Tatar Çocuk Oyunları. Erkan Karagöz

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Tatar Çocuk Oyunları - Erkan Karagöz страница 13

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Tatar Çocuk Oyunları - Erkan Karagöz

Скачать книгу

utız kön uyın kılıp, kırık kön tuyın kılıp (утыз көн уен кылып, кырык көн туен кылып): otuz gün oynayıp, kırk gün düğün yapıp; uyın ĩş tügĩl (уен эш түгел): oyun iş değil, ciddi; uyın kor- (уен кор-): oyun kurmak, hile yapmak; uyın tügĩl…(уен түгел…): kolay değil, zor; uyınga al- (уенга ал-): oyuna/şakaya almak; uyınga birĩl– (уенга бирел-): oyuna kapılmak; uyınga bor– (уенга бор-): oyuna/şakaya çevirmek; uyınga eylendĩr– (уенга әйләндер-): oyuna/şakaya döndürmek; uyınga mavık- (уенга мавык-): oyuna kapılmak; uyınga tart- (уенга тарт-): oyuna çekmek; uyın-muyın kor- (уен-муен кор-): oyun-moyun kurmak, hile yapmak; uyın-muyın tügĩl – çuyın muyın (уен-муен түгел – чуен муен): kolay bir iş değil; uynaklap yör- (уйнаклап йөр-): oynak oynak yürümek; uynaş kıl- (уйнаш ит-): oynaşmak, fahişelik etmek; uynaşçılık it- (уйнашчылык ит-): çapkınlık yapmak, hovardalık etmek; uynaşlık it- (уйнашлык ит-): oynaşmak; yörek uyna- (йөрәк уйна-): aniden heyecanlanmak ya da korkmak, tedirgin olmak, yüreği hop etmek; yözĩnde hesret karaları uyna- (йөзендә хәсрәт каралары уйна-): mutsuzluğu yüzünden okunmak, yüzüne vurmak; yözĩnĩŋ östĩnde karalar uynap tora (йөзенең өстендә каралар уйнап тора): içinin kötülüğü, karanlık düşünceleri yüzüne yansımak.

      4.4. Uyın (Уен): Oyun ve Uyna- (Уйна-): Oyna- Sözcüklerinin Geçtiği Tatar Atasözlerinden Örnekler:

      Oyununu oyna, işini de aklından çıkarma. / Uynavın uyna, ĩşĩŋnĩ de uyla [Уйнавын уйна, эшеңне дә уйла.] (İsenbet, I tom, 2010: 245).

      Çamur ile oynamak, el boyamak. / Pıçrak bĩlen uynamak – kul buyamak [Пычрак белән уйнамак – кул буямак.] (İsenbet, I tom, 2010: 303).

      Su ile oynama, batarsın; ateş ile oynama, yanarsın! / Su bĩlen uynama – batarsıŋ, ut bĩlen uynama – yanarsıŋ [Су белән уйнама – батарсың, ут белән уйнама – янарсың!] (İsenbet, I tom, 2010: 329).

      Kediye oyun, fareye işkence. / Meçĩge – uyın, tıçkanga – kıyın. [Мәчегә – уен, тычканга – кыен.] (İsenbet, I tom, 2010: 468).

      Eceli gelen keçi kasapla oynar. / Kecenĩŋ ülesĩ kilse, itçĩ b ĩlen uynar. [Кәҗәнең үләсе килсә, итче белән уйнар.] (İsenbet, I tom, 2010: 557).

      Ekin biçme oynamak, ot biçme dans etmek. / Urak urmak – uynamak, pĩçen çapmak – biyĩmek. [Урак урмак – уйнамак, печән чапмак – биемәк.] (İsen-bet, I tom, 2010: 574).

      Kızlar ile öğrenciler oyun-eğlencenin sahibi. / Kızlar bĩlen şekĩrtler – uyınkölkĩnĩŋ hucası. [Кызлар белән шәкертләр – уен-көлкенең хуҗасы.] (İsenbet, II tom, 2010: 29).

      Önce oyuna, sonra yemeğe. / Ĩlĩk uyınga, annan soŋ tuyımga. [Элек уенга, аннан соң туемга.] (İsenbet, II tom, 2010: 106).

      Çocukla oynama dökülürsün, dedeyle oynama sıkılırsın. / Bala bĩlen uynama – çeçersĩŋ, babay bĩlen uynama – poşarsıŋ. [Бала белән уйнама – чәчәрсең, бабай белән уйнама – пошарсың.] (İsenbet, II tom, 2010: 276).

      Her bir yaşın kendi hükmü var, çocukluk çağının hükmü oyun. / Herbĩr yeşnĩŋ üz hökĩmĩ bar, sabıy çaknıŋ hökĩmĩ – uyın. [Һәрбер йәшнең үз хөкеме бар, сабый чакның хөкеме – уен.] (İsenbet, II tom, 2010: 285).

      Ölüm bir olur, oyun iki olur. / Ülĩm bĩr bulır, uyın ikĩ bulır. [Үлем бер булыр, уен ике булыр.] (İsenbet, II tom, 2010: 681).

      Top oynarsan tokluk olur, taş oynarsan açlık olur. / Tup uynasaŋ, tuklık bulır, taş uynasaŋ açlık bulır. [Туп уйнасаң, туклык булыр, таш уйнасаң, ачлык булыр.] (İsenbet, III tom, 2010: 67).

      Oyun karın doyurmaz. / Uyın karın tuydırmas. [Уен карын туйдырмас.] (İsenbet, III tom, 2010: 67).

      Okuyup öğren, oynayıp gül; oyununu oyna, işini de aklından çıkarma! / Ukı da bĩl, uyna da köl; uynavın uyna, ĩşĩŋnĩ de uyla! [Укы да бел, уйна да көл; уйнавын уйна, эшеңне дә уйла!] (İsenbet, III tom, 2010: 418).

      Kişiyi bilmek istersen kılığına bak, çocuğu öğrenmek istersen oyununa bak. / Kĩşĩnĩ bĩlesĩŋ kilse, kılıgına kara; balanı bĩlesĩŋ kilse, uyınına kara. [Кешене беләсең килсә, кылыгына кара; баланы беләсең килсә, уенына кара.] (İsenbet, III tom, 2010: 568).

      Çocuk oyuna, tembel uykuya doymaz. / Bala uyınnan tuymas, yalkav – yokıdan. [Бала уеннан туймас, ялкау – йокыдан.] (İsenbet, III tom, 2010: 716).

      Çocuklar oyun, yaşlılar uyku sever. / Yeşler uyın yarata, kartlar yokı yarata. [Яшьләр уен ярата, картлар йокы ярата.] (Yermi, 1960: 81).

      Ağlamak isteyen çocuk babasının sakalıyla oynar. / Yılıysı kilgen bala atasınıŋ sakalı bĩlen uynar. [Елыйсы килгән бала атасының сакалы белән уйнар.] (Yermi, 1960: 95).

      İşe vakit, oyuna saat. / Ĩşke vakıt, uyınga seğat. [Эшкә вакыт, уенга сәгать.] (Yermi, 1960: 120).

      Kendini övme başkaları için oyuncak. / Maktançık başkalarga uyınçık. [Мактанчык башкаларга уенчык.] (Yermi, 1960: 186).

      Babandan büyükle oynayıp konuşma. / Ataŋnan olı kĩşĩ bĩlen uynap söyleşme. [Атаңнан олы кеше белән уйнап сөйләшмә.] (Şakirova, 2010: 26).

      Aç ayı tok ayı ile oynamaz, tok ayı aç ayının hâlini düşünmez. / Aç ayu tuk ayu bĩlen uynamas, tuk ayu aç ayunıŋ helĩn uylamas. [Ач аю тук аю белән уйнамас, тук аю ач аюның хәлен уйламас.] (Şakirova,

Скачать книгу