Gagauzlara Dair. Abdülkerim Dinç

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Gagauzlara Dair - Abdülkerim Dinç страница 9

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Gagauzlara Dair - Abdülkerim Dinç

Скачать книгу

da dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Gagauz ruhunun uyanmasında, Gagauz kimliğinin oluşmasında, Prof. Dr. Mihail Çakır’ın tarihi, dua kitabı ve sözlüğü kadar; Dimitri Karaçoban, Dionis Tanasoğlu, Nikolay Baboğlu, Todur Zanet gibi şâir, yazar ve bilim adamlarının da büyük katkıları olmuştur. Bu arada resimde, heykelde Dimitri Savastin, Afanasiv Karaçoban, Gagauzların kurt başlı bayrağını yapan ressam Petri Vlah (ki Müslüman olarak Ahmet İslâm ismini almıştır), müzikte Dimitri Gagauz bu ruhu uyandıran önderlerdir. Girişe aldığım metin, Gagauz Tarihini roman tarzında kaleme alan Dionis Tanasoğlu’nun UZUN KERVAN isimli romanından idi. Uzun Kervan’da, Balkanlar, Dobruca, Tuna geniş bir yer tutar.

      Gagauz âlimi ve yazarı Nikolay Baboğlu’nun çağdaş bir destan denemesi olan ve Tuna boylarında Gagauz ruhunu yeniden canlandıran “OGLANIN LEGENDASI” isimli poemasına:

      Tuna senin suyundan,

      Bir köprü düzerim bän.

      Bir kavi köprü uzun

      Eskili bana bulsun…

      Götürsün beni derä,

      O eski evellerä,

      Mısraları ile başlar. Destan girişinin Tuna nehri ile başlaması çok anlamlıdır. Tuna nehri, hem destanın geçtiği mekan, aynı zamanda, geçmişe açılan bir kapıdır… Tuna üzerine kurulacak köprü, esasında geçmişe kurulmuş bir köprüdür. Destan Tuna nehri etrafında hayat bulur, gelişir… Destansı yaşantılar Tuna etrafında geçer. Oglan’ın acıklı hikayesi karşısında kimi zaman “kara yaslı akar” Tuna, kimi zaman Oglan zorda kaldığında sadece baktığı, yalnız bıraktığı için sitem edilir Tuna’ya…

      Nerede saklı kaldı,

      Devlerin girgin adı

      Eh, silsäm legendadan,

      Pas tutmuş örtülerni

      Eh görsäm, orda ne var,

      Ne aslı, ne diil aslı.

      Hem insäm da bakayım,

      O derin asirlerä

      Hem bulsam da açayım,

      Ne diil belli bizlerä

      Dedemä da sorayım,

      Şatrasında durayım.

      Da olsun canım duymuş

      Bu günnär ne unutmuş.

      O geçmiş zamannarı

      O girgin olannarı (s.191)

      Âlim, şâir Nikolay Baboğlu’nun, Dimitri Savastin’in (Mete Savaşan) resimlerinde yarattığı Gagauz ruhunu adeta mısralara döktüğü Oglanın Legendası isimli uzun poemasını, destan denemesini ayrı bir çalışmada ele aldığımızı bildirir; saygılarımı sunarım…

NOTLAR

      1. Dionis Tanasoğlu- UZUN KERVAN. (N.Baboglu, İ.Baboglu, Gagauz Literaturası, Hrestomatiya , Chişinau, 1997, s 179-180)

      2. Nikolay Baboğlu, ÇALILI YOL DİRİLMEYE. Publitistika Yazılarından, Kişineu 2000, s.3-4

      3. Atanas Manof, GAGAUZLAR (Hıristiyan Türkler, Bulgarcadan çeviren: Türker Acaroğlu, Varlık neşriyatı, Ankara-1939, s.7)

      4. Güngör, Harun-Argunşah Mustafa. Gagauz Türkleri (TarihDil-Folklor ve Halk Edebiyatı) T.C. Kültür Bakanlığı yay., 2002-Ankara, s.170

      5. (Güngör, Harun-Argunşah Mustafa). s.19

      6. (Güngör, Harun-Argunşah Mustafa). s.210

      7. Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, 12. cilt Romanya ve Gagavuz Türk Edebiyatı, Kültür Bakanlığı Yay.,1999-Ankara, s.336

      8. (Lenka Yabancı, 24 yaşında, Satılık Hacı-Akkerman) (Saba Yıldızı, Etnik bilimi-kültür-tarih dergisi sayı: 18, 2002, s.6) Derleyen Petri Zavrak, 30. yıllarda

      9. (Lenka Yabancı, 24 yaşında, Satılık Hacı-Akkerman) (Saba Yıldızı, Etnik bilimi-kültür-tarih dergisi sayı: 18, 2002, s.6) Derleyen Petri Zavrak, 30. yıllarda

      10. (Güngör, Harun-Argunşah Mustafa) s.199

      11. (Manov, s.163-164) (Güngör, Harun- Argunşah Mustafa) s.214-215

      12. (Kemençeci Dimyan 43 yaşında Tatar Kıpçak) (Saba Yıldızı, Etnik bilimi-kültür-tarih dergisi sayı: 18, 2002, s.5) Derleyen Petri Zavrak, 30. Yıllarda

      13. (N.Baboglu, İ.Baboglu, Gagauz Literaturası, Hrestomatiya, Chişinau, 1997, s 28-29)

      14. (Güngör, Harun-Argunşah Mustafa) s.194

      15. N.Baboglu, İ.Baboglu, Gagauz Literaturası, Hrestomatiya, Chişinau, 1997, s 19

      GAGAUZ DESTANLARINDA KÖROĞLU KÖROĞLU IN GAGAUZ EPIC

Dr. Abdulkerim DİNÇ

      Dionis Tanasoğlu, Köroğlu destanını şöyle tanıtır: “Türk halkların folklorunda var bir geroy, adı Kör-oglu. Onun girgin yaptıkları için düzülmüş gözel pietler, annatmak hem türkü.

      Neçin demişler ona Kör-oğlu?

      Bobası onun Hasan, zorda kalıp, yanaşmış bir zengin hem fena beye beygir bakma. Beyin bir kere üfkesi çıker Hasana da izin verer onun gözlerini çıkarsınnar. Adam kör kaler. Ama varmış onun bir oolu, adı Ali. Bu çocuk pek severmiş beygirleri. Bobosında varmış sade bir genç tay. O onu büüder da emin eder, ani kin çıkaracek hain beylerden kendi bobası için hem hepsi fıkareler için. O girgin düşer onnarlan, ona toplaşer çok girgin yigitler da düzerler bir kavi asker. İnsan demiş ona girgin Kör-oglu (körün oglu). Bu dastan Kör-oglu rasgeleer bizde de.” (Dionis Tanasoğlu, Ana Dili, Kişinev-1990, s.15)

      Gagauzlardan derlenmiş Köroğlu destanının, “bir adam varmış” diye başlayan hikâyesi şöyledir: Adam, oğlunu çağırır yanına ve: “Bak te o hergele gelecek suya, hepsi beegirlee içee su, nereyi akee, akıntıya doru içerle. Bak angısı suya karşı içee, te o ürük olacek.” (Özkan, s.242) der.

      Çocuk babasının tarifine uygun beygiri alıp getirir. Padişah kendisine böyle bir beygir getirdiği için sinirlenir ve adamın gözlerini kör ettirir. Kör adam, oğluna der ki, yeraltında bir ahır aç ve o atı ahıra koy. Ama o yere asla ışık girmeyecek. Kör adam, atın sırtını sıvazlar ve hemen anlar ki küçük de olsa bir ışık sızmaktadır. Oğluna orayı kapattırır. Kör adam ve oğlunun yetiştirdikleri at, Padişahın bütün atlarını geçer.

      Türk Dünyası Destanlarının Tespiti, Türkiye Türkçesine Aktarılması ve Yayımlanması Projesi çerçevesinde, “Gagauz Destanları”nı derleyen Prof. Dr. Nevzat Özkan, eserinde, Atanas Manof, Dionis Tanasoğlu’nun, L.S. Çimpoeş’in eserlerinden Köroğlu metinlerini bir araya getirerek değerlendirmeler yapar.

      Dionis Tanasoğlu’nun, Gagauz öğrenciler için hazırladığı ders kitaplarına aldığı Köroğlu metinleri Gagauz destanı olarak değerlendirilemez. Metinlerin başındaki “Türk – Oğuz dastanı” ibaresi dikkat çekicidir. Bu durumu, Mihail Çakır’ın, “Besarabyalı Gagauzların İstoryası” isimli eserinde Gagauzları “halis Türk soyu” olarak vasıflandırmasından

Скачать книгу