ayrıca yük indirme işleri sürekli devam ettirilecekti. Krasnovodsk Körfezinde güçlü rüzgâr ve fırtınalar olmuyordu. Çekişler’de ise bu kolaylıkların hiçbirisi yoktu. Uygun limanların bulunmaması yüzünden gemiler kıyıdan uzakta, rüzgâr ve fırtınadan korunamayacak yerde, daha kötüsü de suyun alt seviyede olmasından dolayı kıyıdan 5 versta uzaklıkta demir almak zorunda kalıyordu. Böylece bütün yükleri Türkmen kayıklarıyla taşımak gerekiyordu. O kayıklar da kıyıya yarım verstadan daha yakına gelemiyordu. Yüklenen yüklerin elle taşınması ve atların suya sokulması yüzünden zorluklar daha da büyüyordu.

      Öte yandan ordunun Çekişler’den yola çıkması, Teke bölgesine kadar yol boyunca askeri müfrezenin su ihtiyacını karşılanmsı bakımından kolaylık sağlayacaktı. Çünkü o yoldan susuz çölde geçilmesi gereken mesafenin en uzağı, Tersakan’dan Hocakale’ye kadar 46 versta kadardı. Bununla birlikte Teke topraklarına Krasnovodsk’tan çıkıp Kızılarvat üzerinden gidildiğinde, ordu iki susuz mesafeden

Скачать книгу