Gagauz Leksikologiyası. Güllü Karanfil

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Gagauz Leksikologiyası - Güllü Karanfil страница 6

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Gagauz Leksikologiyası - Güllü Karanfil

Скачать книгу

ve gelen boylara da aktarmalıyız.

      Bilim alanımız Dil olduğu için, bu araştırmada Türk kökenli *kap ve *yap morfemlerini araştırıp, başka halklarda onların türemelerini göstermeğe çalışacağız.

      Dedelerimizin başka kökenli halklarla ilişkileri tarihi çok eskidir. Eski Türkler bazen komşularıyla dostluk eder, alış- veriş yapar, bazen de savaşırlardı.

      Çok eski zamanlardan XX. yüzyıla kadar Türk dili halkların ikinci dili gibi sayılırdı. Türk halkının nüfuzu, prestiji oldukça büyük olduğu için başka halklar, Slavlar, Araplar, Farslar vb. bu dilden pek çok söz almış ve şu an da kullanmaktadırlar. Lakin yabancı dillere yüzyıllar önce alınan eski Türk sözcüklerini açmak bazen çok zor oluyor. Çünkü söz, morfem herhangi bir dile alındığında mutlaka benimseme süresinden geçmeli ve o dilin fonetiğine uygun olmalı. Bazen semantik bakımından da bir çok diğişikliğe uğruyor. Böyle sözcuklerin tarihi yolunu izlemek bazen mümkün olmuyor.

      İlk Türkolog Kaşgarlı Mahmut’un «Divanu lugat-it Türk» kitabında qap morfemi “çuval” manasında verilmektedir (DTS,420)

      Kap morfeminin üç anlamı, semantik yuvası var. Ve elbet ki bu semantik yuvaların birbiri ile sıkı bir bağı var:

      1. Giyim-kuşam anlamında, örneğin: Gag., Azereb. kaftan, kapot “fistan, elbise”, Türk. kap “kadınların giydiği kolsuz üstlük”, kaban “kışlık üst giyimi”(her iki örnek fransız kökenli olarak veriliyor.) (bak.Türkçe Sözlük, 2 K-Z,s.782), Tuva, Altay hep\\kep; Karaç., Balkar kablarık “giyim”, kablau “terlik”; Gag., Azerb.,Türkm. kalpak (kaplak) metateza olayı sonucunda l ve p sesleri yerlerini diğiştirmiştir.

      2. Örtü, kabuk anlamında: Türk dillerinin çoğunda olan kapı\\ kapu, kapak\\qapaq , kap (kitabın kabı), ayçiçek kabı, ayak kabı, kapçık (balığın), kap (kap-kaçak) tabak, bardak) anlamında; Gag. kapan “zindan, hapishane” Türk. kapan “tuzak”; Türk. Azerb, Turkm. kaburga\\ qabırğa, Karaç.balkar. kabırga “duvar” v.b.;

      3. Top, küre, şiş bir şey anlamında; eski türk. köp “çok, şişik-li, bol”; Türk dillerinin çoğunda olan köprü, küp, köpük, küpe, kabak, kopça, kap, kabar, göbek; az., göbelek (kübelek (başk. Tatar,) kömelek (türkm.) kabir\\qəbir v.b.

      Azerbaycan dil araştırmacısı S.Alizade’ye göre kap eski türk morfemidir. İran ve Slavyan dillerine Türkçe’den; İran dillerinden ise Semit, Roman ve Alman dillerine geçmiştir (3). Şu an bu eski morfem yabancı dil ailelerinde türlü fonetik varyantlarda ve değişik anlamla kulanılmaktadır: rus. kapusta “lahana”, kepka “şapka”, kubok “kupa”, kupol “kube” kobura “silahlık”, kapsula “kapsül”, kabinet “iş odası” komok “yuvarlak bir şey”, komnata “oda” vb. Son 2 örnekte p-b-m ses geçidi olmuştur. (yanaştıralım Az. koma, Gag., Türk. kümes, Gag. kümelti “küçücük ev, sığınacak yer”), Arab. qübbə, aba\\gəbə, qəbr; İng. cap “şarap için ağactan yapılmış bardak”, capote [kapbout] 1. Yağmurluk, 2. kadınlar için örtü, pardüsü”; 3. Kadın şapkası 4. Kapot (araba); Japon. kabe“duvar”, köbö “maya, kabartma tozu”; Fr. capote, İtal. capot “uzun yağmurluk”. Bu mahsuldar morfemle türenen sözleri devam ettirebiliriz.

      Bugüne kadar Gagauzca’da kullanılan aba 1. ”evde dokunan kaba doku”; 2. “O dokudan yapılmış uzun giyim“; 3. Keçe; 4. Keçeden yapılmış çizme manalarını taşımaktadır; diğer Türk dillerinde de bu kelimeye raslıyoruz: Az. əba, nog. aba 1.“mollanın giydiği uzun elbise”, Türkm. aba “ağır yün doku ve ondan dikilen pardüsü”.

       Aba 1. “kaba yün doku” ve 2. Dokudan yapılmış Türk kaftanı” anlamlarında V.Radlovun meşhur sözlüğünde kayd edilmiştir. Radlov ve başka dil araştırmacıları aba kelimesinin Arap kökenli olduğunu yazıyor ve Türk dillerinden alınma söz gibi veriyor.

      Lakin, Gagauz dilinde kullanılan aba sözcüğünü araştırırken başka sonuçlara varıyoruz.

      Bulgar’ların kültürünü araştıran N. Gagen-Torn “aba bir nevi doku adıdır… giyim kendi adını doku adından almıştır” diyor [4].

      Arapça–Rusça sözlüğünde bu söz “yağmurluk biçiminde giyim” gibi verilmektedir. [ARS, s.489], Bu sözlükte qabaun “üst giyim, kaftan” kelimesine de rastlıyoruz. 11yy. ilk Türkoloğumuz Kaşgarlı Mahmut’un “Divanu lügat –it- Türk” kitabında qaba “kul giyimi” kelimesi kaydolmuştur. [MK, I, 461]. Özbek şair ve yazarların eserlerinde qaba “erkekler için uzun giyim” anlamında kullanılmıştır.

      Radlov’un (5) söylevine inanırsak aba kelimesi Türk diline geçtikten sora yeni anlam almıştır, daha doğrusu, giyim adı doku adına geçmiştir. Ama her zaman tersine, doku adı ondan yapılan giyime geçmektedir. Tanınmış dil araştırmacısı Dobrodomov Slavyan, dillerinde bu kelimeyi araştırırken aba ve qaba sözlerini fonetik varyant gibi veriyor: Rus aba\\ qaba “kaba yün doku”, Ukr. qaba “beyaz Türk dokusu”, Maked. aba “evyapımı doku, ondan hazırlanmış üst giyim”, Sırp. harvat aba\\haba “kaba evyapımı doku”, Çek. haby “yıpranmiş geyim”. Kelime hem doku, hem de giyim manasında Roman ve Slav dillerinde de mevcuttur. Azerbaycan Türkçesi’nde halı manasında gəbə sözü de kullanılmaktadır.

      Bizim düşüncemize gore aba kelimesi eski Türk kap* morfeminden geliyor.

      Yap. Morfemi de eski bir morfem olarak eski Türkçe’de ve çağdaş Türkçe’de mevcuttur. Ama bazen Türkçe’de bir sözün etimolojisini, kökenini bulmak için araştırılan söz o kadar değişmiş oluyor ki ona yanlışlıkla başka “vatandaşlık” veriyorlar.

      Gagauz dilinde çupak 1. “göğüsünü sıkan fistanın üst tarafi”; daha sonra sütyen anlamını almıştır. Bu sözü araştırırken ilginç sonuçlara vardık.

      Balkar araştırıcısı Otarov Gagauzca’da ve Balkarca’da aynı manada olan çupa sözünü izlerken bu formada, bu fonetik varyantta diğer Türk dillerinde olmadığını yazıyor ve onun Fars diline ait olduğunu söylüyor (6).

      Bizim araştırmamıza göre çubak sozü türlü ufak ses değişimleri ile Altay Türkçe’sinde çuba “geniş üst geyim”, Karaç., Balkar. çuba “göğüsü sıkan deri korset”, Azerb. çoha\\çuha “erkekler için üst giyim”, Kırg. çuba\juba “kürk”, Nog. Şıva\\şıba “elbise”, Uygur. cuba “kürk”, Tıva. şıva “entari, hilat”, şıvıq “örtük, sırta atılan bir şey”, Özb. çapan, Kaz. şapan, Başk. Sapan “entari, hilat”. Türkçede zıbın “1. çocuk giyimi; 2. kolsuz giysi”, Azerbaycan şivesinde ve Ahıska Türk’lerinin dilinde de çuba sözünün zibun\\zubun ses kalıbı tanınmaktadır. Ç- Z ses değişimini görüyoruz.

Скачать книгу