Kadınlar Alayı - Üç Perdelik Bir Oyun. Джек Лондон

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kadınlar Alayı - Üç Perdelik Bir Oyun - Джек Лондон страница 4

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kadınlar Alayı - Üç Perdelik Bir Oyun - Джек Лондон

Скачать книгу

“Zaten gidiyordum. Kısa bir süreliğine uğramak için. Ben, anlarsın ya, Bayan Eppingwell’e gideceğime dair söz verdim.”

      LORAINE: (Kıskanç bir şekilde) “Bayan Eppingwell demek!”

      VANDERLIP: “Tabii ki ama sorun yok Loraine. O sayılmaz.”

      LORAINE: “Tabii ki sayılmaz. Ama ben seni o kadar çok seviyorum ki Floyd az biraz kıskançlık etmeden duramıyorum. Ama hadi bakalım, gitmek zorundasın. Hoşça kal, canım.”

      VANDERLIP: “Hoşça kal canım, canım Loraine.” (Sola doğru gitmek üzere döner.)

      LORAINE: (Yumuşak bir sesle) “Floyd!”

      VANDERLIP: (Arkasını dönüp bekler, bir müddet durduktan sonra) “Evet?”

      LORAINE: (Tatlı bir serzenişle) “Hakkınızda bir şeyler duymuştum beyefendi.”

      VANDERLIP: “Şimdi ne oldu?”

      LORAINE: “Ah sizin galiba, nasıl desem! Yabancılara temayülünüz var!”

      VANDERLIP: (Şaşırır.) “Ne dediğini anladıysam Tanrı belamı versin. Temayül ne? Yenir mi?”

      LORAINE: (Kahkaha atar.) “Yani, bir kadın varmış, güya Yunan’mış ama neyse benim gibi yabancı işte. Ama dünya tatlısı bir aksanı varmış. Erkekler öyle di…”

      VANDERLIP: (Sözünü keser.) “Freda, demek istiyorsun.”

      LORAINE: (Yüzünde sert bir ifade belirir.) “Evet, sanırım kadının ismi buydu.”

      VANDERLIP: (Neşeyle güler.) “Bunda bir şey yok. Zerre kadar umurumda değil o. Zerre kadar.”

      LORAINE: “Bir de şu Bayan Eppingwell var. Ona biraz sadık olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum.”

      VANDERLIP: (Hafif bir utanç ifadesiyle) “Ah, benim onunla sadece tanışıklığım var, hepsi bu, sadece tanışıklık.”

      LORAINE: “Ve sadece beni mi seviyorsun?” (Vanderlip başını sallar.) “O zaman bunu söyle.”

      VANDERLIP: (Dürtüsel bir hevesle kollarını sarılmak istercesine hafifçe kaldırır ve kendini kontrol etmek için çabalar.) “Ah, seviyorum Loraine, seviyorum, seviyorum.”

      LORAINE: “Bunu söylediğini duymak güzel. Şimdi ise mutlaka gitmelisin. Hoşça kal canım, hoşça kal.”

      Sahnenin soluna geçer ve dışarı çıkar. Kadın sahnenin arkasına doğru geçer ancak kendisine yaklaşan Sitka Charley tarafından durdurulur.

      SITKA CHARLEY: (Kaba bir şekilde) “Günaydın.”

      LORAINE: (Tatlı bir sesle) “Günaydın, Charley.”

      SITKA CHARLEY: (Hemen lafa girer.) “Paramı getirdin?”

      LORAINE: “Ah, dur bakayım. Ne kadardı?”

      SITKA CHARLEY: “200 dolar.”

      LORAINE: “Sana ne diyeceğim: Yarın sabah kulübeme gel. Sana orada vereceğim.”

      SITKA CHARLEY: (Kadının yalan söylediğini bildiğini belli etmeden) “Yarın sabah paramı verecek?”

      LORAINE: “Kulübemde, sakın unutma.”

      SITKA CHARLEY: “Peki o zaman, yarın sabah.” (Ani bir hareketle döner ve sobaya doğru yürür.)

      LORAINE: (Seslenir.) “Ah, Charley!” (Arkasını kadına döner.) “Dominion Creek çok zengin mi?”

      SITKA CHARLEY: “Çok deli zengin.”

      LORAINE: “Peki Bay Vanderlip’in orada mülkü olup olmadığını biliyor musun?”

      SITKA CHARLEY: “Ben bilmem.” (Gitmeye başlar.)

      LORAINE: (Onu alıkoyarak) “Ama Bay Vanderlip çok zengin, değil mi? Bunu biliyor musun?”

      SITKA CHARLEY: “Vanderlip çok deli zengin.”

      Sitka Charley aniden döner ve sobaya gider. Loraine sol arka taraftan sahneyi geçer ve kendisini bir tezgâhtarın beklediği tezgâha yönelir. Bayan Eppingwell ve Bayan McFee sağdan giriş yaparlar. İkisi de mokasenlerinden kar temizlemekle meşguldürler.

      BAYAN EPPINGWELL: (Ayakkabısını ilk o temizler ve birini ararcasına dükkânın içinde göz gezdirir.) “Kaptan Eppingwell’i göremiyorum. Hâlbuki kendisi dakikliğin adamıdır.”

      BAYAN McFEE: (Kar temizlemeye devam eder.) “Belki de biraz erken geldik Bayan Eppingwell. Ama dediğim gibi bu maskeli balo daveti ahlaken pek şaibeli. Maskeli olmasının düşük seviyeli dans salonu yaratıklarının gelmek için can atması ve nezih insanları varlıklarıyla utandırmaları demek olduğunu size hatırlatırım. Ben aklımdan geçeni söylerim ve ahlaklı insanların bu duruma maruz kalması rezil bir şey. Günahkâr yüzleri maskelerle kapanmış kabadayılar ve kumarbazlar olacak ve kim tanıyacak onları? Bir de şu Freda denilen kadın var. Dediklerine göre baloncuklarla oynayan çocuklar misali oynuyormuş erkeklerin kalbiyle. Diğerleri ise, arsız aşüfteler, ince kuş tüylerini suratımıza doğru sallamalarına kim engel olacak? Onları kim durduracak, sorabilir miyim?”

      BAYAN EPPINGWELL: (Gülümseyerek) “Kapı görevlisi tabii ki. Çok basit. Maskeler kapıda kaldırılmak zorunda.”

      BAYAN McFEE: “Ayy, çok basit, derim ben. Muhtemelen kapı gözetleme işini siz alırsınız ve muhtemelen her serserinin yüzünü tanıyorsunuzdur.”

      BAYAN EPPINGWELL:

      “Onları tanıyan adamlardan birini alırız, örneğin Bay Prince’i. Bak kendisi orada, sobanın yanında. Ondan kapı görevlisi olmasını rica ederiz.”

      Prince arka tarafa geçer ve Loraine’e katılır.

      BAYAN McFEE: (Her zamankinden daha kaba bir şekilde) “Peki Bay Prince aynı anda günahın çocuklarını tanıyıp nezih kimselerle nasıl arkadaşlık kurabiliyor?”

      BAYAN EPPINGWELL: “Çünkü bir erkek olduğu içindir diye zannediyorum. Bak orada Sitka Charley var. Sanırım gelmek isteyecek olsa ona müsaade etmezdiniz.”

      BAYAN McFEE: (Yargılarcasına) “Neden ki? Hayır, o çok iyi adam.”

      BAYAN

Скачать книгу