Savaşin Armağani . Морган Райс
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Savaşin Armağani - Морган Райс страница 3
Selese gözlerinde ateşli bir ifadeyle Thor’a baktı.
“Onu bir tek sen kurtarabilirsin,” dedi telaşla. “Lütfen, elini hemen yarasının üstüne koy!” dedi.
Thor elini uzatıp avucunu Reece’in göğsüne dayadı. Selese de kendi elini onunkinin üstüne koydu. Thor onun avucundan yayılan ısıyı ve gücü kendi elinin üstünde hissetti ve Reece’in yarasına doğru gittiğini anladı.
Selese gözlerini yumup bir şey mırıldanmaya başladı. Thor arkadaşının bedenine bir sıcaklık dalgasının yayıldığını hissetti. Thor tüm kalbiyle arkadaşının ona geri gelmesini, onu ele geçiren çılgınlıkla ona bunu yaptığı için kendisinin affedilmesini diledi.
Reece gözlerini aralayınca, Thor derin bir oh çekti. Reece gözlerini kırpıştırıp göğe baktı, sonra da yavaşça doğrularak oturdu.
Thor hayretler içinde Reece’in şaşkınlıkla birkaç kere gözlerini kırpıştırıp yarasına baktığını gördü; yarası tamamıyla iyileşmişti. Thor dili tutulmuş bir halde şaşkınlıkla Selese’nin ne kadar güçlü olduğunu fark etti.
“Kardeşim!” diye bağırdı Thorgrin.
Uzanıp ona sarıldı ve Reece sersemlemiş bir durumda ona geri sarıldı. Thor daha sonra arkadaşının ayağa kalkmasına yardım etti.
“Hayattasın!” diye bağırdı. Buna inanamıyordu. Arkadaşının omzunu sıktı. Thor birlikte savaştıkları onca savaşı, yaşadıkları tonla macerayı düşündü ve onu kaybetme düşüncesine bile katlanamadı.
“Neden olmayayım ki?” dedi Reece şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırıp. Etrafındaki Lejyon kardeşlerinin hayret dolu suratlarına bakınca, daha da şaşırdı. Diğerleri öne çıkıp ona teker teker sarıldılar.
Diğerleri ona sarılırlarken, Thor etrafına bakındı ve birden dehşet içinde birisinin eksik olduğunu fark etti: O’Connor.
Thor derhal tırabzanlara gidip çığınlar gibi dalgaların arasına baktı. O’Connor’ın çılgınlığın doruğundayken, gemiden azgın dalgaların arasına atladığını hatırladı.
“O’Connor!” diye bağırdı.
Diğerleri de yanına koşup dalgalara baktılar. Thor eğildi ve başını çevirip Boğaz’a, kanla kaynayan azgın sulara baktı… Tam o sırada, O’Connor’ın Boğaz’ı sınırına doğru suda sürüklendiğini gördü.
Thor hiç vakit kaybetmedi; içgüdüleriyle hareket edip tırabzana fırladı ve baş üstü denize atladı.
Suya batınca ne kadar sıcak olduğuna ve adeta kanların arasında yüzüyormuş gibi kıvamlı olduğuna şaştı. Su çamurların arasında yüzüyormuş gibi fena halde sıcaktı.
O azgın sularda yüzmek için tüm gücünü harcayıp yüzeye çıktı. Batmaya başlamış olan O’Connor’a baktı ve gözlerindeki panik ifadesini gördü. Aynı anda, O’Connor’ın sınırdan açık denize sürüklendiğini ve çılgınlığın onu terk etmeye başladığını da gördü.
Ama O’Connor ellerini ve kollarını salladığı halde batmaya devam ediyordu ve Thor ona bir an önce ulaşmazsa, arkadaşının Boğaz’ın dibini boylayacağını ve onu bir daha bulamayacaklarını biliyordu.
Thor iki misli çaba sarf ederek e var gücüyle yüzerek, müthiş bir acı içinde yüzdü. Omuzlarının ne kadar yorulduğunu hissetti. Ama arkadaşına yaklaşırken, O’Connor suya batmaya devam etti.
Thor arkadaşının dibe doğru gittiğini görünce, içine adrenalinin akın ettiğini hissetti. Ya şimdi, ya da hiç diye düşündü. Öne atıldı, suyun altına daldı ve bacaklarını sertçe çırptı. Suyun altında yüzerken gözlerini açık tutmaya ve koyu sıvıda önünü görmeye çalıştı, ama bunu başaramadı. Gözleri çok yanıyordu.
Thor gözlerini yumup onu içgüdülerinin yönlendirmesine izin verdi. Gözlerini açmadan da görmesini sağlayan, o içinin derinliklerindeki gücü çağırdı.
Çaresizlik içinde ayaklarını bir kez daha çırparak elini suda öne uzattı ve bir şey hissetti: bir gömlek yakası.
Büyük bir mutlulukla O’Connor’ı yakaladı ve batan arkadaşının ne kadar ağır olduğuna şaştı.
Thor onu çekti ve arkasını dönerek var gücüyle suyun yüzeyine çıkmaya çalıştı. Acı içindeydi ve ayaklarını çırparken ve kurtulmak için yüzerken bedenindeki tüm kaslar ona itiraz ediyor gibiydi. Sular o kadar yoğundu ve basınçlıydı ki, ciğerleri patlayacak hale gelmişti. Attığı her kulaçla birlikte dünyayı çekiyormuş gibi hissediyordu.
,Asla başaramayacağını ve O’Connor’la birlikte derinlere batacağını, o berbat yerde öleceklerini düşünürken, aniden suyun yüzeyine çıkmayı başardı. Soluklanmaya çalışarak döndü ve etrafına bakınınca çılgınlık Boğaz’ın diğer tarafına çıktıklarını görüp rahatladı.
Thor arkadaşının o çılgınlık halinden kurtulduğunu ve bakışlarının odaklanmaya başladığını gördü.
O’Connor birkaç kere gözlerini kırpıştırdı, öksürdü ve nefes almaya çalıştı. Sonra da şaşkınlıkla Thor’a baktı.
“Burada ne işimiz var?” diye sordu hayretle. “Neredeyiz?”
“Thorgrin!” diye seslendi birisi.
Thor suda bir ses duydu ve dönünce yanında suda kalınca bir halat olduğunu gördü. Başını kaldırınca tırabzanlarda Angel’ı ve onları almak için geri gelen diğerlerini gördü.
Thor halatı kavradı e diğer eliyle O’Connor’ı tuttu; halat geriye doğru çekildi ve Elden var gücüyle uzanıp onları gövdeye doğru çekti. Diğer Lejyon askerleri de ona katılıp halatı teker teker çekmeye başladı. En sonunda, Thor havalandıklarını ve tırabzanlardan gemiye çıktıklarını hissetti. İkisi de küt diye bir sesle güverteye yığıldılar.
Thor bitkin ve nefes nefese bir halde, hala deniz suyunu kusarak O’Connor’ın yanına devrildi. O’Connor dönüp ona baktı. O da bir o kadar bitkin durumdaydı ve Thor onun minnetle baktığını görebiliyordu. Arkadaşının ona teşekkür ettiğini görebiliyordu. Bir şey söylemesine gerek yoktu… Thor onun ne demek istediğini anlamıştı. Aralarında sessiz bir kod vardı. Onlar Lejyon kardeşleriydi. Birbirleri için fedakârlık yaparlardı. Bunun için yaşarlardı.
Birden, O’Connor gülmeye başladı.
Thor ilk önce endişelendi ve onun hala çılgınlığın etkisi altında olduğunu sandı, ama sonra onun iyi olduğunu fark etti. Arkadaşı eski haline dönmüştü. Rahatladığından ve hayatta olduğuna sevindiğinden gülüyordu.
Thor da stresten kurtularak gülmeye başladı. Diğerleri de onlara