Oz Diyarı: Teneke Woodman. Лаймен Фрэнк Баум

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Oz Diyarı: Teneke Woodman - Лаймен Фрэнк Баум страница 6

Жанр:
Серия:
Издательство:
Oz Diyarı: Teneke Woodman - Лаймен Фрэнк Баум

Скачать книгу

ki öyleler, Majesteleri. Ancak tehlikeli olmasalar bile işimizi şansa bırakmamalıyız. Biz zavallı Loonların başına yeterince aksilik geldi. Bu yüzden benim tavsiyem, hepsini hemencecik yargılayıp delik deşik etmek.”

      “Tavsiyelerini kendine sakla!” dedi Kral, sinirli bir tonla. “Hangimiz kral? Sen mi yoksa ben mi?”

      “Seni biz kral yaptık çünkü senin sağduyun hepimizden daha az.” diye cevap verdi Panta Loon, kızgın bir sesle. “Kendi başıma da kral olabilirdim isteseydim ama çok çalışmak ve sorumluluk almak istemiyorum.” diye cevapladı.

      Söylediklerinden sonra büyük Loon, Kral Bal’ın tahtı ile esirlerin arasında ileri geri yürümeye başlamıştı, diğer Loonlar ise bu meydan okumadan fazlasıyla etkilenmişti. Biraz sonra, ani bir patlama sesiyle Panta Loon gözden kayboluverdi. Korkuluk, Teneke Woodman ve Gezgin Woot ise lastik bir balona benzeyen sarkık ve buruşuk bu koca Kral ile karşı karşıya kaldıklarında şaşkına dönmüştü.

      “İşte!” diye bağırdı Kral. “Böyle bir şey olacağını tahmin ediyordum. Bu kibirli serseri, hepinizden daha büyük olmak için kendisini şişirmişti ve akılsızlığının sonucu ortada. Pompayı çalıştırıp tekrar şişirin şunu.”

      “Önce delinen yerini onarmamız gerekiyor, Majesteleri.” dedi Loonlardan biri ve esirler fark etti ki Panta’nın başına gelen bu kazaya hiç kimse şaşırmamış ya da üzülmemişti.

      “Doğru.” diye homurdandı Kral. “Til’i çağırın, onarsın.”

      Bir iki tanesi koşarak gitti ve çok geçmeden geri döndüler. Yanlarında ise kocaman pofuduk bir etek giyen dişi bir Loon vardı. Kafasının üzerindeki siğiline tutturulmuş mor bir tüyü, belinde ise ipe benzeyen kurutulmuş ve sert sarmaşıklardan yapılmış bir kuşak vardı.

      “İşe koyul, Til!” diye emretti Kral Bal. “Panta az önce patladı.”

      Dişi Loon yerdeki derileri toplayıp incelemeye başladı ve ayağının birinde bir delik buldu. Kuşağındaki iplerden bir tel aldı ve köşeleri birbirine çekerek ip ile bağladı. Birçok Loon’da bulunan o tuhaf siğillerden biri daha meydana geldi. İşini hallettikten sonra, Til Loon diğer Loonlara bir parça deri fırlattı ve tam gitmek üzereyken esirleri fark ederek onları incelemek için durdu.

      “Amanın!” dedi Til. “Ne korkunç yaratıklar. Nereden gelmiş bunlar?”

      “Biz yakaladık.” diye cevapladı Loonlardan biri.

      “Peki, onlarla ne yapacağız?” diye sordu dişi Loon.

      “Belki de yargılarız ve delik deşik ederiz.” diye cevapladı Kral.

      “Pekâlâ.” dedi, hâlâ esirlere bakıyordu. “Delineceklerinden pek emin değilim. Deneyip görelim.”

      Loonlardan biri ormanın derinliklerine doğru koştu ve elinde uzun, keskin bir diken ile geri döndü. Kral’a döndü, Kral başını sallayarak onay verdikten sonra Loon, hızla öne atılarak dikeni Korkuluk’un bacağına batırdı. Korkuluk sadece gülümsedi ve hiçbir şey söylemedi çünkü diken canını hiç acıtmamıştı bile.

      Loon, döndü ve Teneke Woodman’in bacağına batırmaya çalıştı ancak teneke dikenin ucunu köreltti.

      “Tıpkı düşündüğüm gibi.” dedi Til, mor gözlerini kırptı ve pofuduk kafasını salladı. Tam o sırada Loon, dikeni Gezgin Woot’un ayağına batırdı, dikenin ucu körelmiş olmasına rağmen hâlâ can acıtacak kadar keskindi.

      “Ah!” diye bağırdı Woot, ayağını öyle güçlü salladı ki bağlandığı ipler kopuverdi. Ayağı, önünde eğilmiş olan Loon’un tam midesine çarpıp Loon’u havaya uçurdu. Biraz yükselmesinin ardından yüksek bir “Pat!” sesiyle patladı ve derisi yere düştü.

      “Gerçekten inandım.” dedi Kral, noktaya benzeyen gözlerini korkuyla devirerek. “Panta, bu mahkûmların tehlikeli olabileceklerini söylemekte gerçekten haklıymış. Hâlâ şişmedi mi?”

      Birkaç tane Loon, tahtın önündeki büyük makineyi döndürerek Panta’nın derisini makineye yerleştirdiler ve içine hava doldurmaya başladılar. Kral, “Durun!” diye bağırana dek yavaşça şişirdiler.

      “Hayır, hayır!” diye bağırdı Panta. “Yeterince büyük değilim.”

      “Yeterince büyüksün.” dedi Kral. “Patlamadan evvel hepimizden daha büyüktün, bu da kibirli ve küstah olmana neden oldu. Şimdi ise bizden biraz daha küçük olacaksın, böylece daha uzun süre yaşayacak ve daha alçak gönüllü olacaksın.”

      “Şişirin beni, şişirin!” diye ağladı Panta. “Eğer şişirmezseniz kalbimi incitirsiniz.”

      “Eğer şişirirsek de derini inciteceğiz.” diye yanıtladı Kral.

      Sonunda, Loonlar Panta’yı şişirmeyi bıraktılar ve makineden çıkarttılar. Gerçekten de önceki hâline göre daha alçak gönüllüydü, yerde sürünüyor ve hiçbir şey söylemiyordu.

      “Şimdi de diğerini şişirin.” diye emretti Kral. Til çoktan diğerini onarmıştı ve Loonlar hemen şişirmek için işe koyuldu.

      Bu süre zarfında kimse esirlerle ilgilenmemişti. Ayakları çözülmüş olan Woot ise Teneke Woodman’in yanına kadar süründü ve vücudundaki ipleri Teneke Adam’ın baltasının kenarına sürterek kesti.

      Artık serbest kalmıştı, Loon’un bacağına batırdığı diken patlamanın ardından yere düşmüştü ve oracıkta duruyordu. Woot, biraz öne eğilerek dikeni yerden aldı, Loonlar ise şişirmeyi izliyorlardı. Çocuk, birden ayağa kalkarak kalabalığın ortasına daldı.

      “Pat, pat, pat!” Üç tane Loon’u havaya uçurdu. Sesleri duyanlar ve Gezgin’in dikenle patlattıklarını görenler tehlikenin farkına vardı. Korku çığlıklarıyla birlikte zıplaya zıplaya ormana doğru kaçmaya başladılar, Gezgin Woot ise peşlerindeydi. Çocuktan daha hızlı koşmalarına karşın, ikide bir takılıp yuvarlanıyorlar ya da birbirlerine çarpıyorlardı, bu sayede Woot birkaç tanesini daha yakalayıp dikeniyle patlatabildi.

      Loonların bu kadar kolay patlamasına şaşırmıştı. İçlerindeki hava uçup gittiğinde çaresiz kalıyorlardı. Til Loon da dikenin gazabına uğrayanlardan biriydi ve birçoğu da onunla aynı kaderi paylaşmıştı. Yaratıklar köşeye sıkışmıştı, bazıları korkuyla zıplayarak ağaç dallarına tutundular ve bu korkunç dikenin gazabına uğramamak için ağaçlara tırmandılar.

      Woot, bu kovalamacadan yorulmaya başlamıştı, bu yüzden durup bir nefes aldıktan sonra hâlâ bağlı olan arkadaşlarının yanına döndü.

      “Çok iyiydin, Gezginciğim.” dedi Teneke Woodman. “Bu şişirilmiş yaratıklardan artık korkmamamız gerektiği ortada, iplerimizi çözmemize yardım edersen yolculuğumuza devam edebiliriz.”

      Woot, ilk olarak Korkuluk’un iplerini çözdü ve kalkmasına yardımcı

Скачать книгу