Bir Arpalık Yer. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Bir Arpalık Yer - Анонимный автор страница 7
Resim: 30 Aralık 1963 Günü Şehit Edilen ve Kemiklerine 49 Yıl Sonra Ulaşılan Arpalık Köyünden Fikret Hüseyin Seferoğlu (Fotoğraf, Enformasyon Dairesi).
Fikret Seferoğlu’nun kaçırılmasından 1 ay sonra, Arpalık köylüleri ile Rum polisi arasında yaşanan gerilim, 6 Şubat günü yaşanan çatışmayla sonuçlanmıştır. Çatışmalar sonucu, 30 yaşlarındaki Mehmet Hüseyin Büyükoğlu, 50 yaşlarında Mustafa Margili, 28 yaşında Ali Mulla, babası Hasan Mulla ve 15 yaşındaki İsmail Mani çatışmalar sırasında aldıkları kurşun yarası ile şehit oldular. Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’nin 30 Aralık 1963’de kaybolan Arpalıklı Fikret Hüseyin Seferoğlu’nun kemiklerine 2012 yılında erişmesiyle, şehit sayısı kayıtlara 6 olarak geçmiştir. Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisi’nin, 15 Şubat 1974 tarihli oturumunda, “1974 Şehit ve Hadise Kurbanı Aileleri ve Malûllere Yardım Yasası”nı kabulünün ardından söz konusu yasa en son 2015 yılında tadil edilmiştir.
Resim: Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanı Rauf R. Denktaş’ın, Mehmet Hasan’ın Öldürüldüğünü Gösteren Yazısı (Münevver Seyhani’nin Arşivinden).
Yeni düzenlemeyle göre, 1955 yılından itibaren, yaşanan toplumlararası çatışmalarda kaybolduğuna dair Kayıp Şahıslar Komitesi’ne başvurulan ve kemiklerine ulaşılan kişiler, kimlik tespitine müteakip, ‘Şehit ile Malüller ve Yakınlarını Tespit Komitesi’nce “Şehit” olarak saptanmaktadır.
Bu arada, 6 Şubat 1964 çatışmalarının olduğu sırada, damadından traktörü almak ve kızını ziyaret etmek için Arpalık’ta bulunan Mustafa Osman Margili’nin şehit edilmesine müteakip, köye gitmeye çalışan kardeşi Osman Margili de dağda Rumlar tarafından kaybedilmiştir. Osman Margili, ablasının görümcesi de olan nikahlısı Nebile Büyükoğlu’nun yanına gittiği sırada yolda kaçırılmıştır.
Resim: 1964’de Arpalık Olaylarında Köye Giderken Kaybolan Osman Margili (Yaşar Demirkent’in Arşivinden).
Buna ek olarak, 1964’de çatışmalar nedeniyle köyünü terk eden Arpalıklılar’ın, taraflar arası varılan mutabakat sonucu 1968’de köye geri dönülmesi konusunda uzlaşıya varılması üzerine ailesiyle birlikte yeniden Arpalık’ta yaşamaya Başlayan Münevver İsmail Guseya ve Hasan Mehmet Çoban çiftinin oğulları Mehmet (Hasan) Seyhani de 1974 tarihinde köyden kaçırılmış olup, hâlâ izine rastlanılmamıştır.
Resim: Münevver İsmail Guseya ve Hasan Mehmet Çoban Çiftinin Oğulları Mehmet Seyhani (Kayıp).
Osman Margili ve Mehmet Seyhani, kitabımız yayına hazırlandığında, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin hâlâ ulaşamadığı 201 kayıtlı Kıbrıs Türk kaybın arasında yer almaktaydı. Bu iki kayba da ulaşılması durumunda, 1964-1974 döneminde şehit olan Arpalık Köylülerinin sayısının 8 olacağı öngörülmektedir.
Resim: 8 Şubat 1964 Günü Yayımlanan Halkın Sesi Gazetesi.
Bu çatışmanın öncesi ve sonrasına dair detaylar, kitapta röportajlarla aktarılmıştır. Bu röportajlar, bugüne kadar ya iletişim araçları ya da ikinci şahıslar aracılığıyla, ideolojik yaklaşımlarla şekillenerek yapılan aktarımlara karşılık, o günlerin canlı tanıklarının doğrudan ifadesi olması bakımından büyük önem arz etmektedir. Özetle, Claude Delaval Cobham’ın Montaigne’den alıntılamış olduğu “Tarihin konusu bulutsu ve şekilsizdir; herkes kendi anladığı ölçüde yararlanır” (1908, s.7) cümlesi, bize bugüne kadar yayınlanan metinlerin durumunu özetler niteliktedir.
Resim: 6 Şubat 1964 Günü Arpalık Köyünde Şehit Edilen Kıbrıslı Türkler.
İKİNCİ BÖLÜM
CANLI TANIKLARIN GÖZÜYLE ARPALIK KÖYÜ GÖÇÜNÜN HİKAYESİ
(6-7 ŞUBAT 1964)
Bu bölümde; ‘1964 ve öncesi doğan’ Arpalık olaylarının tanıklarıyla yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler yer almıştır. Görüşmeler, farklı zaman dilimlerini kapsamaktadır. Derinlemesine bilgiye ulaşmak için gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış görüşme sürecinde, önceden hazırlamış temel soruların yanı sıra, görüşmenin seyrine göre sorular da yöneltilmiştir. Araştırmada, yazarlardan Fatma Arpalıklı’nın kökeni Arpalık’tan gelmesi, konuya titizlikle eğilmemizde etkili olmuştur. Hâl böyleyken, yeri geldikçe, ikincil veri olarak kendi gözlemlerimizden elde edilen veriler de kullanılmıştır. Pratikte, kitabın yazarlarından Fatma Arpalıklı’nın, Arapalık köylüleri ile aile bağları nedeniyle göç sırasında yaşananları birinci ağızdan duyma şansı bulmuş olması yanında, Arpalık köyünde göç öncesi durumun bilinmesi ve ardından yeni toplumsal yapıyla ilgili olguların tespitinde, detaylı bilgisine başvurulmuştur. Çalışma doküman taramalarından elde edilen verilerle de desteklenmiştir. Ayrıca 2019 yılında tamamlanan Göçün Hikayesi Arpalık Belgeseli’nin röportaj çekimlerinden de derinlemesine faydalanılarak kitabın bu bölümü tamamlanmıştır.
Arpalık kökenli Kıbrıslı Türkler arasından, ‘1960 öncesi doğan’, ‘önce Akıncılar, ardından da çoğunlukla Akçay’a göç eden’, olaylara tanıklık eden ya da tanıkların söylemlerine bire bir şahit olanlar seçilmiştir. Bu çalışmayı önemli kılan diğer husus ise, belgesel çalışmalarının ve yarı yapılandırılmış görüşmelerin devam ettiği süreç içerisinde bazı katılımcıların yaşamını yitirmiş olması, neredeyse birçoğunun da meydana gelen olayları ilk kez kamusal olarak paylaşma cesareti göstermeleri araştırmanın değerini artırmıştır. Bu araştırma Arpalık köyü sakinlerinin bir zamanlar sahip oldukları yaşam pratiklerinin, bugünkü anlatılarıyla kayıt altına alındığı bir çalışmadır. Kıbrıs’ta literatürde 1963-1974 milli mücadele dönemi olarak geçen süreçte, 6 Şubat 1964’den önce doğan Arpalık köylülerinin en gencinin yaşı, 60’lara dayanmaktadır. Dolayısıyla eski nesil giderek yok olmaktadır. Tıpkı Yaşar Kemal’in dediği gibi; “O iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler…”. Gövdeleri ve dalları yok olsa da köklerini, Arpalık’ta bırakarak…
YAZAR FATMA ARPALIKLI’NIN ANILARINDA ARPALIK KÖYÜ
Etnik çatışmalardan 6 Şubat 1964 günü nasibini alan; uğradıkları baskın sonucu köylerini terk etmek zorunda kalan Arpalık köylülerinin, önce Akıncılar (Luricina) köyüne geçici yerleştirildiği, sonrasında da kitlesel olarak Akçay (Argagi) ve Göçmenköy’e, gönderildikleri süreç büyük önem arz etmektedir.
Başkent Lefkoşa’da, halkın daha fazla çadırlarda kalamayacağına kanaat getirilmesiyle, göçmenlerin hak sahibi olduğu ve Lefkoşa Sancaktarlığının katkılarıyla, tabiri yerindeyse imece usulü “Göçmenköy Yerleşim Projesi” hayata geçirilmiştir. Mevcut şehir