Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler. David S. Kidder
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler - David S. Kidder страница 28
Ovid ömrünün son on yılını Tomis’te geçirdi. Burası günümüzde Romanya sınırları içerisinde yer alan uzak bir sınır bölgesiydi. Ovid’in arkadaşlarının bütün ısrarlarına rağmen ne Augustus ne de onun varisi Tiberius (MÖ 42-MS 37) şairin Roma’ya dönmesine izin verdi. Sürgündeyken 60 yaşında öldü.
1- Shakespeare pek çok oyununda Ovid’e referans vermektedir. Belki de en çok Tempest’da (1611)… Tempest’daki bir bölüm doğrudan doğruya Metamorphoses’ın bir pasajından uyarlanmıştır.
2- Ovid’in sürgün edildiği Tomis şehri Romanya’daki Constanta şehrinin yakınlarında bulunmaktadır.
3- Augustus Ovid’i sürgün ettiği yıl rastgele cinsel ilişkileri ile bilinen torunu Julia’yı da sürgüne göndermiştir. Kimi tarihçiler Ovid’in kızın durumunun farkında olduğunu ve imparatoru bu konuda uyarmadığı için sürgün edildiğini söylemektedirler.
Simon Bar Kokhba
Simon Bar Kokhba 132 yılında Roma İmparatorluğu’na isyan eden bir Yahudi kumandandır. Romalılar Judaea’yı yeniden fethedene kadar üç yıl hüküm sürmüştür. 1800 yıl sonra İsrail kurulana kadar eşi benzeri görülmeyecek olan son Yahudi devletinin lideri olmuştur.
Bar Kokhba’nın isyanının bastırılmasından sonra, İmparator Hadrian (76-138) Yahudiliği ortadan kaldırmak amacıyla kanunlar çıkartarak ondan intikamını almıştır. Bu kapsamda Yahudilerin ülkelerinden çıkarılmasını emretmiş ve bu olay Yahudi diasporasının oluşmasında çok önemli bir rol oynamıştır.
Bar Kokhba’nın isyandan önceki hayatı hakkında pek az şey bilinmektedir. İsrail’in antik çağdaki kralı Davud’un soyundan geldiği söylenmektedir. Bu kan bağı nedeniyle, Bar Kokhba kimi Yahudiler tarafından Mesih olarak kabul edilmiştir.
İsyan Hadrian’ın geleneksel Yahudi adetlerini yasaklamaya kalkması üzerine başlamıştır. Hadrian barbarca bulduğu bebek sünnetini yasaklamak istemiştir. Kudüs Tapınağı’nın kalıntıları arasında bir Pagan tapınağı inşa etmek istemesi de Yahudiler arasında büyük bir infiale yol açmıştır.
Bar Kokhba’nın ayaklanmasına dört yüz bin asker katılmıştır. Asiler yüzlerce kasabanın kontrolünü ele geçirmişlerdir. Romalılar’ı kalelerinden çıkarmış, Yahudi kanunlarının uygulanmasını sağlamışlar ve kendi paralarını basmışlardır. Yaklaşık üç yıla yakın bir süre boyunca, Hadrian yeni bir ordu yollayana kadar Judaea fiilen bağımsız kalmıştır.
İsyanın bastırılması için toplam on iki Roma lejyonu gönderilmiştir. Bu, Roma Barışı olarak bilinen Pax-Romana döneminin en kanlı savaşlarından biri olmuştur. Asiler son olarak Kudüs yakınlarındaki Bethar’da ayaklanmışlarsa da 135 yılında Romalılar şehre girince Bar Kokhba ve takipçileri öldürülmüşlerdir. Savaşın ardından çok sayıda Yahudi katledilmiş, yerinden edilmiş ve köle olarak satılmıştır. Yahudilerin eski başkentleri olan Kudüs’e tekrar dönmeleri yüzyıllar alacaktır.
1- Bar Kokhba’nın ordusuna yeni üye yaptığı askerlerin, bir parmağını kestiği söylenmektedir.
2- İsyandan sonra Roma otoriteleri Kudüs’ün büyük bölümünü yok ettiler. Kısa süre içinde şehrin adını da “Aelia Capitolina” olarak değiştirdiler. Hadrian Judaea eyaletinin de adını “Syria Palaestina” olarak değiştirdi. Günümüzde kullanılan “Filistin” kelimesi “Palaestina” sözcüğünden türemiştir.
3- 20.yy’da faaliyet gösteren ve Siyonist gençlerden oluşan grup Betar, adını Bar Kokhba’nın isyan ettiği son bölgeden almaktadır.
Tarsuslu Paul
Hz. İsa’nın 33 yılında ölümünün ardından gözüpek bir misyoner olan Tarsuslu Paul, Hıristiyanlığın Roma İmparatorluğu’nun uzak eyaletlerine ulaşmasında çok önemli bir rol oynadı. Başlarda Hıristiyanlığa şüpheyle yaklaşmış olmasına rağmen Paul daha sonra yeni dinin en kararlı ve en cesur savunucusu oldu. Binlerce yeni inanan kazanıp dini, Yahudi olmayanlara da açarak onun yaşamasını garanti altına almış oldu.
Paul günümüz Türkiye’sinde yaşayan bir Yahudi ailenin çocuğuydu. Asıl ismi Saul’du. Roma vatandaşı olması, uzak eyaletlerde yaşayanların nadiren sahip olduğu bir ayrıcalıktı. Çadır imalatçısı olarak çalışıyordu.
Hz. İsa’nın ölümünden kısa süre sonra, Kudüs’te bir öğrenciyken Hıristiyanlığa muhalefet etti ve onlara yapılan baskıları destekledi. Ne var ki Şam gezisi sırasında dini bir deneyim yaşadı ve din değiştirdi.
Paul daha sonra Judaea’ya geri döndü ve orada yaşayan havarilerle ilişkiye geçti. Başlangıçta havariler geçmişteki davranışları nedeniyle ona şüpheyle yaklaştılar. Gerçekten çok şaşırmışlardı. İncil’de bu konuyla ilgili olarak “Geçmişte bize zulmeden kişi, şimdi bir zamanlar yok etmeye çalıştığı inancı vaaz ediyor” denilmektedir. Paul’un yüksek sosyal statüsü ve yeni dini yayma konusundaki kararlılığı, henüz çok genç olan Hıristiyan kilisesi için vazgeçilmez değerde olduğundan baştaki şüpheler hızla ortadan kalktı.
Paul, günümüzde Lübnan, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs olan topraklarda yaptığı seyahatleri sırasında karşılaştığı Yahudi gruplarına yeni dini anlattı. Diğer Hıristiyanlardan farklı olarak Yahudi olmayanların da dine kabul edilmesini destekledi. Bu, hem Hıristiyanlığın çok geniş bir alana yayılmasını hem de Yahudilikten ayrılarak bağımsız bir din haline gelmesini sağladı.
Paul, Yahudi olmayan birini Kudüs Tapınağı’na kabul ettiği gerekçesiyle tutuklandı. Yargılanmak üzere Roma’ya gönderildi. Beraat etti ve imparatorluğun kalbinde bir kilise kurmak için Roma’da kalmaya karar verdi. Ne var ki burada çok uzun süre kalamayacaktı. 65 yılında Hıristiyanları hedef alan ilk saldırı dalgası sırasında başı kesilerek öldürüldü.
1- Paul’un Şam’a giderken din değiştirmesi, çok ünlü bir hikaye haline gelmiştir. Öyle ki bir insanın aniden fikir değiştirmesi bazen “Şam’a Giden Yol Değişimi” terimi ile ifade edilir.
2- 2006 yılında bir Roma basilikasının altında Paul’un kalıntılarını içerdiği sanılan bir lahit bulundu.
3- İncil’in yedi kitabının Paul’un elinden çıktığı sanılmaktadır: Romalılar, Korinthianlar 1 ve 2, Galatyalılar, Philippianlar, Selanikliler 1 ve Philemon. Diğer altı kitabın da onun tarafından yazılmış olması mümkündür.
Augustus
Roma