Bağlayan İlişkiler. Amy Blankenship

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bağlayan İlişkiler - Amy Blankenship страница 7

Bağlayan İlişkiler - Amy Blankenship Saplantı Kitabı

Скачать книгу

sanki sırlarını paylaşıyorlarmış gibi çok yakın durduklarını gördü.

      Ã‡enesindeki kaslarını zorlayarak dişlerini sıktı, kız arkadaşını ve en iyi arkadaşım dediği Kızılderili çocuğu izlerken. Her nasılsa Hunter’ın aynı şeyi hissettiğini düşünmüyordu, tanıdığı hiçbir adamın düşünmeyeceği gibi.

      â€œAngel, büyükannen hiçbir sebep olmamasına rağmen her zaman bana ve Ray’e çok iyi davrandı. Ona olanlardan nefret ediyorum,” Hunter yalan olduğunu bilerek iç geçirdi. Eğer Isabel Hart kalp krizi geçirmemiş olsa, Angel şu anda burada olmayacaktı. Yaptığı şeyi bilerek içeri girdi.

      Kabilesinden gelen Şaman, ona şifalı ya da zarar verici her şeyi otlarla, vücuda ne yaptıklarını öğretmişti. Bu bilgiyi almış ve Isabel'in hafif kalp krizine neden olması için doğru karışımı oluşturmuştu. Angel'ın geri geleceğini düşünebildiği tek şey bu olmuştu.

      â€œOnu bulduğum için herhangi bir övgü hak etmiyorum,” Hunter vicdan azabı ile itiraf etti.

      Angel hafifçe gülümsedi, çünkü Hunter'ın bedeninde kibirli bir kemik bile yoktu. Yaptıklarını ne derece takdir ettiğini bilmesi için, ayakuçlarında yükseldi ve dudaklarına yumuşak kısa bir öpücük kondurdu.

      Onu geri çekerken gözleri bir araya geldi ve kaldı. Angel midesine ve kalçasına saplanan yıldırım çarpmalarını hissederek içini çekti. Bu duygusu içinde ilk defa hissedişi değildi fakat Hunter’a karşı ilk hissedişiydi. Artık bir erkek arkadaşı vardı, bu tabu Hunter’ı ezmişti.

      Angel geri çekildiğinde yutkundu. “Büyükannemi kurtardığın için teşekkürler. Onu kaybetseydim ne yapardım bilmiyorum”

      Hunter, Angel’ın ikisinin de hissettiklerini inkâr ettiğini anlayarak kaşlarını çattı. Belki inkâr etmeyerek fakat kesinlikle reddederek. Onun kaçmasına izin vermeye niyeti yoktu, aslında Angel’a onu kolayca unutamayacağını hatırlatmak niyetindeydi.

      Uzandı, elini tutup ön kapıya doğru yürüdü. “Haydi, seni yerleştirelim”

      Ashton pencereyi o kadar sıkı tuttu ki, ahşabın ses çıkardığını duydu. Angel daha önce kıskanmak için bir neden vermemişti, ama Hunter'a bakışını ve onu öpüşünü sevmemişti. Hem de hiç sevmemişti. Bu eve onun kendini başka erkeklere atışını izlemek için gelmemişti.

      Angel, Hunter’ı öpüşünün sebep olduğu sarsıntıyla asansöre bindi. “Peki, ben nerede uyuyacağım?” bunun eskiden oynadıkları bir oyun olduğunu bilerek gülümsedi.

      Tristian, Ray, Hunter ve kendisi kayıt defterini masadan çalacak, insanların odalarını değiştirecek ve karmaşaya neden olacaklardı. Oldukça eğlenceli olmasına rağmen başları hep belaya giriyordu şimdi ise kendilerine bağırılan birçok şeyin sorumlusu Hunter’dı.

      Hunter omzunu silkti, “kardeşinin yanında olmak istersin diye düşündüm.” Uzandı ve dördüncü katın düğmesini bastı. BU yüzden seni eski odana yerleştirdim.”

      â€œHala büyük bir odamın olduğunu duyduğuma sevindim,” yukarıda olanların, aşağıda olanlardan çok daha büyük olduğunu bilerek gülümsedi. Artı, tamamen evde olduğunu hissetmek iyi olacaktı. “Teşekkürler.”

      â€œHep ikinizin biraz şımarık olduğunu düşünmüştüm,” Hunter alay etti. “Bu yüzden de taşınmaya karar verdim.” Anahtarı cebinden aldı. Geçen ay taşınırken onun odasının yanını almıştı. Çok uzakta olmasına rağmen ona daha yakın hissetmesini sağlamıştı.

      â€œNe zaman Mabet’e taşındın?” Angel sordu. O ve Ray her zaman gidip geldiler, böylece geceleri anneleri ile birlikte kalabildiler. Ray ehliyetini almadan önce bile. O ve Ray annelerini çok seviyorlardı ve her zaman bakım altına alındığından emin olmak istiyorlardı.

      Kapılar açıldığında, kapının açık kalması için Hunter kapının kenarından tuttu. “Üzgünüm Angel, Tristian’a anlatmamasını söyledim. Bizim için endişelenmeni istemedim.” Angel’ın istese ona kızmak için her hakkı olacağını bilerek gözlerini kapattı.

      â€œO zaman şimdi anlat.” Angel kötü bir şeyler hissetti. Hunter ondan hiç sır saklamamıştı ve Angel artık bunun bitip bitmediğini merak ediyordu. “Neyi bilmiyorum?”

      â€œAnnem geçen ay, ev kazayla yandığında öldü,” hala konuşmak istemeyerek yutkundu. “İtfaiye, yemek yaparken uyuyakaldığını söyledi.”

      Angel'ın dudakları, gözleri yaşlarla dolarken aralandı. “Aman tanrım, Hunter. Çok üzgünüm. Keşke bana söyleseydin. Hemen geri dönerdim.”

      â€œBeni böyle görmeni istemedim,” son yarım saatte üçüncü kez kollarıyla sarmalarken itiraf etti.

      Durdurma düğmesine uzanıp dokunurken kapının kapanmasına izin verdi. Avuçlarını sırtına dayayan Hunter kendisini durduramazdı, saçlarının kokusunu içine çekmek içindeki acıyı yumuşatmıştı. Bu acının annesiyle hiçbir ilgisi yoktu.

      Angel onu rahatlatmaktan başka bir şey yapmak istememişti, fakat bedenleri dokunduğunda kendini asansörün duvarına yaslanmış buldu ve Hunter’ın bacaklarından biri bacaklarının arasından itti ve ikisi de kendini alevler içinde buldu.

      â€œOh tanrım, Angel,” Hunter Angel’ın boynunun yumuşak teninde mırıldandı, bacağındaki pantolona rağmen Angel’ın orasındaki ateşi hissediyordu. Kalçalarını sıkıca avuçlayarak Angel’ın başını kaldırdı ve sinirli bir öpücük kondurdu. Hunter’ın elleri Angel’ın ellerini yakalamak için kollarının arkasında gezindi, biraz baskın olmanın Angel’ı hareketlendireceğini bilerek ellerini duvara bastırdı. Seks olarak sayılırsa uzun zamandır sevgililerdi.

      Ä°lk

Скачать книгу