Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler. David S. Kidder
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Entelektüelin kutsal kitabı - biyografiler - David S. Kidder страница 9
Etrüsk asilzadeleri olan Tarquinler kuruluşundan itibaren (MÖ 753) Roma’yı yönetmişlerdi. Brutus’un döneminde tahtta “Onurlu Tarquin” olarak da bilinen Lucius Tarquinus Superbus bulunuyordu. Kayınpederi Servius Tullius’u öldürerek iktidarı ele geçirmişti. Bu, onun döneminde işlenecek olan bir dizi cinayetin sadece ilkiydi.
Tarquinlerin uzak bir akrabası olan Brutus başlangıçta onların dostuydu. Ne var ki MÖ 509 yılında savaş meydanındayken Lucretia’nın tecavüze uğradığını öğrendi. Hızla Roma’ya geri döndü. Aile şereflerine leke sürüldüğünü düşünen Lucretia intihar edince Brutus’un kanlı hançeri onun elinden aldığı ve kralı devirmeye yemin ettiği söylenir.
Kralın devrilmesinin ardından, Brutus Tarquinlerin tahtta dönmek için düzenledikleri çeşitli saldırıları bertaraf etti. Efsaneye göre Brutus kendi oğulları olan Titus ve Tiberius’u dahi monarşiyi geri getirmek için hazırlanan bir komploya karıştıkları gerekçesiyle idam ettirmiştir. Bunun ardından Brutus, Roma vatandaşlarını bir daha asla kral egemenliğini kabul etmemeleri için yemin etmeye zorladı. Monarşi karşıtlığı gelecekte de pek çok Romalının siyasal kimliğinin merkezinde yer alacaktı.
Livy olarak da bilinen Roma tarihçisi Titus Livius’a (MÖ 59-MS 17) göre Brutus savaşırken hayatını kaybetmiştir. O ve eski kralın oğlu Arruns Tarquinius karşılıklı dövüşürken birbirlerini öldürmüşlerdir.
1- Brutus, monarşi düşmanlığını kendi soyundan gelenlere de aktarmıştı. Bunlardan biri de Marcus Junius Brutus’tu (MÖ 85-42). Julius Sezar’a (MÖ 100-44) suikast düzenleyenlerden birisi olan Brutus, Sezar’ın kendisini kral ilan etmesini engellemek istemişti.
2- Çeşitli Shakespeare oyunlarında karşımıza çıkan Lucretia, 1594’te yazılan The Rape of Lucrece (Lucrece Tecavüzü) isimli şiirsel anlatının da ana karakteridir.
3- Senato kelimesi esas olarak bir araya gelmiş Roma asilleri anlamına gelmektedir. Latince’deki senex (yaşlı adam) kelimesinden türetilmiştir. Roma Senatosu bin yıldan uzun bir süre boyunca ayakta kalmış, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünün ardından 7. yy’da dağılmıştır.
Zerdüşt
Zerdüştlük, günümüzde İran’ı, Hindistan’ı ve Çin’i kapsayan çok geniş bir bölgede yaklaşık 2 bin yıl boyunca hakim olan bir dindir. Bu inancın kurucusu aynı zamanda bir şair olan Zerdüşt’tür. MÖ 7. yy’da Pers ülkesinde yaşadığına inanılmaktadır.
Öğretisi Asya kültürü ve dünya dinleri üzerinde büyük bir etki yapmışsa da Zerdüşt’ün yaşamı hakkında pek az tarihi bilgi bulunmaktadır. Doğduğu yüzyıl bile tartışmalıdır. MÖ 628 yılında muhtemelen bugün İran sınırları içerisinde kalan bir yerde doğduğu tahmin edilmektedir. Yerel bir tapınakta rahip olarak yetiştirilmiştir.
Mitolojide görüşlerini kabul ettirmek için mücadele eden ileri görüşlü bir din adamı olarak tanıtılan Zerdüşt en sonunda fikirleriyle üstün gelmiştir. Ailesinin karşı çıkmasına rağmen yirmili yaşlarındayken evden ayrılmıştır. Bundan sonraki on yılını “iyi din” olarak adlandırdığı inancın ortaya çıkmasıyla son bulacak olan ruhsal bir yolculuk yaparak geçirmiştir. Takip eden on yıl boyuncaysa kendisine müritler aramıştır. Uzunca bir süre büyük başarılar elde edemese de Bactrian Kralı’nın hasta olan atını tedavi edince talihi dönmüştür. Kral kısa süre içerisinde Zerdüştlüğü benimsemiştir. Zerdüşt 79 yaşındayken bilinmeyen bir sebeple öldürülmüştür.
Ölümünden sonra Zerdüşlük Asya’da hızla yayılmış ve Pers İmparatorluğu’nun hakim inancı haline gelmiştir. Zerdüştlüğün tanrısı olan Ahura Mazda, üstün bir güç ve ruhların nihai yargıcıdır. Zerdüştler iyiyle kötünün birbirinden ayrılacağı ölümden sonraki hayata inanırlar. Tek tanrı inancının altını çizmesi ve ölümden sonra gerçekleşecek nihai bir yargılama düşüncesi ile Zerdüştlük, Yahudilik ve Hıristiyanlık inançlarının öncülü konumundadır. Aralarında Hinduizm ve Budizmin de bulunduğu pek çok Doğu inancı ile de benzerlikler taşımaktadır.
İran’ın 7. yy’da Müslümanlar tarafından fethi ile birlikte Zerdüştlüğün merkezi Batı Hindistan’a kaymıştır. Zerdüşlerin sayısı 20. yy’da hızla azalmıştır. Günümüzde dünyanın dört bir yanına dağılmış iki yüz binden az Zerdüştün yaşadığı tahmin edilmektedir. Bunların büyük bir bölümü ise İran ve Hindistan’da yaşamaktadırlar.
1- Zerdüştler dinlerini yaymak için çalışmamakta ve yeni insanları dinlerine kabul etmemektedirler. Bu durum onların sayılarının sürekli bir biçimde azalmasına neden olmaktadır.
2- Günümüzde yaşayan ünlü Zerdüştlerin arasında New York Filarmoni Orkestrası eski şefi Zubin Mehta (1936-) da bulunmaktadır.
3- Alman Filozufu Nietzsche (1844-1900), 1885 yılında Böyle Buyurdu Zerdüşt isimli bir kitap yazmış ve bu kitabında Zerdüştlerin birçok ahlaki önermesine karşı çıkmıştır. Kitap bestekar Richard Strauss’a (1864-1949) aynı adlı bir senfonik şiir yazması için ilham vermiştir. Bu beste daha sonra 1968 yapımı 2001: A Space Odyssey (2001: Bir Uzay Yolculuğu) filminde çalınmıştır.
Perikles
Atina’nın altın çağında, en etkili liderlerinden biri olan Perikles (MÖ 495-429) bir komutan ve politikacıdır. Şehir devletinin aynı zamanda hem büyük bir askeri güce hem de bir sanat ve felsefe merkezine dönüşmesine yardımcı olmuştur. Şehrin başarısındaki rolü çok büyüktür. Öyle ki MÖ 460-429 arasındaki refah dönemi kimi zaman “Perikles Çağı” olarak da adlandırılmaktadır.
Yunan tarihçi Thucydides (MÖ 460-404) “Perikles Atina’nın en önde gelen insanıydı; sözü dinlenir, yaptıkları saygı görürdü,” diye yazar.
Perikles’in anne ve babası Atina’nın aristokrat ailelerindendir. Müzik, retorik ve felsefe alanlarında son derece iyi bir eğitim almıştır. Atina’nın Pers saldırılarını püskürttüğü bir dönemde yetişmiştir. Marathon Savaşı (MÖ 490) o henüz küçük bir çocukken meydana gelmişti. Salamis Savaşı’na (MÖ 480) ise ilk gençlik çağında tanıklık etmiştir.
MÖ 461 yılında Perikles politikaya atıldı. Şehir meclisinde asillerin güçlerinin azaltılmasını amaçlayan bir oylamanın düzenlenmesine yardımcı oldu. Oylamadan sonra Perikles şehirdeki en önemli politik figürlerin arasına girmiştir. En büyük rakibi olan Cimon (MÖ 510-450) o yıldan sonra sürgüne gönderilmiştir. Bu sayede Perikles’in önü açılmış, sonraki otuz yıl boyunca Atina’yı rakipsiz bir biçimde yönetme şansını yakalamıştır.
Perikles bir halk kahramanı ve demokrasinin savunucusu olarak tanınmaktadır. Savaşta öldürülen Atinalı askerler için yaptığı konuşma demokrasinin bilinen en iyi savunuları arasında yer almaktadır: “Bizim yönetimin azınlığın değil çoğunluğun elinde olmasına demokrasi adını