Pers Mitolojisi. Arthur Berriedale Keith

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Pers Mitolojisi - Arthur Berriedale Keith страница 5

Жанр:
Серия:
Издательство:
Pers Mitolojisi - Arthur Berriedale Keith

Скачать книгу

tepesinde ve ikisi ise hörgücünün üstündedir. Bu altı gözünün keskinliği sayesinde her şeyi alt edip yok eder. Dokuz ağzından üçü başının içinde, üçü hörgücünün içinde ve üçü de böğürlerindedir. Her bir ağız (denizden üç bin beş yüz kilometre yükseklikteki) Alvand Dağı kadar büyüktür. Bu eşek okyanusun içinden boynunu uzattığında kulakları herkesi dehşete düşürür ve engin okyanusun tüm suları şiddetli bir biçimde çalkalanır. Okyanusa çişini yaptığında bütün deniz suyu arınır.” Aksi takdirde, “Deniz, kötü ruhun sularına döktüğü zehir yüzünden yok olacaktır.” Darmesteter’e göre bu eşek, fırtına bulutunun bir diğer cisimleşmesidir, West’e göre ise Mazdek rahiplerinin hoş gördüğü ve kendi sistemlerine dahil ettiği yabancı bir tanrıdır.

      Soyutluğa ve soyutluğu kişileştirmeye yatkın olan Zerdüştlük, mitlerin Thraetaona, Tishtrya ve başka kahramanlara atfettiği her tasvirden kötü yaratıkların ve düşmanların mağlup edilişini somutlaştıran bir zafer cini yaratmıştır. Bu ilahın ismi Verethragna (“Düşman Saldırısı Karşısında Zafer”) şeklindedir. Bu bize Vedik inançtaki kudretli fatih-tanrının lakabı Vrtrahan’ı (“Vrtra’yı Öldüren”) hatırlatır. Vrtra “saldırı”, ikinci durumda saldıran ejderha Ahi yani İran’daki Azhi’nin adı olmuştur.

      Verethraghna popüler kültüre nüfuz eder ve hatta Ermenilerin Herkül’ünün ismi olmuştur. Yüzyıllar boyunca İran kültürünün tesirinde kalmış olan Ermeniler bu kahramana Verethraghna’nın bozulmuş bir versiyonu olan Vahagn ismini vermiştir. Muhtemelen Vourukasha Denizi’nin bir hatırası olarak okyanusta doğduğuna inanılmıştır ve yalnızca halihazırda tanıdığımız ejderha Azhi’yi değil Avestçedeki ismi Azhi’nin bir lakabı olup “tükürüğü zehirli olan” anlamına gelen Vishapa’yı da alt etmiş ve onları Damavand Dağı’na zincirlemiştir. Avesta’daki bir ilahide Verethraghna’nın çeşitli enkarnasyonları sıralanır. Burada kendini “en kudretli, en muzaffer, en görkemli, en lütufkâr, en avantajlı, en çok şifa veren” olarak betimler. Bütün kötülerin, insanların ve ifritlerin, büyücülerin ve yoldan çıkartıcı cinlerin ve diğer habis varlıkların kötülüklerini yok eder. Güçlü ve güzel bir rüzgâr kılığında gelir. Mazda tarafından yapılan ve hem sağlık hem kuvvet olan Şan’ı taşır. Ardından sarı kulaklı ve altın boynuzlu güzel bir boğa kılığında galebe çalar.

      Üçüncü olarak Tishtrya gibi beyaz ve güzel bir attır. Sonra keskin dişli ve uzun tüyleri olan bir yük devesi olur. Beşinci olarak bir yaban domuzu ve daha sonra ise yine Tishtrya gibi keskin görüşlü, ince topuklu on beş yaşında yakışıklı bir delikanlı kılığında ortaya çıkar.

      Yedinci defa belirir:

      Vareghna’nın kılığında.

      Yerdekinden ve göktekinden av avlanır.

      Kuş gibidir, en süratlidir,

      Hem de en hafifidir yola çıkanların.

      Yaşayanlar arasında iyi atılıp fırlayan okun hızına,

      Yetişen bir o vardır.

      Kabarık tüyleriyle uçar ileri,

      Şafak sökmeye başladı mı,

      Arar akşam yemeğini gece olunca,

      Arar sabah yemeğini Güneş doğunca.

      Aşar vadilerin bulunduğu yarıkları,

      Aşar yüce tepeleri,

      Geçer nehir yataklarını,

      Aşar orman tepelerini,

      Duyarak kuşların söylediklerini.

      Daha sonra Verethraghna “kıvrık boynuzlu güzel bir yaban koçu” ve ardından da “keskin boynuzlu bir dövüş geyiği” kılığında gelir. Bunların erkeklik sembolleri olduğunu şöyle belirdiği onuncu avatardan anlayabiliriz:

      Görkemli bir kahramanın bedeninde,

      Mazda’nın yarattığı güzel biçimiyle belirir.

      Elinde en güzel süslerle süslenmiş,

      Altın kakmalı bir hançer vardır.

      Verethraghna erkekliğin kaynaklarını, kol gücünü, vücut sağlığı ile dayanıklılığını ve kar-balığının keskin görüşlülüğünü verir. Bu balık uçsuz bucaksız olan ve bir insan boyunun bin katı derinliğindeki Rangha’da suların altında yaşar ve bir saç teli inceliğindeki bir dalga boyundadır. Bulutlu bir gecede yerdeki bir at kılını ayırt edebilen ve o kılın, atın başından mı yoksa kuyruğundan mı düştüğünü anlayabilen bir aygırın görüş gücünü sağlar.Parlayan bir iğnenin hatta bir iğne ucunun verdiği kadar ışıkta, dokuzuncu bölgeden bakıp bir yumruk büyüklüğündeki et parçasını bile görebilen altın yakalı akbabanın görüşünü verir.”

      Fakat hepsi bu değildir, zira öğrendiğimiz kadarıyla,

      İster insan olsunlar, isterse ifrit,

      Ahura’nın mahlûkundan Verethraghna,

      …

      Parçaladı savaş ordularını,

      İkiye yardı savaş ordularını,

      Sıkıştırdı savaş ordularını,

      Dehşetle sarstı savaş ordularını.

      …

      O zaman Ahura’nın mahlûkundan Verethraghna,

      Bağladı ellerini arkalarından,

      Çıkardı gözlerini yuvalarından,

      Sağır etti kulaklarını,

      Birleşmiş ülkelerin savaş ordularının,

      Mithra’ya ihanet eden (ya da sözlerini inkâr eden) adamların,

      Artık dayanaklarını koruyamazlar,

      Artık karşı koyamazlar.

      Bu ilahinin şiirsel ilhamı, onu uzun bir şekilde alıntılanacak kadar ilginç kılıyor. Özellikle de göklerdeki çekişmeye dair eski mitlere ait pek çok özellikteki zafer ruhunun kişileştirmesindeki yoğunluğu göstermesi bakımından bu önemli.

      Bu hikâyenin pek çok kopyası ortaya çıkacaktır. Burada bahsi geçenler haricinde Pers mitolojisinde daha pek çok benzer hikâye mevcuttur. Boynuzlu ejderha ya da altın topuklu Gandarewa’yı öldüren ve ileride görüleceği üzere serüvenleri Şahnâme’de geniş bir şekilde ele alınmış olan Keresâspa’nın hikâyesi buna örnek gösterilebilir.

      Esasen düalistik bir karaktere sahip olan Pers mitolojisi başka pek çok mücadele içermektedir. Altın çağın kralı Yima’nın Azhi Dahâka tarafından alt edilişi, ilksel boğanın Mithra tarafından öldürülmesi, yaratılışın ilk zamanlarında Ahura Mazda ile Angra Mainyu arasındaki savaş, peygamber Zerdüşt’ün ifritlerin öğretilerine karşı açtığı savaş ve dünya sona ereceği zaman peygamber Saoshyant’ın vereceği aynı mücadele bunlar arasında sıralanabilir.

      Bütün bunlar sonraki bölümlerde ele alınacaktır. James Darmesteter gibi mitoloji uzmanlarına göre bu hikâyeler, ışık ile karanlığın fırtına bulutundaki mücadelesinin (bazı değişikliklerle) sürekli tekrarlanmasıdır. Bu çıkarım, muhtemel olsa da elbette abartılıdır. Ayrıca ünlü mitten ödünç alınan unsurların her biri iki yaratım arasındaki büyük dualistik savaşın olayları olan başka mücadelelere nüfuz etmiş olması da çok doğaldır. İşte şimdi bu

Скачать книгу