Genç Tulpar Hareketi. Amircan Alpeyisov

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Genç Tulpar Hareketi - Amircan Alpeyisov страница 14

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Genç Tulpar Hareketi - Amircan Alpeyisov

Скачать книгу

durumu son derece ağırdı. Çocukların okuduğu okulun vaziyeti de kötüydü. Elektrik hattı bile çekilmemişti. Oysa Rusların yerleştiği köydeki durum bambaşkaydı. O zamana kadar, buralarda bir tek Kazak bile yüksek mevkilere getirilmemişti. Herhangi bir Kazak görevinde yükselmeye başladığında, yerel yetkililer, çeşitli bühtanlarla onu işten çıkarıyorlar ya da traktörcülük yaptırmaya başlıyorlarmış. Bu, yalnızca bir misal!

      Söylemek istediğim, bu tür hareketler bir halkta diğer bir halka karşı nefret uyandırmamakla birlikte, her zaman canını acıtıyordu. Biz, güçlüyle arada yol bulup, eli-kolu bağlı öz Kazaklarımızın haklarını korumak istedik. Genç Tulpar’ın çevresinde toplanmış olan tüm gençler bir araya gelip, bu meseleyi sık sık müzakere ediyorduk. Elbette, toyluk dönemimiz de olmuştur. Ama davranışlarımızda yanılmadığımızı görüyoruz.

      Moskova’da yaşayıp, Kazak ruhunun uyanmasına hizmet ettik. Bizi zamanın kendisi bir araya getirdi. Zaman geçtikçe ülke hayatında düşündüklerimize aykırı, anlaşılmaz durumlar ortaya çıktı. Mesela, köy köy “çobanlar birliği” kuruldu; ona, okullarını (lise ç.n.) yeni bitiren gençler üye olup “girmeye” başladılar. Onların yarısından çoğu, okullarında örnek alınacak başarılarıyla, çalışkanlıklarıyla göze çarpan öğrenciler oluyordu. Biçarelerin ellerine, mecbur tutularak, çoban sopası veriliyordu. Oysa bu sırada, başka milletlerin çocukları yükseköğrenim görüyor, üniversitelere gidiyorlardı. Benim, koyuncu olan bir Rus çocuğu gördüğüm yoktur. Kazakların parlak, kabiliyetli gençlerini köylerde mahvedip harcamak değil de neydi bu! Moskova’nın, halkımızı cahilleştirmek için yaptığı düzenbazlığı bu şekilde hayata geçirmekte olduğunu seziyorduk.”

      Genç Tulparlılar, ülkeyi dolaşmaları sırasında eskileri bilen yaşlılardan, Alaş aydınları hakkında çok geniş bilgiler edindiler. Orenburg ile Semey, Alaşlılarının okuyup yetiştikleri, daha sonra da görev yaptıkları kutsal yerlerdi. O şehirlerde, sayıları az kalmış da olsa, Alaş Ordalıların oturdukları evleri, gezdikleri yerlerle bilen, onları görüp, onların derslerine katılan, konuşmalarını dinleme bahtiyarlığına erişenler de vardı.

      Genç Tulparlılar, ülkeyi dolaşırken, yönetimin kendi halkına karşı yaptığı zulümleri de dile getirmekten kaçınmadılar. Görüşmelerde, tarihe atıflarda bulunuyorlar, Kazak aydınlarının 1937 yılında suçsuz yere kurşuna dizilmeleri, kolektifleştirmeden sonra yaşanan Açlık hakkında çekinmeden, açık şekilde konuşuyorlardı. “Kazak okumuşları vakitsiz kırılmamış olsalar, Açlık felaketi halkımızı kırmamış olsa, biz bugün hangi seviyede olurduk; ana dilimiz, kültürümüz özgün haliyle korunurdu!” diyerek kendilerini dinleyenleri düşündürmeye çalıştılar.

      Kazakların geleceğine, milletin yarınlarına Alaş aydınlarının gözleriyle bakıp, onların hayallerini, yürek çarpıntılarını hissettiler. Kazak halkına, sömürgecilik afetinin yol açtığı ruhsal çöküntüden silkinip, milliyetsizleştirilme, mankurtlaştırılma çemberinden kurtulabilmenin, yeniden dirilebilmenin yollarını göstermeye çalıştılar. Kruşçev Ilımlılığı’ndan yararlanıp, zamanın verdiği fırsatları iyi değerlendirerek dikenli çalılarla kuşatılmış yurdun nasıl yeniden ihya edilebileceğinin istikametini göstermeye gayret ettiler. Öz kandaşlarına, öz soylarına, tarihte kendilerinin layık olduğu yere sahip çıkmayı anlatabilme için mücadele ettiler.

      Önde gelen bilim ve kültür merkezleri olan şehirlerde aldıkları eğitimi, milli talim-terbiye ile pekiştirdiler. Gençlik çağlarının tüm güç ve iradesini, atalarının hayallerini gerçekleştirme yolunda harcadılar. Genç Tulparlıların sadece siyasi düşünceleri değil, özgür iradeleri de erken şekillendi. Halkın yarınını belirleyen büyük işler dalgası onları alıp, tarih sahnesine çıkardı. Geçmiş ile bugünü bağdaştıran altın köprünün saf çakıl taşlarına dönüştüler. Kendileri büyüyüp yetişirken, halkın milli bilincinin uyanmasına da etkilerde bulundular.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Eduard Petrovich Berzin (1894–1938): Sovyet askeri ve gizli polisi (Çeka). (ç.n.)

      2

      Kruşçev tarafından SBKP XX. Kongresi’nde gündeme getirilen ve “Stalin Raporu” olarak bilinen eleştiriler. (ç.n.)

      3

      Kruşçev Ilımlılığı: Uluslararası İlişkiler literatüründe “Kruşçev Çözülmesi” olarak da adlandırılan, Stalin’in ölümünden sonra iktidara gelen Kruşçev döneminde (1953-1964) yaşanan kısmi özgürlük dönemi. (ç.n.)

      4

      OGPU (Halk Komiserleri Konseyi Birleşik Devlet Siyasi İdaresi): 1923-1934 arası faaliyet gösteren Sovyet gizli polis teşkilatı. Adı, 1934’te NKVD, 1954’te de KGB olacaktır. (ç.n.)

      5

      GULAG (Çalışma Kampları Yönetimi Baş İdaresi): Sovyet yönetiminin cezai çalışma kampları sistemi. Siyasi suçlu yaftasına maruz kalanların toplumdan soyutlanması için ihdas edilmiştir. (ç.n.)

      6

      Lavrentiy Pavlovich Beria (1899-1953): Gürcü asıllı Sovyet siyasetçi. Hem OGPU hem de onun yerine kurulan NKVD Sovyet Gizli Polis Teşkilatlarının başkanlığını yaptı. Stalin dönemi katliamlarının en büyük sorumlularından biri olarak tanınır. (ç.n.)

      7

      Nikita Sergeyeviç Kruşçev (1894-1971): Sovyet devlet adamı. Stalin’in ölümünden sonra Komünist Parti Birinci Sekreteri olarak Sovyetler Birliği’nin başına geçti; ancak, halef ve seleflerinin aksine, uyguladığı iç ve dış politikalardan hoşnut olmayan Politbüro tarafından, 1964’te görevden azledildi. (ç.n.)

      8

      Kara ağaç: Çınar benzeri, uzun ömürlü bir ağaç. (ç.n.)

      9

      Vatan

Скачать книгу