Japon Mitleri ve Efsaneleri. F. Hadland Davis

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Japon Mitleri ve Efsaneleri - F. Hadland Davis страница 8

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Japon Mitleri ve Efsaneleri - F. Hadland Davis

Скачать книгу

sake vermişler ve Şutendoji’ye bunu içirmesini tavsiye etmişler. Şutendoji böylelikle hemen felç olacak ve son vuruş için kolay bir lokma olacakmış. Bu yaşlı adamlar sihirli sakeyi verdikten ve değerli öğütlerini sunduktan hemen sonra etraflarında mucizevi bir ışık parlamış ve bulutların arasında kaybolmuşlar.

      Olanlardan büyük keyif alan Raiko ve şövalyeler dağa tırmanmaya devam etmişler. Bir dereye vardıklarında akan suda kan lekeli bir elbise yıkayan güzel bir kadın görmüşler. Kadın acı acı ağlıyormuş ve kimonosunun uzun kolluklarıyla gözyaşlarını siliyormuş. Raiko’nun ona kim olduğunu sorması üzerine kadın, Raiko’ya bir prenses ve goblin kralının sefil esirlerinden biri olduğunu bildirmiş. Kadına önünde duran kişinin yüce Raiko’dan başkası olmadığı ve Raiko ile şövalyelerinin dağın aşağılık yaratığını öldürmeye geldiği söylendiğinde kadın sevinçten havalara uçmuş. Küçük grubu siyah demirden yapılma büyük bir saraya götürmüş ve nöbetçilere peşinden gelenlerin sığınacak yer arayan zavallı dağ rahipleri olduğunu söyleyerek onları ikna etmiş.

      Raiko ve Kadın

      Uzun koridorlardan geçtikten sonra Raiko ve şövalyeleri kendilerini muazzam bir salonda bulmuşlar. Salonun bir ucunda korkunç goblin kralı oturuyormuş. Vücudu dev gibiymiş; parlak kırmızı teni ve gür beyaz saçları varmış. Raiko alçak gönüllülükle krala kim olduklarını söyleyince goblin kralı, neşesini saklayarak onlara oturmalarını ve az sonra başlayacak olan ziyafete katılmalarını buyurmuş. Daha sonra kırmızı ellerini çırpması üzerine içeriye pek çok güzel kız girmiş. Yanlarında da ziyadesiyle yiyecek ve içecek getirmişler. Raiko kadınları izlerken içten içe bunların bir zamanlar Kyoto’da mutlu mesut yaşadıklarını biliyormuş.

      Ziyafet devam ederken Raiko sihirli sake kavanozunu çıkarmış ve bunu denemesi için goblin krala rica etmiş. Canavar, itiraz veya şüphe etmeden bu içecekten biraz içmiş ve çok güzel bulduğu için bir kadeh daha istemiş. Bütün goblinler bu sihirli şaraptan paylarını almışlar. Onlar içerken Raiko ve arkadaşları dans ediyormuş.

      Sihirli içecek etkisini kısa sürede göstermeye başlamış. Goblin kral uyuşmuş ve sonunda o ve goblinleri uykuya dalmışlar. Sonra Raiko ayağa fırlamış ve şövalyeleriyle beraber hızla zırhlarını kuşanıp savaşa hazırlanmışlar. Üç ilah bir kez daha gözüküp Raiko’ya şöyle demişler: “İblisin ellerini ve ayaklarını sıkıca bağladık, korkmanıza gerek yok. Şövalyelerin uzuvlarını keserken sen de elleri kes, sonra diğer onileri (kötü ruhları) öldürünce işiniz tamamlanmış olacak.” Bunun üzerine bu ilahi varlıklar birdenbire gözden kaybolmuşlar.

      Raiko Goblinleri Katlediyor

      Raiko ve şövalyeleri, kılıçlarını çekmişler ve uyuyan goblin kralına dikkatli bir şekilde yaklaşmışlar. Raiko, silahı güçlü bir şekilde goblinin boynuna indirmiş. Goblinin başı gövdesinden kopar kopmaz havaya fırlamış ve burun deliklerinden çıkan duman ve ateş cesur Raiko’yu kavurmuş. Kılıcını bir kez daha savurmuş. Bu defa korkunç kafa yere düşmüş ve bir daha asla hareket edememiş. Bu cesur şövalyeler, çok geçmeden şeytanın yardakçılarını da öldürmüşler.

      Büyük demir saraydan neşeli bir şekilde çıkmışlar. Raiko’nun beş şövalyesi, goblin kralının canavar kafasını taşımışlar ve bu korkunç manzarayı esaretten kurtulan ve Kyoto sokaklarında bir kez daha yürümeye hevesli mutlu bakirelerden oluşan bir grup takip etmiş.

      Goblin Örümceği

      Önceki efsanede bahsedilen olay gerçekleştikten bir süre sonra cesur Raiko ciddi bir şekilde hastalanmış ve odasından çıkamamış. Küçük bir çocuk gece yarıları ona hep ilaç getiriyormuş. Raiko çocuğu tanımıyormuş ama çok fazla hizmetçisi olduğu için bu durum ilk başta şüphe uyandırmamış. Raiko ilacı aldıktan hemen sonra daha iyi olmak yerine daha da kötüleşmiş, bu yüzden hastalığının sebebinin bazı doğaüstü güçler olduğunu düşünmeye başlamış.

      Sonunda Raiko, baş hizmetçisine gece yarısı kendisine gelen çocuk hakkında bir şey bilip bilmediğini sormuş. Anlaşılan ne baş uşak ne de başka biri çocuk hakkında bir şey biliyormuş. O zamana kadar Raiko’nun şüpheleri tamamen olgunlaşmış ve meseleyle dikkatlice ilgilenmeye karar vermiş.

      Küçük çocuk gece yarısı tekrar geldiğinde Raiko, ilacı almak yerine bardağı çocuğun başına fırlatmış ve kılıcını çekerek onu öldürmeye çalışmış. Odada tiz bir çığlık sesi yankılanmış, ama çocuk daireden kaçarken Raiko’ya bir şey fırlatmış. Fırlattığı şey dışarı doğru yayılıp büyük beyaz yapışkan bir ağa dönüşmüş ve Raiko’yu o kadar sıkı sarmış ki hasta adam zar zor hareket edebiliyormuş. Raiko kılıcıyla ağı keser kesmez bir başka ağa sarılıyormuş. Raiko daha sonra yardım istemiş ve baş görevlisi, koridorlardan birinde o canavarla karşılaşmış ve uzun kılıcıyla onu engellemiş. Goblin onun üzerine de bir ağ atmış. Sonunda kendini kurtarmayı başarıp efendisinin odasına koştuğunda Raiko’nun da Goblin Örümcek’in kurbanı olduğunu görmüş.

      Goblin Örümceği bir mağaranın içinde acıyla kıvranırken bulunmuş, kafasının üzerindeki kılıç kesiğinden kan akıyormuş. Onu derhal öldürmüşler ve ölümüyle Raiko’nun ciddi hastalığına neden olan şeytani etki ortadan kalkmış. O andan itibaren kahramanımız sağlığına ve gücüne tekrardan kavuşmuş ve bu mutlu olayın şerefine görkemli bir ziyafet hazırlanmış.

      Hikâyenin Başka Bir Versiyonu

      Bu efsanenin Kenko Hoşi tarafından yazılan ve daha önce anlattığımızdan büyük ölçüde farklı olan başka bir versiyonu daha var. Bu versiyonu atlamak, efsanenin şimdiye kadar genel okuyucunun erişemediği en uğursuz tarafını gizlemek olacaktır.3

      Raiko, bir defasında en değerli hizmetkârı Tsuna ile Kyoto’dan ayrılmış. Rendai ovasını geçerken havada yükselen bir kafatası görmüşler ve bu kafatası, sonunda Kagura ga Oka denen yerde kaybolana kadar önlerinde rüzgârla sürükleniyormuş gibi uçmuş.

      Raiko ve yardımcısı, kafatasının ortadan kaybolduğunu fark eder etmez önlerinde harabe halinde bir malikane görmüşler. Raiko bu harap binaya girmiş ve garip görünüşlü yaşlı bir kadın görmüş. “Kadın beyazlar içindeydi ve beyaz saçları vardı; gözlerini ufak bir çubukla açtı ve üst göz kapakları bir şapka gibi başının üstüne düştü. Sonra ağzını açmak için sırık kullandı ve göğsü dizlerinin üzerine düştü.” Kadın daha sonra şaşkınlık içindeki Raiko’ya seslenmiş:

      “Ben iki yüz doksan yaşındayım. Dokuz efendiye hizmet ederim. İçinde bulunduğunuz eve iblisler musallat olmuş durumda.”

      Raiko bu sözleri dinledikten sonra mutfağa girmiş ve bir an için gökyüzüne bakınca büyük bir fırtınanın yaklaştığını fark etmiş. Karanlık bulutların toplanmasını seyrederken ruhani ayak sesleri duymuş ve odaya büyük bir goblin grubu doluşmuş. Raiko’nun karşılaştığı tek doğaüstü yaratıklar bunlar değilmiş, zira o anda rahibe gibi giyinmiş bir varlık görmüş. Minnacık bedeni beline kadar çıplakmış, yüzü iki ayak uzunluğundaymış ve kolları “kar kadar beyaz ve ip kadar inceymiş.” Bu korkunç

Скачать книгу


<p>3</p>

Bu versiyon, Dr. William Anderson’ın hazırladığı British Museum’daki Japon ve Çin Tabloları Kataloğu’nda yer almaktadır.