Monte Kristo Kontu. Александр Дюма

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Monte Kristo Kontu - Александр Дюма страница 16

Жанр:
Серия:
Издательство:
Monte Kristo Kontu - Александр Дюма

Скачать книгу

style="font-size:15px;">      “Güzel bir kızla da evlenmek üzere idin?”

      “Evet.”

      “İlk olarak senin Firavun’un kaptanı olmanı istemeyen kimse var mıydı?”

      “Hayır. Bütün mürettebat beni severdi. Eğer kaptanlarını kendileri seçebilselerdi eminim ki beni seçerlerdi. Bütün gemide, beni sevmemesi için bir sebep gösterebilecek yalnız bir kişi vardı. Onunla bir defa kavga etmiştik. Bu anlaşmazlığı ortadan kaldırmak için düello teklif etmiştim. Ama kabul etmemişti.”

      “Tamam… Neydi bu adamın ismi?”

      “Danglars. Geminin kâtibi idi.”

      “Eğer geminin kaptanı olsaydın onu gemide tutar mıydın?”

      “Elimde olsaydı tutmazdım. Tuttuğu hesaplarda hatalar vardı.”

      “Peki. Kaptan Leclére ile olan son konuşma sırasında yanınızda başka kimse var mıydı?”

      “Hayır, yalnızdık.”

      “Biri bu konuşmaları duymuş olabilir mi?”

      “Zannediyorum kapı açıktı. Durun durun… Evet, Kaptan Leclére bana paketi verdiği sırada Danglars kapının önünden geçti.”

      “Galiba doğru yoldayız. Elba Adası’na çıktığın zaman yanına kimseyi aldın mı?”

      “Hayır.”

      “Oradan aldığın mektubu ne yaptın?”

      “Evrakı mı sakladığım çantaya koydum.”

      “Çantan yanında mıydı?”

      “Hayır, gemide idi. Gemiye döndükten sonra çantaya koydum.”

      “Adadan dönüp çantaya koyuncaya kadar ne yaptın mektubu?”

      “Elimde taşıdım.”

      “Yani gemiye döndüğün zaman elinde bir mektup olduğunu herkes gördü, değil mi?”

      “Evet.”

      “Danglars da?”

      “Evet.”

      “Şimdi beni iyi dinle ve hafızanı toplayarak hatırlamaya çalış; ihbar mektubunda ne dendiğini söyleyebilir misin bana?”

      “Tabii. Üç defa okudum. Her kelimesi kafama kazınmıştır.”

      Kelimesi kelimesine ihbar mektubunu okudu.

      Rahip, omuz silkti.

      “Gün gibi aşikâr. Bunu yazanın kim olduğunu daha o zaman tahmin etmemek için çok temiz kalpli olmak lazım. Danglars’nın el yazısı nasıldır?”

      “Güzel bir yazısı vardır.”

      “İhbar mektubu nasıl yazılmıştı?”

      “Geriye doğru yatık bir yazı ile.”

      “Bir dakika!”

      Bir yazı kalemi alarak yazı yazmak için hazırlamış olduğu bir kumaşın üstüne sol eliyle birkaç satır yazdı. Dantés geri çekildi ve âdeta korkarak Faria’ya baktı.

      “Hayret… Öbür yazıya ne kadar benziyor!”

      “Demek ki ihbar mektubu sol elle yazılmış. Sol elle yazılmış bütün yazıların birbirine benzediğine dikkat etmişimdir. Şimdi gelelim ikinci soruya: Mercédés ile evlenmeni istemeyen kimse var mıydı?”

      “Vardı. Onu seven Fernand adında bir Katalanyalı vardı.”

      “Bu mektubu o yazabilir mi?”

      “Hayır; o ancak beni bıçaklayabilirdi. Sonra mektupta yazılı olanların hiçbirini bilmiyordu ki o. Kimseye bahsetmemiştim bunlardan. Mercédés’e bile.”

      “Fernand, Danglars’yı tanır mıydı?”

      “Hayır… Evet evet… Şimdi hatırlıyorum. Evleneceğim günden iki gün önce onları meyhanenin çardağında beraber otururlarken gördüm. Danglars onunla samimi samimi konuşuyor, şakalaşıyordu. Fernand ise üzgün ve düşünceli idi. Yanlarında Caderousse adında, çok iyi tanıdığım bir terzi vardı ama Caderousse fitil gibi sarhoştu.”

      “Şimdi bana teferruatlarla ilgili kesin bilgi vermen lazım.”

      “Siz sorun bana; çünkü siz benim hayatımı benden çok daha açık olarak görüyorsunuz.”

      “Tutuklanmandan sonra kim sorguya çekti seni?”

      “Savcı yardımcısı.”

      “Nasıl davrandı sana?”

      “Çok iyi.”

      “Her şeyi söyledin mi ona?”

      “Evet.”

      “Bu sorgunun herhangi bir safhasında, durumunda bir değişiklik oldu mu?”

      “Evet. Bana Elba Adası’nda verilen mektubu okuduğu zaman, bahtsızlığımdan son derece üzülmüş bir hâl aldı.”

      “Onun, senin bahtsızlığına üzülmüş olabileceğine emin misin?”

      “Öyle sanıyorum. Çünkü bana gösterdiği yakınlığı kuvvetlendiricek bir şey yaptı. Mektubu gözlerimin önünde yakarak ‘Hakkındaki başlıca delil bu mektuptur. Gördüğün gibi onu da ortadan kaldırdım.’ dedi.”

      “Bu, normal olmaktan uzak, çok asil bir hareket ama…”

      “Öyle mi düşünüyorsunuz?”

      “Eminim. Mektup kime yazılmıştı?”

      “Mösyö Noirtier’ye. 13 Rue Coq Heron, Paris.”

      “Savcı yardımcısının, bu mektubu yok etmekte şahsi bir çıkarı olamaz mı?”

      “Mümkündür. Kendi menfaatim icabı olduğunu söyleyerek kimseye bu mektup hakkında bir şey söylemeyeceğime, bu adamın ismini ağzıma almayacağıma yemin ettirdi.”

      Faria düşünerek “Noirtier… Noirtier…” diye söylendi. “Etruria kraliçesinin sarayında Noirtier adında birisini tanımıştım. İhtilal sırasında Girondin idi… Seni sorguya çeken savcı yardımcısının adı neydi?”

      “Villefort.”

      Faria kahkahalarla gülmeye başladı.

      “Vah zavallı delikanlı! Bu adam sana yakınlık gösterdi değil mi?”

      “Evet.”

      “Mektubu

Скачать книгу