Nutuk. Мустафа Кемаль Ататюрк

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Nutuk - Мустафа Кемаль Ататюрк страница 20

Nutuk - Мустафа Кемаль Ататюрк

Скачать книгу

saat ikide açıldı.

      Öğleden önce, temsilciler arasında bulunan ve öteden beri şahsen tanıdığım Hüsrev Sami Bey, yanıma gelerek şöyle bir haber verdi: “Rauf Bey ve diğer baz kimseler, Bekir Sami Bey’in evinde özel bir toplantı yapmışlar ve beni başkan yapmamaya karar vermişler.” Arkadaşların, hele Rauf Bey’in, böyle bir hareketine asla ihtimal vermedim ve Hüsrev Sami Bey’e, itiraf edeyim ki biraz ciddi olarak, böyle manasız sözleri bana getirmemesini ihtar ettim. Verdiği haberin aslı olmak imkânı ve ihtimali bulunmadığını, arkadaşlar arasında, yanlış anlaşılmalara yol açabilecek sözler sarf edilmesinin doğru olmadığını da ilave ettim.

      Efendiler, ben bu kongrede başkanlık meselesine önem vermiyordum. Başkanlığa, belki yaşlı bir zatın getirilmesinin uygun olacağını düşünüyordum. Bu maksatla, bazı arkadaşların da fikirlerini yokladım. Bu arada kongre salonuna girmeden önce koridorda Rauf Bey’e rastladım. “Kimi başkan yapalım?” dedim. Rauf Bey, âdeta heyecanlı bir sesle, zaten söylemeye hazırlanmış olduğu o anda hâlinden anlaşılan bir tavırla ve keskin bir ifadeyle: “Sen başkan olmamalısın!” dedi. Derhâl Hüsrev Sami Bey’in verdiği haberin doğruluğuna inandım ve tabii üzüldüm. Gerçi, Erzurum Kongresi’nde de benim başkanlığımı mahzurlu görenler vardı fakat onların ne mahiyette insanlar olduğunu izah etmiştim. Bu defa, en yakın arkadaşlarımın aynı zihniyeti göstermeleri beni düşündürdü. Rauf Bey’e: “Anladım, Bekir Sami Bey’in evinde aldığınız kararı bana bildiriyorsun.” dedim ve cevabını beklemeden yanından uzaklaşarak kongre salonuna girdim.

      Kongrenin açılmasından sonra ilk söz alan bir beyefendinin, kongre zabıtlarına aynen geçen şu ifadesini işittik:

      Efendim, şimdi tabii başkanlık meselesi söz konusu olacak. Bendeniz başkanlığın birer gün yahut birer hafta devam etmek üzere sırayla olmasını ve üyelerin veya temsil edilen vilayet ve sancak isimlerinin baş harflerine göre alfabe sırasıyla yapılmasını teklif ediyorum.

      Efendiler, garip tesadüftür ki bu teklif sahibinin temsil ettiği vilayetin ismi elif (A) ile başladığı gibi, adının da ilk harfi elif (A) ile başlıyordu. Ben, davet sahibi sıfatıyla bir nutuk söyleyerek (Ves. 54) kongreyi açtıktan sonra, geçici olarak başkanlık makamında bulunuyordum.

      “Bu neden icap ediyor, efendim?” diye sordum.

      Teklif sahibi: “Bu suretle işin içine şahsiyet karışmamış olacağı gibi, eşitlik gözettiğimizden, dışarıya karşı da müspet tesir bırakmış olur.” dedi.

      Efendiler, ben, vatanın, teklif sahibiyle beraber bütün milletin, hepimizin nasıl bir felaket çıkmazında bulunduğumuzu göz önüne getirerek, kurtuluş çaresi olduğuna inandığım teşebbüsleri, sonsuz güçlük ve engellere rağmen, maddi, manevi bütün varlığımla neticeye ulaştırmaya çalışırken, benim en yakın arkadaşlarım, daha dün İstanbul’dan gelmiş ve tabii ki durumun içyüzünü bilmeyen, hürmet ettiğim ihtiyar bir zat ağzından bana şahsiyattan bahsediyorlar.

      Bu teklifi oya koydum. Çoğunlukla reddettiler ve başkan seçimini gizli oyla yaptırdım. Üç oy müstesna olmak üzere beni başkan seçtiler.

      Sivas Kongresi’nin Uğraştığı İşler

      Sivas Kongresi’nin gündemini Erzurum Kongresi’nin nizamname ve beyannamesi metni ve bir de bizden önce Sivas’a gelmiş olan yirmi beş kadar üyenin hazırladığı bir muhtıra teşkil edecekti.

      İlk açılış günü olan 4 Eylül günüyle beşinci, altıncı günleri, yani üç gün, İttihatçı olmadığımızı ispat için yemin etmek gerektiğinden, yemin formülü hazırlamakla, Padişah’a ariza (sunulacak yazı) yazmakla ve kongrenin açılışı dolayısıyla gelen telgraflara cevap vermekle ve bilhassa, kongre siyasetle uğraşacak mı, uğraşmayacak mı konusunun münakaşasıyla geçti. İçinde bulunulan mücadele ve faaliyet, siyasetten başka bir şey değilken, bu son konuyu münakaşa, hayret edilecek bir şey değil midir?

      Nihayet, kongrenin dördüncü günü asıl maksada geldik ve aynı günde, Erzurum Kongresi Nizamnamesi metnini görüşerek hemen neticeye vardık. Çünkü Erzurum Kongresi Nizamnamesi’nde yapılması gereken değişiklikleri zaten hazırlamış ve gereken kimseleri aydınlatmış bulunuyorduk.

      Bununla beraber yapılan değişiklikler, sonradan bazı itiraz ve anlaşmazlıklara ve birçok haberleşme ve münakaşalara yol açtığı için, bu değiştirilen noktaların önemlilerini işaret edeceğim.

      1- Cemiyetin adı “Anadolu Müdafaaihukuk Cemiyeti” idi. “Anadolu ve Rumeli Müdafaaihukuk Cemiyeti” oldu.

      2- “Heyetitemsiliye, bütün Doğu Anadolu’yu temsil eder” kaydı yerine, “Heyetitemsiliye, bütün vatanı temsil eder” dendi. Mevcut üyelere de daha altı kişi ilave olundu.

      3- “Her türlü işgal ve müdahaleyi, Rumluk ve Ermenilik kurmak gayesiyle yapılmış sayacağımızdan, topyekûn savunma ve direnme esası kabul edilmiştir.” yerine “Her türlü işgal ve müdahalenin ve bilhassa Rumluk ve Ermenilik kurmak gayesini güden hareketlerin reddi hususlarında topyekûn savunma ve direnme esası kabul edilmiştir.” denildi.

      Bu iki cümledeki fark, mana bakımından şüphesiz pek büyüktür. Birincisinde, İtilaf Devletleri’ne karşı düşmanca tavır takınma ve direnmeden bahsolunmuyor. İkincisinde, bu nokta açıklık kazanıyor.

      4- Nizamnamede, dördüncü maddeyi teşkil eden mesele oldukça münakaşaya yol açtı. Madde şuydu:

      Osmanlı hükûmetinin, yabancı devletlerin bir baskısı karşısında, buraları (yani doğu vilayetlerini) bırakmak ve ilgilenmemek zorunda kaldığı anlaşıldığı takdirde, alınacak idari, siyasi, askerî tedbirlerin tayin ve tespiti” yani geçici idare kurmak meselesi.

      Sivas Kongresi Nizamnamesi’nde, bu maddedeki, “buraları” yerine “vatanımızın herhangi bir parçasını bırakmak ve ilgilenmemek” şeklinde daha geniş ve umumi bir kayıt kondu.

      Amerikan Mandası İçin Propagandalar

      Bundan sonra, 8 Eylül toplantısında bahsettiğim muhtıra ele alındı. Bu muhtırada başlıca Amerika mandası meselesi söz konusu ediliyordu.

      O günlerde, İstanbul’dan gelen bazı kimseler, Amerikalı Mister Brown adında bir de gazeteciyi Sivas’a getirmişlerdi. Bu mesele hakkında, yüksek heyetinizi kâfi derecede aydınlatabilmek gayesiyle, önce bu konuya dair bazı ön bilgiler arz edeyim. Bu bilgiler, Erzurum’dan beri başlayan bazı haberleşmelerden daha iyi anlaşılacağı için onları aynen arz edeceğim.

      Asayişle ilgili

25-26 Temmuz 1919

      Çok aceledir.

      Amasya’dan

      Erzurum’da 3’üncü Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanlığına,

      1- Mustafa Kemal Paşa içindir: Bugün 25 Temmuz 1919 akşamı, Bekir Sami Beyefendi Amasya’ya geldiler. Kendileriyle uzunca müddet görüşmek şerefine eriştim. Mustafa Kemal Paşa’ya ve Rauf Bey’e hürmetlerini sunarlar. Kendisi aşağıdaki düşüncelerini arz etmekliğimi rica etmiştir:

      2- İstiklal, elbette ki arzu

Скачать книгу