Fetih 1453. İskender Fahrettin Sertelli

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Fetih 1453 - İskender Fahrettin Sertelli страница 11

Жанр:
Серия:
Издательство:
Fetih 1453 - İskender Fahrettin Sertelli

Скачать книгу

hâlde dostluk muahedesinin hükmü yok demek. Öyle mi?”

      “…”

      “Edirne’de Bizanslılarla dost geçinmek isteyen devlet adamları ne diyorlar?”

      “Rüstem Bey istisna edilecek olursa, halkla beraber bütün devlet adamlarının daima konuştukları ve düşündükleri Bizans’tan başka bir şey değil. Hatta Bizans’tan ticaret maksadıyla gelen bazı kimseler, ahaliye Bizanslıların Türkleri beklediklerini bile söylemişler. Edirneliler, Türklerin yakında Bizans’ı zaptedecekleri kanaatindedirler.”

      “Boğaz’da yapılan yeni kale hakkında Padişahın ne düşündüğünü öğrenebildin mi?”

      “Sultan Mehmed‘in bütün ümidi bu kalededir. İnşaatın süratle tamamlanması için, öyle zannediyorum ki benim arkamdan hududa yeni inşaatı teftişe gitmiştir.”

      “Zan ile söylüyorsun. Aynen duyduklarını niçin tekrar etmiyorsun?”

      Elvira’nın cesareti yoktu. Padişahtan kendi kulağıyla duyduklarını söylerse, Konstantin hiddetinden yerinde oturamayacaktı. Bununla birlikte, Elvira bunu kendisi için bir izzetinefis meselesi addetmişti. İlk şeref ve tesiri kaybetmek, kendini zor duruma düşürmek istemiyordu. Siyaset sahasında oynamaya başladığı rolü sonuna kadar devam ettirecek ve rakibelerinin yüzünü güldürmeyecekti.

      Bizans dilberi, Edirne’de bulunduğu müddetçe bütün bunlardan başka, çok daha mühim şeyler de öğrenmişti. Padişahın Bizans hakkındaki emel ve arzusu herkesçe malumdu. Bu konuda fazla söz söylemek, nihayet İmparatoru büsbütün çileden çıkarmaktan başka bir şeye yaramayacaktı.

      Elvira,

      “Haşmetmeab,” dedi, “çok yorgunum! Biraz istirahat etmeme müsaade buyurunuz!”

      Bu esnada sokaktan gürültülü sesler işitildi:

      “Kahrolsun İmparator!”

      “Kahrolsun saray erkânı!”

      “Yaşasın Bizanslılar!”

      “Yaşasın hürriyet!”

      İmparator pencerenin aralığından baktı.

      “Zavallı mahluklar! Bir şeyden haberiniz yok…” Perdeyi kapadı.

      Halk, sürü hâlinde sarayın önünden geçerek uzaklaştı. Konstantin bu manzaradan fena hâlde sinirlenmişti.

      Elvira’ya hitaben:

      “Haydi git! Gece tekrar görüşürüz!” dedi. Elvira, İmparatorun odasından çıkıyordu. Konstantin genç kadının arkasından seslendi.

      “Elvira! Sakın kimseye bir şey söyleme. Hatta Agripas’a bile!”

      Kocası, Elvira’ya soruyordu:

      “Sultan Mehmed‘in Bizans hakkında neler düşündüğünü elbet öğrenmişsindir.”

      “Bunu sormaya lüzum var mı?”

      “Tabii. Bu bizim için hayat memat meselesidir.”

      Elvira, İmparatorun son ihtarını hatırlayarak başka bir mevzuya geçmek istedi.

      “Bu akşam benim şerefime bir ziyafet vermelisin Agripas.”

      “Niçin?”

      “Sevgiline kavuştuğun için memnun değil misin?”

      “Bu soruyu çok mânâsız görüyorum. Fakat, ziyafet… İşte bu, bu akşam olmayacak bir şey!”

      Elvira hiddetle kocasının kolları arasından fırladı.

      “Ben İmparator için hayatımı tehlikeye attım. Bu önemli maceradan sonra, düşmanlarıma karşı kendimi hiçbir zaman şerefsiz ve muvaffakiyetsiz bir kadın mevkisinde bulundurmak istemem.”

      Agripas tekrar itiraz etti:

      “Israr etme, Elvira!”

      “Hayır, dediğim olacak.”

      “Bu gece sırası değil.”

      “Eğlencenin sırası olur mu?”

      “İmparator hiddetli.”

      “Bana ne!”

      “Onun neşesi yokken…”

      “Benim neşem var!”

      “İmparator kızarsa?”

      “Ben cevap veririm.”

      Agripas ağzını kapadı. Karısı devam etti:

      “Klio’dan hariç bütün dostlarımızı hemen davet et. Hizmetçiler de içki sofrasını hazırlasınlar.”

      Agripas, karısının çok kıskanç bir kadın olduğunu biliyordu.

      “Klio’yu çağırmadan ziyafet verilir mi?” dedi.

      Elvira kaşlarını çatarak düşündü. Sonra birden, hatırına önemli bir şey gelmiş gibi kocasını omzundan tuttu.

      “Kıskançlığımdan çağırmak istemiyorum zannediyorsun, öyle değil mi?”

      “Şüphesiz.”

      “Bu akşam yalnız Anivas’ı çağıracağız. Gizlice ona söyleyeceğim sözlerin yalnız seni ve beni değil, bütün Bizanslıları alakadar edeceğini göreceksin!”

      “O hâlde bana şimdiden anlatmanı istiyorum.”

      “Ona söyleyeceğim sözleri şimdiden öğrenirsen, meseleyi İmparatora ihbar edersin!”

      “Ben, karımı felakete sürükleyecek kadar sefil ruhlu bir ajan değilim.”

      “Israr etme!”

      Elvira’nın odasında kadın erkek on beş kişi kadar davetli vardı.

      Anivas içki masasının başında, başka bir arkadaşının karısı ile konuşuyordu.

      Agripas ayağa kalktı.

      “Karımın sıhhati şerefine!” dedi.

      Bütün davetliler ayağa kalkarak kadehlerini uzattılar ve güzel kadının şerefine içtiler.

      Herkes birbiriyle yavaş yavaş konuşuyordu. Ziyafete İmparatordan gizli olarak katılmışlardı.

      Elvira’nın hayranları, bu sevimli ve güzel kadının şerefine kadehlerini sık sık doldurup boşaltmaya başladılar.

      Odanın

Скачать книгу