.

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу - страница 9

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
 -

Скачать книгу

style="font-size:15px;">      Yolculuğun geri kalanında deveye bindirilerek getirilen Ese-ney, Stap’ın askerî hastanesinde bir ay yatıp, avuluna tek başına atına binerek dönmüştü. Artıkbay Batır ise altı ay boyunca hastanede kalıp, evine bir kızak ile dönmüştü. O günden beri Artıkbay yürüyemeyen bir felçliydi. İki ayağı felç olmuştu, hareketsizdi. O, Eseney’e isabet edecek oka karşı kendini siper etmişti. Eseney’i korumuştu, onun hayatını kurtarmıştı, ama kendisi başkalarına muhtaç kalmıştı. O, artık bir engelliydi. “Saf batır, eğer beline saplanan oku kendisi çıkarıp atmasaydı, halk hekimliği ile çaresine baksaydı, hiç böyle engelli olup kalır mıydı! Halk hekimliğiyle tedavi edilen Eseney ise işte görüldüğü gibi iyileşmişti!”.

      Bu son çarpışmadan sonra Kenesarı, bir daha Kerey-Uvak’ı rahatsız etmemişti. O, Kazak bozkırının güney kesimlerine doğru çekilip, Alatav’a gitmişti ve orada bu isyan hareketi sona ermişti. Kenesarı’nın bir daha geri döndüğü de görülmemişti.

      Eseney, Stap hastanesinde de huzur içinde yatmamıştı. O, Kenesarı’ya karşı olan boyların lideri olduğu zaman da kafasında onu düşündüren derin bir mesele vardı. Son defa Ağa Sultan Şıngıs’a gittiği zaman da aklında bu mesele vardı. Han soylular, hanlıklarına özlem duymadan duramazlardı. Han soylu Şıngıs, Kenesarı’ya karşı mücadele başlatmayıp halk içine fitne sokmuştu, Rusya Hükümeti’ne büyük bir vefasızlık göstermişti. Eseney’in bu düşünceleri, eğer Sibirya Gubernatörü, General-Binbaşı Fon Fridriks’in kulağına giderse, Şıngıs’ı bu görevinden azletmek mümkün olurdu.

      Eseney’in, bu düşüncelerini General-Binbaşı’ya haber verecek adamı da vardı. O, Eseney’in teyzesinin oğlu Turlıbek Köşenulı idi, kendisi altı ilçeye idarecilik yapan büyük bir töreydi.

      Eseney, bu Turlıbek’i Stap’a çağırttı. Yarasının mikrop kapıp iyileşmediği çok eziyet çektiği bir dönemdi. Eseney, Turlıbek ile çok sert konuştu.

      –Sen Ombı’da ne işle uğraşıyorsun? Töre neslini ne zamandan beri başımızın üstünde taşıyoruz? Şıngıs denilen adamın nasıl biri olduğunu daha ne zaman göreceksin? O, Kenesarı’nın en birinci destekçisi olup çıkmadı mı?

      –Bu düşünce Ombı’da da yaygınlaşıyor, Eseney Bey. Bununla birlikte…

      –Bununla birlikte, çaresiz oturup duruyoruz diyorsun ha! O zaman bana erk verin. Beş günde elini ayağını zincirleyip Ombı’ya sürüyerek getireyim!

      Rus Semineri’ni bitiren, baştan aşağı şehir kıyafetleri giyen Turlıbek, Eseney gibi inatçı karakterli, kibirli değil, kanunların sınırından çıkmayan, çok sabırlı ve tahammülü güçlü bir kişiydi. O, teyzesinin oğluyla aynı fikirde olsa da, Şıngıs’ın tavırlarından büyük bir rahatsızlık duysa da, fevri davranıp aceleci olmaya ve çatışmaya karşıydı. O, bu güne kadar kanunların dışına hiç çıkmamıştı.

      Hanlık yıkılıp, Ağa Sultanın idare ettiği ilçe açıldığından beri, Sibirya Gubernatörü’nü rahatsız eden şey, Kenesarı konusundaki tereddüttü. Bu tereddüt, en sonunda da işte isyana evrilmişti. Başından beri Turlıbek, Kenesarı hakkında kaç defa âdilane düşüncelerini bildirmişti. Ancak sıradan Kazak halkını tamamen yabanî, tamamen cahil, güvenilmez gören Çarlık Hükümeti, Han soyluları açık açığa koruyup, onları bir türlü atmaya kıyamıyordu.

      Kenesarı, Kazak halkının Çarlık yönetimine duyduğu memnuniyetsizlikten faydalanarak, han seçilmek niyetindeydi. Ese-ney ise Şıngıs’ın Kenesarı’ya karşı mücadele etmemesinden faydalanarak Ağa Sultan seçilmek niyetindeydi.

      Turlıbek, Şıngıs’ın Eseney hakkındaki düşüncesini de çok iyi biliyordu. Sonraki seçimde Şıngıs, Eseney’i yerinden edip başka birini biy olarak atamaya hazırlanıyordu. Asıl amacı, idareciliği ele geçirmek olan Eseney’in gerekçeleri mantıklıydı, ne çare ki Gubernatör önünde ise Şıngıs haklıydı. Gubernatör, onun sırtını sıvazlayıp duruyordu. Şekspir’in bir sözünü hatırlatıp:

      “Her gece, oyunda, eğlencede, keyifte, güzdüz başı yastıkta!”, dediği de olmuştu. Bu sözüyle Şıngıs’ın ömrünün oyun, eğlence, kadın-kız, uyku ile geçip gittiğini ima etmişti.

      Üstelik Şıngıs’ın yanındaki Binbaşı Bergsen’in de iki üç defa onu şikâyet ettiği olmuştu. O da, Kenesarı’nın elçilerinin devamlı gelip gittiklerini, geceleyin tenhada yalnız buluştuklarını, iki taraf arasında hediyeler getirip götürdüklerini yazmıştı. Bu da demekti ki, Şıngıs’a muhalif bir grup oluşturmak oldukça güçtü. Turlıbek’in bu durumu değiştirmeye gücü yetmezdi. Sonuç olarak, elbette, Eseney yenilecekti ve biylik görevinden ayrılacaktı.

      Eseney yine kızgın bir şekilde konuşmaya devam etmişti. Beli sarılıydı, yüzüstü yatıyordu ve başını da döndüremiyordu. Esmer ve çiçek bozuğu yüzü yara bere içindeydi. Neredeyse bir cücenin bacakları kadar olan dirseklerini yastığa dayayıp gürlemeye başlamıştı:

      –Ben seni niye okuttum? Senden başka yetim çocuk bulamadım mı hiç? Marifetini göster. Şıngıs’ın düşeceği zaman işte bu zaman. Kahretsin, yatağa düştüğümü görmüyor musun? Eğer böyle olmasaydım, Şıngıs’ın ocağını başına yıkardım!

      Eseney bunu yapmaktan çekinecek adam değildi. Stap Rus Kazakları da bundan çekinmezdi. Onlar için hepsi “orda”, Kenesarı kim, Şıngıs kim? “Hepsi bir!” Kenesarı birlikleri ile Eseney’in son çatışması sona erdiğinde rastlamıştı da, korkusuz Rus Kazakları’nın daha yapacakları hiç bitmemişti…

      Bunları düşünen Turlıbek, şimdi Şıngıs ile Eseney arasındaki çatışmayı sona erdirmenin bir yolunu arıyordu. Çünkü bu ikisinin arasında bir çatışma olduğu takdirde, halkın arasında da bir ayrılık ve bölünme olacağı şüphesizdi.

      –Eseney Bey, şimdi Ombı sizin emeğinizi çok takdir ediyor. Amankaray ilçesini talandan koruyan Şıngıs değil, sizsiniz diye düşünüyor. Buraya gelmeden önce General-Gubernatör’e uğrayıp bir selam verdim. Size çok çok selam söyledi. Çarlık Hükümeti sizin emeğinizi unutmaz, şimdi Eseney Biy’e nasıl bir mükâfat vermek gerek, onu düşünüyorum dedi.

      Eseney azıcık keyiflenip daha sakin konuşmaya başladı:

      –Sınır Komisyonu’na benim adıma rapor yaz. Üç yıldır Kenesarı ile devamlı mücadele ettiğimi iyice yaz. En sonunda yurda sokmadan sürüp çıkardığımı yaz. Kenesarı’nın bu gidişi, işte o son gidişi oldu. Kaça kaça Betbak’ın çölüne sıkıştı da bir daha bu tarafa dönemedi. Babası Kasım, on yıl kadar oldu Hiyve hanına hizmet edip Ruslarla savaşıyordu. Bu da ondan öteye gidecek değil, diye gururlandı. Teyzesinin oğlunun gerekeni yapacağına inanarak, -Gubernatör’e ne diyeceğini kendin bilirsin, nihayetinde, Şıngıs’ı yerinden etsen iyi olur! Diye sözünü bitirdi.

      Ona tamam deyip Turlıbek gitmek için yönelmişti ki, tam o sırada, yanına şehrin yerleşik fakir işçilerinden Tilemis adlı genç delikanlıyı tercüman olarak alıp gelen yüzbaşı içeri girdi.

      –Merhaba, Eseney Bey Estemesoviç!

      –Merhaba, Efim Töre Kotsuk, merhaba! Eseney’in Kotsuh demeye dili dönmüyor

Скачать книгу