Aforizmalar. Иоганн Вольфганг фон Гёте
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Aforizmalar - Иоганн Вольфганг фон Гёте страница 5
61 O, yaratıcının evreni yaydığı bir arka fonun önünde duruyordu. Zihinsel bir etki yayılıyordu kendisinden, acılarını kendimize örnek aldık ve yeniden dirilmesi sonsuzluk için ödenen bir bedeldi.
62 Aslında daha reforme olacağımız ve başkalarına karşı protesto edeceğimiz çok gün var önümüzde, dini anlamda olmasa dahi.
63 İncil’in yayılmasının yararları ve sakıncaları çok tartışıldı ve daha da tartışılacaktır. Farkındayım, şu ana kadar olduğu gibi, zarar vermeğe devam edecektir dogmatik ve fantastik kullanımıyla. Şu ana kadar olduğu gibi de yarayacak, didaktik ve duyumsal algılandığı takdirde.
64 Bu yüzden İncil ebediyen etkisi olan bir kitaptır, çünkü dünya durmadıkça kimse kalkıp: ‘ben onu bütünüyle kavrıyor, bireysel olarak da anlıyorum’ demeye cesaret edemeyecek. Biz ise tevazu içinde: ‘bütünüyle kutlu, ayrıntılarında da uygulanabilirdir’ diyoruz.
65 İncil’in anlaşıldıkça güzelleştiğine eminim, yani genel olarak algıladığımız ve kendimize yorduğumuz her kelimenin, belirli durumlara göre, zaman ve mekân şartlarına göre, kendince, özel ve doğrudan bireysel bir ilişkisinin olduğunu fark ettikçe ve gördükçe güzelleşmektedir.
66 Apokrif: çağımızın henüz ilk yüzyıllarında cemaatlerin bu apokrif yazılar içinde boğulduğu ve günümüzde dahi hâlâ kilise kanunlarının bundan zarar gördüğü bir gerçektir. Ayrıca Hıristiyanlığın siyasi anlamda ve kilise tarihi boyunca bütün güzelliği ve saflığı ile öne çıkamamış olmasının ana sebebi de yine bu apokrif yazılar olduğu gerçeği, tarihsel süreç içerisinde bilinse de, tekrar özetlemek önemlidir.
67 Bu dini çekişmelerin dermansız hastalığı, bazılarının insanlığın en yüce fikriyatını masallara ve boş sözlere dayandırma isteğinden, diğerlerinin de, kimsenin kabul edemeyeceği kaynaklara dayandırmaya çalışıyor olmasından kaynaklanıyor.
68 Bize göre yüceler yücesi, yüce olan, hürmete değer olan, ancak abes ile bezenmiş, hatta rezil bir ampirizme bağlı olan, bizi işkillendiriyor ve insan zor karar veriyor.
69 İsa’nın Hamletvari çöküşü ve daha beteri, etrafını yarı yolda bıraktığı insanlarla bezemiş olmasından ötürü çöküşü fenadır ki, Hamlet sadece birey olarak hareket ediyordu.
70 Mistisizm kalbin skolastiği, diyalektiğin duygusudur.
71 Bilge bir adam, yeni mistiğin kalbin diyalektiği olduğunu ve bu yüzden bu kadar şaşırtıcı ve cazip olduğunu söylemiştir, çünkü insanın sıradan akıl, izan ve dini yollardan ulaşamayacağı şeyleri dile getirir. Kendinde sersemliğe düşmeden onu araştırabilecek cesareti ve gücü gören, Trofonis’in mağarasına dalabilir elbet, ancak sorumluluk kendisine aittir. (Bkz. ek notlar)
72 Hıristiyan mistikler hiç olmamalı, çünkü dinin kendi hâlihazırda gizemler sunmaktadır. Bir de kendileri hemen bilinmeze, öznenin sonsuz derinliklerine inerler.
73 Oryantalist mistik edebiyat, ona inananın dünya zenginliklerinden vazgeçerek o zenginliklere ulaşmasından ötürü üstünlüğe sahiptir. Böylece o hâlâ terk ettiği bolluğun ortasında bulunur ve kurtulmak istediği zevklerin içinde sefa sürer.
74 Her türlü mistik duyuların ötesine geçme ve geri bıraktığınıza inandığınız herhangi bir nesneden kopmaktır. Arındığınız şey ne kadar büyük ve anlamlı ise mutasavvıfın üretimi o kadar zengindir.
75 Hayır işleri ve bu hayırların mükâfatları bittiğinde, Protestanlarda buna yönelik duygusallık başlar.
76 I convertiti stanno freschi appresso di me.1
77 Görevin en önemli noktası saf akla sahip insanın bir ahlakın var olduğunu idrak etmesidir; ihtiraslı, ehlileştirilemez olan kişinin kendi kendine affedemeyeceği hatalar yaptığını idrak etmesi önemlidir. İlk hal narin ilkeleri var saymaya götürür, ikinci hal ise bir uzlaşma sağlanacağına dair bir inanca götürür.
78 Dediler ki New York’ta farklı itikatlara sahip doksan tane Hıristiyan kilisesi mevcutmuş. Şimdi de bilhassa Erie kanalın açılışından bu yana şehir inanılmaz zenginleşiyormuş. Herhalde hangi özel türden olurlarsa olsunlar dini düşünce ve duyguların dinlendirici Pazar gününe, inançlı düşüncelerin eşlik ettiği zorlayıcı çalışmaların da çalışma günlerinde yapılması gerektiği inancındalar. (Bkz. ek notlar)
79 Günah çıkartma olsa olsa, yetişkinlerin ilmihal bilgisi edinmesidir.
80 “Kilise dokunduğu her yeri zayıf düşürüyor.”
81 Öyle ilahiyatçılar var ki, tanrının yeryüzünde kurtuluşa erdirdiği sadece tek bir insan olsun isterlerdi, çünkü böylece kâfirler olmazdı.
82 Hıristiyanlık dini bir amaca yönelik siyasi bir devrimdir. Ancak bu hedefini ıskalamış, sonra da ahlaki olmuştur.
83 Hıristiyanlık putperestlikten ziyade, Yahudilikle tezat içindedir.
84 Praedestinatio2 nedir?
Cevap: Tanrı bizden daha güçlü ve bilgedir, bu yüzden bizleri keyfince oynatır.
85 Mitoloji = Luxe de croyance.3
86
Din: Yaşlı
Edebiyat: Gençliğin dini.
87 Antik tapınaklar insandaki tanrıya odaklanır; ortaçağın kiliseleri yükseklerdeki tanrıya ulaşmaya çalışır.
88 Sırlar mucize anlamına gelmez.
89 İyi bir söz iyi bir yer edinirse; inançlı bir söz elbette daha iyisini edinir.
90 Kömürün tütsüsü nasıl hayatı canlandırırsa; dua da kalbin umudunu canlandırır.
91 İman gizli, evcil bir sermayedir, nasıl dar günlerde bireylerin ihtiyaçları görülen umumi birikim ve yardımlaşma hesapları varsa, buradan imanlı olan sessizce kendi faizini alır.
92 İman görünmeyene sevgidir, güven ise imkânsıza, olanaksıza.
toplum ve tarih
93 Zamanın kendisi bir elementtir.
94 Hepimiz geçmiştekinden yaşar ve geçmiştekinden helak oluruz.
95 İnsanlar yaşadıkları yüzyılın, çoğunlukla bilinçsizce hareket eden uzuvları olarak görülmelidir.
96 Herkes kendine bir sorsun, hangi uzuvla çağına etki edebilir ve ediyordur!
97 En büyük insanlar, yüzyıllarına bir zaaf yüzünden bağlıdırlar.
1
İtalyanca: Dönüş yapanlar/ geçiş yapanlar bana taze gelir. (convertiti –din değiştirenler)
2
Latince: Kader
3
Fransızca: Lüks İnanç