Özbek Edebiyatı Yazıları. Karakaş Şuayip

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Özbek Edebiyatı Yazıları - Karakaş Şuayip страница 23

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Özbek Edebiyatı Yazıları - Karakaş Şuayip

Скачать книгу

merhaleye ulaşmıştır. Dil ve tarih çalışmaları, gazete ve dergi yayınları, Usûl-i Cedit mektepleri, kaynağını millî heyecandan alan yeni edebiyat, Rusya’nın ve Türkiye’nin yaşadığı şartlar ve bu şartların tabiî sonucu olan siyasî faaliyetler, Türk dünyasındaki aydınların birbirlerini tanımasını ve benimsemesini kolaylaştırmış, Gaspıralı İsmail Bey’in “dilde” ve “fikirde” birlik hayalini gerçekleştirmiş, “işte” birlik idealini gerçek olmanın eşiğine getirmiştir. Türk dünyası, Rusya’da Bolşevik ihtilâlinin yaşandığı 1917 yılında, ortak bir düşünceye sahip olmak ve bu düşünceyi gerçekleştirmek bakımından bugünkünden çok daha arzulu ve kararlı bir manzara arz etmektedir. Dünyanın yeniden şekillenme sancısı çektiği günümüzde, Türkiye’nin ve bütün Türk dünyasının kendi geleceği için yüz yıl geride kalan o dönemi çok iyi incelemesi gerekmektedir.

      (2003)

      TÜRKİSTAN’DA İLK TİYATRO FAALİYETLERİ VE PEDERKÜŞ PİYESİ

      Mahmudhoca Behbûdî Efendi (1875-1919)’nin edebiyat tarihi bakımından en önemli özelliği, bütün Türkistan’da tiyatro yazarlığını başlatmış olmasıdır. Bir idealist olarak tiyatro edebiyatına alâka göstermiş olmasının, onun eğitimciliğiyle doğrudan ilgisi bulunmaktadır. Eğitim hakkındaki kanaatlerini sahne vasıtasıyla halka duyurmak istemesi ve yazdığı Pederküş adlı piyesinin seyirci üzerinde fevkalâde tesir uyandırması, diğer kalem sahiplerinin de dikkatini çekmiş ve bu suretle Türkistan’da ilk doğuşundan itibaren çok canlı bir tiyatro edebiyatı ortaya çıkmıştır. Tiyatro, Ceditçilerin halka yaklaşmalarında, halkın gündelik hayatına ve fikir dünyasına nüfûz etmelerinde ve kendi fikirlerinin yayılmasında büyük kolaylıklar sağlamıştır. Bu sebeple Ceditçi kalem sahiplerinin önemli bir kısmı, piyes yazarlığına ve sahne faaliyetlerine ayrı bir önem vermişlerdir. Hakikaten bu faaliyetler eğitim, ilerleme, aydınlanma, hürriyet ve istiklâl düşüncelerini halka taşıyan en önemli yollardan biri olmuştur (Rızayev, 1997:8)46

      Türkistan’daki geleneksel halk tiyatrosu, Cedit tiyatrosu ve piyes yazarlığının teşekkülüne tesir etmiş, gelişmesine yardımcı olmuştur. Bilhassa komedi tarzındaki eserler, doğrudan halk tiyatrosu esas alınarak yazılmıştır. Ayrıca hiçbir kültür hareketinin kendi zemininden faydalanmaması da düşünülemez. Bununla birlikte, Cedit tiyatrosu, Türkistan’daki siyasî, sosyal ve kültürel hadiselerin akis bulduğu bir zemin olarak tanınmaktadır. Geleneksel tiyatroda, eserin hem müellifi, hem de sahneye koyan ve icra edenlerinin aynı kişiler olması gibi Cedit tiyatrocuları da ilk teşekkül devresinde aynı fonksiyonları yerine getirmişlerdir. Geleneksel tiyatronun yanı sıra, 1870’lerden itibaren Türkistan’a gelmeye başlayan Rus, Azerî ve Tatar aydınlarıyla birlikte, Avrupaî tarzdaki tiyatro temsillerinin de somut örnekler olarak Ceditçilere tesir ettiği ve Ceditçilerin asıl tiyatroyu bunlardan öğrendikleri bilinmektedir (Rızayev, 1997: 20).

      Çar ordularının Türkistan’ı işgâl etmesinin hemen ardından hükûmet tarafından Ruslaştırma politikalarını gerçekleştirmek maksadıyla kültür programlarının da uygulamaya konulduğu hakikattir. Rus okullarının açılması, mahallî okulların kontrol altına alınması, gazete ve dergi yayınları, Rusçanın öne çıkarılarak Türkistan Türkçesinin geri plana itilmesi, diyalektolojiye itibar edilmesi gibi faaliyetler, Ruslaştırma programının unsurlarını oluşturmaktadır. Ancak bütün bunların yanında bir husus daha dikkatleri çekmektedir: Çar hükûmeti, siyasî emellerini gerçekleştirmek düşüncesiyle, Rus ordusuyla birlikte Rus kültürünün de Türkistan’ı işgâl etmesini programına dâhil etmiştir. Rus kültürü, Türkistan’a Rus askerleri ve Rus ilim adamlarıyla beraber gelmeye başlamıştır. İşgâlciler, kendi mevkiilerini daha kuvvetli bir şekilde devam ettirebilmek için mahallî kültür yerine kendi kültürlerini ikâme etmeye çalışmışlardır.

      Sahne faaliyetlerinin doğrudan göze ve kulağa hitap ederek seyircileri çabuk ve derinden etkilemesi sebebiyle çok büyük önemi bulunmaktadır. İşte bu sebeple Ruslar, daha Türkistan’ın tamamına hâkim olamadan 1867 yılında Taşkent’te Heveskârlar Drama Tögeregi adlı ilk amatör tiyatro topluluğunu kurmuşlar, ardından 1876’da Semerkand’da Musikalı Drama Tögeregi, 1890’da Heveskârlik Cemiyeti’ni, Hokand Hanlığının yıkılışının ardından Hokand’da Dramatik San’at Heveskârları Tögeregi’ni faaliyete geçirmişlerdir. Bu tiyatro toplulukları, Rus ve Avrupa tiyatrosunun seçkin örneklerini sahneye koymuştur.

      Bu mahallî tiyatro topluluklarının yanı sıra, Rusya’dan da birçok profesyonel tiyatro topluluğu Türkistan şehirlerinde temsiller vermiştir. F. İ. Nadler idaresindeki Rus tiyatro topluluğu, 1877’den 1880’e kadar Türkistan şehirlerini dolaşarak daha çok komedi, melodram, fars ve vodvilleri, bazen de ciddî dramatik eserleri sahneye koymuştur. N. İ. Rcevskiy topluluğu da Gogol, Lermontov ve Moliér’in piyesleriyle Goethe’nin Faust ve Puşkin’in Yevgeni Onegin romanlarını sahneye koymuştur. Bunlardan başka, 1880’li yıllardan 1917’ye kadar V. Vasilyev-Vyatsskiy (1890-1896), N. D. Kruçinina (1894-1899), V. İ. Yakov (1900-1903), Z. A. Malinovskaya (1903- 1917), N. P. Kazanskiy (1904-1906), M. S. Kocevnikov (1907-1908), V. F. Komissarcevskaya (1910), M. Şumskaya (1912-1913), A. S. Kostanyan (1913), D. H. Yucin (1916), L. V. Sobinov (1912, 1915) gibi sanatkârların tiyatro ve konser toplulukları, Rusya’dan Türkistan’a gelerek Taşkent, Semerkand, Hokand, Buhara, Hocend, Margılan, Aşkâbâd, Çarcoy gibi şehirlerde temsiller vermiş, müzik geceleri düzenlemişlerdir. Bu toplulukların repertuarlarında Offenbach operetleri, C. Verdi, M. Glinka, P. İ. Çaykovskiy operaları, A. N. Ostrovskiy ve A. P. Çehov’un vodvilleri, Shakespeare ve Schiller’in trajedileri, A. S. Griboyedov, N. V. Gogol, A. S. Puşkin, A. N. Ostrovskiy, A. N. Tolstoy, G. İbsen, L. N. Tolstoy, A. V. Suhovo-Kobilin, A. P. Çehov, A. M. Gorki’nin drama ve komedilerine kadar pek çok eser yer almıştır. Bazı Rus tiyatrocuları ve zengin Rus tüccarları, Türkistan şehirlerinde tiyatro binaları inşa ettirmişler; meselâ N. D. Kruçinina, Taşkent şehir parkında yazlık tiyatro binasını, G. M. Tsintsadze ise Kolizey adlı konser ve tiyatro binasını yaptırmışlardır (Rızayev, 1997: 21-23).

      Türkistan’da Avrupaî tiyatro ve drama yazarlığının yayılmasında, Azerbaycanlı aydınların da fevkalâde önemli hizmetleri olmuştur. Azerbaycan tiyatro edebiyatının önde gelen ilk büyük temsilcileri Mirza Fethali Ahundzâde, Necef Vezirli, Celil Memmedkulizâde ve Neriman Nerimanov’un Cedit tiyatro edebiyatının ve sahne faaliyetlerinin başlamasında ve gelişmesinde büyük tesirleri olmuştur.

      Azerbaycanlı tiyatro grupları ilk defa 1911 yılında Türkistan’a gelerek Semerkand, Hokand ve Çarcoy’da İ. Turgenyev, Mirza Fethali Ahundzâde, Neriman Nerimanov ve Necef Vezirli’nin eserlerini sahneye koymuşlardır. Bu ilk gruptan sonra 1913 yılında gelen Azerbaycanlı meşhur aktör ve rejisör Aliasker Askerov’un da Türkistan tiyatro tarihinde ayrı bir yeri vardır. İki yıldan fazla Türkistan’da kalan Askerov, Azerbaycanlı yazarların kaleme aldıkları eserlerle birlikte, Türkistan’da kaleme alınmış ilk piyes olan Pederküş’ü, Semerkand’da ilk defa sahneye koymuştur. Askerov, bu temsilden sonra Taşkent, Kettekorgan, Hokand, Namangen gibi şehirlerde de yerli oyuncularla birlikte Pederküş piyesini sahneye koymuştur. Onun Türkistan’daki bu tiyatro faaliyetleri hakkında Ayna dergisinin 14. sayısında (1915) şu bilgi bulunmaktadır: “Namangen yaşlarıge ve muhterem Aliasgar Efendi’ge teşekkür kılınur. Semerkand’da hem birinçi Türk tilinde koyılgen tiyatruge üç-tört sene ilgeri Aliasgar Cenabları sebeb bolıb edi. Türkistan’da Alias-gar Efendi’ni tiyatru koymagan şehri az kaldı ve kalganlarıge hem gayret etib koysa yahşi bolur.” (Rızayev, 1997: 24).

      Türkistanlı

Скачать книгу


<p>46</p>

Begali KÂSIMOV, Ceditçilerin tiyatroya olan ilgilerini izah ederken bu dönemin temsilcilerinden Abdullah Avlânî’nin 1924 tarihli Tercime-i Hâl’inden şu ifadeleri nakletmektedir: “1913 yılından başlayarak halkın gözünü açmak ve medeniyete yakınlaştırmak için tiyatro işlerine girişip Taşkent’te birkaç defa temsil verdikten sonra bütün Fergana’yı dolaşıp her şehirde temsiller verdik. Bu arada bizim maksadımız, zâhirde tiyatro ise de, bâtında Türkistan gençlerini siyasî bakımdan birleştirmek ve inkılâba hazırlamaktı.” (“Cedidcilik-Ayrım Mülâhazalar”, Milliy Uyganış ve Özbek Filologiyası Meseleleri, Taşkent, 1993, s. 21.)