100 büyük Türk. Sevil Yücedağ

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу 100 büyük Türk - Sevil Yücedağ страница 10

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
100 büyük Türk - Sevil Yücedağ

Скачать книгу

yattı.

      İttihat ve Terakki kurucularından ve önde gelen siyasetçilerindendi. 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Edirne mebusu olarak girdiği Meclis-i Mebusan’da birinci reis vekilliğine seçildi. Meclis Vekilliği, Dahiliye Nazırlığı, Posta Vekilliği ve 1917’de Sadrazamlık yaptı. Ayrıca 1909-1910 yılları arasında “Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası”nın büyük üstatlığını yaptı. I. Dünya Savaşı sırasında Ermenileri sürgün etmek için Tehcir Kanununun çıkarılmasında etkin rol oynadı. Sovyet Devriminin gerçekleşmesiyle savaştan çekilen Rusya ile 3 Mart 1918’de imzalanan Brest Litovsk Barış Antlaşması’na Osmanlı Devletinin temsilcisi olarak imza atan Talat Paşa’nın ısrarları neticesinde Rusya, 1878’de 93 Harbi sırasında işgal ederek aldığı tüm toprakları, yani Ardahan, Kars, Artvin ve Batum’u Antlaşma’yı takiben Osmanlı Devleti’ne iade etti.

      Birinci Dünya Savaşı’nın Osmanlı Devleti’nin yenilgisi ile sonuçlandığı görülünce İttihat ve Terakki’nin bir kısım ileri gelenleri ile birlikte 1918 yılında ülkeyi terk etmiş, 15 Mart 1921 tarihinde, Almanya’da bir Ermeni komitacı ve suikastçı olan Soghomon Tehlirian tarafından suikasta uğrayarak şehit edilmiştir. Alman dostu olarak bilinen Talat Paşa’nın cenazesine bu ülkenin dışişleri bakanı ve pek çok ileri gelen katıldı. Suikastçı, Alman Mahkemesi’nde 1,5 günlük bir yargılama sonucu beraat etmiştir. Mehmet Talat Paşa’nın kemikleri, 1943 yılında alınan Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye’ye geri getirilmiş ve Abide-i Hürriyet şehitliğine gömülmüştür. TBMM’nin 1926 yılında kabul ettiği bir kanunla ailesine ev tahsis edilmiş ve şehit aylığı bağlanmıştır.

      21

      FEVZİ ÇAKMAK

1876-1950

      Osmanlı İmparatorluğu’nda paşalık yapmış olup, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci ve son mareşalidir. Türkiye’nin İsmet Paşa’dan sonraki ikinci başbakanı, ilk milli savunma bakanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Cumhuriyet dönemindeki ilk genelkurmay başkanıdır.

      Mareşal Fevzi Çakmak, 12 Ocak 1876’da İstanbul’da Topçu Albayı Ali Sırrı ile Hesna Hanım’ın oğlu olarak dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Kuleli Askeri Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1893’te Harp Okuluna kaydolarak 1896’da Piyade Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Akabinde Mekteb-i Erkân-ı Harbiye’ye girerek 25 Aralık 1898’de Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitirdi. Balkanlar’daki Sırp ve Arnavut çetelere karşı verilen mücadeleye katıldı. Kısa aralıklarla terfi ederek 1907’de miralaylığa (albay) yükseldi. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet ilan edildiğinde 35. Fırka Komutanı ve Taşlıca Mutasarrıfıydı. 1910’da Arnavutluk’ta çıkan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Kosova Kolordusu’nun Kurmay Başkanlığına atandı. 1911’de Trablusgarp Savaşı başlayınca Rumeli’nin savunmasıyla görevli Garp (Vardar) ordusunun Kurmay Başkanlığına getirildi. Balkan Savaşı (1912-1913) sırasında 21. Fırka Komutan Vekilliği ve Vardar Ordusu 1. Şube (Harekât Şubesi) Müdürlüğünü yaptı.

      I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Kafkas ve Suriye cephelerinde savaştı. 1918’de ferikliğe yükseldi. Mustafa Kemal’in rahatsızlığı nedeniyle 1915’te Fevzi Paşa 5. Kolordu Komutanlığı kendisinde kalmak üzere, ek görev olarak Anafartalar Grubu Komutan Vekilliğine getirildi. Birinci dönem TBMM’ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26 Mayıs 1920’de İstanbul Hükümeti tarafından ulusal hareketin önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.

      1921’de İsmet Paşa’nın (İnönü) yerine TBMM tarafından Genelkurmay Başkanlığı görevine getirildi. 3 Ağustos 1921’de Başvekillik, Milli Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye Reisliği görevlerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Sakarya Savaşı sırasında TBMM Reisi ve Başkomutan Mustafa Kemal ile birlikte bizzat cephede harekâtı yönetti. Zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın (30 Ağustos 1922) ardından 31 Ağustos’ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın tavsiyesi üzerine TBMM tarafından Müşirliğe (Mareşal) terfi ettirildi. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliğinin kaldırılmasıyla, Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliğine atanan Mareşal Fevzi Çakmak, 30 Ekim 1924’e kadar TBMM’de İstanbul Milletvekilliği görevine devam etti. Mustafa Kemal Paşa’nın askerlik yapanların siyasete karışmamaları gerektiğine dair talimatından sonra, 31 Ekim 1924’te askerlik görevini, siyasete tercih ederek İstanbul Milletvekilliğinden istifa etti. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak 1944’de 68 yaşında Askerî ve Mülkî Tekaüt Yasası’na göre yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldı.

      1946 seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak TBMM’de VIII. Dönem İstanbul milletvekili seçildi. 5 Ağustos 1946’da milletvekili seçilerek 22 sene sonra tekrar Meclis’e katılan Fevzi Paşa, Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Bayar’ın, dönemin Cumhurbaşkanı’nın demokratik seçimlere izin vermesi için, söylediği “Devr-i Sabık yaratmayacağız” (yani iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların ve yolsuzlukların hesabını sormayacağız) sözünden sonra partisinden istifa ederek, 19 Temmuz 1948’de Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. 10 Nisan 1950 tarihinde vefat etti. Cenazesi 12 Nisan 1950’de Eyüp Sultan Camiinden kaldırılırken, cenaze namazında yüz binlerce vatandaş bulundu. Cenazesi İstanbul’daki Eyüp Sultan Mezarlığı’nda Küçük Hüseyin Efendi dergâhı türbesine defnedildi.

      22

      ENVER PAŞA

      (İSMAİL ENVER)

1881-1922

      Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında önemli bir yeri olan asker ve siyaset adamı Enver Paşa, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer almıştır. 1913’te Babıali Baskını adı verilen askeri darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlamıştır.

      1881’de İstanbul’da dünyaya geldi. Babasının görevleri nedeniyle çocukluğu farklı şehirlerde geçti. Harp okulunu 1899’da piyade teğmeni olarak bitirdikten sonra, 1902’te kurmay yüzbaşı olarak Harp Akademisi’nden derece alarak mezun oldu. Selânik’teki Üçüncü Ordu’nun emrine girdi. Manastır ve Üsküp’te çeşitli askeri görevlerde bulunduktan sonra 1904’te kolağası, 1905’te kurmay, 1906’da binbaşı oldu. Ekim 1907’de Manastır civarında eşkıya takibi ile görevlendirildi. 1908 yılına kadar devam ettiği bu görev sırasında Bulgar çetelerine karşı verdiği mücadeleler, onda milliyetçilik fikrinin gelişmesinde rol oynadı. Merkezi Paris’te bulunan Jön Türk Hareketi’nin Selanik’teki bir kolu olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne (sonraki adıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti) katıldı. İttihat ve Terakki’nin başlattığı ihtilal hareketleri içinde yer alan Enver Bey, Selanik Merkez Kumandanı Kurmay Albay Nâzım Bey’in öldürülmesinden sorumlu tutuldu ve Divan-ı Harb’e sevk edildi. Ancak İstanbul’a gitmek yerine kendine bağlı birliklerle Makedonya’da dağa çıktı. Bu hareket II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde önemli rol oynadı. Dağa çıkan subaylar arasında en kıdemlisi olduğu ve önemli faaliyetler gerçekleştirdiği için Enver Bey, bir anda “hürriyet kahramanı” olarak kabul edildi. Meşrutiyetin ilanından sonra Makedonya Genel Müfettişliği ve Berlin Askeri Ataşeliği gibi görevlerde bulundu.

      İstanbul’da

Скачать книгу