Teröristler. Пер Валё

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Teröristler - Пер Валё страница 4

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Teröristler - Пер Валё Martin Beck

Скачать книгу

korumak için bir ileri bir geri uçup duruyordu.

      Operasyonun tamamı o kadar kusursuz organize edilmişti ki en ufak bir aksiliğe bile yer yoktu.

      Öğleden sonra hava sıcaklığı, en hafif deyişle boğucuydu. Gunvald Larsson terlemişti ama sucuk gibi değildi. En ufak bir terslik yaşanabileceğine dahi ihtimal vermiyordu. Hazırlıklar kılı kırk yararak yapılmıştı ve planlama aylarca sürmüştü. Özel bir grup, planda kusur bulmak üzere görevlendirilmişti ve bir sürü düzeltme yapılmıştı. Ayrıca bu ülkede bütün suikast girişimlerinin, hem de sayısı oldukça fazla, başarısızlıkla sonuçlandığını göz önünde bulundurmak gerekir. Emniyet Genel Müdürü, adamların bu alanda dünyanın en iyisi olduklarını söylerken haklıydı.

      Öğleden sonra saat üçe çeyrek kala, Francisco Bajamonde Cassavetes y Larringa kol saatine bakıp, “Yirmi bir dakika kaldı sanırım,” dedi.

      İspanyolca konuşması şart değildi. Güvenlik görevlisi, Belgravia’nın en sofistike kulüplerinde kullanılan Kraliyet İngilizcesini konuşuyordu.

      Gunvald Larsson kronografına bakıp başıyla onayladı. 5 Haziran 1973 Çarşamba günü tam o saniye, saat üçe tamı tamına tam on üç dakika otuz beş saniye vardı.

      Fırkateyn liman girişinin dışında tek görevi olan karşılama selamını çalmak için dönüyordu. Sahil yolunun üstündeki sekiz savaş uçağı parlak mavi gökyüzünde beyaz zikzaklar çiziyordu.

      Gunvald Larsson etrafına bakındı. Sahil yolunun aşağısında kırmızı beyaz renklerle boyanmış kavisli kemerleri olan, kocaman tuğla bir arena vardı. Diğer yönde de yüksek bir çeşmenin renkli su püskürten fıskiyelerini çalıştırıyorlardı; tüm yıl ciddi bir kuraklık yaşanmıştı ve çeşmeler -bu çeşme tek değildi- sadece özel günlerde çalıştırılıyordu.

      Şimdi artık helikopterlerin vızıltısını ve motosikletlerin sirenlerini duyabiliyorlardı. Gunvald Larsson saate baktı. Kortej programın ilerisinde görünüyordu. Derken porselen mavisi gözleriyle limanı taradı ve bütün polis teknelerinin harekete geçtiğini gördü. Limandaki yapılar onun denizci olduğu yıllardan beri aynıydı, sadece gemiler tamamen farklıydı. Büyük tankerler, konteyner gemileri, arabaların yolculardan daha önemli olduğu devasa feribotlar, hepsi denizde geçirdiği yıllardan aşina olmadığı türdeydi.

      Gunvald Larsson akışın programdan önde gittiğini fark eden tek kişi değildi. Cassavetes y Larrinaga telsizine hızlı hızlı ama sakinlikle bir şeyler söyledi, sarışın misafirine gülümsedi ve ışıl ışıl çeşmelere doğru baktı, özel eğitimli polislerden oluşan ilk motosiklet konvoyu yeşil üniformalı polislerin arkasında belirmeye başlamıştı.

      Gunvald Larsson başka tarafa baktı. Tam altlarında puro içen bir istihbarat görevlisi, sokağın ortasında volta atıyor, çevredeki çatılara yerleştirilmiş nişancı polislere bakıyordu. Polis sırasının arkasında yanları mavi çizgili taksiler ve önlerinde sarı siyah açık faytonlar dizilmişti. Faytoncular da sarı siyah giyinmişti ve atların alnına sarı siyah tüyler takılmıştı.

      Tüm bunların arkasında palmiye ağaçları, akasyalar ve birkaç sıra meraklı insan duruyordu. Küçük bir grup, otoritelerin onayladığı dövizler, o boğa boyunlu, şiş suratlı ve siyah metal çerçeveli gözlüklü kafanın fotoğrafını taşıyordu. Anlaşılan başkan pek sevilen bir ziyaretçi değildi.

      Kortej çok hızlı hareket ediyordu. İstihbarat araçlarından birincisi balkonun altına varmıştı bile. Güvenlik uzmanı, Gunvald Larsson’a gülümsedi, her şey yolunda dercesine başını salladı ve kâğıtlarını toplamaya başladı.

      Tam o anda, kurşungeçirmez Cadillac’ın tam altında yer yarıldı sanki.

      Oluşan basınç dalgası iki adamı da arkaya fırlattı ancak Gunvald Larsson’un en önemli özelliği güçlü olmasıydı. İki eliyle tırabzanları kavrayıp yukarı baktı.

      Yol yanardağ gibi tam ortasından yarılmıştı ve içinden yaklaşık on beş metreye kadar dumanlar yükseliyordu. Bir sürü şey alev alarak uçuşuyordu. İçlerinden en göze çarpanları; kurşungeçirmez Cadillac’ın arka tarafı, yan tarafında mavi çizgi bulunan ters dönmüş siyah bir taksi, alnında sarı siyah tüylü bir bant olan yarım bir at, siyah botlu ve yeşil üniformalı bir bacak ve parmaklarının arasında puro tutan bir koldu.

      İçinde yanıcı maddeler de bulunan bir sürü şey üzerine yağmaya başlayınca Gunvald Larsson eğildi. Tam üstündeki yeni takım elbisesini düşünürken bir şey göğsüne sertçe çarpıp onu balkonun mermer zeminine geri fırlattı.

      Patlamanın gümbürtüsü sonunda dindiğinde çığlıklar, imdat çağrıları, ağlayan birisi ve histerikçe küfürler ederek bağıran başka birisi duyuldu, derken insan sesleri bir itfaiye arabası ve ambulans sirenleri altında duyulamaz oldu.

      Gunvald Larsson ayaklandı, ciddi yaralanmadığını fark etti ve onu deviren şeyin ne olduğuna baktı. Ayaklarının dibinde yatıyordu. Boğa boyunlu ve şiş suratlı kafaydı, ne tuhaftır ki siyah metal çerçeveli gözlük hâlâ gözündeydi.

      Güvenlik uzmanı da apar topar ayağa kalktı, belli ki o da yaralanmamıştı ama iki dirhem bir çekirdek hâlinden eser yoktu. Tüm şaşkınlığıyla balkondaki kafaya baktı ve istavroz çıkardı.

      Gunvald Larsson takım elbisesine baktı. Mahvolmuştu. “Lanet olsun,” dedi.

      Sonra da ayaklarının dibinde yatan kafaya baktı. “Belki de eve götürmeliyim,” dedi kendi kendine. “Hatıra olarak.”

      Francisco Bajamonde Cassavetes y Larrinaga misafirine sorgulayan gözlerle baktı. “Felaket,” dedi.

      “Evet, öyle denebilir,” dedi Gunvald Larsson.

      Francisco Bajamonde Cassavetes y Larrinaga o kadar perişan görünüyordu ki Gunvald Larsson konuşmak zorunda hissetti, “Ama kimse seni suçlayamaz. Ayrıca gerçekten feci çirkin bir kafası var.”

      3

      Gunvald Larsson’un güzel manzaralı bir balkonda bu garip anı yaşadığı aynı gün, Rebecka Lind adında on sekiz yaşında bir genç kız Stockholm şehir mahkemesinde, silahlı bir banka soygunu nedeniyle yargılanıyordu.

      Davanın savcısı, birkaç yıldır ülkeye veba gibi yayılan silahlı banka soygunlarında uzman olan Buldozer Ollson’du. Hâliyle evde çok az vakit geçirebilen umursamaz bir adamdı, mesela karısının onu tamamen terk ettiğini ve yastığına kısa ve öz bir mesaj bıraktığını fark etmesi üç haftasını almıştı. Bu hayatında pek bir şey değiştirmemişti, ne de olsa her zamanki tez canlılığı sayesinde üç gün içinde yeni birini bulmuştu. Buldozer Olsson’un yeni hayat arkadaşı, ona kayıtsız bir şekilde büyük bir sadakatle hayranlık besleyen sekreteriydi ve o günden beri takım elbiseleri kesinlikle daha az buruşuktu.

      Bugün de duruşmanın başlamasına iki dakika kala nefes nefese yetişmişti. Şişman ama çevik, ufak tefek, şen bir adamdı ve hayat doluydu. Hep parlak pembe gömlek giyerdi, kravatları zevksizliğin ötesindeydi. Gunvald Larsson onunla aynı özel ekipte çalışırken neredeyse kafayı yiyecekti.

      Mahkemenin boş ve yeterince ısıtılmamış

Скачать книгу