Genç Rahmi’nin Hikâyesi. Emin Göncüoğlu

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Genç Rahmi’nin Hikâyesi - Emin Göncüoğlu страница 12

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Genç Rahmi’nin Hikâyesi - Emin Göncüoğlu

Скачать книгу

İleride elli altmış kişinin oluşturduğu, her sabah gelip burada iş çıkarsa gitmek isteyenlerin beklediği kalabalık duruyordu. Yanlarına bir arabanın yaklaşmasıyla birbirlerini ezercesine sürücüsüne yaklaşıp konuşmaya çalışıyorlardı. Hepsi yoksul ve hırpani giyimliydi. Yüzlerinde umuda ilişkin en ufak bir kırıntı yoktu. Bazen bulabilirlerse bir günlük yevmiye için, önlerine kadar gelen işi alabilmek uğruna, birbirlerinin kafasını, gözünü yarıyorlardı. Rahmi, çoğunun beti benzi solgun, hepsi zayıf insanları arkasında bıraktı. Sınıftaki boş yerini düşündü. “Sinem hemen fark etmiştir.” diye yavaşça mırıldandı. Hatırladıkça içi dolu dolu oluyordu. Koca bir sınıfın, hele Sinem’in gözlerinin önünde yediği dayağı bir türlü kabul edemiyordu. Dün yaşadıklarından dolayı düşüncelerinde girdiği boğuşmadan midesindeki kazınmayı unutmuştu. Etrafında değişip duran görüntülere sadece bakıyordu. Aklı düne takılmıştı. Oradan bir türlü kopup bugüne gelemiyordu. Rahmi, vitrininde yüzlerce saatin olduğu küçük bir saatçi dükkânının önünden geçerken vücudunun daha bir ısındığını fark etti. Kuru Kafa Celal’in dayağını yedikten sonra çözülüp hüngür hüngür ağlayan birçok arkadaşı olmuştu. Kendisince önemli bir sınavdan geçtiğini düşünüyordu. Küçük küçük adımlarlarla yürüdüğü kaldırımdan indi. Dar caddeyi kontrol etmeden karşıdaki kaldırıma yöneldi. Hızla gelen bir araç olsaydı, kendisine çarpabilirdi. Karşı kaldırıma çıktığında, arkalardan eski bir dolmuş önündeki durakta bir iki müşteri daha artsın diye sanki yol gitmekten korkarmış gibi çok yavaş geliyordu. Eski dolmuşun şoförü Rahmi’yi görünce kornaya bastı “İstersen gel bin.’’ der gibi. Rahmi gözleri yerdeki kirli kaldırım taşlarındayken, düşünceleri, arkasından gelen dolmuştan çok uzaklardaydı. Eskiden, çoğunlukla yerli filmler oynatan, çocuklu çocuksuz kadınların üst katta balkonda, kadınsız erkek ve gençlerin aşağıda oturup filmler seyrettiği, şimdilerde köhnemiş koltukları eski ihtişamlı günlerinden bir hayli uzak, yırtık pırtık bir hâlde duran, bol sidik kokulu, artık bol bol seks filmi oynatan şehrin tek sinemasının önüne gelmişti. Öğlenden sonra saat ikide oynayacak filmlerin afişlerine gözleri kaydı. Büyük renkli kâğıtların üstüne çırılçıplak uzanmış kadınlar, tahrik edici, şehvet dolu bakışlarla, kadına aç müşterileri daha çok azdırıp baştan çıkarmak için her şeye hazır bir hâlde durur gibi bekliyorlardı. Rahmi kuşku ile etrafına baktı, çıplak kadın resimleriyle dolu sinema afişlerinin önünde durduğunu tanıdık biri görür diye hızla uzaklaştı oradan. Mis gibi ekmek kokularının buram buram dışarı yayıldığı çarşı fırınının önüne geldiğinde, gün sabahtan kurtulup sıcak öğleye doğru yol alıyordu. Sıcak ve taze ekmek kokusu, dayanılır gibi değildi. İçeride, çevredeki çoğu kebapçı olan lokantalara ve öğlen müşterilerine yetişsin diye ekmek yapıyorlardı. Dışarının dayanılmaz sıcağı yetmezmiş gibi, alevden bir kora dönüşmüş, ışıl ışıl parlayan ocağın önündeki şatıra baktı. Yüzü sıcaktan ve isten kararmıştı. İnce ince ter boşalıyordu her yanından. Kendisini ilk gören insanda uyandırdığı duygu acıma hissiydi. Kısa boylu incecik biriydi. Üstünde siyah atlete benzer bir şey vardı. Boyundan uzun ve ocağa girip çıkmaktan tahtası kararmış, üstüne iyi açılırsa iki tane açık ekmek sığan küreği ocağın içindeki boşluklara göre, sağa sola kavisler çizdirerek ustalıkla gönderiyor, daha sonra pişen ekmekleri maharetle küreğin üstüne alıyor ve iyice kızarsın diye kor ateşe göstererek aynı ustalıkla dışarı çıkarıyordu. Fırının sahibi olduğu her hâlinden belli olan kısa boylu, şişman, kafasının ortası saçsız adam ortadaki çok büyük tezgâhın üstüne bir bir fırlatılan ekmekleri elindeki ucu kancalı değnekle yakalayıp özenle üst üste diziyordu. O hariç fırında çalışanların tamamının gözü kesintisiz önlerindeki işlerindeydi. Etrafa ne bakacak vakitleri, ne de hâlleri vardı. Çocuk yaştaki çalışanlardan biri hamuru tartıyor, diğeri tartılıp önüne fırlatılan hamur topaklarını iyice yuvarlanmış küçük lastikten toplar gibi una bulayıp, avuçlarının içinde iyice yoğurup, açılıp işlenmeye hazır hâle getiriyordu. Daha büyük iki kişi de isteğe göre, bazen ince, uzun, kâğıt gibi açık, bazen de çok açıp uzatmadan tırnakladıkları hamurları pişmeye hazır hâle getiriyorlardı. Pişmiş ekmek kokuları ocağın şiddetli ısısını arkasına katarak dışarının bildik öğlen sıcağına karışıyordu. Fırının kirli duvarları büyük takımların, onlara ait futbolcuların ve tanınmış şarkıcıların posterleriyle doluydu.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

/9j/4AAQSkZJRgABAQEASABIAAD/2wBDAAMCAgICAgMCAgIDAwMDBAYEBAQEBAgGBgUGCQgKCgkICQkKDA8MCgsOCwkJDRENDg8QEBEQCgwSExIQEw8QEBD/2wBDAQMDAwQDBAgEBAgQCwkLEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBD/wgARCAG9ASwDAREAAhEBAxEB/8QAHAAAAQUBAQEAAAAAAAAAAAAABQIDBAYHAQAI/8QAGgEAAgMBAQAAAAAAAAAAAAAAAgMAAQQFBv/aAAwDAQACEAMQAAAB0XzvSalsQm6jsGPDAXIh55YVJk6yKkcGN1GpJMiZFXbtVBqz+bdmbdFr85uOclVQ19Kr9dl24Gc76TnP6+ZkGmqwR25DK0V601ROY3aMbCwxz/ppSEy25S5OVceMB3Qos8+qlVG2R2R4YkZGk7cfk5d+o8k0bWOT2bvwtj1DceNlCbXiNurt57nqw6X6Hzow6zgDoN1YMeylXp0p2KYxFLXtiA3YW8vktuRMjVRMYDOh5Kk0MiTlzsiJOyJGPDF3USMSBZWn0UjLru/CEbrcZxAZ56gvS2BN8u3LVqHtvLPHkgXBY26lud+W7VB7pGl5650c4gx+jRxtyIk9K7UjxlZZUIlkRB24mR+SHIuTwx2pKGRGGN5nUr/N7zsgTYfiSwTbtwxitg3Uds5N3b0vnrh1eQso1YsqbRPL9XP66R/nyn+jx1Pr836MWhio3KXIirbhhjEaSpEGTdPjcc54I1U7I7LkUSAPOOf31J2SAbWOjQzVgcAr5w+iyS4rFlsr7D0eVs/X86kpDgv0WU8/dH8z6BpcrnUEL0+bvG7kxakWiXDSk2VaAVnHJXG2RclQZYxhyVOk5JJu3IQTm9IDye1XOp0Be3cydNzF4eZbORthuzlMtBNzTt5fobo+ZbYAuqn0OWI0i/OelHsMTsCzZg0/0PmYFENA6gvq1nPrn4d8Y9MZ19vQK14dd0eONrSGMJBiuR4STRU/i9+lbOxC2dca/EsilL2vLZLyZJCOPMSgLruUeb6O3edlsXHlRRgNDs78/wCjjMdX98P4T1XveVYW7Lg6NdX0paNEcyC61SAYUT1X1zSNfj9GHmCrSAaLjK7ci8voZG301f6VxqyIOnR1yB19bTytMvO6WnzQJ2eSN/ROjz5x6RQybUrqm0Phehruh/o+rdXnfStcjJV9LPNNBulxlK1SkdCfl3E09D1k8q9xHzttDmpgVp490UmwzTL6DKezhbPOoNL63TVdb1NURuC7kwSZwkIg9un6UDlk3IH1HhuOMoHM7tPLfJE6J3eHs+XRjelTLs7bs/AtS9CweQy9CYnUSANsVwrVnyVxdhmbLJpposmDH06L6LzvgLovlI3yldB0NMlWtd5tdw5ZMx05Z0Hoh9GrwzmoFwQgVcZKbz+1mc6iToRtzWU30bVx47srdrfBjUtdGsNbiy0zCnYcmKIscT6iYNdDd+PvA7c+bh0c79J5uOa5Au6DnVvkq6EqSKXK3vz++w5dE4E4D2w11mCxHmDySbt6hzRW6q5u4E0ql0ektwYtszw9WBFisZ2TgufXrMrV9C8SSDy5L1F5vqNNFtvnu4Uz6aBba91uXVOxyeVXLpQGbz7oDcrgjoHB6+j4nEHZcK6TNJmbQL5qig8pGYGKDosmXuUk2QmK+jh5GR6Zmm/Kgh7YdqFEN1jG6782+1eTdVFF2DAaNn5mvevN9ikbyq01pg596bynCX4Xk0tv+TRSNCIdX9Cee65gZgXWyWfNpIWWgv4NaKSpUYhjEzOcnoRLllc7t/ZwAF1jPSVU9FSwmzci9IyW44Kk4ck6AGM23Otq5y61Ph9TRcezEOouZi3yVtqHa4tY63HcGWbn69CwapFjYcelsNhgtNVI5y+TmOrQV282LaZVHyNAsdAXoYJTyi+jx4o6xqMHi5dc0rbUiNIU3VAxCI11qvK6tRaNz5m0gh2hRwde2nLQD11advMyjpYnFXpPL1QxO7hQVWuA3pA2mC2cw4GGsD0Sb7NKUQCShlQ1hTnoXTFrv6Wz8ivygV3KyDIcvLduVxRWZJ5/vAD0BLYt+3cLoVkDlq1Wa+gHf0zRebuGzjj9uPNOV1LXif4W5Z0QguRo2HXTW7Kd0+ay/FJz7uBqm2Z/OMa1KtYhsFa0LS6Wh/0Inii7EI6+ZoczrpbE13UtGwqdrolm1zcumdcK4NU1Gq2o6md9RVo0+c0DVz5pqpeLVcPP9OtlozfeMMxtmRtS1yC9MdgvJ6kdmdZpg6sqKpVFIGFxKvsXYOb196nngZUMcAs4rPI4VmHVRCa+UDZStdlw6bPzjr7FwmUSrcB2Yt/dxRWvJKZQsxY8z6Cbk25d0FBNAyV24DCioOeA09zBrafnH6uc8tp/LrWDa7twstznsPY+is3EjShzIHOgZrhs6NYLfJHW7RuW2akZAU4CK1pwEEOmYVaZuRE6PMJvwAGjVeZ0i3H61XZdb1J8xJVN1zRskLfITp5IP1ZnWKLKkUlCmC2xMV2aYrX9Q8zHDqxsquMocb41ekFOa1BWdKuERCfJIApK5M4y4jkc67GHYeaeOc0coSttbwdCr59nCGBrw2jAUdfdiTay1MF2aO1Emo8JdqmyWOfmaNKx0fVfJTFq67LGMMSXZYb1I

Скачать книгу