Karakalpak Halk Masalları. Анонимный автор

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Karakalpak Halk Masalları - Анонимный автор страница 11

Жанр:
Серия:
Издательство:
Karakalpak Halk Masalları - Анонимный автор

Скачать книгу

çocuk bir dağın yamacında yayılan sürü görmüş. Hayvanların açtığı patika yolu takip ederek yürümüş. Yol onu beyaz bir otağa kadar götürmüş. Atından inip eve girdiğinde yaşlı bir adam ile yaşlı bir kadının oturduğunu görmüş. Onlara selam vermiş.

      İhtiyar çocuğu görüp:

      – Evladım, kimsin, diye sormuş.

      – Baba, oğlu olmayana oğul, kızı olmayana kız olurum, ben öyle bir çocuğum, demiş.

      – Evladım, benim oğlum da kızım da yok. Benim çocuğum ol, demiş ihtiyar. Çocuk ihtiyarın çocuğu olmayı kabul etmiş ve orada kalmış. Bir gün ihtiyar çocuğa bir dağı göstererek:

      – Evladım, şu dağın öbür tarafına çıkma. Eğer oraya çıkarsan kötü şeyler olur, diye tembihlemiş.

      Çocuk her gün hayvanları otlatırmış. Bir gün düşünmüş: “Babam bu dağın öbür tarafına çıkma dedi, ne var acaba? En iyisi, bir gidip göreyim.” demiş ve atına binmiş dağın tepesine çıkmış. Sağına soluna bakarken dağın eteğinde bir beyaz otağ görmüş. Yalnızlıktan canı sıkılan çocuk atını otağa doğru sürmüş. Otağa vardığında içinde bir kızın oturduğunu görmüş. Kızla selamlaşmış. Kız:

      – Nereden geldin, diye sormuş.

      – Ben şu dağın öbür tarafındaki tek otağdaki ihtiyarın çocuğuyum, diye cevap vermiş.

      – Ey, çocuk, o ihtiyarın senin gibi bir çocuğu yoktu, sen nereden çıktın, diye sormuş kız.

      – Ben yerimden, yurdumdan ayrıldım buralardan geçerken o ihtiyara rastladım. Ona “Oğlu olmayana oğul, kızı olmayana kız olurum.” dedim. İhtiyar da beni ömür boyu erkek çocuğu olarak kabul etti. O günden beri ihtiyarın çocuğu oldum, demiş. Kız:

      – Bir yakınımın bizi arayıp sormak için geleceği gün de varmış, deyip hüngür hüngür ağlamaya başlamış. Çocuk bu duruma çok şaşırmış.

      İhtiyarın üç kızı varmış. O üç kızı çocuktan kaçan üç dev, ihtiyarın rızası olmadan kaçırıp kendilerine eş olarak almışlar. Bu ev o üç kızdan küçük olanının eviymiş. Kız olan biten her şeyi çocuğa anlatmış.

      – Abla, dev ne zaman gelir, diye sormuş çocuk.

      – Kazanda kaynayan bir dananın etini göstererek “Bu eti onun için pişiriyorum.”. Gelme vakti yaklaştı diye cevap vermiş.

      – Bu eti çıkarıp bana ver abla. Önce ben bir doyayım ondan sonra o deve gününü gösteririm, demiş. Kız kazandaki etin hepsini çıkarıp vermiş. Çocuk da eti yemeye başlamış. Dev bir dananın etini bir günde bitiremiyormuş. Çocuk ise bir danayla doymayıp üstüne de iki ekmek yemiş. Kız içinden çok sevinmiş.

      Aradan biraz zaman geçtikten sonra gürleyerek dev gelmiş. O sırada çocuk da evden çıkıyormuş. İkisi birbirlerini görür görmez kapışmaya başlamış. Çocuk devi yere sırt üstü uzatmış ve devin kellesini koparmış. Çocuk, yerden doğrulup kıza:

      – İkinci devin evi nerede, diye sormuş. Kız ona:

      – Şu dağın öbür tarafında demiş ve yolu tarif etmiş.

      Çocuk atına binmiş ve dörtnala koşturarak hemen devin evine varmış. Eve girdiğinde evde bir kızın oturduğunu görmüş. Kıza durumu anlatıp onunla tanışmış. Kız da biraz sonra dev gelecek diye kazanda bir dananın etini haşlıyormuş. Çocuk eti kazanda çıkarıp hepsini tek başına yemiş. Peşinden bir kâse de ayran içmiş. İyice doymuş ve oturup devi beklemeye başlamış. Az sonra dev gelmiş. Dev çocuğun dışarıda bağlı duran atını görmüş ve bağırmaya başlamış. Çocuk devin bağırmalarını duyar da durur mu? Evden koşarak çıkmış ve dev ile kavgaya tutuşmuşlar. Bu devi de bir iki hamlede devirmiş ve kellesini kesmiş.

      Sonra çocuk kıza büyük devin evini sormuş. Kız da:

      – O, en büyük dev devlerin içinden en güçlüsüdür. Ona gücün yetmez ikisini öldürdün, artık burada bırak, onunla karşılaşma demiş.

      – Yok, abla. Ben bu devlerle daha önce de güç yarıştırdım. Onların soyunu kurutmadan durmayacağım, demiş çocuk.

      Sonra çocuk büyük devin evine gitmiş. Eve geldiğinde bir kızın bütün bir kısrağın etini haşladığını görmüş. Bu kızla da tanışmış. Kazandaki eti alıp yemiş. Ancak bir parçasını yiyememiş. Bunun üzerine kız:

      – Bu et devin dişinin kovuğuna yetmezdi. Sense bitiremedin. Devi yenemezsen mahvolursun, vazgeç, bu işten demiş.

      Çocuk buna kulak asmamış. O sırada dev de gelmiş. Kapının önünde bağlı duran çocuğun aldığı atı görüp celallenmiş:

      – Benim kan içicim, çık meydana, diye bağırmaya başlamış. Çocuk da hızla dışarı çıkmış ve devle kavgaya tutuşmuş. Birbirlerini yenemeyerek yedi gün, yedi gece mücadele etmişler.

      Çocuk gecikince ihtiyarın ortanca kızı yanına bir çuval darı ile bir çuval kül alıp ablasının evine varmış. Gelip görmüş ki ablası hiçbirine destek olmayıp merakla onları izliyormuş.

      – Kocana kıyamıyor musun, çocuğa niye yardım etmiyorsun, diye ablasına sitem etmiş ve hemen külü çocuğun, darıyı da devin ayağının altına dökmüş.

      Kavga eden dev darıların üstünde ayakta duramayıp düşmüş. Çocuk da devin gövdesine oturup oracıkta başını kesip öldürmüş.

      Çocuk üç devi de öldürmüş üçünün mallarını mülklerini develere yükleyerek üç kızla ihtiyarın evine varmış. Kızlarını gören ihtiyar çok sevinmiş. Bu çocuk beni her zaman koruyabilir diyerek çocuğa olan güveni artmış.

      – Evladım, bu üç kızımdan istediğin birini al, demiş.

      – Ey baba, ben senin evladın isem onlar kızın ise onlarla nasıl evlenirim, diye kızmış.

      – O zaman evladım, seni gerçekten çocuğum edeyim, beri gel, demiş ve çocuğu bir ormana götürmüş. Otuz araba odun kesip bir yere yığmış ve üstüne otuz kova yağ dökmüş. Çocuğu da yığının üstüne oturtmuş ve odunu ateşe vererek ihtiyar gitmiş.

      Çocuk namertlik etmiş ve odun yığınının tepesinden atlamayayım, zaten yere atlasam da ölürüm diye düşünerek oturmaya devam etmiş. Odun yığını üç gün, üç gece yanmış. İyice yandıktan sonra ihtiyar odun yığınının yanına geldiğinde çocuk külün ortasında köz olmuş duruyormuş. İhtiyar külü bozmadan altın kâseye koymuş, ipek örtünün üstüne sererek dua okumaya başlamış. İhtiyarın ağzı dualıymış. Duayı ilk okumasında kül doğan olmuş. İkinci okumasında kül tuygun olmuş. Üçüncü okumasında ise atmaca olmuş. Bir kez daha okuduğunda çocuk eski haline gelmiş.

      – Baba bu ilmi bana öğret, demiş çocuk. Tek erkek çocuğundan esirgememiş ihtiyar. Çocuğu yanına alarak üç

Скачать книгу