Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler. David S. Kidder
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler - David S. Kidder страница 6
1- Oxford İngilizce Sözlüğü’ne göre lezbiyen kelimesi 19. yy’dan itibaren homoseksüel kadınlar için kullanılmaya başlanmıştır. Gay kelimesinin homoseksüel erkekler için kullanılmasının da benzer bir biçimde 19. yy’da gerçekleştiği düşünülmektedir.
2- Sappho’nun şiirlerinden geriye ince papirüs parçalarına yazılmış toplam bin satır kalmıştır.
3- 2008 yılında üç Midilli sakini bir Yunan mahkemesinde dava açtı. Talepleri gay ve lezbiyenlerin, lezbiyen kelimesini kullanmalarının engellenmesiydi. Söylediklerine göre bu kullanım haksız bir şekilde adada yaşayanların adını kötüye çıkarıyordu. Dava reddedildi.
Solon
Antik Yunan’ın efsanevi yedi bilgesinden biri olan Solon (MÖ 658-558) bir devlet adamı ve komutandır. Atina devlet sisteminde yaptığı reformlar dünyanın ilk demokrasisinin ortaya çıkmasını mümkün kılmıştır.
Aristokrat bir ailede doğdu. İlk olarak rakip şehir devleti Megara’ya karşı Salamis Adası’nın kontrolü için yürüttüğü başarılı mücadelenin sonucunda bir komutan olarak ünlendi. Solon daha sonra Antik tarihçi Plutarch’ın (46-120) verdiği bilgiye göre MÖ 594 tarihinde “kanun yapıcı” seçildi.
Solon göreve geldiğinde, şehrin adalet sistemi büyük ölçüde bir önceki kanun yapıcı olan Draco’nun etkisindeydi. Draco’nun kanunları katılıkları ile tanınıyordu. Öyle ki bu yasalarda aylaklık ya da bahçeden meyve çalmak gibi küçük suçlar için bile idam cezası öngörülüyordu.
Solon yasaları gözden geçirip cezaları daha az haşin hale getirdi. Ayrıca şehrin yönetim sisteminde bir reform gerçekleştirdi. Onun çabaları sayesinde iktidar, asillerden halka doğru kaymaya başladı. “Eunomia”yı, yani iyi düzeni yeniden inşa etmek istiyordu. Böylece tüm Atinalılar yönetim sisteminde kendilerinin de bir rol sahibi olduğunu düşünecekti. Tüm vatandaşların dava açabilmelerini yasallaştırdı. Jürileri halka açık hale getirdi. Demokratik meclislerin atası olan “Dört Yüzler Konseyi” adında bir temsil organı oluşturdu.
İki yıllık görevinin ardından Atina’dan ayrıldı ve Akdeniz’de dolaşmaya başladı. (Böylece Atinalıların kanunlarını ilga etmesi için kendisine yaptığı baskıdan kurtulmuş olacaktı.) Aradan on yıl geçtikten sonra ömrünün son yıllarında Atina’ya döndüğünde yaptığı refomların önemli bir bölümünden vazgeçildiğini gördü ve hayal kırıklığına uğradı.
Solon’un reformları sadece birkaç yıl yürürlükte kalmış olsa da Yunan anayasal sisteminin oluşmasında ilk adımı teşkil etmiştir. Solon’un ölümünden yıllar sonra MÖ 507’de bir asilzade olan Cleisthenes Atina’da iktidarı ele geçirdiğinde Solon kanunlarına dayanan demokratik bir yapı oluşturdu. Bu dönemde şehrin kültürel, felsefi ve askeri yapısında daha önce görülmemiş bir gelişme yaşandı.
1- Antik tarihçi Diogen Laertius’a göre Solon kendisinden iki yüzyıl sonra yaşayacak olan Yunan filozofu Platon’un (MÖ 429-347) uzak bir akrabasıydı.
2- Solon aynı zamanda şairdi. Yasal reformlarını destekleyen şiirler yayınlamıştı. Bunlar Yunan edebiyatının en eski şiir örnekleri arasında yer almaktadır.
3- Hem Solon hem de selefi Draco İngilizce’ye çok sayıda kelime kazandırmışlardır. “Solon” bilge bir kanun yapıcı anlamına gelirken “draconian” sözcüğü ise sert cezaları betimlemek için kullanılmaktadır.
Yeremya
Eski Ahit’teki büyük peygamberler arasında yer alan Yeremya (MÖ 627-586), “Yahudi İncili”nde adı geçen ve gerçek tarihi olaylarla bağlantılandırılabilecek birkaç kişiden biridir. Yeremya, Hilkiya adındaki bir Yahudi rahibin oğluydu. MÖ 627 yılında Kudüs yakınlarındaki bir köyde dünyaya geldi. Kuzey İsrail’de yaşadı ve büyük ihtimalle MÖ 586’da Mısır’da öldü.
Yeremya’nın yaşadığı dönemde antik Yahudi tarihinin en büyük felaketlerinden biri gerçekleşmişti. MÖ 587’de Kudüs yok edilmiş ve İsraillilerin Babil’e sürgün edilmeleriyle “Babil Esareti” olarak adlandırılan dönem başlamıştı. Yahudilerin anavatanlarından günümüz Irak’ına sürgünü elli yıl kadar sürmüştü. Bu dönemin Yahudi tarihinde çok önemli bir yeri bulunmaktadır.
Yeremya’ya göre yurtlarının işgali Yahudi toplumunun günahlarına karşı Tanrı tarafından verilen bir cezaydı. Çok daha önceleri Yeremya, halkını sebep oldukları sosyal adaletsizlikler ve din kurallarına gereğince riayet etmemeleri nedeniyle Tanrı’nın gazabını üzerlerine çekecekleri konusunda uyarmıştı. Buna rağmen Yahudilerin büyük bölümü Baal ve İştar gibi diğer tanrılara tapınmaya devam ettiler. Böylece atalarının tek tanrıcı geleneklerine karşı gelmiş oluyorlardı.
Yeremya’nın halkını uyardığı ateşli vaazı, “Eski Ahit”in “Yeremya Kitabı”nda yer almaktadır. Yahudiler eğer doğru yola gelmezlerse Tanrı onlardan intikamını alacaktı: “Kudüs’ün sokaklarından neşeli sesleri, mutluluğu, gelinlerin ve damatların coşkusunu söküp alacağım. Bu topraklar ıssızlaşacak.”
Yeremya’nın yaptığı sürekli uyarılar onu insanları arasında pek de sevilmeyen bir kişi haline getirmişti. Babil istilası sırasında asker kaçağı olduğu iddiasıyla bir zindana hapsedildi. İronik bir biçimde onu kurtaran Babilliler olmuştur. İşgalcilar ona saygı göstermiş ve onu diğer Yahudilerle birlikte sürgüne göndermek yerine Kudüs’te kalmasına izin vermişlerdir.
İstiladan sonra da Yeremya vaazına devam etmiştir. Eğer Yahudiler yeniden dinlerine bağlılık gösterirlerse Tanrı’nın onları affedeceğini söylemiştir. Bir yoruma göre, söylevlerinden yorulan İsrailliler tarafından taşlanarak öldürülmüştür.
1- “Yeremya” sözcüğü günümüzde, yaptıklarının sonuçları hakkında dinleyenleri uyarmak için verilen söylev anlamına gelmektedir.
2-Yeremya, rock grubu Three Dog Night’ın popüler şarkısında iddia edildiği gibi bir boğa kurbağası değildir. Ama İncil’e göre kaliteli, güzel şarapları vardır. Bir pasajda (Jeremiah 35:1–18), Tanrı Yeremya’ya Rechabitlere şarap getirmesini emreder. Oysa onların geleneğinde alkolden uzak durmak vardır. Yeremya şarap içmeleri için onları ikna etmeye çalışır. Rechabitler ise kendi yasalarına uyarlar ve şarap içmeyi reddederler. Tanrı bu örnekten yola çıkarak Yahudilerin de kendi yasalarına uymaları gerektiğini göstermek istemiştir.
3- “Yeremya Kitabı”nın yanı sıra, “Krallar 1”, “Krallar 2” ve “Feryatlar”ı da yazanın o olduğunu iddia edenler vardır.
Büyük Keyhüsrev
Büyük