Reşit Hanadan ve Romancılığı. Yasin Yavuz

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Reşit Hanadan ve Romancılığı - Yasin Yavuz страница 13

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Reşit Hanadan ve Romancılığı - Yasin Yavuz

Скачать книгу

kırlangıçlara rastlanır olmuştu.”107

      4.1.2.2. İç Çözümleme Tekniği

      Bilindiği üzere ‘anlatma’ yönteminde her şey, anlatıcının –veya ‘yazar-anlatıcının’– tasarrufuyla ve yine onun bakış açısından okuyucuya yansıtılıyor, anlatılıyordu. Yazar, bu görevi, roman sanatının kendisine sağladığı imkânlarla gerçekleştiriyordu. Bu imkânlardan birisi de, kuşkusuz ‘iç çözümleme’ yöntemidir. O, bu yöntemden yararlanırken, doğal olarak, okuyucu ile roman kahramanının –bir başka deyişle okuyucu ile ‘anlatı’nın– arasına girer ve kahramanın psikolojisini, zihinden geçenleri dışa aktarmaya çalışır.108

      Reşit Hanadan, Sel romanında karakterlerinin psikolojik yönünü okura açmakta oldukça cömerttir. Hemen hemen her karakterin iç çözümlemesini yaparak onların düşüncelerini, kaygılarını, arzularını ve öfkelerini okura yansıtmakta, karakterlerini tüm yönleriyle ele almaktadır. Ayrıca romanın Tanrısal bakış açısıyla yazılması, yazarın iç çözümleme yöntemini sıkça kullanmasında da etkili olmuş, ona kolaylık sağlamıştır.

      Romanın önemli kişilerinden biri olan Salim’in traktör istemesi, roman için önemli bir denge unsurudur, başka bir deyişle, romandaki kompozisyonu sağlamaktadır. Hanadan, ilkin, Salim’in traktörü zaman kazandırması ve tarlayı daha etkili sürdüğü için istediğini belirtir. Daha sonra da iç çözümleme yöntemi ile yalnızca bu nedenden kaynaklanmadığını, altında farklı nedenlerin de olduğunu gösterir:

      “İçindeki acı daha da büyüdü. Her önüne gelen alay mı edecekti kendisiyle(?) Öküzler hemen durdular. Ellerini pulluğun kollarından bırakıp sürülü toprağın üzerine çömeldi. Düşünmeye başladı. Nişanlısı Esma bile yüzüne bakmaz olmuştu artık. Akşamları eve dönerken arabayı ağır ağır çeken öküzlerle birlikte Esma’ya görünmemek için yolunu değiştirmeye, eve dere kenarındaki yoldan dönmeye başlamıştı. Oysa, köyün diğer delikanlıları, altlarında traktörleriyle nişanlılarının önlerinde çalım satıyorlardı. Özeniyordu arkadaşlarının bu davranışlarına, gıpta duyuyordu. Yatağa girdiğinde, kendisini de, traktör üzerinde çalım satarak Esma’nın evleri önünden geçerken düşlüyordu109

      Yazar, bir yandan Salim’in arzusunun gerekçelerini okurla paylaşırken diğer yandan da bu isteğin gerçekleşmesindeki engel üzerinde durur: Yakup Ağa. Salim, babasıyla bu konuyu konuşmaya bile çekinir. Çünkü Yakup Ağa sert mizaçlı bir kişidir. Bunun üzerine annesi Remziye’ye açar konuyu ve traktör meselesi üzerine diretir. Remziye, konuyu Yakup Ağa’ya açar ve o da bu durumdan hiç hoşlanmaz, huzursuz olur. Yazar/anlatıcı, Yakup Ağa’nın iç dünyasında traktör meselesini şu şekilde ifade eder:

      “Yakup Ağa, sabah namazını kılar kılmaz eve dönmüştü. Üzerinde tüm bedenine yayılmış bir huzursuzluk vardı. Köydeki her eve giren, babalarla oğulların arasını açan, yok edilmesi olanaksız bir gerginliğin belirmesine neden olan bela kendi evine, öz ocağına da musallat olmuştu sonunda. Huzursuzluğu bundandı.

      (…) Yakup Ağa, karısının söylediklerini dinlerken yüreğinin sıkıştığını, soluğunun kesilir gibi olduğunu hissetmişti karısı anlattığı sürece. Demek ki, yıllardır biriktirdiği paralar demirden oluşan cansız, duygusuz, görmekten, duymaktan, okşanmaktan yoksun traktör denen o belaya harcanaraktı. Hem alsalar sanki selamete mi erişmişlerdi. Bir gün çalışırsa on gün çalışmazdı. Dünyayı altüst eden petrol bunalımı yüzünden tarla işlerinin en yoğun olduğu sırada ya mazot, ya da bir yerleri arızalanır yedek parça bulunmazdı. O zaman, dünyanın parası harcanarak satın alınan bu meretler örtüler arasında cansız canavarlar gibi yatarlardı.110

      Yakup Ağa’nın bilincindeki traktör imajı çok açıktır; onun bilincinde traktör “canavar” ve “bela” gibi olumsuz bir biçimde konumlanmıştır. Ayrıca traktörle yapılan “hızlı işlem” Yakup Ağa’nın bilincinde bir “zaman tasarrufu” olarak değil, “tembellik” olarak belirmektedir. Yakup Ağa, traktörün on günlük işi bir günde yapacağını bilse de, kalan dokuz gün için de farklı bir iş yapmak yerine yatılacağını, o günlerin boş geçeceğini düşünür. Yazar, Yakup Ağa’nın tüm bu menfi düşünlerini açıklarken, kimi zaman da açıkça taraf tutarak yenilikçi tarafta olduğunu gösterir. Ancak bunu, iç çözümlemeyi yaparken yapmaz.

      Reşit Hanadan, iç çözümleme yöntemini kullanarak karakterlerin bir durum ya da başka bir kişi üzerine düşüncelerini de açıklar. Bunun en güzel örneği, Hülya’nın Cemil ile buluştuğu ve buluşacağı için duyduğu pişmanlık ile Esma’yı babasının okumuş bir aydın olduğu için kendisine anlayış göstermesi bakımından kıskanmasıdır:

      “(…) karamsarlığı arttı Cemil’le buluştuğu için. Babası duysa ne yapardı? Ya öldürür ya da evden kovardı hiç düşünmeden. Buna karşın tekrar görüşmeyi kabullenmişti nişanlısıyla. Hem de Esma’ya, aracı olması için yalvarıp yakararak. Bir pişmanlık duygusu beliriverdi içerisinde. O anda, avluya inip Esma’yı bulmayı, Cemil’le buluşmasını sağlamak için Salim’e bu konu üzerinde hiçbir şey söylememesi rica etmek istedi, ama beceremedi düşündüğünü gerçekleştirmeye. İçgüdüsü buna engel oldu. Esma, ah Esma… Mutluydu o…

      Okumuş adamdı babası, köyün koskoca öğretmeniydi. Dağlar kadar kitap okumuştu. Odasında üst üste kitaplar vardı raflarda. Onların tümünü nasıl da okuduğuna şaşardı. Esma söylerdi de inanası gelmezdi. Esma’nın talihi vardı bu konuda. Anlayışlı adamdı teyzesinin kocası Kızı gece yarısı evden kaçıp nişanlısına gitse bile kılı kılını kıpırdatmaz, ertesi sabah erkenden kızını görebilmek, halini hatırını sorabilmek için kaçtığı eve giderdi belki de. Esma bu gerçeğin bilincinde olduğu için bildiğince hareket ediyor, duygularına gem vurmayıp nişanlısıyla istediği an, istediği kadar görüşebiliyordu.111

      4.1.2.3. Montaj Tekniği

      Yazar, kendi eserinde öz kültürünü, değerlerini yansıtan ya da yansıtmayan bir metinden alıntı yapabilir, farklı metin türlerini nesir içerisinde kullanabilir. “Montaj tekniğinde amaç, asıl esere derinlik, çağrışım zenginliği, üslup çeşitliliği sağlamaktır. Fakat montajın zaman zaman başka amaçlar için de kullanıldığını görmek mümkündür. Montaj tekniğinde sanatkârdan beklenecek en önemli husus, eserin bütünüyle montaj metni arasındaki uyum ve bütünlüktür.”112

      Reşit Hanadan, Sel romanında kullandığı dörtlükler ve atasözleri ile bu bütünlüğü sağlamış; esere hem derinlik katmış hem de çağrışım zenginliği oluşturmuştur. Aşağıdaki örnekte köyün genç kızları Hıdırellez üzerine söylediği dörtlük montaj tekniğinin bir örneğidir:

      “Avlimız doli çirez

      Bahar çeldi bak ne tez

      Sen bizımlen deysın canım

      Nasıl ceçer hedırlez…113

      Sel’de

Скачать книгу


<p>107</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 94.

<p>108</p>

Mehmet Tekin, a.g.e., s. 284.

<p>109</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 11.

<p>110</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 21.

<p>111</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 183-184.

<p>112</p>

İsmail Çetişli, a.g.e., s. 112.

<p>113</p>

Reşit Hanadan, Sel, s. 107.