Meleguş. Ertuğrul Karakuş

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Meleguş - Ertuğrul Karakuş страница 7

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Meleguş - Ertuğrul Karakuş

Скачать книгу

“vatan için çalışıldığında” mutlu sona ulaşır.

      Hikâyelerde vurgulanan bir diğer husus da “sosyalist düzen ile şekillenen vatan”ın bütün kurumlarının, yeri geldiğinde anne-babadan ve kardeşten daha ileri tutulması gerektiğidir. “Kartal Pençesinde Bir Güzel” adlı hikâyede toplumdaki zenginler ve dini duyguları sömürenler tarafından tuzağa düşürülüp on yaşında bir çocukla evlendirilen ve Oguldursun adlı kötü kalpli bir kadının acımasız muamelesine maruz kalan Akcamal’ın imdadına ailesi değil devlet yetişir:

      “– Söyle, kardeş, bizden çekinme! dediklerinden sonra Akcamal, o ağır günleri düşündüğü zaman: “Anne babamdan, kardeşimden üstün olan şu iki adam benim vekilim.”deyip, gözünden yaşları döküp, çektiklerini anlatmaya başladı:” (Kartal Pençesinde Bir Güzel)

      İşte bu yüzdendir ki A. Durdıyev’in hikâyelerinde “Sovyet vatanı aileden önce gelmelidir.”mesajı sıkça verilir.

      Bütün bu örneklerden hareketle A. Durdıyev’in hikâyelerinde “vatan” konusuyla ilgili olarak öne çıkan unsurları şöyle özetleyebiliriz:

      * Hikâyelerde “vatan” konusu, doğrudan veya dolaylı olarak en çok ele alınan konuların başında gelmektedir.

      * Hikâyelerde kastedilen vatan, “Sosyalist rejimin hâkim olduğu Sovyet vatanı”dır.

      * Hikâyelerin tamamına yakınında “Vatanını sevmek çalışmakla olur.” mesajı verilir.

      * Hikâyelerde “cephe” ve “cephe gerisi” kavramları ön plandadır. Cephedekiler canını ortaya koyar iken cephe gerisindekiler, metanetli olmalı ve “ektikleri her tohumun düşmana gülle olarak yağdığının” bilincinde olmalıdır.

      * Özellikle vatan sevgisi taşıyan kadınlar, vatan için çalışmayan kişi kocası bile olsa taviz göstermemeli ve cesaretle karşısına dikilmelidir.

      * Hikâyelere hâkim olan düşünceye göre, vatan ve vatanın kurumları, yeri geldiğinde anne-babadan ve kardeşten üstün sayılmalıdır.

      ŞAHISLAR

      Agahan Durdıyev’in hikâyelerinde şahıslar ya Sovyet ideolojisinin olumlu yönlerini temsil eden “ideal karakterler” ya da rejimin farklı yönlerden düşmanı sayılan “olumsuz karakter”lerdir.

      Bunların dışında hikâyelere yansıyan bir üçüncü şahıs tipi de “olumsuzdan olumluya” bir “değişim süreci içerisinde” olan şahıslardır.

      Yazar, şahısları her yönüyle ayrıntılı olarak tanıtmaz. A.Durdıyev’in hikâyeleri “konu” ve “mesaj” temelli eserler olduğu için, şahıslar sadece verilecek olan mesaj için gerektiği kadarıyla tanıtılır.

      “İdealleştirilen şahıslar” A.Durdıyev’in eserlerindeki şahıslar arasında en çok dikkat çeken, en çok yer verilen şahıs grubunu teşkil eder. Hemen her eserde bir veya iki “ideal şahıs” yer alır. Bu ideal şahıslar hikâyelerde alacakları görevlere ve temsil edecekleri “olumlu” özelliklere uygun olarak fizikî açıdan da olumlu yönleriyle tanıtılır:

      “Kolhozun stahanovçı18sı Camal orta boylu, iyi yürekli, etli-kanlı, bileği güçlü bir gelindi.” (Camal)

      Olumlu özelliklere sahip şahıslar içerisinde önemli bir yere sahip olan Camal, bütün bu sayılan “iyi yürekli, etli-kanlı, bileği güçlü” gibi özelliklerden beklendiği şekilde gayretli ve çalışkan bir kohoz kadınıdır. Bir ideal kadın tipi olarak cephedeki kocasını hasretle beklerken kolhozun tarlalarını sürer, eker, aynı zamnda kaynanasını teskin eder:

      “Yakınlarda bütün kolhoz toplanıp, sıcak tutacak giyecekler toplayıp, onlar için gönderdik. Sen oğlunu kaygı çekme, oğluna soğuk işlemesinin imkânı yoktur. Boş ver de sen, anne, yumuşak yünlerinden eğir de dolak19 doku, ben de ellik, çorap öreyim. Öyle, anne bir çıkın gönderelim.” (Camal)

      İdealleştirilen şahıs Camal ev kadınıdır, çiftçidir, traktörcüdür, yeri geldiğinde de en ilkel silahlarla olsa bile eline aldığı her şeyle “vatan” savunması yapabilecek yürekli birisidir.

      “Vatansever Çobanlar” adlı hikâyede de idealleştirilen şahıslar “Andriyanov” ve “Fomin” adlı iki çobandır. Onlar, sadece mesleklerinin gereği ve kolhozdaki görevleri olan hayvan otlatıcılığını iyi yapmakla kalmaz aynı zamanda okuyup okudukları eserler üzerinde tartışan karakterlerdir.

      Yazar, bu şahısları okuyucuya şöyle tanıtır:

      “Andriyanov ile Fomin yoldaşların ikisi de çoban idiler. Onlar çoban da olsalar, anlayışlı, akıllı çoban idiler. Onlar akşamları obaya döndüklerinde çay çöreklerini yiyip, hemen kolhozun okuma yerine giderlerdi. Okuma yerine gelen taze gazetelerden birini kaçırmadan okuyorlardı. Bunun dışında da bu ikinci kolhozun kütüphanesinden ilginç kitapları alıp, ertesi gün mallara baktıkları yerlerde okuyorlardı.

      Okudukları kitapların içinde ne anlatıldığıyla ilgili de birbirleriyle sohbet ederlerdi. Böylece onlar, birçok kitap okudular. Hangi kitap hakkında konuşsalar, onun içindeki kahramanları beş parmakları gibi bilirlerdi. O hâlde bu iki çoban, obanın ileri gelen okumuş kişilerinden aşağı değildi.

      Bu iki çobanın birisi kolhozun sığırına bakıyordu, diğeri de kolhozun atlarına bakıyordu. Kolhozun sığırına bakan Fomin’di. O, kısa boylu, yuvarlak yüzlü, mavi gözleri parlayan bir yiğitti. O, ne söylese hızlı konuşurdu. Bu özellik onun doğal hâliydi.

      Atlara bakan Andriyanov’du. Andriyanov ise uzun boylu, yagnas, kırmızı yüzlü bir yiğitti. Onun, Fomin’e bakarak uyanıklığı yoktu, yüreği yüzünden okunurdu. Ne iş yapsa, açıktan yapardı. Haksız şeye asla saygı göstermezdi.” (Vatansever Çobanlar)

      Bu cümlelerden de anlaşıldığı gibi A.Durdıyev’in ideal kahramanı haksızlığa tahammül etmemeli, çok okumalı, kolhozuna faydalı olmalıdır.

      Olumlu şahıslarda aranan bir diğer özellik de gerektiği zaman cesaretle “vatan” için cepheye koşmaktır. “Camal” adlı hikâyedeki Yagdı, “Vatansever Çobanlar”daki Andriyanov ve Fomin, “Han Küyli” hikâyesindeki savaşta yaralanmasına rağmen hâlen kolhozun işlerinde koşturanlar bu şahıslara örnek olarak gösterilebilir.

      Agahan Durdiyev’in olumlu şahısları içerisinde “idealleştirilmiş kolhoz kadını” tipi ayrı bir yer tutar. “Akcamal”, “Akca”, “Camal” gibi kadın karakterler, cesaretleriyle, görev bilinçleriyle, haksızlığa karşı durmalarıyla, cephe gerisindeki metin duruşları ve gayretleriyle, eski inanış ve zararlı geleneklere cesaretle karşı duruşlarıyla idealleştirilirler.

      A.Durdıyev’in hikâyelerinde “olumsuz kişiler”; kolhozun işinden kaçan “yalta”lar yani tembeller, toplumu elbirliğiyle sömüren zenginler, dini duyguları sömüren “molla”lar, hırsızlar, kızlarına zulmeden ve eve kapatan aileler, emirleri altında hizmetçi çalıştıran

Скачать книгу


<p>18</p>

SSCB döneminde 1935’te üretimi ve işçilerin çalışma verimini artırmak için desteklenen hareketin adı.

<p>19</p>

Tozluk yerine ayak bileğinden dize kadar bacaklara dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası