R.U.R. Rossum’un Evrensel Robotları. Karel Čapek
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу R.U.R. Rossum’un Evrensel Robotları - Karel Čapek страница 3
HELENA: “Hayır, aksine, bu çok ilginç.”
DOMIN: “İşte genç Rossum da kendi kendine şöyle dedi: ‘Bu, insan sevincini hisseden, keman çalan, yürüyüşe gitmek isteyen ve -aslında gereksiz olan- birçok şeyi yapmaya ihtiyaç duyan bir şeydir.’ ”
HELENA: “Ooo!”
DOMIN: “Bekleyin! Dokuma işlemindeki gibi gereksiz olanlar atılmalı. Yakıt motorunda püskül ve süsleme olmamalı, Küçük Hanım Glory. Ve yapay işçileri üretmek yakıt motorları üretmekle aynı şeydir. Üretim en basit şekilde yürütülmeli ve ürün de pratik olarak en iyisi olmalı. Ne düşünüyorsunuz, hangi işçi pratik olarak en iyisidir?”
HELENA: “En iyisi mi? Sanırım, hangisi dürüst ve sadıksa o.”
DOMIN: “Hayır, en ucuz olanı. İhtiyaçları en az olanı. Genç Rossum ihtiyaçları en az olan işçiyi icat etti. Onu basitleştirmek zorundaydı. İş amacına uygun olmayan her şeyi attı. Yani bu durumda insanı atıp robot yapmaya yönelmişti. Sevgili Küçük Hanım Glory, robotlar insan değildir. Mekanik olarak bizden çok daha üstünler. Mükemmel zekâya sahipler lakin ruhları yok. O mühendisin ürünü, doğanın ürününden çok daha mükemmel.”
HELENA: “İnsanın Tanrı ürünü olduğu söylenir.”
DOMIN: “Bu daha da kötü. Tanrı’nın modern teknoloji hakkında en ufak bir fikri yoktu. Merhum genç Rossum’un tanrıcılık oynadığına inanabiliyor musunuz?”
HELENA: “Nasıl yani?”
DOMIN: “Hiper robotları üretmeye başladı. Bunlar çalışmak için üretilmiş devlerdi. Dört metrelik figürlerle başladı fakat bu mamutlar ne kadar kolay parçalanıyorlardı inanamazsınız.”
HELENA: “Parçalanıyorlar?”
DOMIN: “Evet. Birdenbire ya ayağı ya da başka bir uzvu çatlardı. Sanırım gezegenimiz devler için biraz küçüktür. Şimdi daha normal boyutlarda ve insani standartlardaki robotları üretiyoruz.”
HELENA: “İlk robotları bizde gördüm. Kasabamız satın aldı. Yani demek istiyorum ki işe aldı.”
DOMIN: “Satın aldı sevgili küçük hanım. Robotlar satın alınır.”
HELENA: “Çöpçü olarak aldık. Süpürürken görmüştüm. O kadar tuhaf, o kadar sessizler ki…”
DOMIN: “Siz benim sekreterimi gördünüz mü?”
HELENA: “Fark etmedim.”
DOMIN: (El çanını çalar.) “Biliyor musunuz, Rossum’un Evrensel Robotları Anonim Şirketi tekdüze mal üretmiyor. Daha narin ve daha kaba robotlarımız var. Daha iyi olanların ömrü belki yirmi sene olur.”
HELENA: “Sonra can mı veriyorlar?”
DOMIN: “Evet, yıpranıyorlar.”
(Sulla girer.)
DOMIN: “Sulla, kendinizi Küçük Hanım Glory’ye gösterin.”
HELENA: (Kalkar ve elini uzatır.) “Memnun oldum. Dünyadan uzak olmak galiba sizi üzüyor değil mi?”
SULLA: “Tanımıyorum, Küçük Hanım Glory. Oturun lütfen.”
HELENA: (oturur) “Nerelisiniz küçük hanım?”
SULLA: “Buradan, fabrikadan.”
HELENA: “Ah, burada mı doğdunuz?”
SULLA: “Evet, burada imal edildim.”
HELENA: (sıçrar) “Ne?”
DOMIN: (gülüyor) “Sulla insan değil küçük hanım, Sulla bir robottur.”
HELENA: “Lütfen affedin?”
DOMIN: (Sulla’nın omzuna elini koyar.) “Sulla kızmıyor. Küçük Hanım Glory, nasıl bir cilt yapıyoruz bir bakın. Yüzüne dokunun.”
HELENA: “Oh, hayır, hayır!”
DOMIN: “Bizden farklı bir maddeden yapılmış olduğunu anlamazsınız bile. Bakın sarışınlara özgü tipik tüyleri bile var. Sadece gözler birazcık… Ama saçları! Dönün Sulla!”
HELENA: “Yeter artık!”
DOMIN: “Sulla misafirimizle sohbet edin. Kendisi değerli bir misafirimizdir.”
SULLA: “Lütfen küçük hanım oturun.” (İkisi de oturur.) “Gemi seyahatiniz iyi geçti mi?”
HELENA: “Evet, ta… Tabii ki.”
SULLA: “Amelia Gemisi ile geri dönmeyin Küçük Hanım
Glory. Barometre basıncı büyük hızla 705’e düşüyor. Gemi
Pensylvania’yı bekleyin, çok iyi, çok güçlü bir gemi o.”
DOMIN: “Ne kadar güçlü?”
SULLA: “Saatte yirmi deniz mili hız. On iki ton yük kapasitesi.”
DOMIN: (gülüyor) “Yeter Sulla, yeter! Fransızca bilginizi gösterin bize.”
HELENA: “Siz Fransızca mı biliyorsunuz?”
SULLA: “Dört dil biliyorum. ‘Dear Sir! Monsieur! Geehrter Herr! Sayın beyefendi!’ diye yazıyorum.”
HELENA: (sıçrar) “Bunlar zırva! Siz şarlatansınız! Sulla robot değil, Sulla benim gibi bir kız! Sulla, bu utanç verici! Neden böyle bir komedi oynuyorsunuz?”
SULLA: “Ben bir robotum.”
HELENA: “Hayır, hayır, yalan söylüyorsunuz! Oh Sulla, affedin, biliyorum, onların reklamını yapmanız için sizi zorladılar! Sulla, siz benim gibi bir kızsınız değil mi? Söyleyin!”
DOMIN: “Üzgünüm Küçük Hanım Glory. Sulla bir robottur.”
HELENA: “Yalan söylüyorsunuz!”
DOMIN: (doğrulur) “Nasıl?” (El çanını çalar.) “Affedersiniz küçük hanım, o hâlde sizi ikna etmek zorundayım.”
(Marius girer.)
DOMIN: “Marius, Sulla’yı kesmeleri için ameliyathaneye götürün. Çabuk!”
HELENA: “Nereye?”
DOMIN: “Ameliyathane. Onu kestikleri zaman siz de gidip bakacaksınız.”