Kazak Folklorunun Tarihi. Avelbek Koniratbayev

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kazak Folklorunun Tarihi - Avelbek Koniratbayev страница 10

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kazak Folklorunun Tarihi - Avelbek Koniratbayev

Скачать книгу

masal, efsane ve mit türlerini ortaya koymuş ve doğanın insanlığa karşı düşman güçleriyle savaşarak onların gizem ve büyülerini çözmeye çalışmışdır. Bu şekilde kendi hayal güçlerini, yaşam ve yaşantılarını zenginleştirerek büyüleyici gücün doğada değil, insanda olduğunu anlamışlardır. Yaşamlarını güzelleştirmek için Jeruyık, Jupar Korığı, Jideli Baysın gibi barış ve beraberlik içinde yaşanılan ütopik bir yaşamı aramışlardır. Bunların tümü, “bulanık” şekilde olsa bile hayal etme, düşünme, romantik düşüncelere kapılarak yaşamı değiştirme, güzelleştirme isteklerinin belirtileridir. Folklordeki karakterleri yorumlama ve iyilik çabaları gibi özelliklere sahiptirler. İnsanlar, yayayken Jelayak; devler karşısında güçsüz kaldığında Tavsoğar, susuz kaldığında ise Költavsar gibi karakterlere ihtiyaç duymuşlardır. Bunların tümü insanın hayal gücünden doğmuştur. Gorki, dinde “tanrıdan” başka romantizmin olmadığını ve estetik düşünce ve hayale izin verilmediğini vurgulayarak bu tür mitlere doğrudan dinî bir kavram denilmemesi gerektiğini belirtmiştir.

      Folklor ve sözlü edebiyat arasında çok eski zamanlardan beri ilişki vardır. İlki ölümsüz bir sanat olduğundan onun Prometheus, Tantal, Akhilleus (Aşil) gibi büyük karakterleri ve konuları zamanla ikincisine geçiş yapmıştır.

      Folklorun ulusal niteliği edebî (bediî) dildedir. Örneğin, Kazak destanının dili yazılı edebiyat ile kalıplaşmamıştır. Destan dili ile ölçüsü uzun zaman boyu Buhar, Dospambet, Mahambet, Balkı, Bazar gibi tolgay akınlarına (ozanlarına) hızlandırılmış okul olmuştur.

      Gorki, 1934 yılındaki kongrede yaptığı konuşmada Dağıstan halk şairi Süleymen Stalksi için “XX. yüzyılın Homerusu” ve bunun gibi deha sahiplerinin eğitilerek yeni kültür araştırma çalışmalarına kazandırılması gerektiğini dile getirmiştir. Gorki’nin bu sözlerinden sonra ülkemizdeki ulusların tümü kendi ozanlarını eğiterek yazılı edebiyatın gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Jambıl, Nurpeyis, Kenen gibi şahsiyetler şiir dünyasının yeni devleri olarak bütün ülkede tanınmıştır. Bu geleneği günümüzde de sürdürmekteyiz. Sovyet döneminde halk şiiri en üst seviyelere gelmiştir.

      SOVYET DÖNEMİ KAZAK FOLKLORU

      Kazak folklorunun toplanıp derlenmesi XIX. yüzyıldan itibaren başlamışsa bile Sovyet dönemi folklore çalışmaları, Ekim İhtilâli’nden sonra ortaya çıkarak kalıplaşmıştır. XX. yüzyılın başında birçok şarkıcı, şair ve edebiyatçılar halkın ağzından folklor örneklerini toplayıp gazete dergi ve farklı serilerde yayımlamaya başlamışlardır. “Kız Jibek”, “Kozı Körpeş – Bayan Sulu”, “Alpamıs”, “Kobılandı” destanları Ekim döneminde ayrı ayrı seri halinde yayımlanmıştır. Meşhur Jüsip Köpeyev’in sözlü edebiyat örneklerini içeren dört ciltlik el yazmaları vardır. M. Seralin “Şahname” eserinin bazı bölümünü Kazakçaya çevirmiştir. Ayrıca Rus Doğu bilimcilerin Kazak folklor örneklerini toplamaya yönelik başlattıkları etkinlikler de bu bilim dalının ilerlemesine epey katkı sağlamıştır.

      Sovyet dönemi Kazak folklor çalışmaları XX. yüzyılın 20. yıllarında çığır açmıştır. Bu dönemde A. Divayev, H. Dosmuhamedov, M. Avezov gibi araştırmacıların katılımlarıyla Kazak kahramanlık destanları ve benzeri folklor örnekleri zaman zaman yayımlanmıştır. A. Bökeyhan ve A. Baytursın tarafından derlenen “Jıyrma Üş Joktav” (Yirmi Üç Ağıt Örneği) (1926) Moskova’da basılırken “Sana”, “Terme”, “Şolpan” dergilerinde de çeşitli folklore örnekleri sürekli yayımlanmıştır.

      Halk şiirine olan ilgi Sovyet Yazarlarının I. Kongresi’nde M. Gorki’nin folklor üzerine bildirdiği görüşlerden sonra daha çok artmıştır. Aynı yıl Kazakistan’da düzenlenen Halk Şairleri Kurultayı’ndan sonra Jambıl, Nurpeyis, Nartay, Kenen ve diğer birçok halk şairleri Kazak kültürü ve edebiyatı için çalışmalar yapmış ve bunun sonucunda yeni yaşama dayanan halk şiirleri doğmuştur.

      XX. yüzyılın otuzuncu yıllarında Kazak destanları yayımlanmaya başlar. “Kahramanlık Destanları”, “Aldar Köse”, “Seksen Yalan” adlı eserler hariç S. Amanjolov’un “Bilmeceler”, Ö. Turmanjanov’un “Kazak Atasözleri”, M. Avezov’un bulduğu “Kozı Körpeş – Bayan Sulu” destanının yeni nüshası (Janak) ve aytıs (atışma) sanatının 1. cildi (S. Muhanov’un önsözüyle) yayımlanır. “Kazak Masalları” da aynı dönemde basılmıştır. Kazak destanının “Alpamıs”, “Kambar”, “Kobılandı” gibi şaheserlerinin Rusçaya çevirilerek yayımlanması da bu dönemde gerçekleşmiştir.

      1940 yılından başlayarak folklor araştırma çalışmalarının sayısı bir hayli artış gösterir. K. Jumaliyev ve M. Ğabdullin sözlü edebiyat üzerine ders kitapları hazırlamış, A. Marğulan ise Kazak destanlarının kökeni ile ilgili birçok etnografik makaleler yayımlamıştır. S. Orlov’un “Kazahski Geroyiçeski Epos” (Kazak Kahramanlık Destanı) (1945) adlı araştırma çalışması da Kazak folkloruna sağlanan büyük bir katkıdır.

      O dönem Kazakistan’ın değerli bilim adamları – M. Avezov, A. Marğulan, E. Ismaylov, K. Jumaliyev, M. Ğabdullin, M. Silçenko, B. Kenjebayev ve bu satırların yazarı Sovyet dönemindeki Kazak folkloru için önemli katkılarda bulunmuştur. Özellikle belirtilmesi gereken çalışmalar M. Avezov’un eserleridir. Kazak lirik destanlarının dili, konusu, gerçekçilik ve halkçılık özelliklerine, 1927’de yazdığı “Edebiyat Tarihi” adlı eserde çok iyi çözümlemeler yapmıştır. M. Avezov, L. Sobolev’le birlikte yazdığı “Destan ve Kazak Halkının Folkloru”25 adlı inceleme çalışmasında, Kazak destanlarının doğasını yeni bilimsel tekniklerle ele alarak kahramanlık ve aşk destanları arasındaki farklılıklara açıklık getirmiştir.

      1948’de yayımlanan “Kazak Edebiyat Tarihi” nin ilk cildi Kazak folkloru örneklerinin tümünü kapsayan büyük bir eserdir. Bu eseri hazırlama çalışmasına Kazakistan’ın bütün edebiyatçı bilim adamları katılmıştır. Bu çalışmanın lirik destanlar bölümünü M. Avezov ile birlikte hazırlama şerefine ise ben nâil oldum.

      1940-50’li yıllarda edebiyat biliminin güncel sorunlarının tamamıyla çözülmediği; eski edebî eserleri araştırma çalışmalarında eksikliklerin olduğu, bilimsel kanıt ve güvenilirliği olmayan yüzeysel düşüncelerin yaygınlaştığı bellidir. 1945 yılına kadar Sovyet halkbilimciliğinde Kazakistan ve Orta Asya halkları destanlarının feodalizm devrinden sonra ortaya çıktığına dair kuşkulu fikirler beyinlere kazılmaya çalışılmıştır. Günümüz gençliği bu tür konseptlere çok dikkât etmeli ve kuramsal tutarsızlıkları gözden kaçırmamalıdır. Onlara göre sözlü edebiyatın en parlak dönemi feodalizm dönemiydi. Özbek bilim adamları A. Abdunabiyev ve A. Stepanov “Alpamıs” destanında feodalizmin izleri olduğunu ileri sürüyorsa (Zvezda Vostoka’dan akt. Konıratbayev, 1991), Kırgızlarda “Manas”, Türkmenlerde “Dede Korkut”26 eserleri gericilik içeren destanlar olarak bilinmiştir. Kazak folklorunda ise “Kambar” destanı dışındaki eserlerin hemen hemen hepsi feodalizm dönemi eserleridir denilerek okul müfredatından kaldırılmıştır.

      Bu nedenle 1955-1956 yıllarında SSCB Bilimler Akademisi ve M. Gorki adındaki Edebiyat Enstitüsü bütün cumhuriyetlerin seçkin bilim adamlarının katılımlarını sağlayarak Moskova, Leningrad, Kiev, Ordjonikidze ve Taşkent şehirlerinde Sovyet Birliği halklarının destanlarına yönelik birkaç bilimsel konferans

Скачать книгу


<p>25</p>

Avezov M., Sobolev L. Epos i Folklor Kazahskogo Naroda. “Literaturnıy Kritik”, 1939, no: 10-11, 1940, no: 1.

<p>26</p>

Şuhmurradov O. Çujnıy Turkmenskomu Narodu Epos “Korkut Ata”. “Literaturnaya gazeta”, 1951, 27 oktyabr, no: 128.