Tezer yahut Melik Abdurrahmân-is-sâlis. Abdülhak Hamit Tarhan

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Tezer yahut Melik Abdurrahmân-is-sâlis - Abdülhak Hamit Tarhan страница 6

Жанр:
Серия:
Издательство:
Tezer yahut Melik Abdurrahmân-is-sâlis - Abdülhak Hamit Tarhan

Скачать книгу

style="font-size:15px;">      (evvela mütekebbirane)

      Suâline şaşarım!

      (sonra mütereddidane)

      İstemem!.. Halbuki…

      (torbayı alarak)

      Ne çâre?.. Kader.

      (nevâzişle)

      Şuraya vaz’eder teşekkür eder,

      Seni de okşarım!..

      Tezer

      (handan)

      Daha?

      Rişar

      O kadar.

      (torbayı muayene ile)

      Her fesâda bu torbadır masdar!

      Tezer

      Hele senden benim müfârekatim,

      Abdirahman ile mürâfakatim

      Hep geçinmek belâsıdır, ma’lûm.

      Rişar

      Ne denir, hükm-i tâli’-i mazlûm.

      Rızk için artık olmayız nevmîd;

      Bu sebepten Hudâya bin tahmîd!

      Firkate oldu münkalib fâka;

      Bu sebebten de lâ’net âfâka!

      Tezer

      İşte bak zâhir oldu hikmet-i fâl:

      Eyledim şâhı âkıbet iğfâl.

      Şimdi de azm edip bilâ-te’hîr,

      İyice etmeli anı teshîr;

      Bir iki ay daha karâr ederim,

      Sonra bir yol bulup firâr ederim,

      Ki makarrım senin huzûrun olur.

      Emr-i tezvîcimiz netîce bulur.

      Rişar

      (müteheyyic)

      Yine gitmek mi istiyorsun? Aman!

      Tezer

      Ayn-i fırsat değil midir bu zaman?

      Rişar

      Torbamız elverir ölünceye dek.

      Neye lâzım yine desîse ve dek?

      Tezer

      (torbayı alarak)

      Ya niçin biçmeyim ekilmiş iken?

      Rişar

      Vergiyi biçmeden verirse eken?

      (Tezer güler.)

      Kalbe nâzır değil mi Hak her gâh?

      Senin olmaz mı hîlene âgâh?

      Arz-ı hâl ettiğin zamanda murâd

      Para almaktı, ya’ni bir irâd.

      (torbayı alarak)

      İşte bahşetti Hazret-i Yezdân.

      Tezer

      Sözüme vâkıf olmuyor nâdân!

      Rişar

      Gittiğim doğruluk denir bir yol.

      Bildiğim bir dil, ismi İspanyol.

      Fitnece, kahbe zence, zâlimce

      Bilmemek zül değil hayâlimce!

      Tezer

      (torbayı alarak)

      Fevt-i fırsat, imâte-i evkaat

      Kendini öldürüş demek kat kat.

      Rişar

      Fırsatı fevt olunca bir töhmet;

      Hîle îcâd ediş midir hizmet?

      Vakti tazyî’olursa bir küfrân,

      Cem’-i nakd eylemek midir şükrân?

      Tezer

      Ba’zı hoştur zemîm olan şeyler;

      Hîle bir orduyu halâs eyler.

      Rişar

      Ettiğin hîle sanki hizmet mi?

      Halk için mûcib-i selâmet mi?

      Sana âid olunca menfaati.

      Kim alır ettiğin mürâcaati?

      Hîlemiz halk içinse pek a’lâ;

      Bizi elbette afveder Mevlâ.

      Halbuki her teşebbüsün ancak

      (torbayı alarak)

      İddihâr-i nükuud için olacak;

      Bu cihetle o hîle töhmettir;

      Belki küfrân-ı nân-u-ni’mettir.

      Hırs eden dâimâ görür usret;

      Ya’ni mahrum olup çeker hasret.

      Tezer

      Şu da vardır ki ye’s ile hırmân

      Yine tahrîs eder fakiri hemân.

      (dest-sây-ı nevâziş olarak)

      Düşünürsen nişanlın olduğumu.

      Bilmen îcab eder ki bulduğumu

      Hep seninçün ben iddihâr ederim;

      (torbayı alarak)

      Sana vermekle iftihar ederim!

      Rişar

      Maksadın hangi borcunu ödemek?

      Tezer

      Babana hoş görünmeli…

      Rişar

      Ne demek!

      Pederim, var mı hâcet-i ifhâm,

      (torbayı alarak)

      Her işi hoş görür.

      Tezer

      (handan, torbayı alarak)

      Ne hoş evham!

      Olduğum halde bâkir-i tâhir,

      Beni

Скачать книгу