Repressiya Dönemi Azerbaycan Dönemi Hüseyin Cavid. Jale Babaşova Kastrati

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Repressiya Dönemi Azerbaycan Dönemi Hüseyin Cavid - Jale Babaşova Kastrati страница 5

Жанр:
Серия:
Издательство:
Repressiya Dönemi Azerbaycan Dönemi Hüseyin Cavid - Jale Babaşova Kastrati

Скачать книгу

vefat eder.

      Babasının ikinci evliliğinden olan kardeşi Ali Asker’de erken yaşta dünyasını değiştirmiştir.

      Molla Abdullah’ın güzel sesi ve bilgili olması evlatlarına da yansımıştır. Molla Abdullah’ın evlatları, Şeyh Muhammed ve Ahmet dedelerinin güzel sesini, Hüseyin ise şiir tutkusunu miras edinmiştir.

      Hacı Molla Abdullah ve ağabeyi Şeyh Muhammed din adamıydı. Cavid’in ağabeyi Şeyh Muhammed iki evlilik yapmıştır. İlk eşi Banu’dan; Zehra, Tahir, ikinci eşi Zerri Maksut kızından ise; Rana, Hamid, Yasir, Gövher doğmuştur.

      Ablası Fatma Hanım’ın evlatları: Seher ve Hacı Süleyman’dır.

      Kızı Hurşid’in evlatları: Kazım, Sitare ve Abbas’tır. Diğer kızı Ümmi Selime’nin evlatları ise Saltanat ve Rübabe’dir. Hacı Molla Ahmet’in evlatları ise: Aziz ve Hanım’dır.

      1923’de vefat eden Ali Rıza’nın oğlunun adı ise Şamil’dir. Hüseyin Cavid’in çocukluğu Nahçıvan’da o dönem Rus baskısına rağmen tekkelerin, tarikatların ve dinin en yoğun yaşandığı bir yerde geçmiştir.

      Hüseyin Cavid çocukluğunda, çok yaramaz ve hiperaktif bir çocukmuş. Şöyle ki, komşu kadınlar Hüseyin’in okula kaydı yaptırılınca “Hiç olmazsa çocuklarımız birkaç saat dinlenmiş olurlar” demişler. Sessiz ve sakin olduğu vakitlerde annesi Hüseyin’i şöyle severmiş:

      “Hey kara Hüseyin,Gök Hüseyin, Çocukları döv Hüseyin”.8

      1.2. HÜSEYİN CAVİD’İN ÖĞRENİM HAYATI

      Babası Hacı Molla Abdullah ve ağabeyi Şeyh Muhammed din adamıydı. Hüseyin’i de kendileri gibi yetiştirmek istiyordu. Bu sebepten de ilk tahsiline Hüseyin Cavid’i Türkiye’deki medreselere eşdeğer olan Mollahane’ye kaydettirdiler.

      Hüseyin Cavid ağabeyinden Arapça’yı ve dinî ilimler öğrendi. Ama Mollahane’deki dersler yazarın ilgisini çekmiyordu. Daha mollahanedeki yıllarında ilk şiirini yazmıştır. Hüseyin’in ilk şiir deneyimi mollahanede sınıf arkadaşına yazdığı şu küçük parçadan ibarettir:

      Gettim gördüm mescitte bir kişi,

      Kürkü yırtılıp, xarabdır işi.

      Saggalı ağarıb, yavşana benzer,

      Sırtıg nevesi yanında dovşana benzer.

      Gittim gördüm camide bir adam

      Kürkü yırtılmış, bozuktur işi.

      Sakalı kırlaşmış yavşana benzer,

      Yüzsüz torunu yanında tavşana benzer.9

      1894 senesine kadar tam altı sene mollahanedeki eğitimine devam eder. Bunun yanı sıra babası mersiyehanlığı10 ona sevdirmek amacıyla küçük Hüseyin’i kendisinin davetli olduğu meclislere götürür. Fakat “ruhi yapı itibarı ile din ve dinî taassuptan hoşlanmayan Hüseyin Cavid”11mersiyehanlıktan ve buradaki eğitimden sıkılır,bir yandan dahocadan azar duyduğu için medresedeki eğitiminden de soğur. Bu dönemde Nahçivan dinî taassubun merkezi olmakla beraber, burada açık fikirli, yeni usulleeğitim terbiye taraftarlarıda az değildir. O zaman Nahçivan’ın yenilik taraftarı ve açık fikirli adamlarından Seyit Azim Şirvani’nin Şamahı’da esaslarını koyduğu Usul-i Cedid Mektebi’nin aynısı olan ve o devrin ileri görüşlü insanlarının çocuklarını gönderdikleri, oldukça tutulan “Mekteb- i Terbiye” adıyla bir okul açmışlardı. Azerbaycan’ın Kültür tarihinde Usul-i Cedid Mektebi’nden az rol oynamamış bu mektebin teşkilatçısı ve başöğretmeni dönemin tanınmış edip ve şairi Muhammed Tağı Sıdkı idi.

      Birkaç arkadaşının teşviki ile Cavid, 14 yaşında iken, mollahaneden kaçıp, babası Hacı Molla Abdullah’tan izinsiz, Muhammed Tağı Sıdkı’nın müdürlüğünü yaptığı “yeni usulle” ders anlatılan ve Nahçıvan’da da ünlü olan Rus-Tatar (Azeri) mektebi Mekteb-i Terbiye’ye kaydoldu. Hüseyin Cavid, Fars ve Türk edebiyatlarına dair ilk bilgileri de burada edindi aynı zamanda da Rus, Fars, Türk dillerini de burada öğrendi. Cavid’in bilime ve eğitime olanilgisini,derin müşahede yeteneğini, şairlik istidadını ona öğretmenlik yapan hocası Muhammed Tağı Sıdkı farketmiş ve öğrencisini yeteneği doğrultusunda doğru yola yönlendirmekte de geç kalmamıştır. Fakat bir müddet sonra babası Hacı Molla Abdullah, Cavid’in medresedeki eğitimini bıraktığını duyunca onun okula gitmesini yasaklamıştır. Cavid, meseleyi hocası Muhammed Tağı Sıdkı’ya anlatmıştır. Hocası Muhammed Teğı Sıdkı, Cavid gibi yetenekli öğrencisini kaybetmek istemezve babasıyla onu ikna etmek için birkaç kez konuşur, ama babası kararını değiştirmez. Durumu böyle gören Taği Sıdkı, Hüseyin’in babasıyla konuşması ve onu ikna etmeleri için aracılar bulur. Bunlardan yalnızca o dönemde ilçe yönetimini yapan ve “naçalnik”12denen devlet memuru Molla Abdullah ile konuşması işe yarar, onu ikna eder. Böylece Nahçivan naçalniki, Cavid’in babasıyla konuşur, bireğitimciolarak oğlunu okula göndermemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradığını ve kendisine kırıldığını söylemesi üzerine Molla Abdullah inadından vaz geçer. O dönemde de ilçe yönetimini yapan “naçalnik”ler ahali içinde saygı görüyorlardı. Bundan dolayı da oğlu Hüseyin Cavid’in Mekteb-i Terbiye’ye geri dönmesine izin verir. Bu okula kayıt yaptırmakla yazarın gelecek hayat çizgisi de belirlenmiş olur. Eğer bu okula kayıt yaptırmasaydı belki Cavid de babası ve ağabeyi gibi “gazelhan”13 şair veya molla olacaktı. Mekteb-i Terbiye’de eğitim aldığı senelerde hocası Tağı Sıdkı, her fırsatta sevimli talebesiyle ilgileniyor, onu şiir yazmaya teşvik ediyor, şiir sanatının sırlarını öğretiyor ve Türkçe yazmasına özellikle dikkat gösteriyordu. Huseyin Cavid’de millî hislerin oluşumu, Türklük şuurunun filizlenmesi hocası Sıdkı sayesinde olmuştur. Cavid’in ona hocalık yapmış Taği Sıdkı’yla ve Kurbanali Şerifov’la da hoca öğrenci ilişkileri zamanla sıkı arkadaşlığa geçer ve okul bittikten sonra da devam eder.141898 yılında Mekteb-i Terbiye’de dört sene eğitim aldıktan sonra buradan başarıyla mezun olur. Yazarın hayatıyla ilgili farklı kaynaklarda tarihlerle ve bazı olaylarla ilgili çelişkiler vardır. Mesela Mekteb-i Terbiye’ ye 1894’te değil de 1896 yılında kayıt yaptırıp burada sadece iki sene okuduğunu 1898’de mezun olduğunu görebiliriz. Ama biz araştırmamızda yazarın mektuplarını ve aile bireylerinin hatıralarını esas alarak kıyaslama yaptığımızda tespit ettikleri; yazarın 1894’te okula kayıt yaptırıp dört sene eğitim aldıktan sonra mezun olduğu hususyazarın ev müzesinde korunan evrak ile de sabittir. Cavid’in mezuniyet yılı ve bu okuldaki eğitim süresi 21 Mart 1938 tarihinde hapsedildiği zaman soruşturma amirine verdiği bilgilerle de tutarlıdır.15

      Hüseyin Cavid Mekteb-i Terbiye’yi bitirdikten sonra eğitimini sürdürmek isterken gözlerinden rahatsızlanmıştır. Babası Abdullah Efendi, zaten oğlunundinî eğitim almasını istiyordu. Gözlerinin rahatsızlanmasıyla babası tarafından, hem gözlerini tedavi ettirmek hem de dinî tahsilini sürdürmesi arzusuyla Cavid’i o dönemde Tebriz’de Talibiyye Medresesi’nde eğitim almakta olan ağabeyi Muhammed Rasizade’nin yanına gönderdi. Ancak babasının

Скачать книгу


<p>8</p>

A. Turan, a. g. e., s.10.

<p>9</p>

A. Turan, a. g. e., s. 15.

<p>10</p>

Mersiyehanlık: ağıt söylemek

<p>11</p>

M. H. Türkekul, Azerbaycan Türk Şairi Hüseyin Cavit, İstanbul, 1963, s.7.

<p>12</p>

Rusça’dan kalma bir kelime. Devlet memuru, müdürü.

<p>13</p>

Özel toplantılarda, düğünlerde şiir söyleyen kişi.

<p>14</p>

A. Turan, Cavidname, Bakü, 2010, s.10.

<p>15</p>

İ. Atilla, Hüseyin Cavit, Mert Olun Mert Ölün, Bakü, 2010, s.12.