Çeliğin Hükümdarlığı . Морган Райс

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Çeliğin Hükümdarlığı - Морган Райс страница 10

Çeliğin Hükümdarlığı  - Морган Райс Felsefe Yüzüğü

Скачать книгу

kazandığımız anlaşılıyor,” dedi Steffen.

      Onun arabasına yaklaşan Aberthol, “Bir kutlama sebebi!” diye seslendi.

      “Kraliyet Sarayı tekrar bizim!” diye bağırdı halktan biri.

      Halkı arasında büyük bir tezahürat yükseldi.

      “Derhal geri dönmeliyiz!” diye bağırdı bir başkası.

      Yeni bir tezahürat yükseldi. Ama Gwen kararlı biçimde kafasını salladı. Ayağa kalkıp halkına döndü ve bütün gözler ona çevrildi.

      Gür bir sesle, “Geri dönmeyeceğiz!” diye seslendi halkına. “Tahliyeye başlamış bulunuyoruz ve bunu sürdürmemiz gerekir.  Önümüzde Halka için büyük bir tehlikenin yattığını biliyorum. Henüz zamanımız varken, henüz hala bir şansa sahipken, sizleri güvenliğe ulaştırmalıyım.”

      Halkı gayrı memnun, homurdandı ve ufku işaret eden bir kaçı ileri çıktılar.

      “Sizleri bilmem,”diye haykırdı birisi, “ama Kraliyet Sarayı benim evim! Bu bildiğim ve sevdiğim her şey! Şehrimiz yerinde dururken ve MacGilllerin elindeyken, garip bir adaya ulaşmak için denizi geçmek niyetinde değilim! Ben Kraliyet Sarayı’na geri dönüyorum!”

      Büyük bir tezahürat yükseldi ve adam ayrılıp geri gitmeye başlayınca yüzlerce insan peşine takılıp onu izledi, arabalarını döndürüp yoldan gerisin geriye Kraliyet Sarayı’na doğru gitmeye başladılar.

      “Leydim, onları durdurmamı ister misiniz?” diye sordu Steffen, panik içinde. Sonuna kadar Gwendolyn’e sadıktı.

      “Halkın sesini duymaktasınız, Leydim,” dedi Aberthol, onun yanına yaklaşarak. “Onlara ters davranmanız aptallık olur. Dahası, bunu yapamazsınız. Burası onların kendi evi. Bütün bildikleri bu. Kendi halkınızla mücadele etmeyin. İyi bir neden olmadan onların önüne düşmeyin.”

      “Ama benim iyi bir nedenim var,” dedi Gwen. “Yıkımın gelmekte olduğunu biliyorum.”

      Aberthol kafasını salladı.

      “Ancak onlar bilmiyorlar,” diye cevap verdi. “Sizden şüphe etmiyorum. Ama kraliçeler her şeyi önceden planlar, kitleler ise içgüdülerine göre hareket eder. Ve bir kraliçe ancak kitlelerin müsaade ettiği ölçüde güçlü olur.”

      Gwen orada öyle durdu, halkının emirlerine karşı gelip tekrar Kraliyet Sarayı’na göç edişlerini izledikçe içi hayal kırıklığından kavruluyordu. Bu onların ilk kez açıkça baş kaldırışları, açıkça kendisine karşı gelişleriydi. Bu his hoşuna gitmedi. Gelecek şeylerin habercisi miydi bu? Kraliçe olarak kendi günleri sayılı mıydı?

      “Leydim, onları durdurmak için askerlere emir vereyim mi?” diye sordu Steffen.

      Sanki kendisine sadık kalan tek kişi oymuş gibi geldi. Bir parçası evet demek istiyordu.

      Ama onların gidişini izlerken, bunun boşuna olacağını biliyordu.

      “Hayır,” dedi hafifçe, kısık bir sesle, kendini sanki çocuğu ona sırtını dönmüş gibi hissederek. Kendisine en çok ıstırap veren şey, bu davranışlarının ancak onlara zarar vereceğini bilmekte olmasıydı ve bunu durdurmak için elinden hiçbir şey gelmiyordu. “Kaderde onlar için ne varsa, ben bunu önleyemem.”

*

      Kraliyet Sarayı’na dönüşte halkını umutsuzca izleyen Gwendolyn, Kraliyet Sarayı’nın arka kapılarından geçti ve diğer tarafta yapılan kutlamaların uzaktan gelen tezahüratını duymaya başladı. Halkı sevinç içinde, dans ediyor ve sevinç gösterileri yapıyor, kapılardan içeri akıp geçerken şapkalarını havaya fırlatıyorlardı. Hepsi bildikleri ve sevdikleri, ev dedikleri şehrin bahçelerine dönüyorlardı. Herkes Lejyon’u, Kendrick’i ve muzaffer Gümüş’ü kutlamak için acele ediyordu.

      Ama Gwendolyn karışık hisler arasında parçalanmış vaziyette, midesinde bir yumruyla ilerledi.  Bir yandan, buraya geri dönmüş olmaktan tabii ki mutluluk duyuyordu. Aynı zamanda, McCloudları alt ettikleri, Kendrick ve diğerleri bu işten sağ salim çıktıkları için de bahtiyardı. Her tarafa dağılmış olan McCloud cesetlerini görmekten de gurur duymaktaydı ve bir kenarda oturmuş, başı ellerinde, yarasına bakmakta olan kardeşi Godfrey’in hayatta kalmayı başardığını görmekten heyecan duyuyordu.

      Ancak, aynı zamanda, Gwendolyn içindeki kötü bir şey olacağı beklentisini bastıramıyordu.  Korkunç bir felaketin üzerlerine gelmekte olduğundan ve halkın yapabileceği en iyi şeyin, çok geç olmadan burayı tahliye etmek olduğundan emindi.

      Ama halkı kendini zafer hissine kaptırmıştı. Diğer binlercesiyle birlikte, bu kadar iyi tanıdığı büyük şehrin içine götürülürken, halkının hiçbir mantıki sözü dinlemeyeceğini biliyordu. Şehre girerlerken, Gwen en azından McCloudların kendisinin itinayla yeniden yaptırdığı binalara gerçek bir zarar vermeye vakit bulamadan çabucak öldürülmüş olduklarını görünce içi rahatladı.

      “Gwendolyn!”

      Gwendolyn dönünce Kendrick’in atından inip ona koştuğunu gördü. Kendrick onu kucakladı. Guwayne’i yanındaki Illepra’ya vererek o da ona sarıldığında Kendrick’in zırhı sert ve soğuktu.

      “Kardeşim,” dedi, başını kaldırıp ona bakarak. Kendrick’in gözleri zaferle parlıyordu. “Seninle gurur duyuyorum. Sen şehrimizi muhafaza etmekten fazlasını yaptın—bize saldıranları alt ettin. Sen ve senin Gümüş’ün. Siz bir şeref kodunu temsil ediyorsunuz. Babam sizinle gurur duyardı.”

      Kendrick başını eğerken gülümsedi.

      “Sözlerin için minnettarım, kardeşim. Senin şehrinin, bizim şehrimizin, babamın şehrinin o kâfirler tarafından imha edilmesine izin veremezdim. Yalnız değildim; bilmelisin ki, onlara ilk karşı koyan kardeşimiz Godfrey’di. O ve bir avuç diğerleri ve hatta Lejyon—hepsi saldırganları durdurmakta yardımcı oldular.”

      Gwen döndüğünde Godfrey’in yüzünde sorunlu bir gülümsemeyle onlara doğru geldiğini gördü, bir elini kurumuş kanla kaplı başının yan tarafına bastırıyordu.

      Gwen, “Bugün bir erkek oldun, kardeşim” dedi heyecanla ve elini onun omzuna koyarak.  “Babam seninle gurur duyardı.”

      Godfrey süklüm püklüm gülümsedi.

      “Ben sadece seni uyarmak istedim,” dedi.

      Gwen gülümsedi.

      “Bundan çok daha fazlasını yaptın.”

      Yanlarına Elden, O’Connor, Conven ve düzinelerle Lejyon üyesi geldiler.

      “Leydim,” dedi Elden. “Askerlerimiz bugün burada yiğitçe savaştılar. Ancak çok adam kaybettiğimizi söylemekten de üzüntü duyuyorum.”

      Gwen onun gerisine baktı ve Kraliyet Sarayı’nın her tarafının cesetlerle kaplı olduğunu gördü.  Binlercesi McCloudlara aitti—ancak aynı zamanda düzinelerle Lejyon askeri vardı. Hatta bir avuç Gümüş bile hayatını kaybetmişti. Bu şehrinin son

Скачать книгу