Özbek Edebiyatı Yazıları. Karakaş Şuayip

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Özbek Edebiyatı Yazıları - Karakaş Şuayip страница 10

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Özbek Edebiyatı Yazıları - Karakaş Şuayip

Скачать книгу

Özbekistan’da Kırım Türkçesi ile neşredilen Lenin Bayrağı (bugünkü adı Yeni Dünya) adlı gazete ile 1980 yılında çıkmaya başlayan Yıldız dergisi, Kırım Türklerinin edebiyatına bir canlılık kazandırmıştır. Bu son dönemde Şâkir Selimov, Yunus Temirkaya, Alaaddin Şâmil, Yusuf Bolat, Osman Ayder, Rıza Fâzıl, Eşref Şem’izâde, Abdullah Dermenci gibi şair ve yazarların eserleri yayımlanmıştır.

      İkinci Dünya Harbi sırasında yurdunu kaybeden romancı Cengiz Dağcı, Kırım Türklerinin yetiştirdiği en büyük yazarlardan biridir. Cengiz Dağcı, Türkiye Türkçesiyle yazdığı eserlerinde, Kırım Türklerinin Rus esareti altındaki acılarla, sürgünlerle, katliamlarla dolu korkunç hayatını anlatır.

      14. Tatar-Başkurt Türkleri Edebiyatı

      Kazan, 20. yüzyılın başlarında, Rus idaresi altında yaşayan Türklerin siyaset ve kültür merkezi hâline gelmiştir. Rusya’ya karşı siyasî ve kültürel direniş ve istiklâl hareketleri, 1905’ten sonra birkaç yıl müddetle Kazan’dan idare edilmiştir. Bunun için Kadı Abdürreşid İbrahim, Yusuf Akçura, Fatih Kerimî, Ali Merdan Topçubaşı, Musa Carullah Bigi, Abdullah Apanay, Sadri Maksudî, İsmail Gaspıralı gibi şahsiyetlerin idaresi altında Rusya Müslümanları Kongreleri toplanmış, pek çok gazete ve dergi çıkarılmıştır. Bu faaliyetler, bütün Türkler arasında millî şuurun kuvvetlenmesine ve millî edebiyatların gelişmesine ilham kaynağı olmuştur.

      20. yüzyılın başlarında millî hareketlerin merkezi olan Kazan’da Tatar-Başkurt edebiyatı, bu faaliyetlerin etkisi altında gelişmesini devam ettirmiştir. Bu dönemde Rızaeddin b. Fahreddin, Zâkir Hadi, Ayaz İshakî, Sadri Maksudî, Fatih Kerimî, Aliasgar Kemal, Abdullah Tukay, Mecid Gafurî, Fatih Emirhan, Alimcan İbrahim, Şerif Kemal, Kerim Tinçura, Derdmend, Zarif Beşiri, Hacibünnecar Öteki, Şehzade Babiç, Necip Dumâvî, Ziya Yermekî, Mirhaydar Feyzî vb. şair ve yazarlar eserler vermişlerdir.

      Sovyet döneminde Kazan Türkleri parçalanarak Tataristan, Başkurdistan ve Çuvaşistan adlarıyla Moskova’ya bağlı üç ayrı muhtar cumhuriyet hâline getirilmiştir. Bu siyasî bölünmenin ardından şair ve yazarların baskı altına alınarak Sovyet ideolojisine uygun eserler vermeye zorlanmaları, Kazan Türklerinin edebiyatını olumsuz yönde etkilemiştir. Söz konusu baskılar yüzünden Ayaz İshakî, Sadri Maksudî, Zeki Velidî Togan gibi ilim ve fikir adamları, ülkeyi terk etmek zorunda kalmışlardır.

      Kazan Türklerinin 20. yüzyılda en tanınmış şairi Abdullah Tukay’dır. Dinî ve millî ruhta lirik şiirler yazmıştır. Eserleriyle geniş halk kitlelerini ve yeni yetişen nesilleri etkileyen Tukay, Kazan Türklerinin millî şairidir.

      Sovyet döneminde ise Hadi Toktaş, Seyfı Kudeş, Musa Celil ile Mustay Kerim, yazdıkları kuvvetli eserleriyle tanınmış önemli şahsiyetlerdir.

      15. Karaçay – Balkar Türkleri Edebiyatı

      Kuzey Kafkasya’da yaşayan Karaçay-Balkar Türklerinin edebiyatı, 19. yüzyılın sonlarına kadar sözlü edebiyat olarak devam etmiştir. Bu yüzyılda sözlü edebiyat geleneğinin en önemli temsilcileri Appa Canıbek, İsmail Semen ve Kâzım Meçi’dir. İlk şiirlerini 19. yüzyılın sonlarında yazan Kâzım Meçi, Karaçay-Balkar yazılı edebiyatının da kurucusu sayılır.

      Sovyet döneminde kaleme alınan eserlerin büyük bir ekseriyeti parti ideolojisi doğrultusunda yazılmıştır. Bu eserlerde Karaçay-Balkar Türklerinin eski hayatları, sınıf çatışması şeklinde gösterilmiştir. Daha sonra şair ve yazarlar ideolojiden uzaklaşarak tabiat, insan, tarih ve kültür konularında eserler vermişlerdir.

      Sovyet döneminde yetişen sanatkârlar arasında Hasan Appa, Azret Örten, Hamit Laypan, Magomet Bayçora, Halimat Bayramuk, Tohtar Borlak, Abdülkerim Baykul, Kaysın Kuliy, Osman Hubiy, Azamat Süyinç, Bilâl Köbek, Bilâl Laypan, Hüseyin Tohçuk, İbrahim Baba, Kerim Otar, Tanzilye Zumakul’un isimleri zikredilebilir. Bunlardan Hasan Appa’nm 1930’lu yıllarda yazdığı üç ciltlik Kara Sandık isimli roman, Karaçay-Balkar edebiyatında bu türün ilk örneği sayılmaktadır. Eserin ilk iki cildinde komünizmi bir kurtuluş olarak gösteren yazar, son cildinde bunun yanlış olduğunu yazınca, birçok Karaçay-Balkar aydını gibi Ruslar tarafından öldürülmüştür. 19. yüzyılın sonlarından itibaren eserler veren Kâzım Meçi de son şiirlerinde yurt sevgisini işlediği için sürgün edilmiştir.

      16. Karakalpak Türkleri Edebiyatı

      Daha önce sözlü geleneğe sahip olan Karakalpak edebiyatı, 19. yüzyılda Künhoca, Hacıniyaz, Öteş Şair ve Berdak (Berdi Murad Kargabayoğlı) gibi şairlerin kaleminden ilk yazılı eserlerini vermiştir.

      20. yüzyılın başlarında yetişen nesil, yeni edebiyat anlayışıyla şiir, hikâye, tiyatro gibi türlerde eserler ortaya koymuş, gazete ve dergi çıkarmıştır. Sıdık Şair, Ömer Sügirimbetoğlı, Kulmurad gibi şairlerin yeni edebiyatın kuruluşunda önemli hizmetleri olmuştur.

      Korbaşı/Basmacılık hareketi sırasında teşekkül eden millî edebiyat Abbas Dabilov, Seyfulgabid Macitov, Hıdırniyaz gibi şairleri yetiştirmiştir. 20. yüzyılda Karakalpaklarla Özbekler arasındaki ilişkilerin artması, bu iki Türk topluluğunun edebiyatlarını da birbirine yaklaştırmıştır. Sovyet döneminde her iki topluluğun edebiyatları birbirine paralel bir ilerleme kaydetmiştir. Bu dönemde, Basmacılık hareketi sırasında eserler veren şahsiyetlerden başka Sadık Nurimbetov, Abdurrahman Ötepov, Col-mırza Aymırzayev, Emet Samuradov, Sapar Hocaniyaz, Bayniyaz Kalpnazarov, Keremeddin Sultanov, Hacıbek Seyitov, Öserbay Hacıniyazov ve Tölepbergen Kayıpbergenov gibi şair ve yazarlar, çeşitli edebî türlerde eserler vermişlerdir.

      Sovyetler Birliği’nin Türkistan’da uyguladığı yanlış tarım politikaları ve nükleer denemeleri sebebiyle suyu kilometrelerce geri çekilen ve bir nükleer çöplük hâline gelen Aral denizi ile birlikte millî tarih, vatan ve millet kavramları, son dönem Karakalpak edebiyatında en fazla ele alman konular olmuştur.

      17. Uygur Türkleri Edebiyatı

      Uygur Türklerinin Çin esaretinden kurtulmak için verdikleri mücadeleler, kültürel ve fikrî alanlardaki gelişmeler, edebiyata da aksetmiş; klâsik edebiyatın yanında toplumdaki yanlışlıkları açıkça eleştiren yeni bir edebiyatın doğmasına zemin hazırlamıştır. Edebiyat sadece konu bakımından değil, tür, şekil, üslûp ve dil bakımından da zenginleşmiştir.

      Doğu Türkistan Uygur edebiyatı, 19. yüzyılın sonuna kadar klâsik edebiyatın tesiri altında kalmıştır. Bu dönemde Şarkın ünlü hikâyeleri olan Leylâ ile Mecnun, Yûsuf ile Züleyhâ gibi eserler, Uygur Türkçesi ile yeniden kaleme alınmış, ünlü şairlerin şiirlerine nazireler yazılmıştır.

      20. yüzyıl Uygur edebiyatında, Doğu Türkistan’daki Çin istilâsını işleyen pek çok eser yazılmıştır. Bu eserler, Uygur millî edebiyatının temelini oluşturur. Bü yüzyılın başlarında Uygur Türklerinin facialarla dolu hayatını Arzu Muhammed, Umudî, Muhammed Alem, Kasim Bey, Muhammed Salih Yarkendî, Molla Yusuf, Seyid Muhammed, Molla Şakir, Şeyh Garibî, Kurban Sufî Seferbay, Molla Musa Sayramî gibi sanatkârlar eserlerinde konu olarak işlemişlerdir.

      Bu yazarların yanında, “koşakçı” adı verilen halk şairleri de, Çin istilâsına karşı verilen mücadeleleri anlatan destanlar söylemişlerdir.

      1931 yılında

Скачать книгу