Aytmatov Araştırmaları. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Aytmatov Araştırmaları - Анонимный автор страница 6
Cengiz Aytmatov’un eserlerinde işlediği bir diğer türeyiş efsanesi de Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek hikâyesinde anlatmış olduğu, Nivih’lerin soyunun bir denizkızından türediğine dair efsanedir. Yazar aynı hikâyeye bir yaratılış efsanesi ile başlamıştır. Hikâye küçük bir çocuğun (Krisk) fok balığı avcılığını öğrenmesi için babası Emrayin, amcası Mılgın ve Orhan Dede ile birlikte denize açılmaları ile başlar. Bir süre sonra deniz üzerinde bir sis tabakası oluşur ve günlerce bu sis kaybolmaz. Yollarını kaybetmişlerdir ve onlara yol gösteren aguguk kuşu (kutup baykuşu) bir türlü görünmemekte aynı zamanda içecek suları da tükenmek üzeredir. Bu nedenle çocuğun bir süre daha yaşaması için diğerleri, önce Orhan dede, sonra Mılgın amca ve son olarak çocuğun babası Emrayın birer birer kendilerini feda ederler. En sonunda çocuk kurtulur ve halk arasında onun etrafında bir efsane oluşturulur. Diğerleri de “Orhan rüzgârı”, “Emrayin yıldızı”, “Mılgın Akay” dalgaları olarak efsanede yerlerini alırlar.
Cengiz Aytmatov eserlerinde ferdîn hürriyeti temasına oldukça fazla önem verir. Ali İhsan Kolcu, bunu, yazarın eserlerindeki temel güç, yani yazarın “etymon-spritüel”i olarak ifade eder. Hürriyet kavramı hep sembolik ifadelerle yansıtılır. Kolcu’ya göre, “Bu ya bir Beyaz Gemi’dir, ya gökte uçan bir çaylaktır, ya bir efsane, ya da bir çobanın söylediği memleket türküsüdür.”23
Bu hikâyede de Aytmatov, bağımsızlıkları ellerinden alınan Türk halklarının acılarını, Sovyet rejiminin neredeyse bir nesli yok eden yaklaşık yetmiş yıllık etkilerini, birtakım sembollerle okura ulaştırma gayesindedir. Kendi yaşamış oldukları sıkıntıları, rejimle yaşanan felaketleri gelecek nesillerin yaş amasını istemeyen ve bu yüzden kendilerini feda eden insanların fedakârlıklarını, eserinde anlatmış olduğu efsanelerin arasına sıkıştırdığı sembolik ifadelerle anlatmaya çalışmıştır.
Aytmatov’un eserlerinde mitolojik unsurlar oldukça fazla yer almaktadır. Yazar eserlerinde, rejime olan tepkisini, yozlaşmış, millî ve manevî değerlerinden uzaklaştırılmış insanların durumunu daha evrensel bir boyutta anlatabilmek için tarihî ve efsanevî olaylardan yararlanmıştır.24 Gün Olur Asra Bedel romanında anlattığı Nayman Ana Efsanesindeki Mankurt motifi ile yazar, sistemin oluşturmaya çalıştığı insan tipini-efsanevî bir perspektif içerisinde- eleştirmiştir. Mankurt motifi ile yazar, geçmişini hiçe sayan, ait olduğu milletin örf, adet, gelenek, görenek, din ve kutsal sayılan değer yargılarını tanımayan, sadece yukarıdan gelen direktifler doğrultusunda hareket edip, parti çıkarlarını korumaya çalışan ve büyük lider olarak gördükleri Stalin ve Lenin’e övgüler yağdıran, sistemin modern kölelerini karakterize etmiştir.
Bir yazarın hedefinin “ufkunu millî olanın ötesine doğru genişletmek ve evrensel olana ulaşmak” olması gerektiğini söyleyen Aytmatov25, folklorik malzemeyi eserlerinde kullanmasının sebeplerini şöyle dile getirmektedir:
“..Mitoloji, masallar, efsaneler eski insanların yaşadığı hadiselerdir. Kulaktan kulağa gelen tarihî zenginliğimizdir. Eskiden bize kalan kültürel zenginliklerdir. Bunlarla bugünkü teknoloji arasında bir bağlantı kurmakta yarar görüyorum. Onun için ben ve benim gibi yazarlar da eskiden başımızdan geçmiş halkın tecrübelerini anlatan, halkın tarihîni anlatan, ışık tutan bu tür zenginlikleri kitaplarımızda kullanıyoruz. O da anlatmaya ayrı bir güzellik, ayrı bir zenginlik katıyor.”26
Aytmatov, eserlerinde öncelikle kendi kültürünü ve tarihini, kendi mitolojisini, kendi insanını vermiştir. Bunun dışında yazarın, eserlerinde Yunan mitolojisinde adı geçen bir tanrıçaya, Japonya’da kutsal sayılan bir dağa, mekânı Amerika olan fantastik bilim-kurgu bir olaya ve uzay araştırmaları gibi konulara yer vermesi, Onun milli olandan yola çıkarak evrensele ulaştığının bir göstergesidir.
Cengiz Aytmatov, kendi kültürünü, kendi insanını ve kendi tarihini çok iyi bilen bir yazardır. Onun eserlerinde halk kültürünün bütün normlarını görmek mümkündür. Halk kültürünü oluşturan destan, efsane, masal, halk hikâyesi gibi unsurlar, insanların hangi devirde olursa olsun milli duygularını dile getiren en güzel edebi türlerdir. Masal, destan ve efsaneler bir milletin geçmişte başardıkları büyük işlerin, büyük ideallerin dile getirildiği ve gelecek nesillerin milli hafızalarını meşgul eden en önemli unsurlardır. Aytmatov’un hikâye ve romanlarının ilham kaynağı da kendi insanının geleneksel hayatı, tarihi, destan ve efsaneleridir. Toprağın dilini çok iyi bilen yazar, bu topraklar üzerinde yaşayan bütün canlıların hikâyesini geçmişle ve yaşanılan zamanla birlikte eserlerine taşımıştır. Yazarın eserlerinde görülen folklorik malzemenin temelinde asırlar boyu şekillenen Kırgız kültürü, Kırgız kültürü ve Kırgız sözlü geleneğinin en büyük ürünü olan Manas destanı vardır.
Aytmatov, roman ve hikâyelerine mitolojik unsurları da katarak kendisine zengin bir üslup yaratmıştır. Bazen mitolojide geçen bir yaratılış efsanesi yazarın muhayyilesinde farklı bir boyut kazanarak eserlerinde yer alırken, bazen de bir dedenin torununa anlattığı bir masalda veya efsanede yer alan bir türeyiş efsanesi, yazarın kaleminde farklı bir nitelik kazanmıştır. Eski Türk inançlarının pek çok izlerini yine yazarın eserlerinde bulmak mümkündür. Roman ve hikâyelerinin çoğunda mekân, genellikle onun doğup büyüdüğü bozkırlar, dağlar, vadiler, göller ve göçebe kültürün yaşandığı yerlerdir. Yazar bazen bu mekânları bir tabiat kültü inancıyla birleştirerek eserine mitolojik bir boyut kazandırmıştır. Sürekli bir göndermeler dünyasında yaşayan Aytmatov, geçmişte yaşanan bir efsane, masal veya destanla bugünün olayını açıklamaya çalışmış, geçmişle geleceği birleştirmiştir.
Aytmatov, eserlerinde sürekli bağımsızlığı ifade etmeye çalışmış, roman ve hikâyelerinin çoğunu bu konu etrafında yoğunlaştırmıştır. Sistemden bunalan, kendi kültürünü ve yaşam tarzını sergileyemeyen Kırgız insanının özlem duyduğu bağımsızlık teması, yazarın eserlerinde ya mitolojiye ait bir unsurla veya birtakım sembollerle ifade bulmuş tur. Onun hemen hemen her eserinde mitolojiye ait bir külte, bir destana, efsaneye, masala veya en küçük bir halk hikâyesine yer verildiği görülmektedir. Masalların ya da efsanelerin modern anlatımla mükemmel bir birleşimini ortaya koyan Cengiz Aytmatov’un ‘bütün eserlerinin ruhunun fazlasıyla Kırgız’ olduğunu bir kez daha hatırlatmak yerinde olacaktır.
Ayvazoğlu, Beşir, “Turan Ülküsünün Büyük Yazarı Anlatıyor: Ufku Milli Olanın Ötesine Genişlemek”, Türkiye Gazetesi, İstanbul 12 Mayıs 1992.
Bratton, Fred Gladstone, Yakın Doğu Mitolojisi (Çev.: Nejat Muallimoğlu), M.Ü.İ.F. Yay., İstanbul 1992.
Campbell, Joseph, İlkel Mitoloji, Tanrının Maskeleri, İmge Kitabevi, İstanbul 1992.
Can, Şerif, Klasik Yunan Mitolojisi, İnkılap ve Aka Yayınevi, İstanbul 1963.
Eliade, Mircea, Mitlerin Özellikleri, Simavi Yay., İstanbul 1993.
Hooke, Samuel Henry, Ortadoğu Mitolojisi (Çev.:
23
Kolcu, a.g.e., ss. 248-249.
24
Gülsine Uzun,
25
Beşir Ayvazoğlu,
26
Sabiha Özen,