Karakalpak Halk Masalları. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Karakalpak Halk Masalları - Анонимный автор страница 21
– Siz, benim evimden başlayarak Miskal Peri’nin yattığı yere kadar yerin altından tünel kazın. Kimse farketmesin. Çıkan toprağı da şehrin dışına dökün. Kazdığınız tünelin tepesine insanın başı değmesin. Eğer dostumsan bu işi iki saatte bitirirsin demiş Asan Genje. Farelerin padişahı bütün farelere yarın bu vakitte burayda olmalarını emretmiş.
Ertesi gün iki saat içinde Asan Genje’nin isteğini fareler yerine getirmiş. Asan Genje yeraltındaki tünelle Miskal Peri’nin kaldığı yere doğru gitmiş. Fareler tünelin ucuna Miskal Peri’nin yattığı odanın köşesinden bir delik açmışlar. Asan Genje bu delikten odaya girmiş. Odanın içi gündüz gibi aydınlıkmış. Hiçbir yerde yanan bir ateş olmamasına rağmen kızın güzelliği odayı gündüz gibi aydınlatıyormuş. Miskal Peri yüzüne tülbent kapatmış uyuyormuş. Asan Genje tülbenti açmış ve kızın yüzüne bakınca Miskal Peri’nin güzelliğinden kendinden geçip bayılmış. Bir süre sonra Miskal Peri uyanmış. Uyandığında bir delikanlının yerde yatmakta olduğunu görmüş. Delikanlının yüzüne bakıp ona âşık olmuş ve kız da bayılmış.
Bir süre sonra, Asan Genje kendine gelmiş. Yerde baygın halde yatan kıza hiçbir şey söylemeden geldiği yolla evine geri dönmüş.
Padişah her sabah Miskal Peri’yi kontrol ediyormuş. Bu kız doğduğundan beri ağırlığı bir miskal olsun artmazmış. Eğer kızın yüzünü bir erkek görürse ağırlığı bir miskal kadar artarmış.
Her sabah olduğu gibi padişah Miskal Peri’nin kilosunu kontrol etmiş. Kızın eskisinden daha ağır olduğunu gören padişah bu duruma sinirlenmiş. Kızın korumalığını yapan kırk nöbetçiyi darağacında astırmış. Ertesi gün kızın kapısına güvendiği kişilerden yüz adamını nöbetçi olarak koymuş. O gece Asan Genje kızın kaldığı yere tekrar gelmiş. O gün Miskal Peri uyumamış ve eline bir hançer almış bekliyormuş. Odaya giren Asan Genje’yi görünce Miskal Peri yine bayılmış. Asan Genje de bayılmış. Çok geçmeden ikisi de kendine gelmiş. Miskal Peri delikanlıyı hançerle öldürmeye çalışmış. O an Asan Genje:
– Size bir şey söyleyeceğim. Ondan sonra beni öldürseniz de razıyım, demiş.
– Söyle öyleyse, demiş kız biraz sakinleşerek. Asan Genje niçin buralara geldiğini, yolda nasıl zorluklar çektiğini, buraya nasıl geldiğini eksiksiz bir şekilde anlatmış. Miskal Peri hançerini geri çekerek:
– Sen bana âşıksan, ben de sana aşığım ama babamın, üç kötü şartı var. O şartları yerine getiremeyen nice kahramanlar, nice şehzadeler, ölüyor. Sen de boş yere ölme. O şartları yerine getirmen imkânsız. Bundan sonra buraya gelme, seni bir kere ölümden kurtardım, demiş. Ancak Asan Genje:
– Babanın her türlü şartını yerine getiririm. Benim başım senin yolunda kurban olsun, deyince Miskal Peri elindeki altın yüzüğü Asan Genje’ye vermiş:
– Sen yarın adam gönderip beni istet. Babam onlara üç şartını söyleyecektir. O üç şarttan birincisi: Meydanda iki çukur var. O çukurları sana gösterip çukurun birinde altın, birinde ise gümüş kaynatmanı ister babam. Çukurlarda altın ve gümüşü kaynatabilmen için sana yüzük vereceğim. Orada küçük bir delik var. O yüzüğü kimseye farkettirmeden deliğin içine at. O zaman altın ile gümüş kaynayamaya başlar. Kaynadıktan sonra kıble tarafa dönüp delikten yüzüğü al ve çık. Bçylelikle birinci şartı yerine getitmiş olacaksın. Dediklerimi unutma. İkinci ve üçüncü şartı da babam sana söyler. Onları yerine getirmek senin elinde. Şartları yerine getirmeni diliyorum, demiş ve Miskal Peri Asan Genje ile vedalaşmış.
Sabah Asan Genje yaşlı kadına padişaha gidip kızını istemesini söylemiş. Ancak yaşlı kadın:
– Evladım padişahın üç şartı var. O şartları yerine getiremedikleri için çok adam öldü. Sen o kızı istetmekten vazgeç, demiş. Asan Genje rica etmiş, yalvarmış. Sonunda oğlunun bu işten vazgeçmeyeceğini anlayan yaşlı kadın padişahın huzuruna çıkmış:
– Padişahım, söylecek sözüm var, demiş.
– Söyle, demiş padişah.
– Benim bir oğlum var. Artık delikanlı oldu. Kızınızı almak için şartlarınızı yerine getireceğim diye ısrar ediyor. Onun için geldim, demiş.
– Öyleyse oğlunu gönder, demiş padişah. Yaşlı kadın evine dönmüş. Padişahın söylediklerini Asan Genje’ye anlatmış. Ertesi gün Asan Genje padişahın huzuruna çıkmış ve niçin geldiğini söylemiş.
– Sen daha çok gençsin, senden de babayiğit nice yiğitler şartları yerine getiremeyip öldü. Sen nasıl yerine getireceksin, diye sormuş padişah.
– Şartları yerine getireceğim. Ölüme de razıyım bana şartlarınızı söyleyin, demiş Asan Genje.
– Tamam, demiş padişah. Sonra da Asan Genje’ye Birinci şartını anlatmış. Sonra da yarın gelip birinci şartı yerine getirmesi gerektiğini söylemiş.
Ertesi gün şartı yerine getirmek için Asan Genje söylenen yere gelmiş. Meydan çok kalabalıkmış. Asan Genje’nin tek başına o kadar insanın arasındaymış. Padişah:
– Haydi, şartı yerine getir, demiş. Asan Genje Miskal Peri’nin söylediği gibi yapmış. Böylelikle birinci şartı yerine getirmiş. İkinci şartı üç gün sonra yerine getirmesi gerekiyormuş. Ancak, Asan Genje padişaha:
– İkinci şartı söyleyin. Yarın yerine getireceğim, demiş. Padişah:
– Şehrin dışında bomboş bir yere bir batman darı saçtıracağım. Darının sayısı belli, o darıları akşamleyin başlayıp sabaha kadar toplayacaksın. Bir batmandan bir tane bile eksik çıkarsa ölümle cezalandırılacaksın. Eğer bunu başarabilirsen, ikinci şartı yerine getirmiş olacaksın, demiş. Asan Genje evine gelmiş. Düşünürken karıncaların verdiği işareti hatırlamış. Sonra Miskal Peri’nin yanına gitmiş. İkisi oturup uzun uzun konuşmuşlar. Tan atıp sabah olduğunda Asan Genje padişahın şartını yerine getirmek için padişahın söylediği yere gitmiş.
Söylenen yere darı getirilmiş. Asan Genje’nin gözünün önünde ölçülmüş ve sayılmış. Sonra boş bir yere darıyı saçmışlar. Padişah ve adamları gitmiş. Gün batıp karanlık çökmüş. Asan Genje karıncanın işaret için verdiği şeyi yakmış. Bir anda her yer karıncayla dolmuş. Karıncaların padişahına yapmaları gerekeni anlatıp iki saatte karıncaların şartı yerine getirsin, demiş.
Karıncaların padişahı şartı yerine getirmeleri için karıncalara emir vermiş. Karıncalar aradan bir saat geçmeden darıları toplamışlar. Darıları tartmışlar ve saymışlar. Saydıklarında bir darı eksik çıkmış. Bütün karıncalar o bir darıyı aramışlar ama bulamamışlar. Karıncaların padişahı karıncaların hepsini toplamış. Bir karınca ortada yokmuş. O karıncayı aramaya başlamışlar. Kayıp karıncayı bulmuşlar. O karıncanın ayağına taş düşmüş, ayağı aksadığı için darısı ağzında geç kalmış.
Böylelikle darıların kilosu da sayısı da tamalanmış. Asan Genje karıncalara izin