Kazak Tiyatrosunda Kadın Meselesi. Cemile Kınacı

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kazak Tiyatrosunda Kadın Meselesi - Cemile Kınacı страница 11

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kazak Tiyatrosunda Kadın Meselesi - Cemile Kınacı

Скачать книгу

Adebiyetinin Tariyhı 7-Tom 2004: 133).

      Tiyatronun ilk birkaç yıldaki repertuarında yer alan eserler, Beyimbet Maylin’in komedileri, Jiyengali Tilepbergenulı’nın Süyiskender, Perizat-Ramazan, Rahmetjan Malabayulı’nın Üy Tutkındarı, Gurıp Küni, Sıdık Ablanulı’nın Kündespeytin Katındar, Askar Tokmagambetulı’nın Eki Zan gibi o dönemin güncel meselelerini işleyen piyeslerdir (Koç vd. 2007: 459; 20-30 Yıllardagı Kazak Adebiyeti 1997: 93). Bu piyeslerin ana fikri, Ekim Devrimi’nin getirdiği özgürlükleri propaganda etmektir. Ancak bu eserlerde düşünce olmasına rağmen, sanatsal seviye zayıf kalmıştır.

      Bu eserler, tiyatro sanatı açısından bakıldığında düşünce gücü taşımasına rağmen, edebî yanı zayıf kalan eserlerdir. Bu zayıf piyeslerin içerikleri de yazılış şekilleri de birbirine benzer, hepsi de sınıf çatışmasından doğup avuldaki çatışmayı işleyen piyeslerdir. Ancak hiçbirinde sanatsal bir derinlik yoktur (20-30 Yıllardagı Kazak Adebiyeti 1997: 93).

      Kadın konusunu işleyen piyeslerden birini de edebiyatın farklı türlerinde eser veren, çok yönlü Kazak aydınlarından biri olan Mirjakıp Duvlatulı yazmıştır. Duvlatulı’nın Balkıya adlı piyesi 1922 yılında kitap olarak basılmıştır. Eser, yazıldığı dönemin sosyal meselelerine ışık tutmaktadır. Mirjakıp Duvlatulı Balkıya piyesinde, ceditçi-kadimci çatışması, zengin-fakir çatışması, Rusya’daki Müslüman-Türk tebaanın eğitim meselesi, eğitimde metot tartışmaları, Çarlık Hükümeti’nin sömürgeci politikaları ve adaletsiz yöneticileri gibi dönemin sosyal sorunlarına eğilmiştir. O günün şartlarında az da olsa okumuş ve bilinçli bir Kazak kızı olan Balkıya ile Cedit öğretmeni Kasım’ın aşkları etrafında hem dönemin en önemli kadın sorunları ele alınırken hem de Kazakların o günkü siyasî ve sosyal hayatları ortaya konulmuştur (Kınacı 2016c: 171)

      Repertuarda bir süre kalan ve sahne başarısı açısından dikkat çeken eserlerden ikisi Ö. Ospanulı ile Ötevlin’in Zarlık piyesi ile J. Tilepbergenulı’nın Perizat-Ramazan piyesleridir. Zarlık, Halk Eğitim Komiserliği tarafından açılan yarışmada üçüncülüğü alan ve Sovyet devrindeki yeni hayatı anlatmak amacıyla kaleme alınan eserlerden ilkidir. Bu eserde Zarlık, Kızıllar ile Aklar, fakirler ile zenginler arasındaki mücadeleyi gören ve bunun yavaş yavaş farkına varan kahraman tipini temsil etmektedir. Zarlık, bir değişikliğin olduğunu sezmektedir ancak kargaşa döneminde neler olup bittiğini de henüz tam olarak anlayan bir kahraman değildir. Ancak Zarlık’ın ardından, Maylin’in, Jansügirulı’nın, Şanin’in, Avezulı’nın, Aymavıtulı’nın piyeslerinde yeni devrin başarılı kahramanları yaratılmıştır, bütün yönleriyle yeni devrin kahramanları tiyatro eserlerinde yerlerini almıştır (20-30 Yıllardagı Kazak Adebiyeti 1997: 94).

      Tilepbergenulı’nın Perizat-Ramazan piyesinde de eski ve yeni arasındaki çatışma işlenmiştir. Perizat ve Ramazan’ın özgürlüğe, aşk hürriyetine ulaşmaları, önemli olaylar ve büyük zorlukları aşmaları üzerinden ortaya konulmuştur. Perizat’ın hürriyeti için mücadelesi ve aşkına sahip çıkması, o dönemdeki halkın siyasî ve sosyal hayatıyla doğrudan ilişkilendirilerek verilmiştir. Bu piyeste Perizat ve Ramazan gibi yeni devrin olumlu kahramanları yanında başarılı olumsuz kahraman tipleri de yaratılmıştır. Perizat’ın babası Moldahmet, bunlardan biridir. O, kızı Perizat’ı kendi gibi zengin bir adamın oğluyla sözleyip zenginliğine zenginlik katmak niyetindedir. Kızının böyle bir talibi çıkınca tam da istediği olduğu için gizlice dünür adayları ile kendi aralarında anlaşarak dünür olurlar. Babasının kendisine hiç acımadığını fark eden Perizat, babasının verdiği zengin çocuğunu beğenmez ama buna karşılık fakir bir genç olan Ramazan’ı sever ve bunu açıkça ifade eder. Yeni dönemdeki hürriyet ortamının farkına varmış olan ve şımarık olarak büyüyen Perizat, kararından da geri dönmez. Eserde Perizat’ın imajı, tam da davranışlarıyla uyumlu olarak yaratılmıştır. O, aşkı ve özgürlüğü için mücadeleye giren ve bu yolda geri adım atmayan bir karakter olarak kurgulanmıştır. Perizat, yalnızca kendisi cesur bir kahraman değildir, aynı zamanda sevdiği genç Ramazan’ı da öğütler, birlikte kaçmaya korkan Ramazan’ı etkileyip onu da ikna ederek yönlendirir. Ramazan şahsında ise ömrü fakirlik içinde geçen, ırgatlık ile hayatını idame ettiren, o dönemin sosyal çatışmalarına ister istemez karışmak zorunda kalan fakirler ortaya konulmuştur. Özellikle de Moldahmet’in iftirası ile hapse girip daha sonra oradan kurtulan Ramazan’ın yaşamı, olayların farkına varması, yaşanan sosyal değişmelere vakıf olması açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Kararlı davranışları olan ve özgürlük mücadelesine giren Perizat ile el ele vererek düşmanlarıyla mücadele eden Ramazan, eserde mücadeleci kahraman derecesine yükseltilmiştir. Piyesin ana fikri olan yeni bir hayat ve mutlu bir ömre kavuşmak için, mücadelenin sınıf mücadelesi ile birlikte yürütülmesi gerekliliği piyeste açık bir şekilde gözler önüne serilmiştir. Dönemin taleplerine uygun bir şekilde piyeste Peri-zat, bundan önceki Kazak kızlarına göre, mücadeleye bilinçli bir şekilde girişip, yeni devrin kadınlara getirdiği eşitliğe güvenen bir kadın kahraman olarak kurgulanmıştır. Ramazan karakteri ise sınıf bilinci gelişerek özgürlük, adalet, sadakatli bir aşk için savaşmanın önemini kavramış ve korkusuz bir karakterdir.

      Döneminin güncel meselelerini ele alan Perizat-Ramazan seyircinin beğenisini kazanarak uzun süre sahnede kalmıştır. Piyes 1930 yılında sahneye tekrar konulduğunda üzerinde bazı değişiklikler yapılarak yeniden düzenlenmiştir. Eserdeki gereksiz kahramanlar ve diyaloglar çıkarılarak eser kısaltılmıştır (Kazak Adebiyetinin Tariyhı 7-Tom 2004:136).

      1920’li yıllarda Kazak yazarları genellikle yalnızca tek bir işle meşgul olmazlar, hepsinin çok yönlü kişilikleri vardır. Kazak millî dramasının ve tiyatro sanatının gelişmesine büyük katkısı olan çok yönlü yazarlardan biri de Jumat Şanin’dir. O, Kazak drama, opera artistlerinin ilk neslinin üstadıdır. Jumat Şanin, aktör, tiyatro tenkitçisi ve müzisyendir. Jumat Şanin, drama yazarıdır (Nurgali 2002: 124). Şanin, Ombı’da Mağjan Jumabayulı, Saken Seyfullin gibi tanınmış edebiyatçılarla birlikte Ombı Semineri’nde okumuştur. Onlar ile yakın ilişki içerisinde olmuştur (Nur-gali 2002: 128).

      Jumat Şanin çeşitli piyesler yazmıştır. Onun yazdığı piyesler konu bakımından da çeşitlidir. Hayata dair pek çok görünüş onun piyeslerinde yer almıştır. Onun piyesleri arasında hem trajedi hem drama hem de komedi yer alır.

      Jumat Şanin Kazak tiyatrosunun ilk yıllarında Kazak folklorunun zenginliğinden kendi yaratıcılık kabiliyetine göre faydalanmış bir yazardır. Şanin, Zaysan’da yaşadığı dönemde Keribay, Botabay gibi bu bölgede meşhur olan halk ozanları ile yakın ilişkiler kurmuştur ve halk edebiyatının zenginliğinden beslenerek gelecekte yazacağı piyesler için konu ve fikir bakımından beslenmiştir. Şanin, halk ozanı Erjan’dan ilk kez Arkalık Batır destanını dinleyerek yazıya geçirmiştir. Daha sonra bu destan metnine dayanarak meşhur Arkalık Batır adlı trajedisini yazmıştır (Nurgali 2002: 131). Arkalık Batır trajedisi, folklor malzemesinin tiyatroda ilk olarak kullanılışıdır. Arkalık Batır trajedisi, Kazak folkloru ile Kazak draması arasındaki ilişkinin en açık örneklerinden biridir. Yazarın elyazma nüshası muhafaza edilmemiştir. Bilinen nüshası 1926 yılında Kızılorda’da Arap harfleri ile basılan bir kitapçıktır (Nurgali 2002: 156).

      Şanin’in tiyatro eserleri içinde Arkalık Batır trajedisi repertuarda uzun süre kalan piyesidir. Tarihî kahramanlık destanı esasında yazılan bu iki bölümlü piyesin 1926 yılı Aralık ayında, birinci

Скачать книгу