Müştak Gönülleri Aydınlatan Edebiyat. Babahan Muhammed Şerif

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Müştak Gönülleri Aydınlatan Edebiyat - Babahan Muhammed Şerif страница 7

Жанр:
Серия:
Издательство:
Müştak Gönülleri Aydınlatan Edebiyat - Babahan Muhammed Şerif

Скачать книгу

ESERLERİNDE ADALET KONUSU

      Özbek yazarı Adil Yakubov sadece Özbekistanda, Türk ülkelerinde değil, dünyaca meşhür edip idi. Büyük yazar Cengiz Aytmatov ona ustad diye hitap ederdi. Benim kanaatıma göre, Cengiz Aytmatov bu sözleri sadece nezakaten değil, ayni zamanda ustadın yazarlık kabiliyetine itiraf olarak de söylerdi.

      Adil Yakubov 1927. yılında eski Türkistan şehri yakınındaki Karnak köyünde doğdu. Adil abi halk adamı, halktan biri idi, çocukluktan halkını çok iyi tanımıştı. Adil Yakubov köyde doğdu, köyde büyüdü, haksızlıklara çocukluktan şahit oldu, yani hayatın çetin yüzüyle, adaletsizliklerle erken yaşlarda tanıştı. Babası Egemberdi Yakubov vaktiyle yüksek devlet görevlerinde çalışmış, sonra 1937 de komünist rejim tarafından yok edilmiştir. Dört küçük çocuguyla kalan anası onları çok zor şartlar içinde buyuttu. Cahil, merhametsiz insanlar onları “halk düşmanının evlatları” diye aşağıladılar. Ama o ağır günlerde mürüvvetli insanlar öksüzlere şefkat ve yardım ettiler. 1945 den Adil bey 2. Cihan harbına katılıyor ve 1950 de askerlikten döniyör ve Taşkent Universitesinin filoloji fakultesinde okumaya başlar. Mezun olduktan sonra Moskovanın en meşhür “Literaturnaya gazetesi”nin Özbekistan muhabırı olarak on yıl çalışır. Sonra “Özbekfilim” sineme stüdyosında, Gafur Gulam yayın evinde editor, “Özbekistan Edebiyatı ve sanatı” gazetesi Başkanı, 1987 den Özbekistan Yazarlar birliği Başkanı, 1991 den Özbekistan Terminoloji komitesi Başkanı olarak çalıştı. Adil Ağa tüm Türk dünyası yazarlarının eserlerini Özbekçede yayımlamağa çok önem verdi, tercümanları destekledi, kardeş ülkelerin yazarlarının eserlerini gazete ve dergilerde, sonra kitap olarak yayınlattı. Azerbaycan, Kazak, Kırgız, Türkmen yazarlarının bür çoğuyla yakın dost idi. Ağa ağer hayatta olsa bu sene 91 yaşına girmiş olacaktı.

      Adil Yakubov’u yakından bilen insan olarak, yazarın hayatı ve eserlerini oğrenerek onun karakterine özgü esas adalet için mücadale olmuştur diye kati demem mümkün. Adil Abi hayatta da, icadda da her vakit adalet için mücadele verdi, adaleti savundu, adalet taraftarı oldu. Onun Yazarlar birliğindeki toplantılarda, özellikle Moskova’da millet vekilleri kurultayında Özbek kadınının feci kismetini örnek vererek, Özbek halkını nasıl savunduğunu, o meşhür nutkunu iftiharla hatırlıyoruz. Filhakika adalet, milletinin hak ve hakikatı savunduğu için Adil Yakubov’u halkımız sevdi ve kadrını bildi diye düşünüyorum.

      Adil Yakubov’un hikaye ve romanlarında adalet için mücadele, zorbalığa nefret sarih şekilde gözikiyor ki, bu boşuna değildir. Meşhur “Uluğbeyin Hazinesi”, “Köhne Dünya”, “Diyanet”, “Adalet Menzili”, “Mukaddes” ve başka romanlarında baş kahramanlar adaletsizliğe, haksızlığa baş kaldıran, insan özgürlüğü, halk erki için mücadale veren şahıslardır. Adil Yakubov sonki romanlarından birini “Adalet Menzili” diye adlandırdığının da sembolik bir anlamı vardır. Adil Abinin bir çok romanların baş kişileri cahillik, zorbalık, haksızlık, şefkatsızlık kurbanı oluyor. Ama eserler okuru kötümserliğe götürmiyor, bilakis adalet, hakikat, insan özgürlüğü için mücadaleye davet eder. Bu gayeleri sindiren okur hayata lakayt bakması asla mümkün değil. Bu milletini seven, insan özgürlüğü, kadrı, namusu, hak hukuku için mücadele veren yazar için büyük saadet!

      Adil Abi için insandan öte değerli hiç bir şey yok ve olması da mümkün değildi. Onun eserlerinde toplumun insani mahiyeti insan saadeti nekadar temin edildiğine göre belirlenişi renkli bir şekilde gösterilmiştir. Zaten insani, adaletli toplum insana sevgi, onun kismeti ve istikbalı için özen göstermekle yetinmeden şahıs özgürlüğü, hukuklarının temini için lazim gelen tüm şartları da yaratır. Devlet, toplum, ülke insan hakları, özgürlüğü teminine hizmet etmesi gerekir. Adil Yakubov eserlerındeki kahramanlar iyilik, adalet için mücadele verirken, insani ideallar üzerinden ilerliyorlar. Yazar mükemmel karakterler yaratmakla zamanının hal edilmesi lazim gelen problemlerini ortaya koydu, edebiyatın hayatı değiştirici gücünden doğru istifada etti. Adalet, halk refahı, toplumun gelişmesine engel olan kusurları ortadan kaldırmak için mücadele Adil Abi yaratan olumlu kahramanların başlıca özelliğidir.

      Önder yazar yaşayan ve icad eden eski sovyetler birliğinde millet ve şahıs özgürlüğü için mücadele temel hedefe dönüşmüştü. Zorbalık çok büyük illet, ama bu zorbalık çırağına yağ damızan amilleri göz önünden kaçırmamak gerekir. Mazlum, ram, muti olmak kırmızı imparatorluk değirmenine su veren amiller olduğu ay gün gibi açık olsa bile o durumda bunlar hakkında açık söylemek mümkün değildi, zaten kelle giderdi. Totaliter rejim milletlerin erkini, özgürlüğünü boğan, insan haklarını ayak altına alan o devirde sovyet zorbalığı değirmanına su veren mutilik, uysallık psikolojisina karşı mücadele, işbu illetlerin içtimai akıbetlerinin bedii tetkiki edebiyatımızın en önemli meselesi idi. Millet derdini kendi derdi olarak bilen ilerici edebiyat bu muammayı halka bedii vasıtalarla anlatmaya, onun gözünü açmaya çalıştı.

      Ünlü Kırgız yazarı Cengiz Aytmatovun “Beyaz Gemi”, tanınmış Özbek yazarları Pirimkul Kadırovun “Erk”, Ötkir Haşimovun “Bahar Dönmez” ve başka benzeri romanlar gibi Adil Yakubovun “Diyanet”, “Kanat Çifte Oluyor”, “Billür Avizeler” gibi romanları işte o bastırılmas isteğin hasılası olarak meydana çıktı. Adil Abi bu romanlarında mutilik psikolojisina nefret, savaşan ümanizmi müzaheret ederek hayattaki ilerici, ışıklı tarafları terennum etti, adalet, hak hukuk, insan kamilliği yolundaki çeşit illetleri ifşa etmekle beraber bu illetleri doğuran ictimai koşulları da meydana çıkardı ki, bu o zamanda cesaret idi. Örneğin, “Billür Avizeler” romanına bakalım. Roman baş kişisi Nilüfer uysallığı, mutiliğiyle “Kanad Çifte Oluyor”daki Hamide, Cengiz Aytmatovun “Beyaz Gemi”sindeki ihtiyar Mömin, Pirimkul Kadirovun ‘Erk”indeki Ayşehan, Ötkir Haşimovun “Bahar Dönmez”indeki Mukaddem karakterlerine yakındır. Akıl-kari olmadığı, uysallığı, nihayet kocası Begimkulun “billür avizeleri”, yani zenginliği gözlerini kamaştırdığı için Nilüfer erkini, kadrını mala, ziynete yütüzüiyör, bunu anlayanda ise geç oluyor. Begimkul paraya tapınan, paradan başka hiç bir şeyi göze almayan hodbin ve zorba şahıs. Alın teri dökmeden gelen para onu ruhi sefalet, manevi aşağılık batağına batırmıştır. Nilüfer bu mühitte sıkılmaga başlıyor, ama Begimkulun iyi tarafa değişmesini sabrla bekliyor. Böyle uysallık, mutilik zorbalık alevine yağ döküyör. Giderek Begimkul Nilüferin erki, hak hukukunı iki kuruşa almıyacak derecede bir zorba halinı alıyor. Sonuçta Nilüferin gözi açılır ve özlüğünü anlayarak kadrı, insanlık gururu, hak hukuku için baş kaldırır.

      Dikkat edilse, Begimkul zorba kırmızı imparatorluk, Nilüfer ise mazlum millet timsalı olarak ifadalendiği meydana çıkar. Adil Yakubov hakikat, adalet başarısı için kol kavuştırarak sabr etmek değil, belki Begimkullar dünyasına karşı mücadele vermek gerektiğini kahramanlar kismetine sindirmiştir. Romanı okuyan okur millet ve şahıs özgürlüğü yolundaki müthiş engel – kölelerce uysallık, mutiliğin ictimai akibetlerini anlar. Bu ise o devir için milletin anlaması gerek olan önemli hakikat idi.

      Yazarın “Uluğbeyin Hazinesi”, “Köhne Dünya” romanları orta çağlardan bahıs etse bile karakterler, olaylar eserler yazılan zamana uyar. Toplumda adaletsizlik, cehalet varken Uluğbey, İbni Sina gibi büyük devlet adamları, nüfuzlu alimler de aciz kalacagı, hetta saraylar da zindana dönüşebileceği, sıradan insanlar Kalander Karnaki ve Hürşide Banuların sevgisi berbat oluşu şefkatsız gerçekçilikle tasvir edilmiştir.

      Çağdaş zaman konulu “Diyanet”, “Kanat Çifte Oluyor” gibi romanlarda dönemin hal edilmesi lazim gelen problemleri ortaya koyulmuştır. “Diyanet”teki Atakuzu,

Скачать книгу