Savaşin Armağani . Морган Райс

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Savaşin Armağani - Морган Райс страница 14

Savaşin Armağani  - Морган Райс Felsefe Yüzüğü

Скачать книгу

birkaç santim yanına inmişti. Derken, bir çığlık duydu ve bir mızrağın birisini delip geçtiğini duydu. Fil yerde yukarı doğrultulmuş mızrağın üstüne basmıştı. Mızrak diklemesine filin ayağını girmiş ve diğer taraftan diğer ucu çıkmıştı.

      Fil kıvranıp cıyakladı, kendi etrafında daireler çizerek koştu ve üstündeki İmparatorlu askeri dengesini yitirip metrelerce tepeden yere düştü. Düşüp ezilirken de feci çığlıklar attı.

      Hala öfkeden çıldırmış halde olan fil diğer tarafa döndü ve hortumuyla Darius’a vurdu. Onu bir kez aha havaya savurup diğer yöne doğru fırlattı. Darius kaburgalarının hepsi kırılıyormuş gibi hissetti.

      Darius ellerinin ve dizlerinin üstünde sürünürken ve soluklanmaya çalışırken, başını kaldırdı ve babasının demir kapılardan iki İmparatorluk askerine destek olarak yollanan askerlerle kahramanca savaştığını gördü. Abası etrafında dönüp ve bastonuyla adamlara darbeler indirip onları yaraladı. Etrafını sarmış olan adamlardan birkaçını yere serdi.

      Gözünde hala ok olan ilk yaralanan fil ayağa kalktı, sırtına atlayan bir başka İmparatorluk askeri tarafından kırbaçlandı. Askerin yönlendirmesiyle, fil hız aldı ve doğrudan ondan habersiz askerlerle savaşmakta olan Darius’u babasına doğru saldırıya geçti.

      Darius çaresizlik içinde ondan çok uzakta olan ve yanına vaktinde varamayacağı babasını izledi. Filin ona yaklaşmasını izlerken, zaman adeta yavaşladı.

      “HAYIR!” diye bağırdı Darius.

      Filin öne atılışını, her şeyden habersiz babasına saldırışını dehşet içinde izledi. Darius savaş alanında hızla kotu ve babasını çok geç olmayan kurtarmaya çalıştı. Ama koşarken bile bunun nafile bir çaba olduğunu biliyordu. Dünyasının her şeyi ağır hareketlerle izlerken yok oluşu gibiydi.

      Fil dişlerini indirdi, öne atıldı ve babasının sırtına sapladı.

      Babası fil onu ta havaya kaldırırken ağzında kanlar akarak çığlık attı.

      Darius babasını, hayatında tanıdığı en cesur savaşçının filin dişlerine saplanmış bir halde havaya kaldırıldığını, ölürken bile kurtulmaya çalıştığını izlerken yüreğinin kapandığını hissetti.

      “BABA!” diye bağırdı.

      ONUNCU BÖLÜM

      Thorgrin geminin pruvasında durmuş kılıcının kabzasını sıkıca tutarken, suyun derinliklerinden fırlayan devasa boyutlardaki deniz canavarına şok ve dehşet içinde bakıyordu. Canavar aşağıdaki kan kırmızısı suyla aynı renkti ve giderek suyun yüzeyinde yükselirken, o Kan Diyarı’nda zaten çok az miktarda bulunan ışığı büyük gölgesiyle kapladı. Kocaman çenelerini açtı ve düzinelerce sıra sıra sivri dişi ortaya çıktı; sonar, dokunaçlarını her yöne uzattı. Dokunaçlarından bazıları gemiden de uzundu ve adeta cehennemin derinliklerinden gelen bir yaratık ona sarılmaya çalışıyormuş gibi gözüküyordu.

      Yaratık sonar gemiye doğru atıldı ve hepsini yutmaya hazırlandı.

      Thorgrin ’in yanındaki Reece, Selese, O’Connor, Indra, Matus, Elden ve Angel silahlarını tutuyor, bu yaratığın karşısında korkusuzca dikiliyorlardı. Thor elindeki Ölüler Kılıcı’nı hissedince kararlılığının da arttığını hissetti ve harekete geçmesi gerektiğini anladı. Angel’ı ve diğerlerini koruması gerekiyordu ve yaratığın onlara gelmesini bekleyemezdi.

      Thorgrin canavara karşılık vermek için öne sıçradı, tırabzanın tepesine kondu ve kılıcını başının üstüne kaldırıp canavarın ona doğru yandan gelen dokunaçlarından birine savurdu ve kesti. Kocaman dokunaç koptu ve tok bir sesle gemiye düşerek her yanı salladı; sonar tırabzana sertçe çarpana dek güvertede kaydı.

      Diğerleri de tereddüt etmediler. O’Connor canavarın gözlerine birbiri ardına oklar fırlatırken, Reece de Selese’nin beline doğru inmekte olan bir başka dokunacı kesti. Indra mızrağıyla canavarın göğsünü deldi, Matus ucunda çivili top bulunan zincirini savurdu ve Elden baltasıyla dokunacı tek bir darbeyle ikiye ayırdı. Lejyon tek bir beden gibi canavara atıldı ve iyi ayar çekilmiş bir makine gibi ona saldırdı.

      Canavar öfkeyle çığlık attı. Dokunaçlarından birkaçı kopmuş, gövdesi oklarla ve mızraklarla delinmişti ve bu koordineli saldırıya hazırlıksız yakalandığı belliydi. İlk saldırısı bu şekilde engellediğinden, daha da öfkeli ve yüksek bir çığlık attı, ta havaya sıçradı ve aynı hızla suya daldı. Suda iri dalgalar oluşturup gemiyi bir beşikmiş gibi salladı.

      Thor bu ani sessizliğe şaşkınlıkla bakakaldı ve ir an için canavarın geri kaçmış olabileceğini, onu yendiklerini düşündü. Özellikle de yaratığın kanı suyun yüzeyinde toplanınca öyle olduğunu sandı. Ama sonar her şey fazla ani bir biçimde sessizleştiğini düşünüp kötü bir hisse kapıldı.

      Yaratığın ne yapacağını anladığında çok geç olmuştu.

      “SIKI TUTUNUN!” diye bağırdı diğerlerine.

      Thor bunu söyledikten hemen sonar, gemilerinin sudan dengesizce yükseldiğini ve canavarın dokunaçlarının arasında havada kalana dek hareket ettiğini hissetti. Aşağıya bakınca, canavarı geminin altında gördü; dokunaçları geminin her yanını pruvadan kıça kadar sarmıştı. Kendisini büyük bir darbeye hazırladı.

      Canavar gemiyi hızla fırlatınca, gemi bir oyuncak gibi havada uçtu; hepsi uçmamak için bir yere tutunmaya çalıştı. Gemi en sonunda şiddetle sallanarak tekrar okyanusa düştü.

      Thor ve diğerleri daha fazla tutunmayı başaramadılar ve güvertede dört bir yana kaydılar. Gemi dönüp savrulurken oraya buraya çarptılar. Thor Angel’ın güvertede tırabzanlara doğru kaydığını ve çok geçmeden gemiden düşeceğini gördü. Uzanıp onun ufak elini yakaladı ve kız ona panikle bakarken onu sıkıca tuttu.

      Gemi en sonunda dengesine kavuştu. Thor apar topar diğerleri gibi ayağa kalktı ve bir sonraki saldırıya hazırlandı. Bunu yaptığı anda da canavarın son sürat dokunaçlarını çırparak onlara doğru yüzdüğünü gördü. Yaratık gemiyi her yönden sardı, dokunaçları geminin yanlarından güverteye uzandı ve onlara doğru ilerledi.

      Thor bir çığlık duydu ve Selese’nin ayak bileğine bir dokunacın dolandığını gördü. Dokunaç onu güverteden çekiyor, suya düşürmeye çalışıyordu. Reece hızla dönüp kılıcıyla dokunacı kesti, ama tam o sırada bir başka dokunaç Reece’in koluna dolandı. Giderek daha fazla dokunaç gemiye çıktı ve Thor bunlardan birini kendi bacağında hissederken etrafına bakındığında tüm Lejyon kardeşlerinin kılıçlarını çılgınlar gibi etrafa savurduklarını ve dokunaçları kestiklerini gördü. Ama kestikleri her dokunaca karşılık yerine bir yenisi çıkıyordu.

      Tüm gemi dokunaçlarla kaplanmıştı ve Thor bir an önce bir şey yapmazsa hepsinin boğulacağını biliyordu. Gökte tiz bir cıyaklama duydu ve başını kaldırınca cehennemden serbest bırakılan iblislerden birinin uçtuğunu ve uçarken onlara alaycı bir ifadeyle baktığını

Скачать книгу