Sabit Mukanov Romanlarında Diyalog Kullanımı. Rita Sultangaliyeva

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Sabit Mukanov Romanlarında Diyalog Kullanımı - Rita Sultangaliyeva страница 12

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Sabit Mukanov Romanlarında Diyalog Kullanımı - Rita Sultangaliyeva

Скачать книгу

ana fikri olan ve halkın zorlu durumunun etrafında gelişen problemli diyalogdur. Bu diyalog, Askar ile Madiyar’ın ilk konuşmaları olmasına rağmen, iki konuşanın da önemli şahsiyetler olduğu bellidir ve her birinin karakter özelliği açık olarak görülmektedir. Askar, halk için var olan, doğduğu topraklara ve halkının durumuna üstünkörü bakmayan, onları göz ardı etmeyen, koruyucu, destekleyici yurttaş olarak görünürken Madiyar, egemen sınıf temsilcilerine yakın olan, halk konusunda tarafsız bakış açısına sahip, milletin durumunu sadece konuşmalarıyla düşünen entelektüellerin temsilcisi olduğu sohbet sırasında belli oluyor. Devamını okuyalım:

      …

      “Yiyorsa yiyordur.” dedi Madiyar, kırabilirim diye düşünerek. “Kazak halkının öncelikle en büyük sömürücüden kurtulması lazım. İşte, ancak o zaman rahata kavuşur.”

      “Kimdir o?”

      “Rus!” dedi Madiyar, sertçe konuşarak.

      “Rusların fakirlerini sömürenler yok mu?”

      “Bu senin kendi fikrin mi?” dedi Madiyar, üzerine gelircesine ters ters bakarak.

      “Neden öyle sordunuz?”

      “Hiç, ordan burdan duyduğun bir şey mi dediğin?”

      Bu söz, Askar’ın gücüne gitti.

      “Böyle söylemeniz, beni daha önceden tanımadığınız içindir. Akıllıyım ya da aptalım diye neden söyleyeyim. Fakat başkasının sözünü söyleyecek ağız bende yoktur. Ben kendimi, gücü yettiğince kendi fikirlerini ortaya koyan delikanlı olarak görüyorum.”

      “Sen bana darıldın ya, Askar. Ben kötü niyetle söylememiştim.” [60, 96 s]

      …

      Yazar, kahramanların siyasi meselelere bakış açılarını ikisinin de istemedikleri tartışma anında, karakter özellikleriyle birlikte tasvir etmektedir. Madiyar, Askar’a “Bu senin kendi fikrin mi?” diye beklenmedik bir soru sorarak, onun tepkisini ölçmek istiyor. O sırada Askar’ın tecrübesizliğini kullanarak, Kazak sultanlarının zulümlerini, Rus yöneticilerinin rüşvetçiliklerini anmakla aklamak istiyor. Konuşmalarında milletler arasındaki anlaşmazlıkları dile getirerek, bütün suçu başkalarına yüklemeye çalışıyor. Bununla birlikte, içten içe Askar’ı ikna ederek kendi grubuna alma düşüncesi de var. Fakat beklediği cevabı duyamadığına şaşıran Madiyar, Askar’ın konuşmalarındaki sosyal demokrat yönü hisseder hissetmez, delikanlının partide olup olmadığını öğrenmeyi amaçlıyor. Repliklerin küçüklüğü ile yüksek tonlu vurgu, meseleyle alakalı tiplerin iç dünyasındaki derin duyguları fark ettirmektedir. Madiyar, gerçekten de Askar’ın kendisi gibi olan rakibini kırmak istememektedir. Bu andan itibaren Madiyar ile Askar’ın farklı amaçlar doğrultusunda hareket eden insanlar olduğu belli olmaya başlar. Parça, yukarıda incelenen meseleye dayalı diyaloğun devamı olmasına rağmen, bu parçada da gelecekte olabilecek tartışmanın ön şartları hissedilmektedir. Ayrıca, Askar’ın gözünden Madiyar’ın baştaki ustalık zirvesinden düştüğüne bakılırsa, buradan da bir takım sonuçlar çıkabilmektedir. Belki de Askar’ın karakteri değişkendir ve o da birilerinin etkisindedir. Askar, ‘aydın’ ağabeye saygı duysa da, namusuna düşkünlüğünden ve yürekli huyundan vazgeçmemektedir. O, birisinin öğretmesiyle değil, kendi isteğiyle, dünya görüşüne uygun olarak, düşüncelerini bilinçli bir şekilde oluşturmaya çalışmaktadır. Bu bölüm, delikanlının yılmayan cesur karakterinin oturmasını yansıtan, toplumda kendi yerini bulabilecek özel şahsiyet olarak manevi gelişimini gösterebilen yazarın büyük başarısıdır.

      ‘Botagöz’, sosyal ve siyasi içerikli roman olduğu için, toplum hayatında olup biten önemli değişimleri, hükümet ile halkın kollayıcıları olan aydın temsilcilerinin çeşitli bakış açılarını ortaya koyup tanıtır. Elbette, iki türlü siyasi yön taraftarlarının arasında zıtlıklara dolu durumlar da ortaya çıkmaktadır. Romanda ideolojik çekişme ve tartışmalara dayalı diyaloglar pek çok defa karşımıza çıkmaktadır. Özellikle, Askar ile Bazarhan Medelhanov’un diyalogları buna örnek gösterilebilir. Askar ile Bazarhan’ın konuşmalarından kahramanların birbirlerini desteklemeyecek zıt fikirlere sahip olduklarını açıkça görebilmekteyiz.

      …

      “Doğru diyon. Bu söz gibi hata mı?”

      “Size hata demem de ayıptır ağabey. Siz büyük, ben küçük… Siz çok biliyorsunuz, ben ise az… ‘Çok biliyor’ diye kızmayınız. Bence o fikir yanlış.

      “O öyle akıllı kimse ki!” dedi Sayım, Askar’ın Bazarhan’a karşı gelmesini beğenmeyerek.

      “Engellemeyin, engellemeyin, söylesin!” dedi Bazarhan.

      “Eğer köy yerleşik hayata geçecek olursa, oraya okul, hamam, hastane ve benzer binalar inşa edilecektir. Göçebe köyde böyle şeyler olur mu?”

      “O zaman Kazakların halka özgü özellikleri kalır mı? Millî farklılıklarını kaybetmez mi?” [60,175 s]

      …

      Diyalogda ele alınan mesele, köyü yerleşik hayata geçirmeye karşı olan Medelhanov Bazarhan’ın ‘Aykap’ dergisindeki makalesidir. O makaleyi okuyup Bazarhan’ın düşüncelerine katılmayan Askar, bundan sonraki düşüncelerini Alaş Orda liderlerinin önünde de açıkça söyler. Bu, tartışmalı diyalogda Bazarhan genç misafirinin münakaşa etmesinden hoşlanmasa da, Askar’ı denemek ister, onun gençliğini dikkate alarak, konuşmalarına engel olmaz. Fakat Askar’ın sorularına da yanıt vermez. Kahramanların son replikleri, soru – cevap sırasıyla değil, soruya – soru şeklinde oluşmuştur. Bazarhan’ın peltek konuşmalarında gülünecek bir şey yoktur. Çünkü o ağzına nasıbay adlı keyif verici madde atmıştır. Fakat yazar, diyaloğun gerçekçiliğini korumak amacıyla söylenilen ayrıntıyı atlamaz. Köy zenginlerine Petersburg’da yaşayarak Kazak halkına ait özellikleri unutmadığını ispatlayan Bazarhan’ı eşine Boris Alekseeviç diye hitap etmesini de bundan önceki diyalogla fark ettirirken yazar, Kadet Partisi’nin önemli üyesi olan Medelhanov’la alay ediyor gibidir. Fakat yazarlık konum, bu konuşmaya karışmamıştır. Bazarhan’ın Askar’ı istememesini, konuşmaya karışan Sayım’ın replikleri hissettirmektedir. Bazarhan, etik yasaları kavramış olduğundan ve birçok tartışmaya katılarak ustalaştığından tecrübelerine güvenerek yenilmeyeceğinden emindir. Düşüncesi o yöndedir. Oysa rakibinden hala anlayış ve yön bekleyen Askar, bu konuşmadan sonra Alaş Orda planından tamamen ümidini keser. Diyalog, dünyaya bakış açılarıyla psikolojik özellikleri hiç bir şey saklamadan, tartışmaları tasvir yoluyla derli toplu bir biçimde topluca göstermektedir.” [13, 258 s].

      S. Mukanov’un Botagöz romanı, 1916 yılındaki siyasi durumu tasvir eden tarihi eser olduğu için, yazar o dönemdeki siyasi meselelere kahramanların bakış açılarını diyaloglarda açıkça ifade etmektedir.

      Bu arada tarihi devrim konusunda eserler kaleme alan, edebiyatta tarihi tipler oluşturan yazar A. Fadeev’in tarihi eserlerle ilgili taleplerini dikkate almak gerekiyor. O kendisinin ‘Paramparça’ kitabı hakkında bilgi vererek: “Devrim mücadelesinin ateşinde insanların değiştiğini göstermek, benim ilk ve en önemli amacım, düşüncem idi.” diye yazmıştır. Yazar düşüncesini bilim adamı M. Karatayev ‘Ustalığın

Скачать книгу