Kutadgu Bilig`den Seçmeler. Yusuf Has Hacib

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kutadgu Bilig`den Seçmeler - Yusuf Has Hacib страница 4

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kutadgu Bilig`den Seçmeler - Yusuf Has Hacib

Скачать книгу

Çin kumaşı yaydı.

      Düzlükler, dağlar, sahralar ve ovalar bunu yayıp döşendiler; vadiler ve yamaçlar al ve yeşil giyerek süslendiler.

      Binlerce çiçek gülerek açıldı; dünya misk ve kâfur kokusu ile doldu.

      Karanfil kokulu bahar rüzgârı esti; dünyanın her tarafı misk ve amber kokusu ile doldu.

      Kaz, ördek, kuğu ve kıl kuyruk fezayı doldurdu; bağrışarak, bir yukarı bir aşağı kaynaşıyorlar.

      Bak, biri kalkıyor, biri konuyor; biri yüzüyor, biri su içiyor.

      Kökiş ve turnalar gökte yüksek sesle bağrışıyor; dizilmiş deve katarı gibi uçup kanat çalıyorlar.

      Keklik, sesine bir ahenk vererek, eşine sesleniyor; sanki güzel bir kız gönül verdiğini çağırıyor.

      Keklik yüksek sesle öttü, sanki gülmekten katılıyor; ağzı kan gibi kızıl, kaşı simsiyah.

      Kara çumguk mızrak gibi gagası ile ötüyor; sesi, nazlı bir kızın sesi gibi cana yakındır.

      Çiçek bahçesinde bülbül binlerce sesle ötüyor, sanki gece gündüz Mezâmir okuyor.

      Karacalar, dişi erkek, çiçekler üzerinde oynuyor; geyikler, dişi erkek, sıçrayıp oynayarak koşuşuyorlar.

      Gök kaşını çattı, gözünden yaş serpiliyor; çiçek yüzünü açtı, bak, gülmekten katılıyor.

      Bu esnada dünya kendi kendine baktı; sevinip övünerek hazinesini gözden geçirdi.

      Gözü bana ilişince söze başladı ve şöyle dedi: “Sen bu hakanın yüzünü görmedin mi?”

      Uyuyor idi isen şimdi kalk, gözünü aç; işitmedin ise şimdi sözümü dinle.

      Ben binlerce yıldan beri dul idim, benzim solmuştu; şimdi bu dul libasını çıkarıp beyaz kakımdan gelinlikler giydim.

      Süslendim, çünkü ulu hakan eşim oldu; dileğim budur: o isterse canım feda olsun.

      Gök gürledi, nevbet davulunu vurdu; şimşek çaktı, hakanın tuğunu çekti.

      Biri kınından çıkınca ona memleketler sunar; biri nam ve şöhretini dünyaya yayar.

      Büyük Tabgaç Buğra Han dünyaya hâkim oldu; adı kutlu Tanrı, onu her iki cihanda aziz etsin.

      Ey dinin izzeti, ey devletin yarıcısı, ey milletin tacı, ey şeriatın hadimi.

      Tanrı bütün dileklerini verdi bundan sonra da Tanrı daima sana arka ve destek olsun.

      Ey dünyanın süsü, ey ululuğun ziyneti, ey saltanatın nuru, ey dönek huylu saadetin bağını elinde tutan!

      Devran sana memleket ve taht verdi; Tanrı bu taht ile bahtını daim etsin.

      Hakan tahta oturunca, dünya asayiş buldu; bundan dolayı dünya ona şahane hediyeler gönderdi.

      Esirden gelen sema kuşları, kimi rây-i hindî, kimi kayserî;

      Ötüşleri ile yarış ederek adını anıp sevinç ve huzur içinde onu överler.

      Yerde binbir çiçek, binbir manzara, düzlük, dağ, sahra, vadi yeşil ve mavi renkler ile örtülmüş.

      Kimi kokusu ile kulluk eder; kimi güzelliği ile harimine girer.

      Kimi elini uzatır, buhurdan sunar; kimi misk saçar ve dünya kokular ile dolar.

      Kimi doğudan binlerce armağan sunmaktadır; kimi batıdan hizmetine koşmaktadır.

      Saadet hizmet için gelmiş, kapıda durur; kapıda duran kulluk için durur.

      Dünya kulluk için böyle hazırlandı; düşman boyun eğdi, ortadan kayboldu.

      Hakanın namı, şanı dünyaya yayıldı; onu göremeyen gözlerin uykusu kaçtı.

      Dünya asayişe kavuştu ve nizam kuruldu; o adını kanunla yükseltti.

      Kim cömert yüzü görmek isterse gelsin, hakanın yüzünü görsün.

      Kim mesut, kimseyi incitmeyen ve vefakâr birini görmek dilerse onun yüzünü görsün; onun her işi vefadır.

      Zarar görmeden, kendine hep fayda sağlamak dilersen beri gel, hizmet et, gönül ver, ısın.

      Asil, alçak gönüllü, şefkatli ve yumuşak huylu bir kimse görmek istersen gel, onu gör ve gönül rahatına kavuş.

      Ey iyi tabiatlı ve asil nesepli hakan! Dünya senden mahrum kalmasın.

      Ey devletli hükümdar, Tanrı sana saadet verdi; adını bin kere zikrederek, ona şükür lazımdır.

      Çok eski bir atasözü vardır: Babanın yeri ve adı oğula kalır.

      Babanın yeri, adı ile birlikte sana kaldı; bunlara daha başka binlercesi eklensin.

      Binlerce el, hediye olarak, ona çok nadide şeyler sundu; işte sen de bu Kutadgu Bilig’i hediye et.

      Onların hediyesi gelir, geçer; bu benim hediyem ise ebedî kalır.

      Dünya malı ne kadar toplanırsa toplansın, tükenir, bir biter; söz kaleme alınırsa, kalır, dünyayı dolaşır.

      Bu hakan adı kitaba geçti; ey devletli hükümdar, bu ad ebedî kaldı.

      Ey Rabb’im, sen onun devletini arttır; bütün dileklerini yerine getir, her işinde arka ol, destek ol.

      Onun sevdiğini esen tut, düşmanını ortadan kaldır; sevincini daim kıl, kederini yok et.

      Yağmur yağmaya devam etsin, çiçekler açılsın; kurumuş ağaçlardan perçemler sarksın.

      Felek hep dönmeye devam etsin; düşmanının başı hep aşağı eğik olsun.

      Kara toprak kızıl bakır oluncaya kadar, ateşten yeşil çiçek çıkıncaya kadar;

      Devletli hükümdar bin saadet içinde yaşasın; çekemeyenlerin gözleri ateşte yansın.

      Daha başka ne gibi dileği var ise Tanrı ona daima arka ve destek olsun.

      Sevinç, huzur ve güvenç içinde memlekete hâkim olsun, Lokman kadar uzun ömürlü olsun.

***

      Tanrı insanı yarattı, seçerek yükseltti; ona fazilet, bilgi, akıl ve anlayış verdi.

      Ona hem gönül verdi, hem de onun dilini açtı; ona güzel biçim, güzel tavır ve hareket ihsan etti.

      Ona bilgi verdi ve insan bugün yükseldi; ona anlayış verdi ve böylece düğümler çözüldü.

      Tanrı kime anlayış, akıl ve bilgi verirse o pek çok iyiliklere elini uzatır.

      Bilgiyi

Скачать книгу