Meleguş. Ertuğrul Karakuş

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Meleguş - Ertuğrul Karakuş страница 3

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Meleguş - Ertuğrul Karakuş

Скачать книгу

Anne, bugün kızların toplantısı var, ben de ona gideceğim, dediği zaman annesi hamurdan yumruğunu çıkartıp, dağılmış saçlarının arasından sert bir bakış ile:

      – Sen, yüzü kara10, tepe gibi bir kız olmuşsun!11 Ot biçmek, toplamak, okul, toplantı dendiği zaman herkesten önce koşuyorsun! Senin bu hallerinden hiç hazzetmiyorum. Senin şu toynaklarını kendi ellerimle keserim bekle bakayım.” (Akca’ya Annesi Karşı Çıktı)

      Sadece kızların toplantısına gitmek isteyen Akca, bunun karşılığında “utanmaz olmak”, “gezme düşkünlüğü” gibi ifadelerle suçlanmakla kalmaz aynı zamanda “toynaklarının! kesilmesiyle” de tehdit edilir.

      Akca annesine karşı kendini savunmaya çalışsa da daha ağır hakaret ve tehditlerle karşılaşır:

      “– Anne, milletin de benim gibi kızları az değil ki! Onların anneleri kızlarına: “Okula, toplantıya gidiyorsun” diye, senin gibi hemen ağır laflar etmiyorlar ki!

      – Hey utanmaz kız, benim el ile işim olmaz!

      – Senin işin olmazsa benim olur. Ben de milletten geride kalmam, gideceğim!

      – Haydi, gidebilirsen git! Şuracıkta iki ayağını da keserim. Sen beni daha fazla konuşturtmadan git yerine otur da işini yap!” (Akca’ya Annesi Karşı Çıktı)

      Kızını her şekilde tehdit eden annenin tavrı, köyün diğer kızlarına kolhozdan ve devlet tarafından hediye verildiğini duyunca, iki yüzlü bir tavra dönüşür:

      “O sırada kapıdan oğlu Murat geldi:

      – Anne, Ogulsona ile Ecegız, Aşkabat’tan geldiler. Onlara bir sürü şey ödül vermişler, dedi.

      – Ne ödül vermişler, oğlum?

      – Dikiş makinesi, parlayıp duran kol saati, palto, bir sürü yün seçekli(atkı, kaşkol) ve beş-altı tane şal ödül vermişler.

      – Ey oğlum, başarılı olacak kız kendini hareketlerinden belli eder! Onlara kolhozumuzdan da önceden verilen koyunlara ne diyeceksin?! Milletin kızları çalışma konusunda tıpkı ateş gibi! Sonra böyle bir insanı devlet de destekler, kolhoz da destekler. İşte, bizde bir kız var, hazır versen yiyecek, vurursan ölecek, bir ekmek düşmanı…” (Akca’ya Annesi Karşı Çıktı)

      Kendi kızına baskıcı davranan annenin başkalarının çocukları ödül alınca onlardan övgü ile söz etmesi karşısında Akca’nın verdiği cesurca cevaplar, aslında Agahan Durdıyev’in de bütün hikâyelerinde “yeni tip kolhoz kadını”nda görmek istediği ve sürekli idealize ettiği özelliklerdendir.

      “…dediği an Akca annesine sinirlenerek:

      – Ey anne, ikiyüzlü oluverdin! Biraz önce başka türlü konuşuyordun, şimdi de başka türlü konuşuyorsun. Benim Oğulsona gibi başarılı olmama engel olan sensin. Anne sen benim çok içimi yaktın! Sen bir elinde hem eski gelenekleri hem yenilerini tutmak istiyorsun. İkisini de aynı anda elde edemezsin. Sen şimdi eski düşüncelerini bırak da, yeniye yapış! Bırak beni kendi bahtıma!

      – Git, haydi, izin verdik, alan da kalan da senin!12

      – Şunu önceden demiş olsaydın, şimdiye kadar çok saygın birisi olurdun. Şimdi benim yapacaklarımı seyret!” (Akca’ya Annesi Karşı Çıktı)

      A.Durdiyev’in hikâyelerinde idealize ettiği kadın tipi “cesur” olmalıdır. Karşısındaki annesi de olsa, kocası da olsa haksızlık karşısında susmamalıdır. Eleştiri konusunda engel tanımamalıdır.

      Bu cesaretin en güzel örneklerinden birisi de “Hastalığın Sorun Değil!” adlı hikâyedeki kadın karakter tarafından verilmektedir. Tembellik edip türlü bahanelerle kolhozdaki işten kaçan kocasına karşı taviz vermeyen kadının cesareti A.Durdıyev’in kalemine şu şekilde yansır:

      “– Geçmişte birisi; “Başka düşmanın yoksa da kardaşın yok mu?” demiş. Kadın sen bana düşmansın!

      – Kim tembel olup, riyakarlık edip, işten kaçarsa o benim düşmanımdır. Sen değil babam olsa acıyacak değilim. Kalk da hemen işine git!

      – Hadi oradan bir çaycağız kaynatıver!

      – Tembele ben çay kaynatacak değilim.

      – Yapma, biraz idare et!

      – Tembeli asla idare edecek değilim!

      – Sonu iyi olmaz, birden ikimiz ayrılırız!

      – Vah vah, sen beni böyle korkutacak değilsin!” (Hastalığın Sorun Değil)

      Görüldüğü gibi kolhozdaki işten kaçan kocasıyla ayrılmayı bile göze alan cesarette kadınlar, A.Durdıyev’in çizdiği ideal kadın tipi karakterleridir.

      Hikâyelerin birçoğunda, bu cesur kadın tipinin bu özellikleri yüzünden kendilerini anlamayan toplum tarafından kınandığı da görülür:

      “Geldi ağanın karısı Annagül, hayırseverlik yönünden bir adım öne geçmezdi. Bunun yemeğinin suyunun temiz olmasına, çaydanlık ve bardakların makineden çıkmış gibi daima ışıldayıp duruşuna, pişirdiği yemeğe de şeker atılmış gibi yiyip-doyulmazdı. Ama Annagül’e elin bulduğu ayıp; “Kendi hakkını almaya sıra gelince, Tanrısını da saymaz!” deyip konuşurlardı.” (Annagül Hak-Hukukun Üstünde)

      Annagül karakteri “hak arama” konusunda bir kadının gösterebileceği bütün tepkileri gösterebilecek bir karakterdir. Yeri geldiğinde toplumun dediğini de hiçe sayabilir:

      “Annagül, kocasının şöyle bir hakiki gevşek adam oluşuna kızıp sinirlenirdi:

      – Ah Tanrım, evvelden beni erkek yaratsan olmaz mıydı? Şöyle adamların beşinin bitireceği işi ben kendim tek başıma yapardım. Vah, sen beni kadın olarak yarattın! Bir zamanlar bu, hakikaten kendi su nöbetini göz göre Paşık baya aldırıp gelmişti. Amma dişlerimi sıkıp saldırırdım fakat: “Filanın karısı kocasından öne geçmiştir.”dedirtmek istemiyordum. Bırak, cehenneme gitsin, şimdi ben onu dedireceğim. Çoluk çocuğumu aç bırakıp eski bir köşede oturacak değilim, deyip, igini çekerek uzatıp, sümek13li elinden gözünü ayırmazdı.” (Annagül Hak-Hukukun Üstünde)

      Hikâyelerin birçoğunda “işbaşa düşünce” kadınların nasıl davranacağı konusu örneklendirilir. Hikâyelerde kurgulanan durumlar üzerinden kadınlara yeri geldiğinde öz eleştiri yapmaları ve düştükleri durumun suçunu bir bakıma kendi “tepkisizliklerinde” aramaları da örneklendirilir.

      “Kartal Pençesinde Bir Güzel” adlı hikâyede, 10 yaşında bir çocukla türlü entrikalarla evlendirilip mutsuzluğa sürüklenen ve acımasız

Скачать книгу


<p>10</p>

Utanmaz

<p>11</p>

“Kocaman kız olmuşsun” anlamında bir deyim.

<p>12</p>

“Zararı da kârı da senin!” anlamında bir deyim.

<p>13</p>

Eğirmek için taranan yün, pamuk ipi