Çin masalları. Frederick Herman Martens
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Çin masalları - Frederick Herman Martens страница 12
Şafak Gökyüzü
Bir zamanlar köylü bir kadına bir çocuk verip ona göz kulak olmasını söyleyen bir adam vardı. Çocuğu teslim ettikten sonra ortadan kayboldu. Kadın çocuğu eve götürdüğünde şafak söküyordu, bu yüzden çocuğa Şafak Gökyüzü ismini verdi. Çocuk üç yaşına geldiğinde sık sık gökyüzüne bakıp yıldızlarla konuşurdu. Bir gün evden kaçıp aylar sonra geri döndü. Kadın da çocuğu bunun için dövdü. Ancak tekrar kaçtı ve bir yıl boyunca dönmedi. Sütannesi korkuyla sordu: “Tüm yıl boyunca nerelerdeydin?” Çocuk cevap verdi: “Sadece Mor Deniz’e küçük bir yolculuk yaptım. Oranın suyu kıyafetlerimi kızıla boyadı. Bu yüzden güneşin içinde uyuduğu pınara gidip onları yıkadım. Sabah gidip öğlen döndüm. Neden bir yıldır burada olmadığımdan bahsediyorsun ki?”
Sonra kadın sordu: “Yolda nerelerden geçtin?”
Çocuk, “Kıyafetlerimi yıkayınca Ölüler Şehri’nde bir süre dinlenip uyuyakaldım. Doğunun Tanrısı’nın verdiği kırmızı kestane ve pembe şafak suyu açlığımı bastırdı. Ardından karanlık gökyüzüne gidip sarı şebnemden içtim ve susuzluğum geçti. Siyah bir kaplanla karşılaşıp sırtında eve gelmek istedim. Ama çok kırbaçlayınca bacağımı ısırdı. Bunu anlatmak için de geri döndüm,” diye yanıtladı.
Çocuk bir kez daha evden kaçtığında İlk Sis’in yaşadığı binlerce kilometre ötedeki bataklığa ulaştı. Orada sarı kaşları olan ihtiyar bir adamla karşılaşıp kaç yaşında olduğunu sordu. Yaşlı adam şöyle dedi: “Yemek yeme alışkanlığını bırakıp havayla besleniyorum. Gözbebeklerim yavaş yavaş tüm saklı şeyleri görebileceğim yeşil bir parıltı kazandı. Bin yılda bir kemiklerimi çevirip iliklerini yıkarım. İki bin yılda bir de kıllardan kurtulmak için cildimi kazırım. Şimdiye kadar kemiklerimi üç kere yıkayıp beş kere cildimi kazıdım.”
Şafak Gökyüzü daha sonraları Han Hanedanı’ndan İmparator Wu’ya hizmet etti. Büyü sanatlarına düşkün olan imparator, kendisine çok bağlıydı. Bir gün şöyle dedi: “İmparatoriçenin hiç yaşlanmasını istemiyorum. Yaşlanmasını önleyebilir misin?”
Şafak Gökyüzü cevap verdi, “Yaşlanmayı önleyecek tek çözüm biliyorum.”
İmparator hangi bitkilerin yenmesi gerektiğini sordu. Şafak Gökyüzü yanıtladı, “Kuzeydoğuda hayat mantarları büyür. Güneşte sürekli inip o mantarları yemek isteyen üç bacaklı bir karga yaşar. Ancak Güneş Tanrısı onun gözlerini kapalı tutar ve gitmesine izin vermez. İnsanlar o mantarı yerse ölümsüz olurlar, hayvanlar yerse aptallaşırlar.”
“Peki, sen bunu nereden biliyorsun?” diye sordu imparator.
“Küçükken bir keresinde içinden on yıllar boyunca çıkamadığım derin bir kuyuya düşmüştüm. Orada bir ölümsüz beni bu bitkinin olduğu yere götürdü. Ancak onu alacak kimsenin üzerinde bir tüyün bile yüzemeyeceği kızıl bir ırmağı geçmesi gerekir. Bu ırmak, yüzeyine değen her şeyi dibe batırır. Ama adam ayakkabılarından birini çıkarıp bana verdi. Ben de ayakkabısının üzerinde ırmağı geçip bitkiyi aldım ve yedim. O bölgede yaşayan kişiler incilerden ve değerli taşlardan hasır dokurlar. Beni ince ve renkli bir deri perdenin asılı olduğu bir yere götürüp üzerine güneş, ay, bulutlar ve yıldırım şekilleri oyulmuş kara yeşim taşından bir yastık verdiler. Üzerimi yüz sineğin kılından eğirilmiş zarif bir yatak örtüsüyle örttüler. O türden bir örtü yaz aylarında serin ve ferah oluyor. Dokunduğumda sudan yapılmış gibiydi ama daha yakından bakınca saf ışıktandı.”
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.