Kızıl Odanın Rüyası I. Cilt. Сюэцинь Цао

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kızıl Odanın Rüyası I. Cilt - Сюэцинь Цао страница 27

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kızıl Odanın Rüyası I. Cilt - Сюэцинь Цао

Скачать книгу

yabani otlar ufka kadar uzanır.

      Bugün insanın yükü fakirlikse, yarın bambaşkadır,

      Baharda açmak, güzün solmak çiçeklerin yazgısıdır.

      Doğumun kapısından, ölümün ziyaretinden kim kaçınır?

      Cennette değerli bir ağaç olduğu sanılır,

      Üzerinde ölümsüzlük meyvelerini taşır.

DOKUZUNCU ŞARKIAKILLILIĞI FELAKETİNİ GETİRİR

      Her şeyin sırrını çözmekte çok fazla akıllı,

      Ama ne fayda, getirir kendi mahvını.

      Yaşarken kalbi paramparça kırıldı,

      Öldükten sonra boşa gider kurnazlığı.

      Bir zaman zengin olan evin yıkımı,

      Saçar etrafa tüm fertlerini ayrı ayrı.

      Boşunaydı yarım ömür süren kaygıları,

      Rahatsız edici rüya gibiydi görülen gece yarısı.

      Âdeta koca bir konağın birdenbire yıkılması,

      Ya da yanıp tükenen bir lambanın çırpınması,

      Mutluluğun kederle sonuçlanması,

      Fâni dünyada hiçbir şey kesin değildir, ne acı!

ONUNCU ŞARKIUFAK BİR İYİLİK

      Bazı iyilikler kalıcıdır,

      Bazı iyilikler kalıcıdır!

      Tesadüfen bir iyilikseverle karşılaşır;

      Annesinin bir sevap işlemesi ne şanstır.

      İnsanın garibi kurtarması, fakire yardımı esastır.

      Zalim akrabadan kendini sakınmalıdır,

      Çünkü o çıkar peşinde koşandır.

      Yıldızların çok yukarısında biri,

      Hesap yapar, seyredip her şeyi.

ON BİRİNCİ ŞARKIİHTİŞAM GEÇ GELİR

      Sevgi sadece aynada bir yansımadır,

      Ün ve rütbe çabucak geçen bir rüyadır,

      Gençlik ve güzellik nasıl da hızla kaybolur.

      Gelin yatağının zevkleri de hemen yok olur.

      İşlemelidir kaftanın, tacın inci kakmadır,

      Sanma ki bunlar ölümü uzaklaştırır.

      Yaşlılıkta insan yokluktan uzak olmak ister,

      Gerçek kutsanma kucağındaki çocuğa bağlıdır.

      Gururla dimdiktir, başındaki resmî bir taçtır,

      Göğsündeki altın erkân nişanı parlaktır.

      Bir insan belki yücedir, huşu uyandırır,

      Ama ölüme giden kasvetli yol yakındır.

      Tarihin şanlı dediklerinden geriye ne kalır?

      Sadece saygı duyacağımız boş adlardır.

ON İKİNCİ ŞARKIİYİ ŞEYLERİN DE BİR SONU VARDIR

      Bahar biterken boyalı kirişlerden kokulu toz dökülür,

      Doğuştan tutkuludur, güzel yüzü ay gibi görünür,

      Sebep olduğu şey ailesinin çöküşüdür.

      Jing ile başlar aile varlığındaki gerileme,

      Ning’e atfedilir aile işlerindeki küçülme.

      Şehvet aşkıdır bütün günahlarına gerekçe.

SON SÖZKUŞLAR ORMANA UÇARLAR

      Makam sahiplerinin mal varlığı azalır,

      Zengin ve soyluların serveti harcanır.

      İyilik yapanlar ölümün pençesinden kurtulur,

      Zalimlerse bir gün cezasını bulur.

      Can alanlar can vererek öderler,

      Gözyaşı borçlananlar da gözyaşı dökerler.

      Başkasına karşı suçlara ağır ceza verilir,

      Ayrılıklar ve kavuşmalar yazgıyla belirlenir.

      Zamansız ölümün nedenini geçmiş yaşamda ara,

      Şanslıdır mevki ve servet keyfi süren yaşlılıkta,

      Dünyayı anlayanlar ondan kaçarlar,

      Hiç uğruna ölürler, aptal âşıklar.

      Ormana döner karınları doyan kuşlar,

      Arkalarında ıssız bir boşluk bırakırlar.

      Genç kızlar şarkılarını bitirdikten sonra, başka bir şarkıya daha başlayacaklardı ama Uyarıcı Görüntü Perisi, Baoyu’nün ilgisinin dağıldığını görünce “Seni aptal çocuk!” diye bağırdı, içini çekerek. “Hâlâ hiçbir şey anlamadın mı?”

      Baoyu perilere başka şarkı söylememelerini, şarabın etkisiyle kendisini sarhoş ve uykulu hissettiğinden, biraz uyumak istediğini söyledi.

      Peri ziyafetten arta kalanların temizlenmesini emretti ve Baoyu’ye hayatında hiç görmediği kadar görkemli bir şekilde döşenmiş, hoş kokulu bir odaya kadar eşlik etti. Ama odada daha çok ilgisini uyandıran şey, içeride oturan, güzelliği ve zarafetiyle Baochai’e, çekiciliği ve narinliğiyle Daiyu’ye benzeyen kızdı. Şaşkınlık içinde düşüncelere dalmışken peri birden, “Senin tozlu dünyanda istisnasız tüm varlıklı ve saygın evlerin kadınlara ait yeşil pencereli ve süslü odaları, genç hovardalar ve hafifmeşrep kızlar yüzünden kirleniyor.” dedi. “Daha da kötüsü, eski zamanlardan bu yana sayısız rezil hovarda, şehvet düşkünlüğünün ahlaksızlık teşkil etmediğini iddia eder, hatta şehvet aşkının ahlaksızlıkla aynı şey olmadığını kanıtlamaya çalışır. Ama bütün bu iddialar onların eksikliklerinin bahanesi, kirliliklerinin paravanıdır. Kadınların güzelliğinden etkilenmek başlı başına bir tür şehvettir, hatta arzu hissetmek daha da fazlası. Bu nedenle her tür sevgi eylemi ve iki cinsin her birlikteliği, güzellikteki tensel hazzın aşk duygusunu uyandırmasından kaynaklanır. Seni bu kadar sevmemin nedeni de ta eski zamanlardan günümüze dek bu dünyada yaşayan en şehvetli erkek olman.”

      Duydukları karşısında Baoyu’nün dili tutuldu ve gülümseyerek itiraz etti.

      “Yanılıyorsun, sevgili perim. Zaten annem ve babam, kitap okumak istemediğim için beni sık sık azarlarlar. Nasıl daha ileri gidip bir de ‘şehvetli’ olma riskini göze alabilirim ki? Ayrıca, ben henüz çok gencim, bu kelimenin anlamını bile doğru dürüst bilmiyorum.”

      “Merak etme!” dedi peri. “Temelde her türlü şehvet aynı kapıya çıkar ama anlamları farklıdır. Örneğin, dünyada sadece fiziki güzellik, şarkılar, danslar, sonsuz eğlence ve flörtten zevk alan günahkârlar vardır. Onlar olur olmaz zamanda sevişirler ve mümkün olsa dünyadaki her güzel kız, her istediklerinde arzularını tatmin etsin diye ellerinin altında olsun isterler. Böyle biri, bedensel şehvete dalan bayağı bir yaratıktır.”

      “Ama senin durumun farklı. Doğanın varlığını doldurduğu kör ve savunmasız sevgiye ‘zihinsel şehvet’ diyoruz. Bu, zihin tarafından algılanan ama ifade edilemeyen, sezgiyle kavranan ama kelimelere dökülemeyen bir şeydir. Bu ‘zihinsel şehvet’ nedeniyle kadınlar seni nazik ve anlayışlı bir arkadaş olarak

Скачать книгу