Tezer yahut Melik Abdurrahmân-is-sâlis. Abdülhak Hamit Tarhan

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Tezer yahut Melik Abdurrahmân-is-sâlis - Abdülhak Hamit Tarhan страница 5

Жанр:
Серия:
Издательство:
Tezer yahut Melik Abdurrahmân-is-sâlis - Abdülhak Hamit Tarhan

Скачать книгу

aldığım belâ ve keder

      Dağa kaçmakla belki ric’at eder!

      Bir mükedder ki sevdiği aramaz,

      Ona cem’iyyet-i beşer yaramaz!

      Melik

      (kalbî)

      Dâimâ derd-ü-gam bize hemdem.

      Gölgesinden nasıl kaçar âdem?

      Beni aldatmak istiyor hele bak!

      Bunu göstermede siyâk-u-sibâk.

      (cehrî)

      Seni hiç kimse etmez istiskaal.

      (dest ber-rîş-i tefekkür)

      İhtiyârın ile kalırsan kal.

      (Tezer ızhâr-ı beşâşet eder.)

      Ne müşevvik benim, ne de mâni’;

      Olurum fikredip buna kaani’.

      İyi bildin ki gönlümü aldın,

      Acıdım; isterim dedin, kaldın.

      Tezer

      (kalbî)

      Ne zaman istesem çıkıp dışarı

      Görürüm sevdiğim güzel Rişar’ı!

      (pâ-bûs ile)

      Ne büyük pâdişehsiniz!

      Melik

      (men’ ile)

      O ne yâ!

      Tezer

      Beni bir sözle ettiniz ıhyâ!

      Melik

      (kalbî)

      Ne de efkârı zıddına atvâr!

      Tezer

      Yolunuzda ölür isem yeri var!

      Melik

      (Tezer’in yine pâ-bûsunu red ve dûşuna vaz’ı yed ile)

      Kal ve lâkin şunu unutma ki biz

      Ne müşevvik sana ne mürtekibiz!

      (Tezer nazar-ber-pây-ı ıztırâb, humret-nümûn-ı hicâb olur.)

      Bil ki biz vâkıf-ı gam-û-tarabız;

      Âdemin kalbini görür Arabız!

      Ya’ni bir fikr-i bâtıl-û-ma’kuul,

      Bize bî-lâfz iken olur menkuul,

      Ne kadar olsa tecriben mermûz,

      Keşfeder Nâsır-i cihân-âmûz;

      Ona râz-i kader hüveydâdır,

      Fikri gayb-âşnây-ı ferdâdır;

      Aldanır şey değil, emîn ol emîn!

      (Şiddetle gider.)

      Tezer

      (yalnız)

      Ne kadar ihtiyar idi bu demin,

      Ki temâsımdan eyliyordu ibâ!

      (güler)

      Mütenâsib midir, nedir acabâ?

      Şimdi bir merd-i pür-tüvân oldu!

      Ehl-i cennet gibi cüvân oldu!

      Bu benim feyz-i vaslım olsa gerek!

      (Yine güler.)

      İyi ya, bir gece kabûl ederek,

      Beni olmaz mı etse hem-sohbet?

      O zaman öğrenir beni elbet!

      Hele olsun biraz daha meclûb;

      O zaman öğrenir nedir matlûb.

      Tâzeyim ben, Rişar’da gönlüm var!

PERDE

      İLAVE-İ FASIL

      Bir ağaçlık altında

BİRİNCİ MECLİS TEZER, RİŞAR

      Rişar

      (istikbâl ile)

      Lâyık-ı avdet oldu mu bu civâr?

      Tezer

      (müsâfaha-künân)

      Bahtiyarız bugün Rişar!

      Rişar

      Acaba?

      Bence âmâlim olmak üzre hebâ!

      Tezer

      Bir zekâ, bir de hüsn olup âlet,

      Beni etmekle mazhar-ı devlet,

      Olduk âlâm-ı fâkadan salim.

      Rişar

      Bana dünyâyı verseler, zâlim,

      Seni vermez idim fakat hayfâ!

      Derdime yoktu başka yolda şifâ,

      Seni almak için seni verdim!

      Yaşamak üzre medfene girdim!

      Tezer

      (mütefekkir)

      Ne de şâhâne tab’ı muhteremi!

      Rişar

      Bir büyük kalbe düşmanın keremi

      Sû’-i te’sîr eder, mücerrebdir;

      Seni memnûn ederse ağrebdir!

      Borcumuz şâha nefret olsun hep,

      Ki değildir bizimle hem-mezhep.

      Tezer

      Çok yazık ki o sâhib-ül-ihsân

      O kadar merhametli bir insân

      Ki gören zanneder nebî çıkmış,

      Bize mezhebce ecnebî çıkmış!

      Beni âğûş-ı lûtfuna alarak

      Etti bir bahr-i nûra müstağrak;

      (bir kese irâesiyle)

      İşte bir torba sîm-ü-zer!..

      Rişar

      Eyvah!

      Pek ucuz!.. Pek ucuz, Tezer, eyvah!

      Tezer

      (torbayı

Скачать книгу