Hüzün Geçti Kapımdan. Keziban Gülcan Kaya

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Hüzün Geçti Kapımdan - Keziban Gülcan Kaya страница 5

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Hüzün Geçti Kapımdan - Keziban Gülcan Kaya

Скачать книгу

ne yaptı patavatsız kadın.

      –Tam bir patavatsız, benim resmi görevli olduğumu unutuyor, acaba kocasını ayartıyor muyum diye düşünüyor.

      –Ahlaksız şey

      –Tam bir ahlaksız. Ona bugün ne dedim biliyor musun telefonda.

      –Ne dedin?

      –Ben Osmanlı kadınıyım dedim, beni o senin bildiğin Amerikalı aşüftelerle karıştırma dedim. Resmi görevim bitince de bu kırmızı hatlı telefonu kapattıracağım dedim.

      –İyi demişsin

      –Tabi iyi dedim. Ben Osmanlı sarayında büyüdüm bunu sende biliyorsun.

      –Biliyorum, tuzu verir misin anne.

      –Çok tuz atma genç yaşta tansiyon hastası olacaksın. Ha Hasta dedim de aklıma geldi. Aslında Sultan Abdülaziz hastaydı biliyor musun? Çok hastaydı. Sonunda hayatına son verdi.

      –Hı hı

      –Bunalttılar onu çok bunalttılar, o da daha fazla dayanamadı ne yapsın, kıydı canına. Bir de o zamanlar ben saraydan uzaktaydım bir iş için Almanya’ya gönderilmiştim. Şayet sarayda olsaydım onun kendini öldürmesine engel olurdum.

      Bu da nereden çıktı diye düşündü X. Bu şimdiye kadar konuşmadıkları yeni bir konuydu. Annesi zaman zaman saray terbiyesi aldığından falan bahsederdi hanım sultanlarla hasbıhal etmişliği vardı ama Sultan Abdülazizin intiharından bugüne kadar hiç konuşmamışlardı. Aklına kötü kötü şeyler geldi X’ in

      –Nereden çıktı şimdi bu?

      –Ne nereden çıktı?

      –Sultan Abdülaziz.

      –E oğlum bu yeni bir konu değil ki. Hem korkma o zamanlar ben Sarayda değildim, benim olayla hiçbir ilgim yok.

      –Biliyorum ilginin olmadığını da sen Barbara Bush’tan söz ederken birden bire konuyu değiştirmene şaşırdım.

      –Haa. Boş ver şu bunağı. Irak Savaşı bitsin Amerikayla ilişkimi keseceğim zaten.

      “Irak Savaşı bitti anne. O Irak savaşı bitti de yeni bir Irak Savaş daha oldu” diyemedi X. Sanki bunu söylerse annesine ihanet etmiş ya da onun bütün hayallerini yıkmış olacaktı.

      –Bir türlü bitmedi gitti şu savaş ta diyebildi.

      –Nasıl bitsin oğlum daha petrol bitmedi ki.

      Doğru söylüyordu kadıncağız petrolde bitmemişti savaşta. Aslında annesinin takılıp kaldığı o savaş devam ediyordu. Kısa bir ara verilip tekrar başlamıştı.

      –Salatadan daha fazla yemelisin, barsakların için.

      –Yiyorum anne.

      –Daha fazla, daha fazla.

      Bugün salatada yemeklerde çok güzel olmuştu. Demek ki annesinin gün içinde morali çok iyiydi.

      –Sen ne yaptın?

      –Her zaman ki işler, mermer fabrikasının sosyal işlerinden ne olacak.

      Orta ölçekli bir mermer fabrikasıydı X’in çalıştığı yer. Askerlik dönüşünde bulmuştu bu işi. Rahmetli babasının hatırına işe almışlardı onu. Ticaret Lisesi mezunuydu, biraz da muhasebeden anlıyordu. Kısa sürede sevdirmişti kendini. Yaklaşık on yıldır çalışıyordu.

      Askerden döndüğü yıl C’ye aşık olmuştu. Ama iş ciddileşip evlenme teklif etmek istediğinde annesinin durumunu anlatmıştı saklamadan. Bu da ilişkilerinin sonu olmuştu. Ya X’de de çıkarsa bu hastalık diye korkmuştu C. Anlatamamıştı ona. Annesinin hastalığının genetik olmadığını ağır bir travma sonucu geliştiğini. Sonra da hiç bulaşmadı aşka. Bu hayatı kanıksadı adeta. Hiçbir kız kabul etmez diye düşündü hasta bir annenin oğlunu.

      Geçenlerde teyzesi aramıştı Konya’dan “Seni evlendirelim, kendi hayatını kur. Anneni de bir hastaneye yatıralım” diyordu. Hep aynı laflar hep aynı terane diye düşündü . Herkes aynı şeyi söylüyordu ama hiç kimse annesini hastaneye götürmeye gelmiyordu. Söz de ilgileniyorlardı onunla. Samimi olmadıklarını anlayalı çok olmuştu ama yine de sesini çıkarmadan dinlemişti teyzesini.

      –Boris Yeltsinle de görüşmem var ama şimdi Bush’u kızdırmayım değil mi?

      –Ne görüşeceksin ki

      –O da KGB’Ye çalışmamı istiyor ya…

      –Aman anne bir devlet adına çalışmak yeterli bir de Rusya’yı çıkarma başımıza.

      –Bende öyle düşünüyorum. Zaten bu iş beni çok yoruyor, ikinci bir işi kabul edemem. Hem Amerikan çıkarlarına aykırı olur.

      –Bir sen kalmıştın Amerikan çıkarlarını düşünmeyen, diye geveledi. Annesi anlamadı.

      –Efendim

      –Yok bir şey haklısın diyorum.

      –Ha sana söylemedim değil mi? Dün gece baban geldi.

      –Ya

      –Yaa ama almadım eve.

      –Niçin?

      –İki elinde iki silah vardı, birisiyle seni birisiyle beni öldürecekti.

      –Anne babam bizi niye öldürsün?

      –Sen bilmiyorsun o bana kızıyor, Amerika adına çalışıyorum diye. Baban Rusya yanlısıydı biliyorsun.

      –Hıı.

      –Kapıyı çaldı çaldı gitti.

      –Duymamışım

      –Nasıl duyacaksın ben onu uyardım çocuk uyuyor içeride, sessiz ol diye sadece benim duyacağım kadar çaldı.

      –Haa

      Masayı birlikte topladılar. Bulaşıkları birlikte makineye yerleştirdiler. Sonra birlikte salona geçtiler. Koltukların üstü el işiyle doluydu. Ama annesi onun oturduğu koltuğu hep boş bırakıyordu. Kendisi de el işlerinin arasında bir yer bulup oturuyordu. Bir sigara yaktı Z.

      –Anne içme şunu

      –Korkma bugün üçüncü sigaram çok azalttım.

      –Peki, tamam.

      –Saddamın karısına mı gönderiyim şunu yoksa Barbara’ya mı? Elinde tuttuğu işi gösteriyordu ama X bunu hiçbir şeye benzetemedi.

      –Ben göndermem ona göre, kargo ücreti çok yüksek dedi.

      –Haklısın ikisinin de canı cehenneme.

      Televizyonda

Скачать книгу