ilahi iyilik ve mükemmellik idealini geliştirdikçe insanın aşırı kötülük veya şeytanlık sembolü, özdeşin ilkel çirkin düşüncesinden uzaklaşır ve umutlarını veya korkularını ifade eden canavarca biçimler daha az itici ve iğrenç hale gelir. En sonunda, günümüzün modasına uygun hayattan ödünç alınan, terzisinin kusursuz kesimi ve tavırlarının mükemmel nezaketiyle çok hoş bir şekilde gizlenmiş, toynakları ve boynuzlarıyla zamanımızın beyefendi iblisi ortaya çıkacaktır. Yunanlar, estetik açıdan sanatlarının bir şeytan üretmesine izin vermeyecek kadar hassastı. Dindar panteistler, tapanların şiirsel olduğu kadar belki de en rasyonel olanlardır. Her fenomende ilahi bir fikir ve şekil görerek doğanın işlediği düzenek hakkındaki şüphelerini ve bilgisizliklerini zararlı değil yararlı bir tasarıma verme eğilimindedirler. Ya da her birey, kötülüğün güçlerini neredeyse insanın kendi güçleriyle sınırlandırmak için kendi şeytanını ve tanrısını kendi zihin ve madde özelliklerine göre inşa eder. En kaba putperestliklerde bile karanlık ruhun onu daha iyi bir şeye yönlendirmesi için yanıp sönen bir ışık vardır. Hıristiyan mezhepleri, birbirlerinin ve paganizmin boğazına bıçak dayamak yerine komşularının inançlarında amaç veya ilke olarak gerçekten sağlam olanı araştırmış olsalardı insanlık tarafından bir bütün olarak daha fazla ilerleme kaydedilebilirdi. Böylelikle din, kıskanç, yıkıcı, öğretici bir iblis yerine evrensel, muhafazakâr ama uygarlıkta ilerici bir güç haline gelirdi. Yüce bir tanrısal kişilik gibi ortak bir Hıristiyan mefhumunu ortaya çıkaran Yehova hakkındaki Yahudi düşüncesi, soyut varoluş birliği ve onu aydınlanmış bir dini duyguya emanet etme gücünün yanında çok az şey içerir. Yehova’nın çok fazla eylemi ve özelliği insani zayıflığı ve tutkuyu andırmaktadır ve bunlar, her ne kadar toplamda adalet, yardımseverlik ve kudret ve muhtemelen babalık hakkında daha yüce bir fikir mevcut olsa da kitleler tarafından tasarlandığı şeklinde halefinin imajında iz bırakmıştır. Fikirler çatıştığında kendi istekleriyle gerçek iradeyi en az temsil edenler, acı çekmeseler de duvara toslarlar. Yanlışlıkta göründüğünden daha fazla tevazu vardır. Kibarca ikna etmeye çalışmadan ya da onu kendi din değiştirme yollarına bırakmadan önce yaygınlaştırmaya çok yatkınız. Hawaiililer, tek bir misyoner yanlarına gelmeden önce tüm putlarını yok ettiler ve kendi inançlarından alenen feragat ettiler ve bu, kendi dinini dikte etmeye çalışmayan tüccarlarla birkaç yıl süren barışçıl ilişkiden ötürüydü. Bize iğrenç bile gelse herhangi bir inanç meselesini damgalamadan önce, eski putlarla değiş tokuş edilecek yeni putlardan daha üstün bir şeye sahip olduğumuzdan emin olalım. Hıristiyanlık, örgütlendiği haliyle insanlık üzerindeki yararlı etkisi açısından paganizm kadar yargılanır. İnsanlar kendi yaşamsal kaynaklarına huzur içinde bırakacak kadar aydınlandıkça tüm dinler kendi erdemlerine göre yaşamak veya ölmek zorunda kalacaktır.
Bilim insanları, kendi eğitimlerinin fetişizminden ve bağnazlığından tamamen muaf değildirler. Tüm dini inançları ve sembolizmi insan aklı ve bilimsel gerçekler ışığında savunulamaz olarak suçlayarak anlaşılması zor mesele için türümüzün psikolojik gelişiminde, din adamlarının sezgileri veya vahiyleri için yaptıklarına eşit önemde bir konum talep ediyorlar. Hatta yaratılışın asli, şuurlu, tekâmül eden atomunu gerçekten yakalayıp bastırarak onu “Her Şeyin Efendisi” olarak taçlandırabilirler mi? Ruhun doğumunun ve kaderinin çözümüne, kendinden geçmiş azizin rüyalarında veya en belirsiz “medyum”un gevezeliklerinde bulduğumuzdan daha yakın mı olmalıyız? Mantıksal düşünür ister sanat ister bilim isterse din kisvesinde olsun, tüm deney ve inancı hoşgörüye eşit bir temele oturtur. Her inanç, ritüel, felsefe veya sanat, bilim insanı için ebedi olanı itiraf etmenin ve araştırmanın bir yoludur; her biri uygun kullanımı, aşaması ve varoluş süresine sahiptir ve hepsi bir amaca yönelik araçlardır. Öyleyse, her birinin meşru hakikat ve hakikat özüne inmek yerine ne diye kavga edip düşmanlığı kışkırtalım? Bilimde ve dinde, yalnızca dışsal gerçek veya düşüncede yaşayan sayısız zor soru bile onları köleliklerinden soyut Biçime veya mutlak töze doğru özgürleştirecek manevi fikri alma sırasını bekliyor. Hem sanat hem de dinde olgu ve düşünce, hakikat öğesi haline gelebilir. Yaşamın tüm gizli sorunlarına ilişkin olarak zihinsel aktivitenin ve hoşgörünün artması yüzyılımızın olumlu bir belirtisidir. Umuyorum ki daha iyi bir çağa yaklaşıyoruz. Benim açımdan hem Hıristiyan hem de pagan sanatının böyle bir takdirini teşvik etmekten daha samimi bir arzum yok çünkü bu, uzun zamandır vaat edilmiş ama çok ertelenmiş olanın gelişini hızlandıracak. Ama sadece kendi eylemlerimizle, “tüm insanlar için barış ve iyi niyet”i unutmayalım.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Şinto, orijinal Japoncası bilinmeyen “Ruhların Yolu” anlamında Çince bir terimdir. Aynı zamanda “atalara tapınma” anlamına gelir.
2
Engizisyoncuların dine karşı suç işleyenleri yaktıkları ateş. (ç.n.)