Kazakları Ruslaştırma Siyasetinin Bilinmeyen Yönleri. Mekemtas Mırzahmetulı
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Kazakları Ruslaştırma Siyasetinin Bilinmeyen Yönleri - Mekemtas Mırzahmetulı страница 10
1870’de MEB’in girişimiyle İlminski’nin misyoner eğitim sistemine dayanan, gayrı Rus halkların Ruslaştırılması görüşünü temel alan ‘Rusya’da Gayrı Rus Halkların Eğitimine Yönelik Kararlar’ kanunu kabul edilmiştir. Bu kanunla gayrı Rus halklar için üç eğitim kategorisi belirlenmiştir. İlk kategoriye göre, ulusal okullarda eğitimin Rus alfabesi temelinde anadilde verilmesi gerekliliğidir. Örneğin, Altınsarin’in açtığı okullar bu kategoride değerlendirilebilir. İkinci kategorideki okullarda eğitim Rusça verilip, sadece anlaşılmayan noktalarda sorunu çözmek amacıyla anadilin kullanılmasıdır. Üçüncü kategoride ise dersler sadece Rusça işlenip, anadilde konuşmak bile yasaktır.
10 Mayıs – 3 Haziran 1905 tarihleri arasında Doğu halklarının eğitimine yönelik özel bir kurul düzenlenmiş, gayrı Rus halkların eğitim sisteminde Ruslaştırma sorunları tartışılmıştır. Kurula bizzat Çar, Millî Eğitim Bakanı ve bütün tanınmış misyonerler iştirak etmiştir. Kurulda Tatar halkı dışında bütün Türk halklarının ilköğretimin ilk iki yılında anadillerinde, sonraki yıllarda ise sadece Rus dilinde eğitim alması ve bütün ders kitaplarının Rus alfabesi temelinde yazılması kararları alınmıştır. Bilinçli olarak alınan bu kararla birlikte, Rus İmparatorluğu’nun egemenliği altına giren Türk halkları anadillerinden mahrum bırakılmış, atalarının dil ve köklerinden koparıldıkları için de gelecek kuşakların kendi tarihini ve edebiyatını öğrenmesine olanak tanınmamıştır. Misyonerlerin çabasıyla emsali görülmemiş bu kararları kabul eden Çarlık Hükümeti, bu uzun soluklu adımların kötü sonuçlarının temsilciliğini yapmıştır.
Sınır bölgelerinde karma okulların ve eğitim kurumlarının açılması, misyonerlerin Rus İmparatorluğu’ndaki gayrı Rus halkları Hristiyanlaştırma ve Ruslaştırma politikasındaki nihai hedefin göstergesidir. Bu amacı iyi bilen ve gören biri olarak Avezov: “… Bu kiliseyi ‘misyon’ olarak adlandırıyorlar… Beyaz kilisenin yanında da ayrıca bir okul var.” şeklinde ifade etmiştir. Sadece cümlelerin özüne bakarak yazarın vermek istediği derin gizli düşünceleri anlamak mümkündür. Bu düşünceler olmadan Kazak bozkırlarında yürütülen yerel halkın Ruslaştırılması yönündeki misyonerlik politikasının çok yönlü gerçeklerini anlamak güçtür.
Misyonerlerin talebiyle Rus-yerli karma okulların açılması, Müslüman okul ve medreselerine karşı ideolojik bir araç olarak hükümet tarafından her şekilde desteklenmiştir. Türkistan’da bu tür okulların kurucularından olan Rus âlimlerden biri: “… Türkistan’da Rus okullar vasıtasıyla Ruslaştırma politikasının yürütülmesi amaçlanıyordu.” şeklinde ifade etmiştir.29
Vali Kaufman, Perovsk ilçesindeki Kazaklar için açılan okulların açılışına bizzat katılarak Rus ve Kazak çocuklarının birlikte, karma okullarda okuması talebinde bulunmuştur. Kaufman, Kazak çocuklarının Rus akranlarıyla yakın iletişim kurmasıyla, Kazak okulları üzerinde hâkimiyet kuracak olan Rus okullarının ruhunu daha hızlı benimseyeceklerini bilmektedir. Aynı zamanda Kazak çocukları zihniyet olarak Hristiyanlaşmaya hazır olacak, kendi halkının manevi köklerinden koparak halkının kaderine kayıtsız kalacak ve kendi akrabalık bağlarını hatırlamadan büyüyeceklerdi. Kaufman gelecekte anne olacakları ve misyoner ruhunda çocuk yetiştirecekleri için özellikle Kazak kız çocuklarının eğitimlerine büyük özen göstermiştir. Ancak çoğu vatandaşımız hala kökeninin sorunlarını, Kazakistan’daki karma okulların Ruslaştırma politikasının bir yansıması olduğunu ve Kazak bozkırlarında Çarlık Hükümeti ve misyonerler tarafından yürütülen çalışmaları bilmemektedir. Akademisyen Amanoşvili’nin de ifade ettiği gibi, bu okullar millî ruh ve köklerinden kopan nihilist niyetli bireyler yetiştiren niteliksiz okullardır. Bu okullar hala ulusal güvenliği tehdit ettiği için, bu sözleri önemsemiyor ve ısrarla yanlış misyonerlik düşüncesinin ürünü olan karma okulların, enternasyonalizmin bir örneği olduğunu savunuyoruz.
Misyoner ilim adamları öğretmen yetiştirme faaliyetine çok özen göstermiştir. Bu süreçte Moskova ve özellikle de Kazan İlahiyat Akademisi son derece önemlidir. Kazan İlahiyat Akademisi’nde İlminski’nin bölüm başkanlığını yaptığı Müslümanlık karşıtı bir bölüm açılmıştır. Sonradan bu bölüm Türk-Moğol dilli halklar için açılmış karma okullara kadro hazırlama merkezine dönüştürülmüştür.
İnsanları gelecekte misyonerlik faaliyetlerinde kullanabilmek için, yerli nüfusu dinî personel olarak yetiştirme aşamasıyla yakından ilgilenilerek erkek ve kadın manastırlar açılmıştır. Örnek vermek gerekirse, 1881’de Issık Göl’de Kazak ve Kırgız erkek öksüz çocuklar için manastır açılmıştır. Bu amaç için Moskova, Taşkent ve Vernıy’da bulunan dinî merkezler gerekli finansal yardımı sağlamıştır. Yedisu valisi Kolpakovski bu manastıra büyük özen göstererek, manastırın ihtiyaçları için gerekli maddi desteği her şekilde sağlayacağını resmî olarak bildirmiştir. Bu manastırların gelecekte geniş çaplı misyonerlik faaliyetlerinin merkezi olacağı anlaşılmaktadır. Manastırlar aracılığıyla halk ile çalışma deneyimi elde edilmiştir. 1893’de İslam inancının güçlü olduğu Taşkent yakınlarında bulunan Nikolayevka’da dahi Özbek ve Tacik kızlar için manastır açılmıştır. Çarlık Hükümeti’nin Kazak topraklarında yürüttüğü faaliyetlerden haberdar olan Avezov, ‘Üstat Şair’ romanında: “… ‘Kutsal misyonerlik’ adı altında Kazak öksüz çocukları Hristiyanlaştırmak ve eğitmek için planlar yapılıyordu.” şeklinde belirtir. Yazar, dönem şartları sebebiyle Kazak topraklarında Çarlığın ve misyoner gücün gerçekleştirdiği haksız faaliyetlerden kısaca bahsetmiştir. Yazarın çalışması ayrıntılı olarak incelenmeden bir çıkarım yapmak oldukça güçtür. Bu nedenle yazarın verdiği ipuçlarının altında Çarlık Hükümeti’nin kamuoyundan özenle sakladığı büyük gerçek yatmaktadır.
Karma okullar, kiliselerin yanında açılan dinî okulların kontrolü altındaydı. 1871’de Vernıy şehrinde Çar’ın bizzat emriyle Türkistan için piskoposluk kürsüsü açılmıştır. 1872’de ise yine aynı yerde misyonerlik faaliyetlerini aktif bir şekilde yürütebilmek amacıyla başpiskopos konutu açılmıştır. Bu karar Kazakları Hristiyanlaştırma çalışmalarını güçlendirmek amacıyla Moskova Diyanet İşleri Başkanı Vladimir’in talebiyle alınmıştır. Bu talep doğrultusunda, 11 Aralık 1901’de Vernıy’da şehrin nüfuzlu memur ve tüccarlarından oluşan misyoner piskoposluk komitesi kurulmuştur. Komite, bölgedeki misyonerlik propagandası çalışmasını hızlandırmıştır. Komitenin amacı, papaz V. Ya. Yakovlev’in 1902’de Vernıy’da yayımlanan ‘Türkistan’ın Kilise Hayatı Tarihçesinden’ (Из истории церковной жизни Туркестана) adlı kitabında ifade edilmiştir: “… Burada her Ortodoks Hristiyan misyoner olmakla yükümlüdür… Biz Ruslar, bu nüfusun içine gerçek dinî yaşamın temelini yaymalıyız.” Şerhan Murtaza ‘Kızıl Ok’ (Красная стрела) romanında, cezaevi müdürü Prihodko’nun küçük Turar’ı piskoposluk komitesinin talebi doğrultusunda zorla Hristiyanlaştırma yolundaki çabası sade bir dille anlatılmıştır.
1867’de Kazak bozkırlarında ‘Yeni Düzen’ uygulaması adı altında Rus-yerli karma okullar açılmaya başlanmıştır. Misyonerler, çocukluktan
29
Kaufmankiy sbornik. (1910). Moskva, 140.