Bir Adım Geriden. Хеннинг Манкелль

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bir Adım Geriden - Хеннинг Манкелль страница 7

Bir Adım Geriden - Хеннинг Манкелль Kurt Wallander

Скачать книгу

Hillström’ün el yazısına benziyor ama annesi kızının el yazısını ve imzasını taklit etmenin çok kolay olduğunu söyledi. Bu konuda haklı olduğunu kabul etmeliyiz.”

      Wallander not defteri ve kalem aldı. Bir dakikadan daha kısa sürede Astrid Hillström’ün el yazısıyla imzasını taklit etmişti.

      “Eva Hillström kızının sağlığından endişelendiğinden polise haber vermiş ama onu endişelendiren el yazısı ya da imza değilse nedir?”

      “Bilemiyor.”

      “Sen ona bunu sordun, değil mi?”

      “Ona her şeyi sordum. Kızının kartta kullandığı sözcükler mi onu tedirgin eden? Yoksa cümle yapıları mı? Bilmiyor ama bu kartı kızının yazmadığından adı gibi emin olduğunu söyledi.”

      Wallander yüzünü buruşturarak başını iki yana salladı. “Başka bir şey olmalı.”

      Bakıştılar.

      “Bana dün ne söylediğini hatırlıyor musun?” diye sordu Wallander. “Bana endişelendiğini söylemiştin.”

      Martinson evet dercesine başını salladı. “Yerine oturmayan, eksik bir şeyler var,” dedi. “Tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama bir şeyler dönüyor.”

      “Soruyu bir de şöyle soralım,” dedi Wallander. “Eğer aniden karar verdikleri bu tatile çıkmadılarsa ne oldu? Neredeler? Bu kartları kim yazıp yolluyor? Arabalarının ve pasaportlarının da ortada olmadığını biliyoruz.”

      “Yanılmış olmalıyım,” diye karşılık verdi Martinson. “Büyük olasılıkla Eva Hillström’ün endişeli hâli beni etkilemiş olmalı.”

      “Ebeveynler her zaman çocuklarını merak eder dururlar,” dedi Wallander. “Linda’yı kim bilir kaç kez nasıl deli gibi merak ettiğimi bir bilsen. Özellikle dünyanın dört bir yanındaki ülkelerden gelen kartpostallar söz konusu olduğunda.”

      “Peki, şimdi ne yapacağız?” diye sordu Martinson.

      “Araştırmamızı sürdüreceğiz,” dedi Wallander. “Ama şimdi hiçbir ayrıntıyı atlamamak için işin en başına dönelim.”

      Martinson kusursuz belleğinin yardımıyla olayları özetledi. Ann-Britt Höglund bir keresinde Wallander’e Martinson’un kendisini nasıl örnek aldığını, toplantılarda aynen Wallander gibi sunumlar yaptığını fark edip etmediğini sormuştu. Wallander genç kadının sözlerini ciddiye almamıştı ama Höglund son derece ciddiydi. Wallander bunun hâlâ doğru olup olmadığından emin değildi.

      Olaylar zinciri aslında çok basitti. 20 ila 23 yaş üç genç Yaz Dönümü Bayramı’nı birlikte kutlamak istemişlerdi. İçlerinden Martin Boge, Simrishamn’da otururken diğer ikisi, Lena Norman ve Astrid Hillström Ystad’ın batısında oturuyordu. Üçü de çok eski arkadaştı ve zamanlarının çoğunu birlikte geçiriyorlardı. Üçünün de ailesi oldukça varlıklıydı. Lena Norman, Lund Üniversitesi’nde öğrenciydi, diğerleri de zaman zaman geçici işlerde çalışıyorlardı. Hiçbirinin başı polisle derde girmemişti, uyuşturucu da kullanmıyorlardı. Astrid Hillström ile Martin Boge aileleriyle birlikte otururken Lena Norman, Lund Üniversitesi’nin kampüsünde kalıyordu. Hiç kimseye Yaz Dönümü partisinden söz etmemişlerdi. Aileleri birbirleriyle bağlantı kurmuştu ama bu partiden haberleri yoktu. Genellikle ne yapacakları konusunda kimseye bilgi vermediklerinden bunda da alışılmışın dışında bir şey yoktu. Kaybolduklarında iki araba kullanıyorlardı: Biri Volvo, diğeriyse Toyota’ydı. Bu arabalar da sahipleri gibi 21 Haziran günü akşama doğru ortadan kaybolmuştu. Daha sonra kimse arabaları görmemişti. İlk kartpostalı 26 Haziran’da Hamburg’dan yollamışlar, Avrupa turuna çıkmaya karar verdiklerini yazmışlardı. Birkaç hafta sonra da Astrid Hillström Paris’ten bir kart yollayarak güneye doğru gideceklerini yazmıştı. Şimdi üçüncü bir kart daha gelmişti.

      Martinson sustu.

      Wallander arkadaşının söylediklerini bir an düşündü. “Nerede ve nasıl bir terslik çıkmış olabilir?” diye sordu.

      “Hiçbir fikrim yok.”

      “Ortadan kaybolmalarıyla ilgili olarak alışılmışın dışında herhangi bir şey söz konusu mu?”

      “Hayır değil.”

      Wallander arkasına yaslandı. “Elimizdeki somut tek şey Eva Hillström’ün yoğun kaygısı,” dedi. “Endişeli bir anne var elimizde.”

      “Ve bu endişeli anne de kartları kesinlikle kızının yazmadığını söylüyor.”

      Wallander evet dercesine başını salladı. “Kayıp raporu tutmamızı istiyor mu?”

      “Hayır. Başka bir şey yapmamızı istedi. ‘Bir şeyler yapmalısınız,’ dedi.”

      “Rapor tutmak dışında ne yapabiliriz? Gümrüklere de yazı gönderdik.”

      Sustular. Saat dokuza çeyrek vardı. Wallander soru sorarcasına Martinson’a baktı.

      Martinson ahizeyi kaldırıp Svedberg’in numarasını çevirdi, sonra telefonu kapattı.

      “Yine telesekreter çıktı.”

      Wallander kartpostalı Martinson’a uzattı. “Yeni bir şeyler bulacağımızı sanmıyorum,” dedi. “Yine de Eva Hillström’le bir konuşsam iyi olacak diye düşünüyorum. Ondan sonra da bu konuda ne yapacağımıza karar veririz ama onlar için kayıp ilanı çıkarmamızı gerektiren herhangi bir kanıt da yok elimizde, en azından şimdilik.”

      Martinson, Eva Hillström’ün telefon numarasını bir kâğıda yazdı. “Muhasebeci.”

      “Ya babası?”

      “Boşanmışlar. Galiba o da bir kez aradı. Yaz Dönümü Bayramı’ndan hemen sonraydı sanıyorum.”

      Martinson notlarını toplarken Wallander ayağa kalktı. Birlikte toplantı odasından çıktılar.

      “Belki Svedberg de benim gibi yapıp kimseye haber vermeden bugünü kendine tatil ilan etti.”

      “Tatilden daha yeni dönmüştü,” dedi Martinson. “Hiç izni kalmadı ki.”

      Wallander ona hayretle baktı. “Sen bunları nereden biliyorsun?”

      “Yıllık izninden bir haftayı benimle değiştirmesini istemiştim ama kesintisiz bir tatil yapmak istediğinden bunu kabul etmedi.”

      “Daha önce böyle uzun bir tatile çıktığını hiç sanmıyorum,” dedi Wallander.

      Martinson’un odasının önünde ayrıldılar. Wallander kendi odasına gitti. Masasının başına geçip Martinson’un verdiği numarayı çevirdi. Telefonu Eva Hillström açtı. O gün öğleden sonra emniyete gelmeyi kabul etti.

      “Bir şey mi var?” diye sordu Eva Hillström.

      “Hayır,” diye karşılık verdi Wallander. “Sizinle

Скачать книгу