Kardeş Sesler 2020. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Kardeş Sesler 2020 - Анонимный автор страница
Kardeş Sesler 2020
Takdim
Avrasya Yazarlar Birliği olarak uzun yıllardır süren, yeni yazar ve şair yetiştirme çalışmalarımız bu yıl da yeni renkler katılarak devam etti.
Önceki yıllarda 23 dönem, yüz yüze şiir, hikâye, deneme, bir yıl da senaryo alanında yapılan yazarlık atölyelerimize, bu yıl çocuk edebiyatı de eklendi.
Yine önceki yıllarda Birlik merkezinde sürdürülen atölyeler, iki yıldır teknolojiyle buluştu ve Bingöl’den Amsterdam’a kadar uzanan çok geniş bir coğrafyaya yayıldı. Böylelikle önceki yıllarda yazarlık atölyelerine yalnızca Ankara’da yaşayanlar katılma imkânı bulabilirlerken bu yıl hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın pek çok ülkesinden yazar adayının katılımına imkân sağlanmış oldu.
Uzun yılların tecrübelerine dayanarak çalışmalarını sürdüren Avrasya Yazarlar Birliği Yazarlık Atölyeleri, memnuniyetle ifade edelim ki ülkemizin en verimli çalışan, yazar adayını kitapla buluşturan, yeni yazarların edebiyat dünyamızda kalıcılıkları için imkanlar hazırlayan en başarılı kurumdur.
Kurumdur ifadesini özellikle kullanıyorum, çünkü 24 dönem kesintisiz devam eden kursları, bu kurslar sonunda edebiyatımıza kazandırdığı onlarca isim ve bu isimlere ait yayınlanan 27 adet kitapla kurum olarak adlandırmayı çoktan hak etmiştir. Bu kurumlaşmadaki en büyük pay, dilimize ve edebiyatımıza duydukları büyük sevgiyle her dersi aşkla yapan atölye hocalarımıza aittir.
Avrasya Yazarlar Birliği Yazarlık Atölyelerimiz çalışmalarını beş aşamada yürütmektedir.
Öncelikle yazar adayları ile uygulamalı olarak dersler yapılmaktadır. Bu ders/atölyelerde yazılan eserlerden seçilenler her ayın sonunda düzenlenen Mürekkebi Kurumadan toplantılarında yazarları tarafından okunmaktır. Mürekkebi Kurumadan toplantılarına atölye katılımcılarının yanı sıra hocalar, AYB üyesi yazarlar ve diğer edebiyat severler katılmaktadır. Mürekkebi Kurumadan toplantıları, yazarlık atölyesi katılımcıların edebiyat dünyasına ilk takdim yeridir.
Mürekkebi Kurumadan toplantılarında okunan eserler arasından seçilen şiir ve yazılar, Kardeş Kalemler Dergisinde yayınlanmaktır. Böylelikle yeni yazarlarımızın isimleri daha geniş bir çevrede duyulmaya başlamaktır.
Atölye faaliyetimizin dördüncü aşaması ile yeni yazarlarımızın yıl içerisinde atölyelerde yazdıkları eserlerden oluşan ortak bir kitap olarak yayınlanmasıdır. Biz bu kitaplara Kardeş Sesler adını verdik.
İşte elinizde bulunan Kardeş Sesler 2020 kitabı, Avrasya Yazarlar Birliği Yazarlık Atölyelerinde bu yıl yazılmış eserlerden oluşmaktadır ve bir tür Atölye almanağıdır.
Bu yıl yazarlık atölyelerimiz, Türkiye, Avrupa ve Balkanlar olmak üzere çok geniş bir coğrafyada eş zamanlı çalışmalar sürdürdü. Makedonya, Kosova, Bulgaristan ve Batı Trakya’dan katılımcıların eserlerinden oluşan KARDEŞ SESLER 2020 BALKANLAR kitabı ayrı bir eser olarak yayınlandı. Elinizde bulunan KARDEŞ SESLER 2020 TÜRKİYE-KURAY kitabı ise atölyelere Türkiye’den ve Avrupa’dan katılan yeni yazarlarımızın eserlerinden oluşmaktadır. Bu coğrafyaya bir de Kırım’ı eklemeliyiz çünkü atölyelerimize bu yıl Kırım’dan da katılım gerçekleşmiştir.
Koray Kültür Evi Kurucu Aşkın Çakır, Almanya, Hollanda, Avusturya gibi ülkelerde yaşayan Türkleri organize ederek, atölye çalışmalarının yürütülmesinde Avrasya Yazarlar Birliği ile iş birliği yaptı. Bu yüzden Avrupa’dan Türklerin katıldığı özel bir atölye ile 14 haftalık uzun soluklu bir çalışma sürdürdük. Aynı işbirliğini Hollanda’da faaliyet gösteren Türkevi ile de yaptık. Hepimiz çok heyecanlı idik. İstiyorduk ki Avrupa’da yaşayan insanımız kendi hikayesini kendi kalemiyle yazsın. Kendisi de bir dönem Almanya’da öğretmenlik yaparak yaşayan Osman Çeviksoy hocamız Kuray Online Yazarlık Atölyesini heyecanla üstlendi.
Bu yıl Online Yazarlık Atölyeleri çalışmalarına koordinatör olarak Azize Kaya’nın da önemli katkıları oldu.
Diğer Atölyelerimizde de Türkiye’nin değişik şehirlerinden, Kırım’dan ve Avrupa’dan katılımcılarımız oldu.
Bütün bu güzel faaliyetleri gerçekleştiren hocalarımız Ali Akbaş, Osman Çeviksoy, Hüseyin Özbay, Ataman Kalebozan, Sema Tanrıverdioğlu Ersöz, Azize Kaya ve Fatma Yangın Ekşioğlu’na huzurlarınızda teşekkür ediyoruz.
Yazarlık Atölyelerimizin çalışma sisteminin beşinci aşaması ise katılımcıların ilk kitaplarını yayınlamaktır. Ümit ederim bu ortak kitapta eserleri olan yazarlarımızın kitaplarını da yayınlamak kısmet olur.
Bu ortak kitapta eserleri bulunan bütün arkadaşlarımızın isimlerinin edebiyatımızda kalıcı olmasını, onların kendilerine ait ilk kitaplarını da Avrasya Yazarlar Birliği Bengü Yayınları olarak yayınlamayı ümit ediyor, başarılar diliyorum.
Avrupa Türklüğü Kendi Öyküsünü Yazacak
– Adın ne senin, kaç yaşındasın?
– Anlamaz seni o amcası Türkçe bilmiyor.
– Anası babası Türk, evde Türkçe konuşmuyorlar mı?
– Okulda iyi olsun diye Almanca konuşuveriyorlar.
– Ama olmaz ki!.. Sen nasıl anlaşıyorsun, senin Almanca’n da iyi değil?
– N’apacan gari, öğreniyoruz bu yaştan sonra.
Son zamanlarda bu tür sohbetleri duyar olduk. Bazı zaman da kendimizi bu sohbetin içinde bulduk. İşyerinde bile Almanca’yı yarım yamalak, idare ile konuşanlar, torunuyla iletişim kurabilmek için bu yaştan sonra Almanca öğrenmek zorunda kalıyorsa derdimizi doğru dillendirecek kalemler gerekli.
Tahta bavuluyla resmedilen çilelerin, tren garlarında efkarlanan gurbetin kahramanı Almancılar, akıncı beğleri gibi geldiler. Acı vatan Almanya’da yurt edindiler. Kimi kardeşini getirdi, kimi arkadaşını. Daha sonra eşlerini, yavrularını yanlarına aldılar. Çoğaldılar, Avrupa Türklüğü oldular. Bilmediler böyle olacağını, bilemezdiler. Kimi traktör almaya geldi, kiminin ekip biçmek için biraz tarlaydı eksiği. Çok malda gözleri yoktu, rahat edebilsinler yeterdi. Hemen dönecektiler, işler yoluna girince. Dönemediler, dönemeyecekler.
Her bir köşesinden acı tatlı öyküler akıyor gurbetin. Her hanenin yazılası öyküsü var. Dil bilmezlerdi öğrendiler. Ev bulamazlardı, evler aldılar. İş yerinde konuk işçiydiler, kendi işyerlerini açtılar. Türkiye’de anaya, babaya, kardeşe baktılar. Çokça da kandılar, kandırıldılar. Biriktirdiği üç beş kuruş yatırımla kesin dönüş hayalleri hep hüsranla sonlandı.
Bugün sıla yolu otoban oldu. Kısa zamanda Türkiye’mi-ze varabiliyoruz. Oysa Türkiye yolunda, kötü arabalarla, günlerce yol alırken kaza yapanlar, kaybolanlar, soyulanlar…
Bulgar’dan geçerken her yerde duramazdınız. Örnek; arabanız bozulamazdı. İhtiyacınız olamazdı, ceza yerdiniz. Bunların hepsi ayrı ayrı öykünün ötesinde gerçekler olarak yazılmalı ve anlatılmalıdır.
Bu öyküler Avrupa Türklüğünü yarına taşıyacak incelemelere de kaynak oluşturabilir. Bakışımızı, eksiğimizi, fazlamızı, sevgimizi, üzüntümüzü ancak bu öyküler dillendirebilir. Ancak öyle anlaşılabiliriz. Avrupa insanı, Anadolu Türklüğünü bilmez. Türkiye’den baktığınızda da Avrupa Türklüğünü anlamak çok kolay değil. İçine girmeden bilemezsiniz. Davulun