Siyasi Katılım. Veyis Güngör

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Siyasi Katılım - Veyis Güngör страница 18

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Siyasi Katılım - Veyis Güngör

Скачать книгу

öncesi maktığın ürünü suçlamayla güya Coşkun Çörüz’ün Bozkurt olduğu ileri sürüldü. Kendilerine araştırma grubu adı veren, kimi bizim kanı bozuklarında yer aldığı grup haberin tüm basına yayılması için ilk önce basın bildirilerini ANP’ye teklif etmişlerdi. ANP haberi ciddi bulmamıştı. Daha sonra GNP’ye teklif edilen bildiri aynen ANP’de olduğu gibi GNP tarafında da ciddi bulunmamıştı. Bunun üzerine araştırma grubu bildiriyi gazetelere göndermişlerdi. Ve ciddi bir gazete olarak bilinen de Volkskrant’ta balıklama dalarak olayı sayfalarına taşıdı. Tam da seçim günü böyle bir haberin patlatılması sadece Coşkun Çörüzle sınırlı kalmayıp topyekün Hollanda Türk toplumuna yapılan bir hakaretti. Haber okununca ortada yeni olan bir şeyin olmadığı, öğrencilik yıllarında, içinde benim de olduğum bir grup insanın o zaman birlikte gençler ve öğrenciler için yaptıkları etkinliklerden hareketle kurulan bazılarına göre garip ilişkilerdi. Gerçi aynı arkadaş grubuna yapılan bu iğrenç ve gayri ciddi benzetme ve çirkin suçlama ne ilkti ne de son olacaktı. Ama olayın sanki bir başka boyutu var gibi. Zira haberin son paragrafı, bir ay önce Hollanda’daki Türk kökenli politikacılara yapılan iddia, yani milletvekili adaylarından bazılarının Türkiye Cumhuriyetinin memuru iddiasını tekrarlayarak bitiyordu. Haberin bu olayla ilgili olup olmadığını ileride göreceğiz.

      Ancak haberin bir bölümünde benim de ismimin geçmesi ve Türk milliyetçilerinin ve dahi bozkurtların çıkarlarını korumakla itham edilmem çok garipti. Sözkonusu grupların Hollanda’da çıkarları nedir bilemiyorum ama, dost ve düşman benim Holladna’da kimlerin çıkarlarını koruduğumu, etkinliklerimize Türk toplumunu oluşturan tüm mozaiğin katıldığını, zira organize ettiğimiz etkinliklerin Türkiye’nin her tarafını temsil ettiğini gayet iyi bilirler.

      Tüm bunlara rağmen, bugüne kadat kaç defa ifade ettik bilemiyorum ama, bir defa daha, sağır sultanlar için ifade edelim ki; biz, kültürümüze yabancılaşmadan, değerlerimize ve Türkiye’ye küfür etmeden, azınlık haklarına duyarlı, Hollanda’daki insanlarımızın her alanda şuurlanması, ilerlemesi, kalkınmasını isteyen, katkıda bulunan ve bütün bunları da bizi anlayan Hollandalı dostlarımızla birlikte, yardımlaşarak, ortaklaşa yapılacağına inanan insanlarız. Devamla şahsi düşüncem şudur ki; kendi değerlerimizin yani Anadolu’dan getirdiğimiz ögelerin, Hollanda şartlarında yeniden yorumlanmasını isteyen, içinde bulunduğumuz ülkenin de değerlerine saygılı olan ve bu değerlerle çatışmayan, diyalog ve birlikte çalışmaya inanan, yirmi yıl öncesi Türk matığına göre ne sağcı ne solcu olan, ne boz-kurtçu ne devrimci ne akıncı olan, Türk kökenli, müslüman, Hollanda vatandaşı kimliğimizin içini doldurmaya çalışan, etkinliklerini bu çerçevede geliştiren ve birey olabilmenin hazzını duyan sade bir vatandaşım. Bunun dışında her hangi bir yan kimliğe ihtiyacım yoktur. İt ürür, Kervan yürür!

      Biz bu işlerle uğraşırken, Hollanda’da gündeminde bir başka bomba patlatılıyordu. Bize atılan çamurdan üç beş kişi zarar görürken, VVD’den milletvekili seçilen eski müslüman Somalili Ayaan Hirşi Ali, Hz. Muhammed ile ilgili akla ve ağıza alınmayacak itamlarda bulunuyordu. Hollanda’da yaklaşık bir milyon müslümanın psikolijisi geçtiğimiz hafta sonu bu manyak milletvekilinin Trouw gazetesinde yayınlanan röportajı ile çalkalandı.

      Zira Ali sözkonusu röportajda Hz. Peygamberi Bin Laden, Humeyni ve Saddam Hüseyin’e benzetiyor ve devamla Hz. Muhammed için “Bizim batı ölçülerimize göre sapık bir adam” diyordu. Sadece bunula yetinmeyip daha da ileri gidiyor ve “Hz. Muhammedi kişi olarak aşağılık buluyorum” dedikten sonra ’11 Eylül olayları İslamiyetin sonunun başlangıcıdır’ kehanetinde de bulunuyordu. Bütün bu söylenenler Hollanda müslüman toplumunu çileden çıkarmaya yetr ve artardı. Öyle de oldu. Hiç sesini duymadığımız kurum ve kişilerden tepkiler yükselmeye başladı. Rahatsızlık son safhada.

      Tartışma uslubundan çok uzak, saldırma uslubu kullanan Ayaan Hirşi Ali ülkedeki müslümanların haklı tepkilerini hafta sonu evinde pis gülüşleriyle takip etti.

      E-mailime ilk tepki Rotterdam’dan CDA belediye meclis üyesi Alaeddin Erdal’dan geldi. Haklı olarak isyan ediyordu. Ayaan Hirşi’yi bir provakatör olarak görüyor ve müslümanların siyasi partilere reaksiyonlarını göstermeleri ve sessiz toplum olmadığımızın anlaşılmasını istiyordu sayın Erdal. Gerçekten de öyle oldu. Reaksiyonların ardı arkası gelmiyordu. Müslüman toplum dijital dünyada, basında ve televizyonda çok ciddi bir şekilde tepkisini göstermeye devam etti. Bana ulaşan tepkiler arasında Erdinç Saçan’dan tutunda Haselhof’a, Turkse Forum’dan tutunda İslam Üniversitesine, Türkistan bulteninden tutunda Hollanda Öğrenciler Birliği’ne varıncaya dek uzanan çok yönlü tepkiler zinciri oluştu.

      Ekrem Karadeniz, müslümanların annelerinden ve babalarından daha çok sevdiklerini dile getirerek müslümanların en çok sevdiklerine dil uzatmanın ne Batı ne Doğu kültürüne sığmadığını haykırıyordu. Bayan Hirşi’nin 21. yüzyılda müslümanlara karşı Haçlı Seferi açmamasını ve mecliste varolan problemlerle boğuşmasını tavsiye ediyordu.

      Rotterdam İslam Üniversitesi de yayınladığı bildiride bayan Hirşi’nin sözlerinin Orta Çağ haçlı seferleri babalarının sözlerini çağrışım yaptığına dikkat çekmekteydi. Müslümanlar arasında tepkiler yükselirken, Hollanda basınından da Hirşi’ye destek geldiğini interajans’dan öğreniyorduk. Haberde de Telegraaf gazetesi yazarlarından Rob Hoogland’ın ‘Ayaan’ başlıklı yazısında, Camiler Konseyi’nin reaksiyonunda «Mecliste halkı temsil etmesi gereken Ayaan Hirsi, kimi temsil ediyor?» sorusunu yönelttiğini belirterek, «Beni kesinlikle temsil ediyor» diyordu. İşin gidişatı öyle gösteriyorki, Hollanda’da Rob gibi nice Rob’lar çıkacak. Bu köşede Ayaan Hirşi Ali ile geçmişte kaç yazı yazdık bilemiyorum ama bildiğim bir gerçek varsa, o da bundan sonra Hollanda’da müslümanların işi dünkünden daha zor olacak. Hirşi, ölümle tehdit edildiğini iddia ederek meşhur olup, İşçi Partisini bırakıp Liberal Partiye çok görkemli bir şekilde geçti. Çocukluk ve gençlik yıllarında çektiklerinden İslam dinini sorumlu tutan ve bu yüzden de o dinden ve o dinin mensuplarından nefret eden Hirşi, müslümanları ve Hollanda’yı bir hayli meşgul edecek. Haydi Hayırlısı.

Ocak 2003

      Sosyolog Zijderveld ve Azınlıklar Politikası

      Sosyoloji dünyasından, dergilerden, televizyon programlarından, gazete ve dergilerden tanıdığımız Anton Zijderveld Endenozya’da doğmuş. Utrecht’te lise ve teoloji, Hartford’da sosyal ahlak okuduktan sonra Leiden Üniversitesi sosyoloji bölümünde doktora yapmış. Başta Amerika olmak üzere Almanya’da da araştırmalar yapan ve ders veren Zijderveld 1985 yılından itibaren Erasmus Üniversitesinde sosyoloji dersleri vermektedir.

      Anton Zijderveld’in yayınlanmış kitapları ve çok sayıda makaleleri mevcuttur. Mesela kitaplarından bir tanesi 1985 yılında Cevdet Cerit tarafından “Soyut Toplum” adıyla Türkçeye çervilmiş ve Pınar Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Türk okuyucusu Zijderveld’i bu kitaptan tanımaktadır. Soyut Toplum; çağımızda yaşanan bireylerin yabancılaşmasını incelemektedir. Zijderveld’e göre modern birey; eşit olmayan gelir dağılımı, farklı sağlık olanakları, farklı statü ve güc ortamında kendisinin gerçek yerinin ne olduğunu merak etmektedir. Dünya ona sisli ve bulanık gözükmektedir.

      Anton Zijderveld sadece sosyoloji ve araştırma dünyasında degil aynı zamanda siyasi arenada da iyi tanınan, bu alanda görüşleri olan bir sosyologdur. Sadece görüşleri degil aynı zamanda yürülen devlet politikalarına etkili bir sosyolog olarak da bilinir.

      Yeni

Скачать книгу